17
yoktur demek en kolayı her mecrada var. çevremde, stat içinde ve kabul edilmese dahi sözlük içinde.
bunun sebebi ön yargı. medya sülüklerinin verdiği kirli bilgi ile zehirlenen özellikle elitist kültüre sahip, eleştirelim de ne olursa olsun diyen bir kısım kişilerce kendisinden nefret edilmekte. galatasaray sözlük içinde de kendisi ile dalga geçilen onlarca yazı okudum. *
bunların bir çoğu aralık 2011 öncesi 5 ay ve kasım 2012 öncesi 3 ay içinde yoğunlaşmakta.
yani skorların kötü olduğu dönemlerde. (bkz: skor taraftarı)
sözlük içinde şöyle bir başlıkta var; (bkz: fatih terim düşmanlarına mektuplar) bu yok denen insanlar var ki muhatap alınıp kendilerine dilekçe bile yazılmış.
birde yeni bir tapınma jargonu var. kim neye nasıl tapar kimseyi ilgilendirmez. ancak gerçekte böyle bir şey yok. fatih terim'i savunmak zorunda kalanlar, elitistlere göre hocaya tapınmaktalar. halbuki gerçek eleştirilere kimse sesini çıkarmamakta. hatta eleştirenlerin eleştiri hakları dahi tapınan güruh tarafından savunulmakta.
avrupa'da aykut kocaman fatih terim'den daha başarılı diyenler veya fatih hoca, "hoca değil" diyen kişiler elitist aydınlar, bizi hocaya daha çok yaklaştırmakta.
bizler tapınan, zavallı, cahil, köylü, muhafazakarız. sizler elit, aydın, düşünen, ön yargısı olmayan beyaz türklersiniz.
halbuki fatih hocayı savunmak zor olandı bizler zor olanı seçtik.
5 şampiyonluk olmasa, uefa kupası olmasa dahi, onun çalışkanlığını ve ana hedefinin türk olmayan takımları yenmek olmasını sevdik. galatasaray yerde kalmaz demesini sevdik. bayramın 4 gününü florya'da çalışmasını, 3 gün gece gündüz evine gitmeden çalışmasını sevdik. sarı kart temizlemek gibi hile yapmamasını sevdik. hakem facialarından sonra hakeme değil oyuncularına ayar vermesini sevdik. son sözümüzü söylemedik demesini sevdik. aile babası olmasını, mimiğini, ingilizce öğrenmesini sevdik.
fatih hoca oyuncu yetiştirmedi diyenleri ise evet sevmedik.
(bkz: putları kırdınız kırmadığınız bir fatih terim kaldı)
bunun sebebi ön yargı. medya sülüklerinin verdiği kirli bilgi ile zehirlenen özellikle elitist kültüre sahip, eleştirelim de ne olursa olsun diyen bir kısım kişilerce kendisinden nefret edilmekte. galatasaray sözlük içinde de kendisi ile dalga geçilen onlarca yazı okudum. *
bunların bir çoğu aralık 2011 öncesi 5 ay ve kasım 2012 öncesi 3 ay içinde yoğunlaşmakta.
yani skorların kötü olduğu dönemlerde. (bkz: skor taraftarı)
sözlük içinde şöyle bir başlıkta var; (bkz: fatih terim düşmanlarına mektuplar) bu yok denen insanlar var ki muhatap alınıp kendilerine dilekçe bile yazılmış.
birde yeni bir tapınma jargonu var. kim neye nasıl tapar kimseyi ilgilendirmez. ancak gerçekte böyle bir şey yok. fatih terim'i savunmak zorunda kalanlar, elitistlere göre hocaya tapınmaktalar. halbuki gerçek eleştirilere kimse sesini çıkarmamakta. hatta eleştirenlerin eleştiri hakları dahi tapınan güruh tarafından savunulmakta.
avrupa'da aykut kocaman fatih terim'den daha başarılı diyenler veya fatih hoca, "hoca değil" diyen kişiler elitist aydınlar, bizi hocaya daha çok yaklaştırmakta.
bizler tapınan, zavallı, cahil, köylü, muhafazakarız. sizler elit, aydın, düşünen, ön yargısı olmayan beyaz türklersiniz.
halbuki fatih hocayı savunmak zor olandı bizler zor olanı seçtik.
5 şampiyonluk olmasa, uefa kupası olmasa dahi, onun çalışkanlığını ve ana hedefinin türk olmayan takımları yenmek olmasını sevdik. galatasaray yerde kalmaz demesini sevdik. bayramın 4 gününü florya'da çalışmasını, 3 gün gece gündüz evine gitmeden çalışmasını sevdik. sarı kart temizlemek gibi hile yapmamasını sevdik. hakem facialarından sonra hakeme değil oyuncularına ayar vermesini sevdik. son sözümüzü söylemedik demesini sevdik. aile babası olmasını, mimiğini, ingilizce öğrenmesini sevdik.
fatih hoca oyuncu yetiştirmedi diyenleri ise evet sevmedik.
(bkz: putları kırdınız kırmadığınız bir fatih terim kaldı)