6160
bu sezon rakipleri fizik olarak güçlenmediği takdirde yürüye yürüye şampiyonluğa gidecek olan takımdır. bu sezon oynadığımız bütün maçlarda ki buna dışarıdaki united maçı da dahil oyunu rakip alana yıkmayı ve topa hükmetmeyi başardık. şu an sorunumuz bu oyunu skora çeviremeyişimiz. girilen pozisyonlar etkili gol ayakları tarafından değerlendirilebilseydi şu puan kaybedilen bütün maçları kazanabilirdik.
çok temel bir savunma felsefesi vardır fatih terim'in; "top senin ayağındayken gol yemezsin". bu prensibi sonuna kadar gerçekleştiriyor takım. sorun şu ki biz top ayağımızdayken gol yiyoruz. son 5 maçın 4'ünde puan kaybı yaşandı. peki golleri nasıl yedik düşünelim? evet hepsi kontra atak neticesinde gelen goller oldu. yani top ayağımızdayken saçma sapan bir noktada top kaybediyoruz ve rakipler kontra ataktan yapıştırıveriyorlar. hatta puan kaybedilen son 4 maç haricinde puan kaybedilen tek maç olan beşiktaş maçında da goller kontra ataktan gelmişti. topu kaptırdıktan sonra rakip direkt olarak storperlerle yüzyüze kalıyor çünkü rakibi ilk karşılaması gereken iki oyuncu olan selçuk-melo ikilisi genelde hücumda oluyorlar ki bu da aslında istediğimiz bir şey. takımın bir başka zaafı da burada ortaya çıkıyor işte. bizim stoperlerimiz (dany hariç) birebirde zayıf stoperler. ne cris'in ne de semih'in birebirde hamle zamanlaması iyi değil. dany bu açıdan iyi bir stoper ve savunmaya eboue isminden bile önce yazılması gereken bir isim. bu sezon sadece bu şekilde gol yiyoruz (bir de duran toptan yiyorduk ama onu düzelttik gibi görünüyor şimdilik). bu çözülmeyecek bir sıkıntı değil. pozisyonların analizleri yapılır ve bu sorun çözülür. tıpkı duran top olayının çözüldüğü gibi. fakat burada ujfalusi'yi anmadan geçemeyeceğim. tamam o da birebirde çok etkili bir isim değildi ama savunmayı çok çok iyi yönetiyordu. o varken pozisyon hatası pek yapmazdık. hem savunmadaki oyuncular hem de onun önündeki melo çok iyi pozisyon alırlardı. şimdi 4 savunma oyuncusunun 4'ü de birbirinden bağımsız hareket ediyor. önlerindeki melo'yu ayırca değerlendireceğim birgün. şu anda çok kızgınım ona ve bu öfkeyle yanlış şeyler yazarım muhtemelen.
takımın savunma kurgusundaki sorunu irdeledikten** esas meseleye gelelim. aslında sezon başından beri bu sorun vardı ama duran toplardan falan bir şekilde skor geliyordu. puan kaybedilen maçlarda ise göze batmaya başladı. takımımız bu sene kapalı savunmalara karşı zorlanıyor. önce hector cuper'in ordusu, sonra braga, şimdi de eskişehirspor. bu takımların hepsi de ortasahalarını ve savunmalarını çok iyi kapattılar. bu problemin temel nedenini melo ve selçuk'un istenilen forma bir türlü gelememelerine bağlıyorum. evet kabul ediyorum geçen sezon bu iki oyuncu da olağanüstü performans gösterdiler ve bu performansın aynısını beklemek çok da doğru değil. fakat hiç değilse bir miktar kıpırdanmaları gerekiyor. melo'ya zaten çok kızgınım ondan bahsetmeyeceğim ama selçuk bu oyun sana yakışıyor mu? 6 ekim 2012 galatasaray eskişehirspor maçında birisi duran toptan 2 şut attın. başka da adını duyamadım maç boyunca. üstüne üstlük eskişehirspor'a da golü hediye ettin. o dakikada o hatayı yapacak oyuncu değilsin sen. gerçi senin formunu toparlayacağına eminim. bazı futbolcular vardır bilirsin onların iyi oynayacağını. hamit de böyle bir oyuncu mesela. sonuç olarak melo-selçuk ikilisinden geçen seneki hücum katkısını beklemeyeceksek o bölgeye yaratıcı bir oyuncu yerleştirmek en doğrusu olacak. kaka alınabilseydi böyle bir sorunla hiç karşılaşmayacaktık ama şimdi bu sorunu çözmek için engin'in cezasının bitmesini beklemek durumundayız. takım içerisinden ancak engin ve emre ile çözebiliriz bence bu problemi. bu açıdan tek forvete dönüp ortasaha ile hücum arasına bir oyuncu yerleştirmek şu aşamada sorunu çözebilir.
özetle, takımın şu anda iki temel problemi var. bu iki problem de çözülebilecek problemler ki çözemesek de bu takım kalitesi ve fizik gücüyle şampiyon olur. ama bu sene avrupa bazında bir şey beklemeyin. ne şampiyonlar ligi'nde, ne de kalırsak uefa avrupa ligi'nde bir şey yapamaz bu takım. onun da zamanı gelecek elbet. belki seneye belki de 5 sene sonra. zaten o başarı kısa vadede çok zor gelir. neyse son olarak yazdıklarım neticesinde çıkan ideal 11'imi vereyim.
muslera
eboue-semih-dany-hakan balta
hamit-melo-selçuk-emre ç.
engin
burak *
çok temel bir savunma felsefesi vardır fatih terim'in; "top senin ayağındayken gol yemezsin". bu prensibi sonuna kadar gerçekleştiriyor takım. sorun şu ki biz top ayağımızdayken gol yiyoruz. son 5 maçın 4'ünde puan kaybı yaşandı. peki golleri nasıl yedik düşünelim? evet hepsi kontra atak neticesinde gelen goller oldu. yani top ayağımızdayken saçma sapan bir noktada top kaybediyoruz ve rakipler kontra ataktan yapıştırıveriyorlar. hatta puan kaybedilen son 4 maç haricinde puan kaybedilen tek maç olan beşiktaş maçında da goller kontra ataktan gelmişti. topu kaptırdıktan sonra rakip direkt olarak storperlerle yüzyüze kalıyor çünkü rakibi ilk karşılaması gereken iki oyuncu olan selçuk-melo ikilisi genelde hücumda oluyorlar ki bu da aslında istediğimiz bir şey. takımın bir başka zaafı da burada ortaya çıkıyor işte. bizim stoperlerimiz (dany hariç) birebirde zayıf stoperler. ne cris'in ne de semih'in birebirde hamle zamanlaması iyi değil. dany bu açıdan iyi bir stoper ve savunmaya eboue isminden bile önce yazılması gereken bir isim. bu sezon sadece bu şekilde gol yiyoruz (bir de duran toptan yiyorduk ama onu düzelttik gibi görünüyor şimdilik). bu çözülmeyecek bir sıkıntı değil. pozisyonların analizleri yapılır ve bu sorun çözülür. tıpkı duran top olayının çözüldüğü gibi. fakat burada ujfalusi'yi anmadan geçemeyeceğim. tamam o da birebirde çok etkili bir isim değildi ama savunmayı çok çok iyi yönetiyordu. o varken pozisyon hatası pek yapmazdık. hem savunmadaki oyuncular hem de onun önündeki melo çok iyi pozisyon alırlardı. şimdi 4 savunma oyuncusunun 4'ü de birbirinden bağımsız hareket ediyor. önlerindeki melo'yu ayırca değerlendireceğim birgün. şu anda çok kızgınım ona ve bu öfkeyle yanlış şeyler yazarım muhtemelen.
takımın savunma kurgusundaki sorunu irdeledikten** esas meseleye gelelim. aslında sezon başından beri bu sorun vardı ama duran toplardan falan bir şekilde skor geliyordu. puan kaybedilen maçlarda ise göze batmaya başladı. takımımız bu sene kapalı savunmalara karşı zorlanıyor. önce hector cuper'in ordusu, sonra braga, şimdi de eskişehirspor. bu takımların hepsi de ortasahalarını ve savunmalarını çok iyi kapattılar. bu problemin temel nedenini melo ve selçuk'un istenilen forma bir türlü gelememelerine bağlıyorum. evet kabul ediyorum geçen sezon bu iki oyuncu da olağanüstü performans gösterdiler ve bu performansın aynısını beklemek çok da doğru değil. fakat hiç değilse bir miktar kıpırdanmaları gerekiyor. melo'ya zaten çok kızgınım ondan bahsetmeyeceğim ama selçuk bu oyun sana yakışıyor mu? 6 ekim 2012 galatasaray eskişehirspor maçında birisi duran toptan 2 şut attın. başka da adını duyamadım maç boyunca. üstüne üstlük eskişehirspor'a da golü hediye ettin. o dakikada o hatayı yapacak oyuncu değilsin sen. gerçi senin formunu toparlayacağına eminim. bazı futbolcular vardır bilirsin onların iyi oynayacağını. hamit de böyle bir oyuncu mesela. sonuç olarak melo-selçuk ikilisinden geçen seneki hücum katkısını beklemeyeceksek o bölgeye yaratıcı bir oyuncu yerleştirmek en doğrusu olacak. kaka alınabilseydi böyle bir sorunla hiç karşılaşmayacaktık ama şimdi bu sorunu çözmek için engin'in cezasının bitmesini beklemek durumundayız. takım içerisinden ancak engin ve emre ile çözebiliriz bence bu problemi. bu açıdan tek forvete dönüp ortasaha ile hücum arasına bir oyuncu yerleştirmek şu aşamada sorunu çözebilir.
özetle, takımın şu anda iki temel problemi var. bu iki problem de çözülebilecek problemler ki çözemesek de bu takım kalitesi ve fizik gücüyle şampiyon olur. ama bu sene avrupa bazında bir şey beklemeyin. ne şampiyonlar ligi'nde, ne de kalırsak uefa avrupa ligi'nde bir şey yapamaz bu takım. onun da zamanı gelecek elbet. belki seneye belki de 5 sene sonra. zaten o başarı kısa vadede çok zor gelir. neyse son olarak yazdıklarım neticesinde çıkan ideal 11'imi vereyim.
muslera
eboue-semih-dany-hakan balta
hamit-melo-selçuk-emre ç.
engin
burak *