2162
kendisi metris'teyken sürekli bir ziyaret tantanası döndü. herkes aziz yıldırım'ı ziyaret ediyor, siyaset erkanı, sporcular, başkanlar, yorumcular, vesaire.
televizyonlarda da bakıyorsun, "aziz yıldırım çok zor zamanlardan geçti tabi", "allah kimsenin başına vermesin çok zor bir durum", "bence x de aziz yıldırım'ı ziyarete gitmeliydi neden gitmedi" gibi yorumlar sürekli.
yahu bu adam yüz kızartıcı bir suç işledi arkadaşım. niye haksızlığa uğradı gibi davranıyor herkes?
hadi mahkeme suçsuz saydı diyelim, tapeleri hiç kimse mi okumuyor?
bu adam terbiyesiz bir adam. herkese küfür eden, tehdit eden, kulüpte muhalefeti dövdüren bir adam.
sanki kendisi haksızlığa uğramış, iftira atılmış, küçük bir kızın hayatını kurtarmaya çalıştığı için hapse atılmış gibi... herkes büyük destek veriyor kendisine.
bu ülke gerçekten haksız yere hapse atılan, suçsuz yere yatarken hayatını kaybeden, masumken işkence gören, yaşı büyültülüp idam edilen insanlar gördü.
hiç biri aziz yıldırım gibi bir şikecinin gördüğü desteği görmedi.
adalet, hukuk, onur, şeref, haysiyet gibi olguların değer gördüğü ülkelerde nasıl olur biliyor musunuz?
ingiltere'de manchester united-liverpool maçında hillsborough anısına tribünlerde kartonlarla "adalet", "gerçek" diye yazılar yazılıyor.
italya'da bile, aziz yıldırım'ın yaptıklarının milyonda biri olan, kendi maçına belirli hakemi isteme işini yaptığı için insanlar hapis yatıyor, kulüpler küme düşüyor.
izlanda'da ülkeyi batırıp yurtdışına kaçan bankerlerin resimlerini pisuarlara koyuyorlar.
bizde fersah fersah tapeleri ortaya çıkan, bariz şike yapmış olan, hapse giren ve ülke mahkemelerince suçlu bulunan adam ise mağdur oluyor.
haksızlığa uğramış edasıyla televizyona çıkıp hala esip gürlüyor.
karşısındaki "gazeteci"lerden bir tanesi ağzını açıp bir soru soramıyor bile, "beyefendi tarla ekmişsiniz, neden bahsediyorsunuz?" diye.
bizim milletin ne kadar dalkavuk, doğrunun değil güçlünün yanında yer alan bir millet olduğunun kanıtıdır aziz yıldırım.
bir cacık olmaz bizden beyler, boşverin umutlanmayı.
sıradaki güçlü gelsin.
televizyonlarda da bakıyorsun, "aziz yıldırım çok zor zamanlardan geçti tabi", "allah kimsenin başına vermesin çok zor bir durum", "bence x de aziz yıldırım'ı ziyarete gitmeliydi neden gitmedi" gibi yorumlar sürekli.
yahu bu adam yüz kızartıcı bir suç işledi arkadaşım. niye haksızlığa uğradı gibi davranıyor herkes?
hadi mahkeme suçsuz saydı diyelim, tapeleri hiç kimse mi okumuyor?
bu adam terbiyesiz bir adam. herkese küfür eden, tehdit eden, kulüpte muhalefeti dövdüren bir adam.
sanki kendisi haksızlığa uğramış, iftira atılmış, küçük bir kızın hayatını kurtarmaya çalıştığı için hapse atılmış gibi... herkes büyük destek veriyor kendisine.
bu ülke gerçekten haksız yere hapse atılan, suçsuz yere yatarken hayatını kaybeden, masumken işkence gören, yaşı büyültülüp idam edilen insanlar gördü.
hiç biri aziz yıldırım gibi bir şikecinin gördüğü desteği görmedi.
adalet, hukuk, onur, şeref, haysiyet gibi olguların değer gördüğü ülkelerde nasıl olur biliyor musunuz?
ingiltere'de manchester united-liverpool maçında hillsborough anısına tribünlerde kartonlarla "adalet", "gerçek" diye yazılar yazılıyor.
italya'da bile, aziz yıldırım'ın yaptıklarının milyonda biri olan, kendi maçına belirli hakemi isteme işini yaptığı için insanlar hapis yatıyor, kulüpler küme düşüyor.
izlanda'da ülkeyi batırıp yurtdışına kaçan bankerlerin resimlerini pisuarlara koyuyorlar.
bizde fersah fersah tapeleri ortaya çıkan, bariz şike yapmış olan, hapse giren ve ülke mahkemelerince suçlu bulunan adam ise mağdur oluyor.
haksızlığa uğramış edasıyla televizyona çıkıp hala esip gürlüyor.
karşısındaki "gazeteci"lerden bir tanesi ağzını açıp bir soru soramıyor bile, "beyefendi tarla ekmişsiniz, neden bahsediyorsunuz?" diye.
bizim milletin ne kadar dalkavuk, doğrunun değil güçlünün yanında yer alan bir millet olduğunun kanıtıdır aziz yıldırım.
bir cacık olmaz bizden beyler, boşverin umutlanmayı.
sıradaki güçlü gelsin.
