3325
çok enteresan ve gereksiz şekilde uzayan bir transfer sürecinin ardından tekrar takıma kazandırılan oyuncumuz.
bu süreçte eminim pek çoğu yalan olan haberler yapıldı. basın için bu transfer çok iyi bir malzemeydi. "acaba yeni bir gelişme mi var" mantığıyla her söylenen dinlendi her duyum değerlendirildi vesaire.
ama benim anlamadığım şu: bazı taraftarlar ki özellikle sözlükte çoğunlukta olan bir grup bu oyuncuyu öylesine sahiplenmiş öylesine benimsemiş ki sanki bu transfer sürecinin onunla hiçbir alakası yokmuş gibi sanki her şey onun istekleri dışında gelişiyormuş gibi bir hava veriyorlar. hayır transfer olacak olan melo değil de başka bir adam sanki. 4-5 yıllık sözleşmeyi yıllık 3 milyon euro* civarı bir parayı babam istedi. ekstra taleplerle her gün yeni bir şeyle gelen de babamın menajerleriydi.
ben demiyorum ki sürecin bu kadar uzamasında tek sorumlu melo'dur ve onun istekleridir. hayır. ama melo istese bu transfer çok daha kısa sürede sonuçlanırdı. bunu görmemek için sahip olduğumuz duyu organlarının tümünü sımsıkı kapatmamız lazım. melo yine de fedakarlık yapmıştır, daha doğrusu yapması gerekeni yapmıştır. yaşadığı disiplin sorunları vs. sonucu geçen seneden daha az bir ücret alacağı zaten kesindi. bu 'daha az' diye tabir ettiğimiz ücreti başka hiçbir takımın teklif etmediği/etmeyeceği de kesin oğlu kesindi. dolayısıyla kiralama formülü altında her tarafın çıkarları kesişti ve transfer gerçekleşti.
midemi bulandıran ve asla unutmayacağım şey taraftarın önemli bir kısmının bu transfer sürecinde galatasaray'ın karşısında yer almalarıdır. galatasaray adına müzakere yapan bir topluluğun karşısında yer almak galatasaray'ın karşısında yer almaktır. buna rağmen tükürdüğünü yalamayan, taraftarı* mutlu edeceğiz diye 4-5 senelik ağır sözleşmeler altına girmeyen, çakal menajerlere ekstra paralar yedirmeyen galatasaray yönetimi bana göre en çetrefilli ve en önemli sınavını başarıyla vermiştir.
bu süreçte eminim pek çoğu yalan olan haberler yapıldı. basın için bu transfer çok iyi bir malzemeydi. "acaba yeni bir gelişme mi var" mantığıyla her söylenen dinlendi her duyum değerlendirildi vesaire.
ama benim anlamadığım şu: bazı taraftarlar ki özellikle sözlükte çoğunlukta olan bir grup bu oyuncuyu öylesine sahiplenmiş öylesine benimsemiş ki sanki bu transfer sürecinin onunla hiçbir alakası yokmuş gibi sanki her şey onun istekleri dışında gelişiyormuş gibi bir hava veriyorlar. hayır transfer olacak olan melo değil de başka bir adam sanki. 4-5 yıllık sözleşmeyi yıllık 3 milyon euro* civarı bir parayı babam istedi. ekstra taleplerle her gün yeni bir şeyle gelen de babamın menajerleriydi.
ben demiyorum ki sürecin bu kadar uzamasında tek sorumlu melo'dur ve onun istekleridir. hayır. ama melo istese bu transfer çok daha kısa sürede sonuçlanırdı. bunu görmemek için sahip olduğumuz duyu organlarının tümünü sımsıkı kapatmamız lazım. melo yine de fedakarlık yapmıştır, daha doğrusu yapması gerekeni yapmıştır. yaşadığı disiplin sorunları vs. sonucu geçen seneden daha az bir ücret alacağı zaten kesindi. bu 'daha az' diye tabir ettiğimiz ücreti başka hiçbir takımın teklif etmediği/etmeyeceği de kesin oğlu kesindi. dolayısıyla kiralama formülü altında her tarafın çıkarları kesişti ve transfer gerçekleşti.
midemi bulandıran ve asla unutmayacağım şey taraftarın önemli bir kısmının bu transfer sürecinde galatasaray'ın karşısında yer almalarıdır. galatasaray adına müzakere yapan bir topluluğun karşısında yer almak galatasaray'ın karşısında yer almaktır. buna rağmen tükürdüğünü yalamayan, taraftarı* mutlu edeceğiz diye 4-5 senelik ağır sözleşmeler altına girmeyen, çakal menajerlere ekstra paralar yedirmeyen galatasaray yönetimi bana göre en çetrefilli ve en önemli sınavını başarıyla vermiştir.
