resim
Lincoln Cássio de Souza Soares
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:On Numara
Yaş:45
Boy:-
Uyruk:Brezilya
  • 2217
    galatasaray'da oynarken ne kadar baskı altında olduğunu sakallarının dökülmesinden anlayabilirdiniz. hakan şükür ve tayfasının galatasaray'a futbol anlamında verdiği katkı tartışılmaz ama ırkçılığa varan yabancı karşıtlıkları çok zarar vermiştir kulübe. lincoln "deplasmana gitmeme" gibi hareketlerle iyi koz vermişti bu tayfaya ama iş oraya gelene kadar lincoln'e karşı takım içinde sağlam bir yıpratma politikası izlendiği de biliniyordu. bence bizim takımdaki yeniçeri ocağı tarzındaki bu yapılanma, suçu çok yanlış yerlerde aradı. bu adamlar türk futbolcusuna o kadar çok güveniyor olsalardı, bir sendika kurup federasyona rest çekerlerdi. var mı öyle bir oluşum? yok tabii ki. (bana işlevsiz bir futbol emekçileri sendikası bulup getirenin fena kalbini kırarım baştan söyleyeyim) aydın yılmaz mı, sabri sarıoğlu mu türk futbolunun geleceği idi o zamanlar? üst düzeyde ne hale geldiklerini hepimiz gördük, görüyoruz.

    mesela servet çetin de aynı tantanaya kurban gitti. takım içinde "abilik" görevini üstlenecek karakterdeki adamdı servet. ne oldu sonunda? başını arda'nın çektiği, sabri ve aydın yılmaz gibi altyapı çıkışlı diğer futbolcuların yancılığını yaptığı yeniçeri ocağının son kurbanı oldu. servet ilk geldiği sene oynadığı oyunla nasıl taraftarın sevgisini kazanmıştı bir hatırlayın. takımdaki yeniçeri ocağı için servet'in saati 2007-2008 sezonu sonunda işlemeye başlamıştı zaten.

    bu "abilik" meselesi hakan şükür'ün takıma bıraktığı en büyük zehirlerden biridir; bunun galatasaray lisesi'ndeki abilik müessesesi ile alakası olmadığını herkes gayet iyi biliyor. iyi ki fatih terim bunlara göz açtıracak bir adam değil; fatih terim'i bu kadar tutmamın en büyük nedenlerinden biri de budur. arda turan'ın takımdan kaçarcasına gitmesinin nedeni de bu bana kalırsa. medyada her ne kadar fatih terim ile baba-oğul ilişkisinde görünseler de, fatih terim'in kendilerini ayrıcalıklı görmemesine içerlemiştir eminim ki. arda turan bu yanlışlarını görür ve kendisini düzeltirse buyursun gelsin takıma; yok "ben böyle iyiyim" diyorsa emre b. gibi gitsin fenerbahçe'yi de karıştırsın, memnun bile olurum :) kendisine "sen bizim galatasaray'ın içindeki gözümüzsün" diyen milletvekili, emniyet müdürü abilerine kulak tıkaması hayrına olur, takımın hayrına olur daha doğrusu.

    servet çetin meselesi cidden içimde ukdedir. 17 ekim 2010 galatasaray ankaragücü maçında tribünde idim, o gün gerçekten bir anormallik vardı. yani galatasaray'ın yenilmesi anormal değildi, ankaragücü'nün o sezon kalburüstü bir takım kurduğunu hatırlıyorum. mücadele gücü düşüktü takımın, ne kadar atsak bir-iki fazlasını yiyecek gibiydik sürekli. en çok mücadele eden adamın milan baros olduğunu hatırlıyorum o maçta. türkiye'ye gelen en iyi 5 forveti say deseler milan baros kafadan girer bu listeye. neyse konumuz dağılmasın. bu maçtaki takımın isteksizliğinin sorumluluğunu servet çetin'e yüklemek büyük insafsızlıktır. fenerbahçe'nin milan'a yenildiği meşhur 4 çeker şevçenko muhabbetinin olduğu maçı hatırlayın, * servet nasıl kaçırmıştı adamı. sonradan öğrendik ki şevçenko'yu tutması gereken adam servet çetin değilmiş. zaten böyle bir eşleşme yapılmışsa büyük hata var demektir; bir servet'i düşünün, bir de şevçenko'yu :) adam döndüğü anda geçiyordu zaten servet'i.

    entry servet çetin entry'si oldu ama yapacak bir şey yok. örneklerle anlatmak istedim durumu, galatasaray'da faydalı olacak adamların nasıl harcandığını göstermek istedim. servet'in feldkamp gibi disiplinli bir adamın elinde geldiği durumu düşünün, bir de rijkaard gibi rahat bir adamın elinde düştüğü durumu. rijkaard iyi bir taktisyen olabilir, iyi bir insan olabilir ama bizim futbol sistemimizle alakası yoktu; tıpkı hiddink gibi. bizim ekolümüz yok derler ama alman çakması bir ekolümüz olduğu gayet açık.

    türk futbolcusu da türk insanı sonuçta, gırtlağına çökmeden iş yaptıramazsın. feldkamp nasıl kabus gibi çökmüştü hatırlasanıza bizim takımın üstüne. pestilini çıkarıyordu sezon başı kampında takımın. servet gibi adamlar bir gün şikayet etmedi bu durumdan. ne oldu sezon sonunda peki? şubat-mart aylarındaki düşüş olmasa güle oynaya olacaktık ama yine de şampiyon bitirdik sezonu. en değerli katkıyı veren adam da servet çetin idi.

    neyse, siz medyada da abileri bulunan takım içindeki yeniçeri ocağının manipülasyonlarına kanmaya devam edin. iyi ki takımın başında fatih terim var da göz açtırmıyor bu tiplere. fatih terim'den sonra aynı sistem devam etmeli ki galatasaray yine o karanlık günlerine düşmesin. bugün iyi günler diye bu virüsü taşımadığımız manası çıkarılmasın lütfen, altyapıdan gelen futbolcularımızda maalesef bu maya var. kendilerinin değil galatasaray'ın önemli olduğu iyice vurgulanmalı futbol okulumuzda ki, hastalığın üstesinden gelebilelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın