2018
etik kurulunun ilk raporundan sonra mahkeme kararı diyen, sonra mahkeme kararı çıkmadan etik kurulu raporunu değiştiren, sonra mahkemenin suçlu bulmasıyla birlikte yargıtay diyen ve 1 yılı aşkın süredir oynanan oyunu bu zat ve çetesi son derece iyi kurgulamış olmasına rağmen işte adalete inananlar haklı çıktı.
artık bunlar son çırpınışlar ve battıkça daha da batıyor 28 temmuz 2012'de divan kurulunda yapılan konuşma o kadar sığdır ki komik olmaktan öteye geçememiş ve kendilerine acımama sebep olmuştur, böyle adamlara acınmaz ama 100 yıldır ezeli rakip ebedi dost diye görmeye çalıştığımız türkiye' nin en büyük 2.kulübünün ve camiasının böyle bir insana hala sahip çıkmasından ben utanmaya başladım,bir insan olarak.
yok mudur koskoca fenerbahçe kulübünde bunlara dur diyebilecek birileri.
bazen galasaray' daki bu liseli tayfanın varlığı rahatsız etse de galatasaray' ın iç dinamikleri bu ve benzeri durumlarda çok daha net tavır ve kararlar alır. cemal nalga olayında bile, yapılan fenerbahçe'nin yaptığının milyonda biridir bu arada, hemen hemen tüm basketbol şubesini görevden aldık.
cezamızı da çektik neredeyse küme düşecektik.
neyse söylemeye çalıştığım biz mahalledeki öğretmen çocuğu yakışıklı, kaslı yapısı ve efendiliğiyle bilinen, pazardan dönen teyzelerin poşetlerini taşıyan, mahalledeki kızların dibinin düştüğü ve fakat yanlışımızın olmadığı, çocukları koruyup kollayan mahallenin gururu üniversiteyi dereceyle bitirmiş ve avrupa'da eğitimine devam edecek adamız, rakibimiz ise ilkokul,ortaokul ve lise de aynı sınıfta okuduğunuz çok dayak attığınız ve sizden çekinen ve sizi kıskanan yakın arkadaşınız ve fakat babasının gayri meşru işleri yüzünden üniversiteyi okuyamamış, liseden sonra çok değişen ve mahallenin nefret ettiği, karıyı kızı rahatsız eden çello bello işlerden bulduğu parayla basit kızları eve atan ve konu komşuyu rahatsız eden, mahalledeki çocukları döven eşkıya kılıklı mafya bozuntusu adamdır.
işte ünal aysal buradaki öğretmen,
bu zat da kahvede kumar oynatan adamdır.
artık bunlar son çırpınışlar ve battıkça daha da batıyor 28 temmuz 2012'de divan kurulunda yapılan konuşma o kadar sığdır ki komik olmaktan öteye geçememiş ve kendilerine acımama sebep olmuştur, böyle adamlara acınmaz ama 100 yıldır ezeli rakip ebedi dost diye görmeye çalıştığımız türkiye' nin en büyük 2.kulübünün ve camiasının böyle bir insana hala sahip çıkmasından ben utanmaya başladım,bir insan olarak.
yok mudur koskoca fenerbahçe kulübünde bunlara dur diyebilecek birileri.
bazen galasaray' daki bu liseli tayfanın varlığı rahatsız etse de galatasaray' ın iç dinamikleri bu ve benzeri durumlarda çok daha net tavır ve kararlar alır. cemal nalga olayında bile, yapılan fenerbahçe'nin yaptığının milyonda biridir bu arada, hemen hemen tüm basketbol şubesini görevden aldık.
cezamızı da çektik neredeyse küme düşecektik.
neyse söylemeye çalıştığım biz mahalledeki öğretmen çocuğu yakışıklı, kaslı yapısı ve efendiliğiyle bilinen, pazardan dönen teyzelerin poşetlerini taşıyan, mahalledeki kızların dibinin düştüğü ve fakat yanlışımızın olmadığı, çocukları koruyup kollayan mahallenin gururu üniversiteyi dereceyle bitirmiş ve avrupa'da eğitimine devam edecek adamız, rakibimiz ise ilkokul,ortaokul ve lise de aynı sınıfta okuduğunuz çok dayak attığınız ve sizden çekinen ve sizi kıskanan yakın arkadaşınız ve fakat babasının gayri meşru işleri yüzünden üniversiteyi okuyamamış, liseden sonra çok değişen ve mahallenin nefret ettiği, karıyı kızı rahatsız eden çello bello işlerden bulduğu parayla basit kızları eve atan ve konu komşuyu rahatsız eden, mahalledeki çocukları döven eşkıya kılıklı mafya bozuntusu adamdır.
işte ünal aysal buradaki öğretmen,
bu zat da kahvede kumar oynatan adamdır.
