• 4
    güzel bir yazı yazmış ama yazının şu kısmına hayran oldum:

    --- alıntı ---

    fenerbahçe, galatasaray maçlarında penaltı yapmamaya dikkat etsin, çünkü muslera çekebilir! o gol volkan'ın ruh durumunu nasıl etkiler, bilemeyiz.
    tersi olur da hoşluk niyetine volkan muslera'ya çekerse, muslera'nın "penaltı kurtarmak" gibi bir özelliği vardır, unutulmasın.

    --- alıntı ---

    http://www.sabah.com.tr/...2012/04/11/piley-off
  • 5
    --- alıntı ---

    fenerbahçe şampiyon

    ne var? bu basında her önüne gelen zevzek fenerbahçe'yi "birşeylerin şampiyonu" ilan ediyor da (gönüllerin, maneviyatın, şunun bunun), biz yazınca mı yadırgadınız?
    neyse, iş bitti. ligtv'de maç anlatan çocukların sesini ağustos ayına kadar duymayacağımız için sevinçliyiz.
    aslında lig nisan ayının başında bitti (bildiğiniz birinci lig, ama adına isterseniz daha fiyakalı olsun diye süper, hiper, mega, giga falan da diyebilirsiniz)... galatasaray şampiyon oldu.
    galatasaray, en yakın rakibi fenerbahçe'yi tam 9 puan geride bıraktı. averaj hesabında da tam 18 puan öndeydi. üstelik "ikili averajda" da fener'i geçiyordu, bir galibiyet, bir de beraberlikle...
    galatasaray aynı zamanda ligin en çok gol atan ve en az gol yiyen takımıydı.
    buna şampiyon denmezse, tff'ye de federasyon denirdi.
    federasyon, maçları yayınlayan lig tv'ye daha da fazla para kazandırmak için bu turnuvayı çöpe attı, yeni bir turnuva düzenledi.
    bu yeni ligde galatasaray'ın puanlarının yarısı silindi. sonuç "buçuklu" çıkınca yarım puan lütfen eklendi ama yeni turnuvanın sonunda ilk iki takımın puanları eşit olursa galatasaray ikinci sayılacaktı...
    galatasaray'ın şampiyon olmaması için herşey hazırdı.
    eh, galatasaray da bunun üzerine, "zarar yok, dokuz puan farkla değil, bir puan farkla şampiyon oluruz, yeter ki federasyon ve de televizyon mutlu olsun" dedi. ve de öyle yaptı. kadıköy'deki lumpen ayaklanması yatıştıktan sonra kupasını da aldı.
    fakat biz bunu kabul etmeyiz.
    nasıl chp'nin kazanamadığı seçim, seçim sayılmıyorsa, fenerbahçe'nin şampiyon olamadığı lig de geçersiz kılınmalıdır (burada "cahil halkın" yerine isterseniz "hakemleri" koyabilirsiniz.)
    kenan evren olsaydı "emir ve komuta zinciri içinde ve emirle" fener'i şampiyon ilan eder, konu kapanırdı (küme düşen ankaragücü'nü emirle birinci ligde tutmamış mıydı?)
    ama artık daha demokratik numaralar var.
    bu süper bilmemne iptal edilmeli, fenerbahçe'nin şampiyon olacağı yeni bir turnuva düzenlenmelidir. tedbir olarak, galatasaray'ın puanlarının bu kez tamamının silinmesi, ya da fener'e "her maçta iki gol avans", ya da "üç korner bir penaltı" gibi yöntemler geliştirilebilir. uefa'nın buna ne diyeceği hiç umurumuzda olmamalıdır.
    gene mutlu sonuç elde edilemediği takdirde, turnuvalar fener şampiyon olana kadar sürekli tekrarlanmalıdır. maç önceleri sergilenen o soğuk ve "alafranga" gösteriler de terkedilmeli, örneğin yıldız tutan kızların göbekleri açılarak bize yakışacak şekilde "oryantal figürler" yapılmalı ve bu cümbüşe tff ile ligtv temsilcileri de topuk vurarak, zil döverek, aşağıdan ve de yandan yandan kıvırarak katılmalıdırlar.
    yeni maçların, haziran ayında yapılacak avrupa kupası maçlarıyla çakışması hiç önemli değildir. hem böylece, diyelim bir ispanya-italya, ya da bir hollanda-almanya maçlarında sergilenecek kötü futbolu seyretmekten de kurtulmuş oluruz.
    uefa'nın müthiş cezası da yoldadır. federasyon fenerbahçe'yi yakmamak için bütün türk futbolunu yaktı. bari o fener'i şampiyon yapsın da kendi stadyumunu yani kendi malını yakıp yıkan ve de polis arabalarını ters çeviren lumpenlerin yürekleri soğusun...
    bu arada "en sağlam defans oyuncusunu" bir türlü öğrenemedik gitti yahu, bu kadar önemli bilgileri ligtv bizden niçin saklıyor?

    http://www.sabah.com.tr/.../fenerbahce-sampiyon

    --- alıntı ---
  • 6
    saçma sapan birşeyler sallamış yine.

    http://www.ahaber.com.tr/...2017/02/20/ekpe-udoh

    tıklama kazandırmak istemeyenler için :

    --- alıntı ---
    hani basketçi bir çocuk vardı, anıtkabir'i ziyaret etmişti...
    kendiliğinden mi gitmişti de o arada gazeteyi bilgilendirmişti, yoksa o gazetenin spor servisi (ya da magazin servisi) tarafından "götürülmüş" müydü, onu da tartışırsınız.
    eskiden babıali'de bunları maç öncesi eyüp sultan'a götürme geleneği vardı...
    maç avrupa takımlarından biriyle oynanacaksa da yeniçeri kılığına falan, yani "şekle" sokarlardı..
    ama ekpe udoh, müslüman değil (barak hüseyin de değildi.) ismi tuhafımıza gitti, araştırdık.
    kendisi aslen kübalı, asıl adı da expedia friday udoh...
    ekpe, lakabı.
    "cuma" evet, robinson'un cuma'sı gibi.
    çocuk dedim ama otuz yaşında. fenerbahçe'de oynuyor.
    ücret olarak üç buçuk milyon dolar kaldırıyor.
    (laf aramızda, galatasaray'ın igor tudor'u transferi üzerine fenerbahçe de advocaat'ın yerine zagor'u getirtmeyi düşünüyormuş.) anıtkabir'e gitmiş, arslanlı yol'da yürürken atatürk ve anıtkabir hakkında rehberlerden bilgi almış, mozoleden sonra atatürk ve kurtuluş savaşı müzesi'ni gezmiş, bu arada "bol bol fotoğraf çektirmeyi" de unutmamış tabii.
    göçmen çocuğu olsa gerek, castro'dan kaçanlardan.
    ama "asimile" olmuş.
    baskete santa fe lisesi'nde başlamış, teksas'ta baylor üniversitesi'nde devam etmiş...
    geçen gün sözünü etmemiştim, atatürk hayranı ekpe'nin atatürk'le ilgili "projeleri" varmış.
    bunların neler olabileceğini merak ettim, film mi yapacak, kitap mı yazacak? reklamını yapan gazete yer verirse öğreniriz.
    sonra da düşündüm:
    atatürk bu çocuğa ne diyebilir?
    onu ne yönde etkileyebilir?
    karayip bölgesi umum kuva-yı milliye kumandanı fidel castro'nun emir ve direktifleri uyarınca "amerikan emperyalizmiyle savaşmak" mı?
    öyleyse ne demeye amerika'da okuyor ve basket oynuyor? niçin ülkesine dönmüyor?
    neyse, şimdi türkiye'de çalışıyor da hiç olmazsa mazlum milletlerle bütünleşiyor.
    peki ücretini niçin amerikan doları olaraktan alıyor?
    ünlü "rum and coca cola" şarkısında denildiği gibi "working for the yankee dollar!" atatürkçüler bu çocuğa ne öğretirler?
    "şapka giy" desen adama gülerler.
    "latin alfabesi kullan" desen gene gülerler.
    "birden fazla kadınla evlenme" desen gene...
    "kendine soyadı al" deseler belki udoh'u bırakır da öztürk misali "realcuban" gibi bir şey uydurur.
    "yurduna uğratma düşmanı" deseler, çocuk çoktan amerikalı.
    peki "ilk hedefin meksika körfezi'dir, ileri" deseler?
    "fasbüreklerinde" muhtaç olduğun kudret "ribaundlarında" mevcuttur.
    yaa, gördün mü, "atatürkçülük olsun için" yoktan magazin haberi yumurtlarken bunları da düşüneceksin.
    fakat sende "fikr-i takip" yok anlaşılan, sordun mu ekpe udoh referandumda evet mi tavsiye ediyor hayır mı?
    ona da hayır dedirtin de basın kartımı yiyeyim..

    --- alıntı ---

    ne denebilir ki !
App Store'dan indirin Google Play'den alın