• 1
    hafta itibariyle takımımıza yöneltilen haksız ithamlar sonrası hazırlanması gereken arşiv. nitekim hazırladık da.

    yaklaşık 1 saatlik bir derleme ile konuyu tamamlamayı planlıyorum.

    emek hırsızlığı diyorduk. meşhur 8-0 ankaragücü muhabbetini temel alıyorlar, ona da geleceğiz. averaj muhabbetiydi, oraya gelelim.

    varan 1

    sezon, 1985-1986. 19 takımlı ligde 32. hafta sonucundaki puan durumuna geliyoruz.
    http://g1208.hizliresim.com/10/w/cbwc7.png

    bu nasıl oluyor? 6 haftada 6 averaj alan bir galatasaray'ın yanında, 16 averaj alan bir beşiktaş var. bugün çıkıp da "şerefli ikinciyiz" diye demagoji yapmadık hiçbir zaman. böyle konularda ajitasyon yapan bir kulüp değiliz genel olarak. daha sonraki konulara gelince de anlayacaksınız.

    galatasaray evinde trabzonspor ile berabere kalırken, beşiktaş da gençlerbilriği'ni "1-0 geriden 2 penaltı golü" ile yeniyor. penaltılar ve hakem ile ilgili yorumları milliyet arşivinden okuyabilirsiniz.
    http://a1208.hizliresim.com/10/w/cbwun.png

    sonraki hafta, galatasaray zonguldak deplasmanında berabere, beşiktaş evinde 5 atıyor.
    http://a1208.hizliresim.com/10/w/cbwud.png

    34. hafta, beşiktaş-galatasaray karşılaşması. cumhurbaşkanı'nın eşi sayın semra özal, taraftarlığına yakışır bir harekette bulunuyor, maç 1-1.
    http://d1208.hizliresim.com/10/w/cbx0c.png

    35. hafta, şerefli 2.'liklerin takımı beşiktaş, farklı galibiyetlere dolu dizgin devam ediyor.
    http://d1208.hizliresim.com/10/w/cbx4g.png

    36. hafta, galatasaray 3, beşiktaş 2 averaj alıyor. hayret, beşiktaş 1414123 gol atamamış bu sefer.

    37. hafta, eveet, galatasaray yine 1-0 kazanıyor. beşiktaş? maşallahı var, 6-0 kazanıyor karşılaşmayı. koydular çoğcuğu değil mi?
    http://d1208.hizliresim.com/10/w/cbx8v.png

    son hafta zaten iki takım da 1-0 galip geliyor. sonuç,
    galatasaray namağlup ilerliyor. belki de bir daha yaşanmayacak şekilde namağlup bir şekilde şereflice 2. oluyor.
    http://g1208.hizliresim.com/10/w/cbwcc.png

    evet devam ediyoruz.

    varan 2

    gelelim 86-87 sezonunda şampiyonluk çaldığımız yalanına. beşiktaş ile 3 maç oynuyoruz o sezon, 2'sini tüm engellemelere rağmen kazanıyoruz, 1 tanesi ise ibretlik zaten.
    oraya geleceğim, ancak bahsedilen bir malatya maçı var. o gün "oynadığı", yatmadığı için kızdıkları malatyalılardan kendi takımlarına transfer yapmayı biliyorlar, sonra taşlıyorlar adamları. bu iddiaları geçeceksiniz. hadi o maçı alamadınız diye bizi suçluyorsunuz, sonraki hafta evinizde denizli'ye puan kaybediyorsunuz. ondan da biz mi sorumluyuz? o puan kaybı olmasa şampiyon olamıyoruz. ondan da biz mi sorumluyuz, insaf...

    orayı geçin, beşiktaş'ı deplasmanda da yeniyoruz son haftalara yaklaşırken. ilk yarıdaki galatasaray-beşiktaş maçı ise 2-2 bitiyor. şu maçı izleyip de "şampiyonluğumuz çalındı" diyecek insan varsa kendilerini belirtsinler de gülelim biz de.

    http://www.youtube.com/watch?v=R46UbeqNRwM&
    05:55, ali kırmızı görüyor, görmesi gereken de bu zaten. ama eyyamcı hakem hiç yeri yokken prekazi'yi de yolluyor.
    10:08, bariz penaltı veriliyor, sarı kart dahi yok. ulvi paşa torunu galiba, ona kart yok. kırmızı verilmeliyken.
    11:10, yine ulvi. savunma arkasına atılan topta karşı karşıya kalacağız, topu elle tutuyor. halı sahalarda görmeye alıştığımız hareketler bunlar. kart yok!

    işte bu takım güya 87'de şampiyonluğu haketmiş. geçiniz.

    varan 3

    sezon 92-93. ağızlarda sakız olmuş bir ankaragücü 8-0'lık maç var.
    ankaragücü, fener'den 4, karşıyaka'dan 5, beşiktaş'tan 6 yiyor. bizden 8 yiyorlar, olaylar olaylar. iki maçta biz 11, beşiktaş 12 averaj alıyor ankaragücü'nden. ankaragücü maçlarını çıkartın fikstürden, 7 averajla yine öndeyiz. ama beşiktaş fark atacak, biz atamayacağız. 86'dan alışkın onlar, bizim mazlum kalmamıza.

    o sezon 6 maç yapıyoruz beşiktaşla, 4 galibiyet 2 beraberlik. bir önceki sezonu namağlup bitiren beşiktaş'ı da ilk yenen takım galatasaray oluyor deplasmanda. bariz üstünlüğümüz yine var. zaten o kadro 1 sezon sonra şampiyonlar ligi'ne manchester'ı dize getirerek kalıyor. beşiktaş o lige kalmayı başaramamıştı ama.

    neyse, son hafta 1-0 bile kazansak şampiyonduk. bu ortada ama bir şey anlatacağım.
    gelmişiz 20'li yaşlara, üniversite'de sınıfta 30 kadar beşiktaşlı ve fenerlinin birleşip "8-0 kazanmasaydınız şampiyon olamıyordunuz" diyerek üzerime geldiklerini bilirim. işte olayların aslını astarını bilmeden, kulaktan dolma yalanlarla üzerimize geliyor iki takım. peki iki takımın yakınlaşması nereden geliyor? orayı da anlatacağım sabredin az.

    varan 4

    yıl 1951. "şikeyi ülkeye galatasaray getirdi" diyen yalan ustalarına da cevap verelim bari.

    şampiyonluk yarışında beşiktaş önde, galatasaray arkadan geliyor. galatasaray şampiyonluk için fenerbahçe'nin beşiktaş'ı yenmesini bekliyor.
    fenerbahçe ne yapıyor? kazanabilmenin en ufak ihtimalini bile ortadan kaldırıyor. nasıl mı? sahaya 2 adet lisanssız futbolcu sürerek. hükmen yeniliyorlar. işte resmi şike!

    http://i.imgur.com/vd4z4.png
    http://img580.imageshack.us/...951beiktafenerba.jpg

    daha fazlası için,
    http://www.itusozluk.com/...enerbah%E7e+ma%E7%FD
    http://www.eksisozluk.com/...3%A7e+ma%C3%A7%C4%B1

    varan 5

    1951'de yapılan danışıklı dövüş münferit bir olay değil. 1943'teki şikenin karşılığı olarak yapılmış besbelli.
    galatasaray yine yarışta, bu sefer fenerbahçe'yi kovalıyor. beşiktaş ile oynayan fenerbahçe kazanmak zorunda.

    1951'deki olay sonrasında, 8 yıl öncesini anlatan galip sayar'dan dinleyelim devamını:

    "sekiz sene kadar oluyor. 23 mayıs 1943 pazar günü şeref stadında o yılın milli küme karşılaşmalarından sonuncusu beşiktaşla fenerbahçe arasında oynanıyordu. eğer maçı beşiktaş kazanır veya berabere kalırsa galatasaray, yenilirse fenerbahçe şampiyon olacaktı.

    herkes galatasaray aleyhinde iki rakibin anlaştığını iddia ediyordu. nitekim beşiktaşlılar sahaya acayip bir takımla çıkınca dalavere bütün çıplaklığıyla kendini gösterdi. amma beşiktaşlılar efendice (!!) hareket edip,
    fenerbahçelilerini geçen hafta yaptıkları gibi hükmen mağlubiyeti evvelden kabul etmeyerek kozlarını sahada pay etmek istediler. bu karşılaşmadan evvel fenerbahçe ile yaptıkları üç maçı da kazanan beşiktaşlılar ne olursa olsun, galatasaray şampiyon olmasın diye çıkardıkları şu garip takıma bakın aziz okuyucularım:
    celadet- saim, ibrahim-hüseyin – ömer - ali- sabri - hakkı –kemal – cahit - şükrü

    ilşte bu acayip son müdafaa kendi kalelerine gol yapılması için rakiplerini teşvik ederken, hücum hattında bütün canlarını dişlerine takarak gol yapmaya çalışan üç siyah-beyazlı futbolcunun emeklerini diğer bir beşiktaşlı forvet fenerbahçe müdafaa olmaktadırlar. bilhassa hafbek hattı sile birlikte boşa çıkarıyorlardı. nitekim iki perdelik bu komedya malum netice ile fenerbahçenin beşiktaşa eşşiz ! galibiyeti ile 4-1 nihayet buldu. ertesi gün bu maçı cumhuriyet gazetesine tanınmış bir spor muharriri eşref şefik şu başlıkla yazmıştı. “şerefsiz beşiktaş takımı dün fenerbahçeye 4-1 yenildi

    işte tarih tekerrürden ibarettir derler. çok doğru bir söz. tam sekiz sene sonra fenerbahçeliler, beşiktaşlılara olan şampiyonluk borçlarını ödediler. hem de ne şekilde. faiziyle birlikte. evvela hükmen mağlup oldular. yani beşiktaş-fenerbahçe karşılaşmalarının 90.ıcısı olan maçı hükmen yani 3-0. 91.incisi olan hususi maçını da 3-1 kaybederek.
    herhalde fenerbahçenin kıymetli idarecileri alacaklı olan beşiktaşlılara borçlarını faiziyle ödemekten ziyadesiyle memnun ve mesrurdurlar. bereket versin biz galatasaraylıların buna benzer ne bir borcumuz ve ne de bir alacağımız var. yalnız geçen sene mukabilini beklemeden yaptığımız bir iyilik var, görüyoruz ki rakiplerimiz bu yerinde ve o zaman herkes tarafından takdir edilmiş jestimizi kötülemek istiyorlar. şunu hemen ilave edelim ki galatasaraylılar hiçbir zaman peşin pazarlıkla mağlubiyeti kabul etmez. galatasaraylılık herkese nasi olmayan bir haslettir. onu ondan olmayanlar katiyen anlayamazlar. bu günlük bu kadar yeter.

    çerezler

    2001 senesi hakkında cafer ve ersun yanal'ın söyledikleri, 2002-2003 sezonunda alaattin çakıcı ile giden şampiyonluk.

    bir de 3-0'dan 4-3'lük fenerbahçe maçımız var. derbilerde genelde bu oluyor, bir tahrik ve eksik kalırız. en son engin olayında da böyle oldu. hep kırmızı görüyoruz. işte bu, öteden beri değişmedi. 3-0 önde götürdüğümüz maçı 4-3 verdik. ama o maçı niye verdik diye kimse sormuyor.

    taygun'un prekazi'ye attığı dirseğe "oyna" diyen sadık deda'ya sinirlenir prekazi, o da bir tane taygun'a patlatır dirsek. ama oldu mu? galatasaraylılara dirsek serbest değil ki! sen fenerli misin ki dirsek atıyorsun? kırmızı gelir. ondan sonra da maçı çevirmişler. tabi...

    böyle şeyler hep saklı kalır. galatasaray'ın hakları savunulmaz. çünkü kendi haklarımızı korumayı bilmiyoruz. rakip takımlar bunu iyi yapıyor, zeytinyağı gibiler mübarek. ama sorsan, bugün galatasaray şike yapmış ve onlar tertemiz. işte yalan, işte dolan!

    1 saatte derlerim dedim, 2 saat olmuş. buyrun renkdaşlar, bu bilgileri aklınıza kazıyın, daha fazlası da var emin olun.

    not: bu derlemeyi mümkün olduğunca herkese ulaştırmaya ant içtim.

    hashus1099
  • 3
    zalad hakkındaki iddialara da cevap vermesi gereken arşivdir. verelim de.

    donanımhaber'den kızıl_shaman'dan aldığım bir yazı. arayan gazete linklerini de bulur.

    zaman gazetesi’nden ahmet uykan, radomir antic ve marco pantelic’ten sonra türk futbolseverlerin yakından tanıdığı bir isimle belgrad’ta konuştu. boşnak gazeteci 1993’te galatasaray’ın ankaragücü’nü 8-0 yendiği maçta yediği 5 golle adı şike iddialarına karışan ünlü kaleci rade zalad’la röportaj yaptı.

    işte zalad’ın ilginç açıklamaları…

    17 yıl önce g.saray’ın a.gücü’nü 8-0 yendiği maçta yediği goller nedeniyle adı şike iddialarına karışan rade zalad, artık aklanmak istiyor. vicdanen rahat olduğunu vurgulayan unutulmaz kaleci, gerçekleri bildiğine inandığı g.saray başkanı adnan polat’tan destek bekliyor.

    türk futbolseverler rade zalad ismini ilk kez 1986 yılında eskişehirspor’la tanıdı. es-es’te gösterdiği başarılı performansın ardından soluğu beşiktaş’ta alan zalad, siyah-beyazlı takımın kalesinde de adeta devleşerek dikkatleri üzerine çekti. beşiktaş’ın iki sezon boyunca en az gol yiyen takımı olmasında büyük pay sahibi olan sırp kaleci, 1989 yılında sürpriz bir şekilde a.gücü’ne transfer oldu. başkentte 4 yıl görev yapan zalad’ın türkiye serüveni ise hüsranla bitti. zira 1992-93 sezonunun son haftası unutulmaz kalecinin adeta sonunu hazırladı. o sezon g.saray ve beşiktaş aynı puanla son haftaya girerken her iki takım galibiyet kadar gol averajına da önem veriyordu. sonunda beşiktaş, inönü’de g.birliği’ni 3-1 yenerken g.saray başkentte zalad’ın kaleyi koruduğu ankaragücü’ne 35 dakikada 5 gol attı. zalad devre arasında oyundan çıksa da maç 8-0 bitiyor ve g.saray gol averajı ile beşiktaş’ın önünde şampiyon oluyordu. işte aradan 17 yıl geçmesine rağmen ismi sürekli 8-0′lık maçla anılan zalad, belgrad’da zaman’ın sorularını içtenlikle cevapladı.

    beşiktaş tarihinin en başarılı kalecisi olmana rağmen ismin hâlâ 8-0′lık a.gücü-g.saray maçı ile anılıyor. bu seni rahatsız ediyor mu?

    tabii ki bundan çok rahatsız oluyorum. halbuki benim beşiktaş’ta yaptıklarım ortada. istatistik denen bir şey var. beşiktaş’ın kalesini en çok koruyan ve en az gol yiyen kalecisi benim. bunu kimse inkar edemez. fakat nedense türk medyası a.gücü-g.saray maçını bir türlü unutamıyor. benim vicdanım rahat. o maçta her zaman olduğu gibi elimden geleni yaptım. ancak takım halinde çok kötüydük ve ilk yarıda ben 5 gol yedim. medya da faturayı bana kesti. yani çamur at izi kalsın misali adımı lekediler. ben yıllarca beşiktaş’ın ekmeğini yedim. onlara nasıl ihanet ederim? ancak bu iftira benim önümü kesmedi. önce partizan’da, ardından sırbistan milli takımı’nda kaleci ve yardımcı antrenörlüğe kadar yükseldim.

    sen maçı bir daha tekrar izledin mi? özellikle yediğin goller hakkında yorum yapabildin mi?

    izlemedim. zaten izlememe gerek yok. ben o maçı dün gibi hatırlıyorum. g.saray’dan hangi futbolcu topu ayağına alsa benimle karşı karşıya kalıyordu. fakat hiçbir arkadaşımın iyi niyetinden şüphe etmedim. futbolda bu tür skorlar oluyor. örneğin beşiktaş’ın liverpool’a 8-0 yenildiği gün kaleci hakan’a çok üzülmüştüm.

    maçın devre arasında a.gücülü bazı futbolcuların senin üzerine yürüdüğü söyleniyor.

    hayır kesinlikle öyle bir olay yaşanmadı. devre arasında takım halinde çok üzgündük. ben de tınaz tırpan hocaya ikinci yarıda kaleye geçmek istemediğimi ve futbolu bıraktığımı söyledim. kaleye arif geçti. o da 3 gol yedi. maçtan bir gün sonra da basın toplantısı düzenleyip bir daha kalecilik yapmayacağımı açıkladım.

    o maçla ilgili şimdiye kadar sürekli senin üzerine gidildi. peki g.saray yönetiminden sana sahip çıkan ve koruyan olmadı mı?

    hayır, şimdiye kadar olmadı. sadece ofk belgrad-galatasaray maçı öncesi başkan adnan polat’la tesadüfen bir yemekte karşılaştım. onu hayatımda ilk defa orada gördüm. kendimi ona tanıttığımda çok şaşırdı. bana sarılarak ‘kardeş senin o maçla ilgili hiçbir kabahatin yok. sen çok dürüst birisin.’ dedi. bu sözleri duyunca çok duygulandım. kendi kendime keşke bunları türk basını da duysa dedim.

    dip not : bizzat kendim izlediğim ntv spor'un zalad röportajında sarf ettiği cümleler şunlardı :

    " basının bir çok kolu tarafından , basındaki önemli kişiler ve çevremizdeki insanlar tarafından sürekli ankaragücü'nün bu maçta galatasaray'a bilerek yenileceği , şike yapacağı iddia ediliyordu. bizim ise futbolcular olarak hiç bir şeyden haberimiz dahi yoktu. şike gündemde bile değildi. bu gergin ortamda takım arkadaşlarımın bir kısmı sakatlık gibi baheneler ile maç kadrosundan çıktı. "

    en can alıcı noktaya geliyorum ! : " o gün sakatim , hastayim bahanesi ile maça çikmayanlar ak pak ortada dolanirken , biz maça çikip alin teri akittiğimiz için şikeci olduk !"

    o dönemle ilgili kaleci hayrettin ile yapılan röportaj :

    galatasaray’ın eski kalecisi hayrettin demirbaş, gündemi sarsacak bir iddia ortaya attı ve "8-0'lık ankaragücü karşılaşmasında şaibe vardı" dedi.

    1992-93 sezonunda galatasaray'ın deplasmanda ankaragücü'nü 8-0 mağlup edip, beşiktaş'ın önünde şampiyonluk ipini göğüslemesinin ardından uzun yıllar geçti. ancak şike soruşturmasının başlatılmasıyla türk futbol tarihinin tozlu sayfaları da bir bir açılmaya başladı. işte o tarihi maçta galatasaray kaptanlığını yapan hayrettin demirbaş, bugün gazetesine konuşarak gündemi sarsacak bir iddia ortaya attı ve "8-0'lık ankaragücü karşılaşmasında şaibe vardı" dedi.

    sarı-kırmızılıların eski file bekçisi, "kesinlikle galatasaray o maçta şike yapmadı. tam aksine o karşılaşmada rakibimize müthiş bir teşvik primi gitmişti. ceza sahası içinde bir pozisyon olmuştu sabotic'le... masörleri saha içine girip 'penaltı penaltı' diye bağırmaya başladı. 'nedir sizdeki bu heyacan' diye sordum. o da bana 'ne diyorsun abi. eğer bu maçı kazanırsak, 1 senedeki primi cebimize koyacağız' dedi. şok olmuştum" ifadelerini kullandı.

    beşiktaş 6 atmişti
    "bizi o maçtan sonra zan altında bırakmaya çalıştılar" diyen hayrettin demirbaş, "o gün bizim takım öyle bir futbol oynadı ki. yemin ederim real madrid gibiydik. hatta bir golde ceza sahası içinde 10 pas yaptık. zaten 20. dakikada rakibimiz bu futbolumuza fazla dayanamadı skor 3-0 olmuştu bile... ankaragücü kalecisi zalad için 'maçı sattı' dediler. ama zalad 5 gol yedi. ikinci yarıda da arif 3 gol. zalad benim arkadaşım. böyle bir şey olsa ben oyundan çıkardım. ayrıca o sezon ankaragücü'ne karşıyaka 5, beşiktaş ise 6 tane atmıştı" diye konuştu.

    hayrettin demirbaş, ankaragücü maçındaki ilginç detaya da dikkat çekti. sarı-kırmızılılar'ın eski file bekçisi, "beşiktaş'ın belkemiği biri fikret demirer diğeri sinan engin'dir. o zaman ikisi de ankaragücü forması giyiyordu. biri sakat, diğeri kart cezalısı olduğun için oynamadı. bu iki eski beşiktaşlı'nın olduğu yerde ankaragücü nasıl isteyerek 8 gol yer" dedi.

    bir kez bile yenemedi
    yıllarca galatasaray'ın kalesini koruyan demirbaş, beşiktaş'a da gönderme yapıyor. hayrettin demirbaş, "o sene beşiktaş ile 7 maç yaptık. o dönemde 5'ini kazandık 2 kez berabere kaldık. bizi bir kere yenemediler ve böyle şike söylentilerini ortaya attılar. gerçekten ayıp" diyerek siyah-beyazlıları kızdıracak cümleler sarfetti.

    ankaragücü-galatasaray karşılaşmasının hakemi ünsal çimen ise o tarihe geçen 90 dakikayı hatırlamak istemediğini söyledi. ünsal çimen, "şu günlerde türk futbolu şike soruşturmasıyla çalkalanırken benim de konuşmam gerçekten yanlış anlaşılabilir. bu konuyla ilgili en hayırlısı yorum yapmamak" diyerek sözlerini tamamladı.
  • 4
    --- alıntı ---

    özellikle şikecilerin dillerine pelesenk olmuş 8-0 lık 30 mayıs 1993 ankaragücü galatasaray maçının oynandığı sezondur.
    tcoşkun isimli yazarın #850674 yazısına aynen katılıyorum. sadece aşağıdaki ilaveleri yapmayı gelecek nesiller için faydalı bulmaktayım.

    beşiktaşın 0-6 kazandığı 14 mart 1993 ankaragücü beşiktaş maçının kadrosunda 2 eski beşiktaşlı topçu oynamıştır. biri şimdilerde aziz yıldırım'ın peşinde koşan sinan engin diğeri ortalıktan kaybolan ancak 80 li yılllarda beşiktaş'a çok emeği geçmiş efendi ve çok iyi bir oyuncu olan fikret demirer'dir.

    8-0 lık 30 mayıs 1993 ankaragücü galatasaray maçının yedek kadrosunda da fikret demirer bulunmaktadır. ankaragücü kadrosunda 2 tane beşiktaş kökenli sinan engin ve fikret demirer varken galatasaray bir şey yapsa takımın abileri olan 2 oyuncunun bunu duymaması mümkün değildir.

    sinan 8-0 lık maçta oynamamış fikret ise sakatlığı olduğundan yedek kadroda bulunmaktaydı. bu maçta şike oldu mu? hayır ancak ankaragücü'ne teşvik primi gönderildi. bunu'da kaleci hayrettin ankaragücü masörlerinden öğrendi ve konu ile ilgili açıklamasını yaptı.

    aynı maçta 3. eski beşiktaşlı oyuncu ise kaleci zalad'dır. maçta galatasaray'ın değil ancak beşiktaş'ın teşvik yaptığını (bkz: #107019) yazıda okunabilecek açıklaması ile yapmıştır.

    --- alıntı ---
    1992-93 sezonunun son haftasında g.saray ile ankarada oynadığınız ve 8-0 yenildiğiniz maçı hatırlıyor musunuz? hatırlamaz olurmuyum. 20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım. neden? g.saray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. hocamız tınaz tırpandı. ilk devre bitti, soyunma odasına girdik. ben eldivenlerimi çıkartıp tınaz hocaya verdim ve, hoca buraya kadarmış. herkese teşekkür ediyorum. güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. ben futbolu bırakıyorum dedim. 2. yarıda kaleye arif geçti. 3 tane de o yedi. ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor. peki, o maçtan önce hiç şike teklifi geldi mi? kesinlikle almadım. ama g.saray maçında ben takımdaki hiçbir arkadaşımı suçlamıyorum. keşke ben o gün 4 penaltı kurtarsam, harika oynasam ve maçı kazansaydık. ben hâlâ o maçı düşünüyorum. şimdi beşiktaşın menajeri olan sinan engin de ankaragücünde oynuyordu. bana g.saray maçından önce geldi ve, eğer sen bu maçta iyi oynarsan seni beşiktaşa kaleci antrenörü olarak alacaklar dedi. ben de ona, “bana ne kaleci antrenörlüğünden dedim. neden ankaragücü o kadar kötü oynadı? biz g.saray maçından önceki dört haftada üç galibiyet almış ve ligde kalmayı garantilemiştik. özellikle sarıyeri yendikten sonra bütün takımda bir rehavet oldu. as oyuncuların çoğu ufak tefek bahanelerle idmanlara çıkmıyordu. kendilerini hiç zorlamadılar. zorladıklarında da adale çekmesini bahane edip idmanı bıraktılar. ayak tenisi oynayıp maçı bekliyorlardı. zaten g.saray maçından önce de tüm basın bu maçta şike olacağını yazarak gündem oluşturmuştu. biz o maçı 2-0 kaybetsek de şike konuşulacaktı. yani, o maçtan önce takım arkadaşlarınız iyi hazırlanmadılar. evet. ben 10 yıldır kendi kendime,çok aptalmışım.” diyorum. çünkü ben de sakatım deyip kulübede oturabilirdim. ama ben futbolu çok seviyordum. diğerleri gibi idman yapmamazlık etmedim. sahaya çıkanlar sahtekâr oldu, çıkmayanlar aslan oldu. kadroda sen, sinan engin ve fikret vardı. üçünüz de beşiktaşta oynamıştınız. evet. sinan zaten birkaç hafta önceden beri sakattı. fikret de o hafta sakatım dedi. biz zaten beşiktaş şampiyon olsun istiyorduk. beşiktaşı tutuyordunuz yani. tabii ki. ben hâlâ beşiktaşı tutuyorum. onlar geçen sene şampiyon oldular, ben çok sevindim. peki, sizin için 10 yıldır şike suçlaması yapılıyor. neden bugüne kadar hiç konuşmadınız? kimse bana sormadı ki. hep kendi bildiklerini yazdılar. ben beşiktaşlıyım. beşiktaşta tam 120 maç oynadım. ben hiçbir zaman bu konulara girmek istemedim. çünkü 1986 da g.saray-eskışehir maçında prekazi bana gol atmıştı, o zaman gazetelerde, prekazinin çocukluk arkadaşı olduğu için gol yiyor diye yazılar yazılmıştı. ya kardeşim prekazi, kariyerinde yüzün üzerinde frikik golü attı. monacoya da orta sahadan attı. o zaman monaconun kalecisi de mi şike yaptı? galatasaray maçında yediğiniz gollerde hatanız yok muydu? daha 35. dakikada 5-0 olmuştu. belki 5. golde daha iyi hamle yapabilirdim. orta saha çizgisini biz belki de hiç geçemedik. g.saraylı futbolcular orta çizgiyi geçtiklerinde benimle karşı karşıya kalıyorlardı. ama ben hayatım boyunca o maçta oynayan futbolcu arkadaşlarımı suçlamayacağım. ben hata yapabilirim ama 20 yıllık futbol hayatım boyunca kötü niyetle sahaya çıkmadım. maç 5-0 olduğu anda çok fena oldum. çünkü yarın türkiyede neler olacağını biliyordum. onun için devre arası futbolu bırakma kararı aldım. ben de buraya gelirken sizin için biraz önyargılıydım işin açıkçası. türkiyede 7 yıl oynadım. en iyi yabancı kaleci seçildim, en az gol yiyen kaleci olarak sezon bitirdim. eskışehir, beşiktaş ve ankaragücünde üç tane başbakanlık kupası kazandım. geriye dönüp baktığımda yaptıklarımla gurur duyuyorum. çünkü yüzde bir milyar biliyorum ki ben hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadım.

    --- alıntı ---

    aynı hafta besiktas genclerbirligini 3-1 yenmistir. o maç öncesi ünlü iş adamı eski beşiktaşlı yönetici ihsan kalkavan açıkça ankaragücü'ne teşvikte bulunacağını söyleyerek ortamı germiştir. ilk yarı durum 1-1 ken iyi oynayan gençlerbirliği oyuncuları ikinci yarı sahaya çıkamamıştır. kulüpler birliğinin duayeni ilhan cavcav ise maç öncesi gençlerbirliğinin 4 tane ilk onbir oyuncusunu maç öncesi kadro dışı bırakmıştır.

    sinan engin cesareti varsa 10 gol yedikleri 2 beşiktaş maçını anlatsın ve birde 8-0 lık maçta beşiktaş adına hangi görüşmeleri yaptığını anlatsın.

    --- alıntı ---

    http://gss.gs/851305
  • 9
    fenerbahçe:
    (bkz: 2000-2001 sezonu)
    (bkz: 2003-2004 sezonu)
    (bkz: 2010-2011 sezonu)
    şikeleri tescillendiği halde ceza almadıkları için 2011 ağustosundan sonraki küme düşüp çıkana kadar tüm sezonlar.
    (bkz: 2011-2012 sezonu)
    (bkz: 2012-2013 sezonu)
    *

    beşiktaş:
    (bkz: 2002-2003 sezonu)
    (bkz: 2010-2011 sezonu)
    şikeleri tescillendiği halde ceza almadıkları için 2011 ağustosundan sonraki küme düşüp çıkana kadar tüm sezonlar.
    (bkz: 2011-2012 sezonu)
    (bkz: 2012-2013 sezonu)
    *
  • 10
    kendini yere atma dolayısıyla kazanılan penaltıların dahil edilemeyeceği arşiv.

    hakem denen kişi orada niye var? bunları ayırt etmek için var. kararı verecek olan adaleti dağıtacak olan hakem ise oyuncuya hırsız demek abesle iştigal. yasin sülün değil ali aydın'dır emeği çalan.

    burak yılmaz kendini yere atıp penaltı almış, dolayısıyla o maçta* takımına 1 puan kazandırmış. hakem aldatmaya yönelik hareketten sarı kart verse hırsızlık girişimi yok yapınca hırsızlık oluyor öyle mi? o zaman ceza sahası çevresindeki kendini yere atmalara neden hırsızlık demiyoruz? örneğin alex'in penaltı gibi kullanabileceği frikikler için faul alması hırsızlık mıdır?

    emek hırsızlığı öyle her yerde kullanılabilecek hafif bir tanımlama değildir.

    emek tarla sürerek çalınır, hakem satın alarak çalınır, bariz penaltıyı görüp vermeyerek çalınır, uydurma penaltı yaratarak çalınır, bilerek maç kaybederek çalınır.

    kolay kolay hiçbir futbolcu sahaya "ulan bir şey yapayım da şunların hakkını yiyeyim" diyerek çıkmaz. sahada kazanmak için bazen olmayacak yollara başvurur. belki kazanma yolunda her şey mübahtır anlayışı güder vs.

    elbette ki bunları savunmuyorum ve utanç verici buluyorum. ama linç girişimlerinde bulunanların diliyle konuşmayalım, ekmeklerine yağ sürmeyelim. emek hırsızlığı ne demek.
  • 12
    26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçı'nda ilk gol öncesi serbest vuruşa sebebiyet veren hareket. faulle alakası yok.

    filip holosko'nun attığı beşiktaş'ın 3. golü öncesinde kendisinin hakan balta'ya yaptığı % 100 faul.

    bu iki pozisyon hakkında bir allah'ın kulu yorum yapmadı varsa yoksa burak yılmaz'ın aldığı penaltı.

    bu tarz yığınla hırsızlık. ama kime anlatabilirsin ki ? bunları anlayacak adam olmadıktan sonra karşında.
  • 13
    (bkz: 27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçı)

    (bkz: oğuzhan özyakup)

    arşivlerdeki yerini alsın efendim.

    tinerci tayfanın emek hırsızı futbolcularına tavrı ne olacak bakalım?

    yüzsüz şerefsizler, gerçi bunların yüzüne tükürsen yarabbi şükür derler ama...

    bakaslında hakem buradan anlayabilirdi felipe melo'nun tükürmediğini şimdi kzıdım amk hakeme.
  • 14
    aslında bu entry'yi şikeyi türkiye'ye galatasaray getirdi diye bir başlık açarak yazmıştım, fakat "bu sözlükte böyle başlıklar yer almamalı" itirazını haklı bulduğum için buraya taşıyorum.

    "şikeyi türkiye'ye galatasaray getirdi", şikecilerin tek savunması. salt iftiradan oluşan savunma.

    sizin üç maymunu oynayan medya mensuplarınız söylemese de, biz çok iyi biliriz şikeyi türkiye'ye kimin getirdiğini.

    http://img638.imageshack.us/...951beiktafenerba.jpg
    http://img580.imageshack.us/...951beiktafenerba.jpg
    http://i52.tinypic.com/jkxefl.png
    http://p.twimg.com/A5fecyBCMAAh3jS.jpg:large

    (bkz: 25 nisan 1955 galatasaray fenerbahçe basketbol maçı)
    (bkz: 8 nisan 1951 beşiktaş fenerbahçe maçı)

    youtube linklerinden, tek taraflı iftiralardan şike kanıtı uydurmaya çalışanların gözlerine gözlerine sokmak gerek şu belgeleri. alenen, delile, kanıta ihtiyaç duyulmaksızın şike yapıldığının tespitidir bu maçlar. neden? galatasaray şampiyon olmasın diye.

    yine nisan, yine oyunlar, senaryolar.

    edit: linkler düzeltildi
  • 17
    --- alıntı ---

    türkiye süper ligi'nde fenerbahçe'nin 2003-2004 şampiyonluğu'nun öyküsü...

    her şeyin "eşit!" olduğu ligimizde 2003-2004 sezonunda yaşananlar...işte gerçekler ..işte ilginç tesadüfler: * ligin 2. haftası trabzon'da oynanan trabzonspor-fenerbahçe maçında çıkan olaylar nedeniyle tff disiplin kurulu fenerbahçe'ye 1 maç saha kapama cezası verdi...ancak tahkim yürütmeyi durdurarak bu cezayı geri aldı..

    *ligin 5.haftası fenerbahçe-gaziantepspor maçının 65.dakikasında konuk takım kalecisine kale arkasından sayısız cisim ve şemsiye atıldı..(2 kere) kötü tezahürat yapıldı..o ana kadar maçı iyi yönetmekte olan selçuk dereli seyircinin baskısıyla takdir haklarını son 20 dakika tamamen fenerbahçe lehine kullandı..75.dakikada fenerbahçeli oyuncunun faul yaptığı pozisyonda fenerbahçe lehine serbest vuruş kararı verdi..o serbest vuruşla beraberlik golü geldi..fenerbahçe 1-0 mağlup duruma düştüğü maçı son 15 dakikada 3-1 kazandı.

    *ligin 6'ncı haftasında galatasaray-fenerbahçe maçının son dakikasında 60 milyonun gördüğü luciano'nun voleybol oynamasını sadece muhittin boşat görmedi ve fenerbahçe 1 puan aldı.ayrıca bir derbi mağlubiyetinin ağır travmasından da kurtuldu..

    *11.hafta oynanan beşiktaş-galatasaray maçında hakem ismet arzuman sarı-kırmızılı takımdan ayhan'ın sert futboluna,provokasyonlarına ve kartlık hareketlerine göz yumarken maçın ikinci yarısında frank de boer'un ceza sahası içinde kasıtlı olarak topu elle almasını görmedi maç 0-0 bitti.maç sonrasında tff yönetim kurulu gs teknik direktörü fatih terim'e yapılan küfürle tezahürat ve 2 takım taraftarı arasında karşılıklı atılan meşaleleri gözönünde bulundurarak beşiktaş'a 1 maç saha kapama cezası verdi..beşiktaş izmir'de oynadığı maçta 1-1 berabere kalarak 2 puan kaybetti.

    *11.hafta oynanan akçaabat sebat - fenerbahçe maçında konuk takım taraftarları güvenlik güçleriyle ve evsahibi takım taraftarlarıyla taşlı sopalı çatışmaya girdi..maçın ilk yarısının sonunda stattan çıkartılan stad dışında olayları sürdüren fenerbahçeli taraftarların çıkarttığı olaylar nedeniyle sarı-lacivertli takıma bir ceza verilmedi..

    *12.hafta da fenerbahçe rizespor karşısında 1-0 mağlupken 83.dakikada beraberliği yakaladı.ve karşılaşma berabere bitti..ancak maçın hakemi ali aydın, rizesporlu victoria'ya 85'nci dakikada ikinci sarı kartı göstermesine rağmen oyundan atmadı..ali aydın,yardımcıları ve 4.hakem bu hatanın farkına ne hikmetse varmazken tff tamamen kendi iradesiyle bu maçın tekrarına karar verdi ve ilk yarının sonunda oynanacağını açıkladı ancak bu kez devreye giren tahkim kurulu federasyonun belirlediği tarihi kabul etmeyerek fb lehine bu zezon 2.kez yürütmeyi durdurdu...çünkü maç federasyonun belirlediği tarihte oynansaydı fenerbahçe'nin yabancıları noel tatili yüzünden forma giyemeyecekti..

    *14'üncü hafta oynanan fenerbahçe -beşiktaş maçında hakem fenerbahçe'nin aşırı sert futboluna göz yumdu..kasıtlı olarak elle oynamaktan sarı kartı olan ali güneş , ibrahim'e arkadan yaptığı harekette 2. sarıyı görmedi...bir serbest vuruşu - 2 metre yükseklikte- kasıtlı olarak elle kesen tuncay bu poziyonda da kart görmezken cordoba'ya kontrolsüz bir şekilde çift ayakla kayarak girerek sakatladı ve yine kart bile görmedi..(öyle ki sakatlanan cordoba bir sonraki adana maçında oynamadı).fenerbahçeli luciano ahmet hassan'a yaptığı karate-vari hareketiyle kart görmedi..ahmet çakar bu maçı fenerbahçe’nin en za 8 kişi tamamlaması gerektiğini telegol’de açıkladı..hatta erman toroğlu hariç tüm otoriteler fenerbahçe'nin maçı 8 kişi tamamlaması gerektiğini ve beşiktaş'ın dayak yediğini söyledi...6 sarı kart gören fenerbahçe takımından kimse çift sarı kart görmezken 2 sarı bir kırmızı görmesi gereken tuncay şanlı maçı kartsız tamamladı..maç 2-2 berabere bitti..bir derbide daha hakem takdiri fenerbahçe'nin yanındaydı...

    *ilk yarının son haftasında fenerbahçe'nin malatyasporla oynadığı maçta fenerbahçe'nin bir penaltısı verilmedi ancak bu pozisyondan etkilenen hakem ünsal çimen karşılaşma 1-1 iken yarattığı bir başka penaltıyla sarı-lacivertli takımın 2-1 öne geçmesini sağladı.. bu maçın ilk yarısında hakem malatyasporlu fazlı’nın ilk yarı düşürülmesine devam derken 2.yarıda da ev sahibi takımın nizami bir golü verilmedi.. yine de son dakikalarda bir gol bulan malatyaspor maçı 2-2 bitirmeyi başardı.....

    *tff bir ilke imza atarak tekrar edilen rizespor maçında yeni transferlerin oynamasına izin verdi..(halbuki euroleague’de oynanan ve sayı hatası yüzünden tekrar edilen cibona – ülker karşılaşmasında ilk maçta sakat oldukları için oynayamayan oyuncular bile tekrar edilen maçta oynamadı) yeni transfer nobre bu maçta 2 gol attı.maç 1-0 iken fenerbahçe tartışmalı bir penaltı ve bu pozisyonda hakem bülent demirlek tarafından neden gösterildiği bilinmeyen bir kırmızı kartla maçı 2-0’a getirerek rahat bir galibiyet aldı...

    *ikinci yarının ilk haftasına 8 puan farkla lider giren beşiktaş ilk maçını inönü stadında samsunspor ile oynuyordu.konuk takımdan cesar,müslim ve evren’in faullerine seyirci kalan hakem cem papila maçın ilk 24 dakikasında beşiktaş’a toplam 4 sarı bir kırmızı kart gösterdi.. cesar’ın attığı dirseği görmeyen cem papila ibrahim’in bu harekete cevap vermesiyle 9 kişi kaldı 43.dakikada ahmet yıldırım’ın topu uzaklaştırmak istediği pozisyonda bir kirmizi daha gösteren hakem ile beşiktaş devreyi 8 kişi ancak yine de 1-1 kapattı..2.yarıda konuk takım 4-1 öndeyken 2 oyuncusu daha atılan beşiktaş maçta 6 kişi kalınca karşılaşma hükmen tescil edildi..bu maçta otoriteler tarafından süper bir yönetim gösterdiği iddia edilen cem papila, fenerbahçe puan farkıyla lider olana dek ! sarı-lacivertli takımın maçına verilmedi..

    yine 2.yarının ilk haftasında istanbulspor- fenerbahçe maçında hakem cüneyt çakır kaleci volkan'ın rakibine yaptığı 10 kusurlu hareketten birine penaltı vermedi..hakem çakır aynı maçta luciano’nun rakibinin suratına attığı dirseğe de kart çıkarma gereği görmedi..fenerbahçe maçı 1-0 kazandı..

    *19'uncu haftadaki fenerbahçe-trabzonspor maçında trabzonsporlu gökdeniz , maç 0-0 iken 10.dakikada çok açık bir şekilde gole giderken ofsayt kararıyla durduruldu..takdir haklarını yine ev sahibi takımdan yana kullanan ve tuncay,luciano ve ali güneş’e luciano'ya sarı kartlarını göstermeyen kuddusi müftüoğlu karşılaşma 2-1 ev sahibi takımın üstünlüğü ile devam ederken 2.yarının başında ibrahim ege'nin ismail güldüren tarafından ceza sahası içinde çelme ile düşürülmesini de ne yazık ki göremedi .fenerbahçe maçı 3-1 kazandı...

    *20'nci haftada oynanan ankaragücü - beşiktaş maçının hakemi bülent uzun ev sahibi takımın aşırı sert futboluna izin verdi..ankaragücü kaptanı yılmaz'ın en az 3 kez kart görmesi gereken haraketlerini görmemezlikten geldi..kırmızı kart görmesi gereken yılmaz maçı kartsız kapatırken beşiktaş'a 4 sarı 1 kırmızı kart çıktı .sert oynayan ev sahibi takıma ise sadece 2 sarı kart çıktı...bülent uzun beşiktaşlı ibrahim'e ceza sahası içinde yapılan açık penaltıyı görmezken beşiktaş’ın tümer ile bulduğu 1 gol de iptal edildi..maç 1-1 bitti..karşılaşma sonrası tüm otoriteler bülent uzun'un çok kötü bir maç yönettiğini kabul etti..

    *20'nci hafta oynanan elazığspor - fenerbahçe maçında hakem zafer önder ipek 90 dk boyunca tüm takdir haklarını sarı-lacivertlilerden yana kullandı..hakemin skora etki eden bir hatası olmamasına rağmen maç sonrasında elazığsporlu yöneticiler ve taraftarlar zafer önder ipek'e fiili saldırıda bulundu..

    *21.hafta oynanan fenerbahçe-diyarbakırspor maçında konuk takım kalecisi şenol'a 90 dk. boyunca koro halinde ağır küfürler edildi..cisimler ve hatta konyak şişesi bile atıldı...ancak sarı-lacivertli takıma herhangi bir ceza gelmedi...

    *22.hafta oynanan gaziantepspor - fenerbahçe maçında karşılaşma 1-0 konuk takımın üstünlüğü ile devam ederken fenerbahçeli fabio luciano'nun ceza sahası içinde açık bir şekilde elle oynaması hakem ali aydın tarafından devam kararı ile geçiştirildi..

    *22'nci hafta oynanan malatyaspor - beşiktaş maçında ahmed hassan'ın attığı nizami gol ofsayt gerekçesiyle iptal edildi... maç 0-0 bitti...

    *23'üncü hafta oynanan ve fenerbahçe'nin 2-1 kazandığı fenerbahçe-galatasaray maçında hakem ev sahibi takımın attığı 2 golun öncesinde de sarı-lacivertli oyuncuların rakiplerine yaptığı faulleri görmedi..özellikle 2.golde tuncay'ın cesar prates'e yaptığı -açık sarı kartlık- ayağa basma hareketi sonrası oyunun devam etmesi otoriteler tarafından bir skandal olarak yorumlandı..bu maçta galatasaray kalecisi mondragon'a ve galatasaraylı futbolculara içi idrar dolu şişeler ve bir çok cisim atıldı..ancak fenerbahçeye herhangi bir ceza verilmedi...

    *beşiktaş - samsunspor maçında atılan kartopları yüzünden verilen ceza yüzünden izmit'te oynadığı maçı 2-1 kaybetti..ancak hatırlanacağı gibi tff, berabere biten trabzon – elazığ maçında trabzonlu taraftarın sahaya girmesine bile ceza vermedi..

    *24'üncü hafta oynanan gençlerbirliği-fenerbahçe maçında konuk takımın attığı gol öncesi kaleci botanjiç tarafından uzaklaştırılan top fenerbahçeli nobre tarafından elle kesildi ve van hoojdonk takımının galibiyet golünü attı..lig tv yorumcusu toroğlu bile bu pozisyona elle oynama derken fenerbahçe bu sayede attığı tek şutla 3 puan daha kazandı...

    *24'üncü hafta trabzonspor - beşiktaş maçında karşılaşma 1-0 ev sahibi takımın lehine iken beşiktaşlı sinan'ın rakibi tarafından düşürülmesine penaltı çalınmadı..maç 2-0 iken de beşiktaşlı pancu'nun rakibinden topu kurtardığı bir pozisyonda ceza sahası içinde düşürülmesi hakem tarafından penaltı olarak yorumlanmadı...sinan’ın yine 2-0 iken rakip kale alanı içerisinde indirilmesinde de devam kararı çıktı.. beşiktaş maçı 3-0 kaybetti...bu maçta da beşiktaş'tan 5 oyuncu sarı kart gördü..bu hafta fenerbahçe maçı öncesi konyasporun en iyileri zafer ve altan sarı kart cezalısı idi.kartlara kimse bir anlam veremedi ve oynamadılar.fenerbahçe'nin ilk golünden önceki faulu de hakem görmedi.

    *fenerbahçe sezon başından beri sadece 3 kere gündüz maçı oynadı.(galatasaray,elazığ,istanbulspor) 3’ü de zorunlu idi..ancak beşiktaş 6 kez gündüz maçı oynadı..(2si zorunlu, istanbulspor ve elazığ) uzun lafın kısası tüm bu yaşananlardan şu yorumlar ve şu sorular çıkıyor.beşiktaş 11 puan önde olduğu için şampiyonluğu garanti görmüş ; galatasaray da gerilerde kaldığı için rizespor maçının keyfi tekrarına tepki göstermemiştir.bu maçın tekrar edilmesi,oynatılma tarihi ve yeni transferlerin tekrar edilen maçta oynaması tam bir haksız rekabettir,tam bir skandaldır. şayet fenerbahçe rize deplasmanında 1-0 önde iken (skor istediği şekilde iken) ali aydın 85.dakikada aynı hatayı yapmış olsa bu maç tekrar edilir miydi?

    kavgalı ve olaylı maçlarda bile çıkmayan 5 kırmızı kartın gösterildiği samsunspor maçının bir eşi ve benzeri daha lig tarihinde var mıdır ? hakemler ligin 2.yarısında fenerbahçe’nin aleyhine bir kere bile düdük çalmışlar mıdır ? bu ligde herşey gerçekten de eşit midir?

    savaşçı bir ruh ile oynayan,yorumcuların deyimi ile “rakibini ıssıran” fenerbahçe ligin kartlar açısından en centilmen takımı olurken rakibi beşiktaş’ın “en hırçın” takım olması tesadüf müdür ?

    tüm bu tesadüflerin fenerbahçe kongresiyle çakışması,sezon sonunda futbol federasyonu genel kurulu ve naklen yayın ihalesi olması da mı bir tesadüftür..?

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın