1
mustafa cengiz'in alamet-i farikası.
ne zaman birilerini, şahıs, kurum ya da olgu fark etmeksizin eleştirecek olsa, öncesinde yaptığı övgülerle eleştirinin tüm etkisini ve enerjisini dağıtmaktadır. çok ciddi bir iletişim hatasıdır.
--- alıntı ---
örneğin;
benim yedek disiplin kurulu üyeme tff'den ceza geldi. fenerbahçe başkanı'da geçen gün konuşuyor. bu arada ali koç'un şahsıyla ilgili en ufak bir problemim yok. kendisiyle bir araya geldiğimizde saatlerce futbol harici şeylerden konuşabiliyoruz. onun dediği gibi medeni bir insanız. transfer yaptılar ligimizin kalitesini artıracak kaliteli bir oyuncu. ama ona evin oğlu hoş geldi. diğerleri elin oğlu diyor .bu da ayrımcılık. bakalım tff ne diyecek."
--- alıntı ---
kendi yöneticisinin "bedevi'den aldığı cezayı, elin oğlu ile kıyaslarken bu kadar ön övgüye ne gerek var başkan allah aşkına? sen derdini anlatana kadar adam övgülerden zaten dört köşe oldu gerisini umursar mı?
bu açıklamaları lisede müdürün odasına alınan öğrenciye benzetiyorum. anlatamaz konuşamaz, utana sıkıla bir şeyler yumurtlar. ondan da artık kim ne anlarsa icraatın o kadar olur. bizimki de o hesap.
edit: imla.
ne zaman birilerini, şahıs, kurum ya da olgu fark etmeksizin eleştirecek olsa, öncesinde yaptığı övgülerle eleştirinin tüm etkisini ve enerjisini dağıtmaktadır. çok ciddi bir iletişim hatasıdır.
--- alıntı ---
örneğin;
benim yedek disiplin kurulu üyeme tff'den ceza geldi. fenerbahçe başkanı'da geçen gün konuşuyor. bu arada ali koç'un şahsıyla ilgili en ufak bir problemim yok. kendisiyle bir araya geldiğimizde saatlerce futbol harici şeylerden konuşabiliyoruz. onun dediği gibi medeni bir insanız. transfer yaptılar ligimizin kalitesini artıracak kaliteli bir oyuncu. ama ona evin oğlu hoş geldi. diğerleri elin oğlu diyor .bu da ayrımcılık. bakalım tff ne diyecek."
--- alıntı ---
kendi yöneticisinin "bedevi'den aldığı cezayı, elin oğlu ile kıyaslarken bu kadar ön övgüye ne gerek var başkan allah aşkına? sen derdini anlatana kadar adam övgülerden zaten dört köşe oldu gerisini umursar mı?
bu açıklamaları lisede müdürün odasına alınan öğrenciye benzetiyorum. anlatamaz konuşamaz, utana sıkıla bir şeyler yumurtlar. ondan da artık kim ne anlarsa icraatın o kadar olur. bizimki de o hesap.
edit: imla.