37
bir insanı, bir konuyu ya da bir yapıtı, doğru ve yanlış yerlerini bulup gösterme için yapılan inceleme. gerçek anlamı bu.
film izliyoruz, beğeniyor ya da beğenmiyoruz. fakat yönetmenin filmi çekme teknigini, oyuncuların oynama şeklini eleştirmiyoruz. tiyatro aynı sekilde. çünkü bilgimiz yok. bu işin okulunu okuyanlar ve özel olarak ilgi duyanlar hariç. fakat türkiye'de futbol ve politika deyince hepimiz herşeyi biliyoruz. hepimiz bildiğimiz için ikisinin de hali ortada.
öncelikle, mesele eleştirmek değil, eleştirmek için bir konu hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. ben teknik taktik bilmem, ne eğitimini aldım, ne de bazı yazar arkadaşlar gibi özel ilgim var. yorum yapmak ile eleştiri olayını karistiyoruz. biz yorum yapıyoruz, eleştiri değil. halı sahada futbol oynamak, hatta profesyonel futbol oynamak bile teknik taktik olarak futbolu bildiğini göstermez, teknik direktör olmak için eğitim alıyorlar mesala. o nedenle de futbol yazarları ya da ekranlarda konuşanlar için yorumcu denir. yorum yaparken de kahvehane ağzıyla yorum yapmakta bir sıkıntı yok, sıkıntı neden sonuç ilişkisi kurmadan, sadece skora ya da futbolcuların bireysel performansına göre hareket etmek.
eleştiri yaparken, objektif olunur, duygular işin içine karışmaz çünkü işin içinde istatistik vardır, eğitim vardır, matematik vardır. yorum yapmak ise subjektif bir olaydır. o nedenle de kerem geldiği noktadan ileri giderken terim'in etkisi olmaz ama mohammed geri giderken suçlusu terim olur. ya da benim gibi terim'i sevenler, takımın oyununu begenmese de düzeleceğine dair inanç taşır güvenir, begenmeyenler için terim'in gitmesi gerekir. hocaya ya da yazarlara hakaret boyutu olmadığı sürece de bu şekilde yorum yapmak herkesin sonuna kadar hakkıdır. nasıl ki hepimiz politika bilip! sohbetlerde türkiye'yi kurtarmaya çalışıyorsak, futbolu da bildiğimiz için galatasaray'ı daha iyi görmeyi yorumluyoruz. birbirimiz kırmaya gerek yok.
film izliyoruz, beğeniyor ya da beğenmiyoruz. fakat yönetmenin filmi çekme teknigini, oyuncuların oynama şeklini eleştirmiyoruz. tiyatro aynı sekilde. çünkü bilgimiz yok. bu işin okulunu okuyanlar ve özel olarak ilgi duyanlar hariç. fakat türkiye'de futbol ve politika deyince hepimiz herşeyi biliyoruz. hepimiz bildiğimiz için ikisinin de hali ortada.
öncelikle, mesele eleştirmek değil, eleştirmek için bir konu hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. ben teknik taktik bilmem, ne eğitimini aldım, ne de bazı yazar arkadaşlar gibi özel ilgim var. yorum yapmak ile eleştiri olayını karistiyoruz. biz yorum yapıyoruz, eleştiri değil. halı sahada futbol oynamak, hatta profesyonel futbol oynamak bile teknik taktik olarak futbolu bildiğini göstermez, teknik direktör olmak için eğitim alıyorlar mesala. o nedenle de futbol yazarları ya da ekranlarda konuşanlar için yorumcu denir. yorum yaparken de kahvehane ağzıyla yorum yapmakta bir sıkıntı yok, sıkıntı neden sonuç ilişkisi kurmadan, sadece skora ya da futbolcuların bireysel performansına göre hareket etmek.
eleştiri yaparken, objektif olunur, duygular işin içine karışmaz çünkü işin içinde istatistik vardır, eğitim vardır, matematik vardır. yorum yapmak ise subjektif bir olaydır. o nedenle de kerem geldiği noktadan ileri giderken terim'in etkisi olmaz ama mohammed geri giderken suçlusu terim olur. ya da benim gibi terim'i sevenler, takımın oyununu begenmese de düzeleceğine dair inanç taşır güvenir, begenmeyenler için terim'in gitmesi gerekir. hocaya ya da yazarlara hakaret boyutu olmadığı sürece de bu şekilde yorum yapmak herkesin sonuna kadar hakkıdır. nasıl ki hepimiz politika bilip! sohbetlerde türkiye'yi kurtarmaya çalışıyorsak, futbolu da bildiğimiz için galatasaray'ı daha iyi görmeyi yorumluyoruz. birbirimiz kırmaya gerek yok.