1
inanmayan gitsin baksın, pendikspor'un antrenmanı nasılsa, barcelona'nın antrenmanı aynıdır. biri düğmeye basıyor uzaktan, bundan böyle takımlar böyle çalıştırılacaktır. düz koşu, ısıtma gerdirme, hunilerden, sırıklardan geçmeler, taraftara kapalı antrenman, maçtan bir gün önceki taktik antrenmanı, kamplar, maça geliş........
maça gidenler bilir, takımlar 1 saat önceden çıkıyor sahaya. defans bir renk, forver başka renk yelek giyip, artada sıçan oynuyor. sonra huniler diziliyor sahanın bir yerine. hızlan, yavaşla, yalpa yap, bacakları gerdir, esne, yaylan. sonra yardımcı ceza sahasının önünde duruyor, sırayla topu ona atıyorlar, o veriyor topu sonra kaleye şut. hayatında kaleye şut atmamış servet'e de aynı, baros'a da aynı şut çalışması. koş allah koş, bir de taraftarın oley çektirmesi, sahayı tavaf etme. yani kısaca yarım maç.
arda, lincoln, kewell, nonda, ümit gibi futbolcuların dermanının yarısı gitti. sonra takımlar saha çıkıyor, arkadan kuralmış gibi baş antrenör görünüyor. genelde takım elbiseli havalı, sanarsın ki içerden bilimsel bir deney yapmışta öyle geliyor. varsa tribünde karısı, kızı akrabası onlara bir yan bakıştan sonra kulubeye oturuyor.
kimisi kulubeden çıkmaz, kimisi bir an oturmaz. bir an kaçırsa oyunu ne olacak, kontrol altında tutması lazım, hangi altyapı bilgisiyle, hangi zekayla oyuncuları takip ediyor sonra anlaşılacak. okey oyununda çıkmış taşları aklında tutamayan hocalar, kimin topla ne kadar oynayıp oynamadığını, üstelik karşı takımınkileri de aklında tutacak.
70. dakika değişiklik dakikası. iyide oynasalar, kötü de oynasalar geldi değişiklik zamanı. kimi sokacağını biliyor da, kimi çıkarsa acaba. aşağı tükürse sakal yukarısı bıyık. tabela 1-0 , dakika 70, ne yapsa acaba. bir gol daha atıp yan gelip yatsamı, yoksa şimdiden bütün takımı yatırsamı. ikinci şık en iyisi, her zaman gol atmak gol yemekten daha zor. sen yersen pozisyon hatası, şans, hakem, federasyon, atarsan taktik, teknik, beceri.
matematikte toplamadan başka işlem bilmiyorlar. alınacak 15 puan var ve rakiplerin kaybedeceği de 15. bu hesaba göre niye şampiyon olamasın. ihtimal yok mu? saati göster, totem yap eski monşerleri çağır. hatta geçen sene hangi kıravatı taktıysan aynısını tak. evliyalara güven, karşı takıma beddua et yenilsinler. iş bitince bir müddet görünme, yalan transfer haberi yay, seneye avrupa şampiyonu olacağız de. kandır bizi.
ulan sizden ne istedik biz be, de yapamadınız. bizim kadar emeğiniz bile yok şu takımda. para almasanız maçını bile seyretmezsiniz. başta yazdık, bütün takımların hocaları aynı, 5-10 ordinaryusu saymazsak, hepiniz aynısınız. alt tarafı lig tarihinin en kötü futbol oynanan sezonunda, en iyi kadroya sahip takıma iyi futbol oynatmak. kendini kasacağına, hiç bir şey yapmadan florya'da otursaydın bundan daha çok puanımız vardı. evi tesislerle yan yana, hayatı evde, antrenmanda, kampta, maçta, defans bölgesinde geçmiş. hiç bir sosyal faaliyetin içinde olmamış, vizyonu, karizması yok. onca sene kaptanlık yapmış, bir tane seveni yok. hakan ünsal'ı saymazsan, hiç bir takım arkadaşı sevmez. ersun yenal hakan şükür'ü sildiğinde bülent'i fasulyeden çağırmıştı, hatırlayın, koşa koşa gidip kampta yatmıştı. dayanışma yok, sahanın içindekini sayma, onlar mecburi. servet'de yapıyor aynısını.
takım belli, oyuncuların hepsini tanıyorsun. git evine yat, kadroyu 16 kişiye indir, gerisini sepetle, mikser yapmasınlar. arda'yı, lincoln'ü hafta içinde bolu dağı'na gönder, orada dinlensin, koşsun, kondisyon kazansın. maç günü kampa gelsin. ver sabri'ye 100 tane top, geçir paf takımın kalecisini haftada 500.000 şut atsın kaleye. barış'ı, topal'a top sektirt, tekniklerini geliştirsinler. stoperlerin tepesine topları as, zıplasınlar vuramasınlar, vurana kadar sıçrat. nonda akşam az yesin, onun tayınından topal'a ver zayıf kalmış çocuk. daha bir sürü şeyler....
bütün futbolcular aynı idmanı, aynı yemeği yiyorlar, aynı saatte yatıp kalkıyorlar. askerde olur, çünkü gelenler aynı yaşıt, futbolda olmaz. bırak yan gelip yatsın futbolcular, biliyormusunuz bu hafta sivasspor, fener maçından sonra hiç idman yapmadı, dinlenen sadece masaj yaptırılan futbolcular sahayı trabzon'a dar ettiler.
velhasıl, iş patladı. bu işin okulu olması lazım. öyle yalandan kurs falan olmaz. sanki kurs veren adam capello, trapattoni. yıllarca güntekin onay'ın babası kırmızı yeleğiyle öğretti bunlara, şimdi kim veriyor bilmem ama öğrettikleri adamlar sahnede. 2 sezonu bıraktık, baştan sona aynı takımda kalan yok.
zafere kaçış diye bir film vardı. orada antrenör taktik verirken pele aldı tebeşiri eline, tahtaya çizdi. çalım, çalım, çalım bir daha çalım şut ve gollll. (örnek, yusuf şimşek). denizli mi dedi, hadi gir oğlum 5 kişiyi çalımla golü attır. yusuf 6. da takılıp pas yerine çalım atıp kaptırsaydı vay dı haline.
biz daha çok ağlayacağız anlaşılan. biraz polliana olalım. iyiki yenildik, iyiki şampiyon olamadık. bu sene de bu şekilde şampiyon olsaydık, bir 10 sene daha kaybedecektik. bülent'in foyası ortaya çıkmayacaktı, adnan sezgin'in palavraları ihanetleri de. polat başkan günü kurtaracak, karanlıklara doğru yürüyecektik.
amaç, bir iki ve daha fazla galatasaray'lıyı uyandırmak, yıllardır bizlere yutturulagelen oyunları bozmak, sırtımızdan daha doğrusu kalbimizin çarpıntısından geçinenlerin maskesini düşürmektir.
galatasaray,2 senede bir değişen, rozet takan, alaylı, alaysız zenginlerin, kongrede oy verenlerin değildir. galatasaray o takıma gönül bağıyla bağlı olan, hiç bir karşılık beklemeden seven milyonlarca galatasaray'lınındır.
egemenlik , kayıtsız şartsız, milyonlarca galatasaray'lıyı temsilen stadyumda maç seyreden büyük galatasaray taraftarınındır.
maça gidenler bilir, takımlar 1 saat önceden çıkıyor sahaya. defans bir renk, forver başka renk yelek giyip, artada sıçan oynuyor. sonra huniler diziliyor sahanın bir yerine. hızlan, yavaşla, yalpa yap, bacakları gerdir, esne, yaylan. sonra yardımcı ceza sahasının önünde duruyor, sırayla topu ona atıyorlar, o veriyor topu sonra kaleye şut. hayatında kaleye şut atmamış servet'e de aynı, baros'a da aynı şut çalışması. koş allah koş, bir de taraftarın oley çektirmesi, sahayı tavaf etme. yani kısaca yarım maç.
arda, lincoln, kewell, nonda, ümit gibi futbolcuların dermanının yarısı gitti. sonra takımlar saha çıkıyor, arkadan kuralmış gibi baş antrenör görünüyor. genelde takım elbiseli havalı, sanarsın ki içerden bilimsel bir deney yapmışta öyle geliyor. varsa tribünde karısı, kızı akrabası onlara bir yan bakıştan sonra kulubeye oturuyor.
kimisi kulubeden çıkmaz, kimisi bir an oturmaz. bir an kaçırsa oyunu ne olacak, kontrol altında tutması lazım, hangi altyapı bilgisiyle, hangi zekayla oyuncuları takip ediyor sonra anlaşılacak. okey oyununda çıkmış taşları aklında tutamayan hocalar, kimin topla ne kadar oynayıp oynamadığını, üstelik karşı takımınkileri de aklında tutacak.
70. dakika değişiklik dakikası. iyide oynasalar, kötü de oynasalar geldi değişiklik zamanı. kimi sokacağını biliyor da, kimi çıkarsa acaba. aşağı tükürse sakal yukarısı bıyık. tabela 1-0 , dakika 70, ne yapsa acaba. bir gol daha atıp yan gelip yatsamı, yoksa şimdiden bütün takımı yatırsamı. ikinci şık en iyisi, her zaman gol atmak gol yemekten daha zor. sen yersen pozisyon hatası, şans, hakem, federasyon, atarsan taktik, teknik, beceri.
matematikte toplamadan başka işlem bilmiyorlar. alınacak 15 puan var ve rakiplerin kaybedeceği de 15. bu hesaba göre niye şampiyon olamasın. ihtimal yok mu? saati göster, totem yap eski monşerleri çağır. hatta geçen sene hangi kıravatı taktıysan aynısını tak. evliyalara güven, karşı takıma beddua et yenilsinler. iş bitince bir müddet görünme, yalan transfer haberi yay, seneye avrupa şampiyonu olacağız de. kandır bizi.
ulan sizden ne istedik biz be, de yapamadınız. bizim kadar emeğiniz bile yok şu takımda. para almasanız maçını bile seyretmezsiniz. başta yazdık, bütün takımların hocaları aynı, 5-10 ordinaryusu saymazsak, hepiniz aynısınız. alt tarafı lig tarihinin en kötü futbol oynanan sezonunda, en iyi kadroya sahip takıma iyi futbol oynatmak. kendini kasacağına, hiç bir şey yapmadan florya'da otursaydın bundan daha çok puanımız vardı. evi tesislerle yan yana, hayatı evde, antrenmanda, kampta, maçta, defans bölgesinde geçmiş. hiç bir sosyal faaliyetin içinde olmamış, vizyonu, karizması yok. onca sene kaptanlık yapmış, bir tane seveni yok. hakan ünsal'ı saymazsan, hiç bir takım arkadaşı sevmez. ersun yenal hakan şükür'ü sildiğinde bülent'i fasulyeden çağırmıştı, hatırlayın, koşa koşa gidip kampta yatmıştı. dayanışma yok, sahanın içindekini sayma, onlar mecburi. servet'de yapıyor aynısını.
takım belli, oyuncuların hepsini tanıyorsun. git evine yat, kadroyu 16 kişiye indir, gerisini sepetle, mikser yapmasınlar. arda'yı, lincoln'ü hafta içinde bolu dağı'na gönder, orada dinlensin, koşsun, kondisyon kazansın. maç günü kampa gelsin. ver sabri'ye 100 tane top, geçir paf takımın kalecisini haftada 500.000 şut atsın kaleye. barış'ı, topal'a top sektirt, tekniklerini geliştirsinler. stoperlerin tepesine topları as, zıplasınlar vuramasınlar, vurana kadar sıçrat. nonda akşam az yesin, onun tayınından topal'a ver zayıf kalmış çocuk. daha bir sürü şeyler....
bütün futbolcular aynı idmanı, aynı yemeği yiyorlar, aynı saatte yatıp kalkıyorlar. askerde olur, çünkü gelenler aynı yaşıt, futbolda olmaz. bırak yan gelip yatsın futbolcular, biliyormusunuz bu hafta sivasspor, fener maçından sonra hiç idman yapmadı, dinlenen sadece masaj yaptırılan futbolcular sahayı trabzon'a dar ettiler.
velhasıl, iş patladı. bu işin okulu olması lazım. öyle yalandan kurs falan olmaz. sanki kurs veren adam capello, trapattoni. yıllarca güntekin onay'ın babası kırmızı yeleğiyle öğretti bunlara, şimdi kim veriyor bilmem ama öğrettikleri adamlar sahnede. 2 sezonu bıraktık, baştan sona aynı takımda kalan yok.
zafere kaçış diye bir film vardı. orada antrenör taktik verirken pele aldı tebeşiri eline, tahtaya çizdi. çalım, çalım, çalım bir daha çalım şut ve gollll. (örnek, yusuf şimşek). denizli mi dedi, hadi gir oğlum 5 kişiyi çalımla golü attır. yusuf 6. da takılıp pas yerine çalım atıp kaptırsaydı vay dı haline.
biz daha çok ağlayacağız anlaşılan. biraz polliana olalım. iyiki yenildik, iyiki şampiyon olamadık. bu sene de bu şekilde şampiyon olsaydık, bir 10 sene daha kaybedecektik. bülent'in foyası ortaya çıkmayacaktı, adnan sezgin'in palavraları ihanetleri de. polat başkan günü kurtaracak, karanlıklara doğru yürüyecektik.
amaç, bir iki ve daha fazla galatasaray'lıyı uyandırmak, yıllardır bizlere yutturulagelen oyunları bozmak, sırtımızdan daha doğrusu kalbimizin çarpıntısından geçinenlerin maskesini düşürmektir.
galatasaray,2 senede bir değişen, rozet takan, alaylı, alaysız zenginlerin, kongrede oy verenlerin değildir. galatasaray o takıma gönül bağıyla bağlı olan, hiç bir karşılık beklemeden seven milyonlarca galatasaray'lınındır.
egemenlik , kayıtsız şartsız, milyonlarca galatasaray'lıyı temsilen stadyumda maç seyreden büyük galatasaray taraftarınındır.