• 26
    galatasaray'ın hakkının her yerde olduğu gibi ve belki de en çok yendiği yer olan kadın basketbol branşımızın hocasıdır. kısıtlı kadrosu, kaçan oyuncuları, yöneticisi olduğu branşlardan habersiz idarecilerin ve ilgi göstermeyen taraftarın olduğu yerde, kendince çok haklı bir reaksiyon vermiştir. tepki gösterdiği hakemin kadın olmasının önemi yoktur. çok değil daha 1,5 ay önce oynanan erkek basketbol maçında, fenerbahçe'nin kadrolu kadın tetikçisinin yaptıkları ortada.
  • 27
    https://www.instagram.com/...utm_medium=copy_link

    ilgili tepkisinde söylediklerini tam olarak anlayamadım ama hakaret falan da yok sanki.

    abi ben anlamıyorum, hakem kadın olsa ne olacak ki? hayırdır kadınlara tepki göstermek yasak mı?

    ilgili videoda yalnızca beni mi dinliyorsun maçı mı yönetiyorsun ve de suç sende değil sana maç yönettirende gibi ifadeler açıkça anlaşılıyor. diğer kısımlarda da hakaret veya tehditvari bir söz yok ise hiçbir problem yok ilgili tepkide. hakeme bir antrenör bu şekilde tepki gösterebilir, ha sahaya girmesi çok hoş görünmeyebilir ancak sahaya girdi diye efendim kadına karşı böyle mi davranılır triplerine girmek hiç de doğru değil.

    bu şekilde yaklaşanların kadınları düşük gördüğü fikrine kapılıyorum ben. nasıl bir erkeğe bu şekilde tepki gösterilebiliyorsa kadına da aynı şekilde gösterilebilmeli. kadın da tıpkı bir erkek gibi önemli noktalarda görev alabilen bir birey, erkek ne ise kadın da o. o yüzden ama o kadın falan demek kabulü mümkün olmayan bir durum.

    edit: bu arada efe güven kim hiç bilmem, hayatımda kadın basketbolunu da bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar izlemişimdir.
  • 29
    türk futbol hakemlerinden daha irrite edici bir şey varsa o da türk basketbol hakemleridir. lise maçlarından amatöre, alt liglerden 1. lige kadar tamamı garip bir egonun içindedir. en büyük zevkleri kenar yönetimlerine teknik faul çalmaktır. höt desen basar teknik faulü. neden? çünkü teknik faul verirken teatral bir görüntü verilir, basketbol hakemleri bayılır o görüntüye. burda benim sözüm geçer demektir ayrıca.

    konuya gelirsek burda da aynı şey var. kadın erkek farketmez, hakem teknik faulü kovalamış ve çalmıştır. koç da çileden çıkmıştır. haklıdır, ağzına düdüğü alanın kendini allah sandığı bir ülkede yaşıyoruz çünkü. birilerinin bunlara aslında bir halt olmadıklarını hatırlatması gerekiyor.

    https://www.instagram.com/...utm_medium=copy_link
  • 30
    sırtını dönüp benche söylediği bir şey için ikinci teknik çalıp atan hakeme "maçı mı yönetiyorsun beni mi dinliyorsun" dediği için idam sehpasına çıkartılan koç.

    120 yıllık galatasaray'ı neredeyse stajyer hakemler bile keyfine göre doğrayıp biçiyor, üstelik branş ve saha ayırmaksızın.

    hal böyleyken hocanın hedef gösterilmesi ayrıca enteresan...
  • 31
    kadın hakem diye sessiz kalsaydı tepki görmesi gerekirken cinsiyetten bağımsız haklı ya da haksız kendini savunduğu için eleştirilen koç. hiç tanımıyorum kötü bir insan da olabilir, bilmiyorum. duyduklarım kadarıyla yakışmıyor dediğim bir şey yok. spor müsabakalarında sık gördüğümüz şeyler. şuna da ayıp ayıp olmuş demezsin sadece golf izlesen bile.

    https://www.instagram.com/...utm_medium=copy_link
  • 32
    spor sahasında bu işin kadını erkeği yoktur.

    orada hoca işini yapıyor uğradığı haksızlık sonucu reaksiyon gösteriyor yani olması gerekeni yapıyor. şimdi karşısındaki kadın diye uğradığı haksızlığı sineye mi çeksin. bir erkeğe vereceği tepkileri kadın diye vermeyecekse o kadının orada ne işi var. işlerine geldi mi kadın erkek eşitliği derler işlerine gelmedi mi kadına terbiyesizlik.

    efe güven bir kadın takımının antrenörüdür , sürekli kadınlar ile iç içedir yani zaten bir terbiyesizliği olsa onlara da olurdu.

    hakeme itiraz etmiştir romantikleştirmeye gerek yok olayı.

    https://www.instagram.com/...utm_medium=copy_link
  • 34
    aklıma ilk deadpool filmindeki bir sahneyi getiren basketbol koçu. deadpool namı diğer wade wilson, düşmanı olan francis isimli karakteri ararken kendisiyle ilişkili herkesi sorgulamaktadır. sorgulamalar esnasında kadın bir karakterle karşılaşır ve kendisine saldıran karakteri iterek yere düşürür. sonrasında ise kadını vurmak üzereyken "acaba seni kadınsın diye öldürürsem mi cinsiyetçilik olur yoksa öldürmezsem mi cinsiyetçilik olur?" diye sorgular.

    günümüz dünyasında cinsel eşitlik adı altında erkeklere uygulanan psikolojik baskıyı tiye alan çok güzel bir sahnedir. öncelikle kadına şiddete tabi ki de hayır. ama sırf kadın diye hakkını yiyenlere, sıranı kapanlara, üstün cinsmiş gibi sürekli ve her halükarda hoşgörüyle yaklaşılmak zorunda bırakılan cinsel ayrımcılıklara da hayır.
  • 35
    görevine son verilen kadın basketbol takımı başantrenörü. işin can alıcı kısmı ise 3 gün sonra kulüpte olmayacak insanlar tarafından görevine son verilmesi. siz nasıl bu koltuklara oturdunuz nasıl hesaplarınız var hiç anlamıyorum. sizden kurtulmamızın ne kadar hayırlı olduğu şu son hamlenizden bile belli. burak elmas ve yönetimi her konuda sınıfta kalan bir yönetim olarak tarihe geçti.

    --- alıntı ---

    kulübümüz altyapısında çok genç yaşta başladığı antrenörlük kariyerine 2018’den beri kadın basketbol a takımımızın başantrenörü olarak devam eden efe güven ile yollarımızı ayırmış bulunmaktayız. galatasaray camiasında kazandığı kültür ve değerler ışığında yoluna devam edeceğine inandığımız efe güven’e bundan sonraki antrenörlük kariyerinde başarılar diliyor, emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz.

    --- alıntı ---
    https://www.galatasaray.org/...rler-efe-guven/50933
  • 38
    a takım baş antrenörlüğünün bütün görev süresi boyunca olduğu gibi yine enteresan(!) şekilde veda edilen coach.

    30 nisan 2022 galatasaray olağanüstü seçimli genel kuruluna yazı ile üç gün kalmış. mevcut yönetim kurulu idari açıdan ibra edilemediği için seçimde aday bile olamıyor. kadın basketbol'dan sorumlu yönetici zaten mevcut yönetimin üyesi, yardımcıları(!) da seçim yatırım olarak tepeden inme yanında getirdiği kişiler. yani bu yönetimin aslında takımla ilgili hiçbir tasarrufunun olmaması gerekiyor.

    öte yandan hocanın 2021 yılı mayıs ayında imzaladığı sözleşme 1 yıllık olarak açıklansa da muhtemelen sezon sonuna kadar geçerli olacak şekildeydi. nesibe aydın serisinin kaybedilmesi sonrası aslında hoca boşa çıkmış durumdaydı. yani bir ihtimal olarak hoca gelecek sezon için ne olursa olsun devam etmek istemediğini bildirdiği için bugünkü veda paylaşımı yapılmış olabilir.

    işin özüne ve problemin kronik olanına gelirsek...

    ister hoca görevi bırakmış olsun, ister absürd bir şekilde seçime üç gün kala kovulmuş olsun. bunun birinci, ikinci, üçüncü hatta beşinci sebebinin ne sportif gidişatla ne de koçluk performansıyla ilgisi yoktur. bu 2018 yazında maljkovic'in başının yenmesi sonrası takıma çökmeye hazırlanan nevriye yılmaz-özge alev-ceren ateş üçlüsüne düzenlenen "karşı bir darbe" ile takımın başına geçişinde de böyleydi. 4 yıllık görev sürecinde yaşanan sayısız olayda, insanların ona karşı tutumlarında ve verilen/verilmeyen desteğin önemli kısmında da böyleydi. bugün enteresan sayılabilecek ve kamuoyunda çeşitli reaksiyonlar yaratan vedasında da böyle oldu...

    şubeyi yönetecek güce sahip olanlar, açıktan yönettiğini ya da yönlendirdiğini iddia edenler, ya da beyhude de olsa attığı çığlığı en azından hedefine duyurabilecek durumda olanlar yıllardır bu hezeyanlar içinde boğulmakla meşgul. sportif gidişat, performans, idari yapı, transfer, sponsor gibi konularda çözmesi gereken milyon tane sorunu olan bir azınlık yıllardır sonu gelmeyen bir karanlığın içinde debelenmeye devam ediyor...

    taraftar dediğin sportif performansa, hadi bilemedin karakter ya da duruş gibi konulara bakarak pozisyon alır. çok ekstrem bir durum varsa idari konular hakkında kabaca bir söz söyler.

    biz yıllardır bazı vedaların arkasından taraftar refleksiyle kahrolurken insan olarak "iyi oldu be kurtardı kendini" diye acı acı gülümsemek zorunda kalıyoruz. efe güven ilk olmadı, son olup olmayacağını da bir şeylerin değişmesi değil öyle bir karaktere daha denk gelip gelmeyeceğimiz tayin edecek...

    böyle bir şubenin ne düzgün bir kadrosu olur, ne düzgün bir yönetimi olur, ne düzgün bir yapısı olur, ne düzgün bir sponsoru olur, ne düzgün bir transferi olur, ne de düzgün bir taraftarı olur. bir gün şubenin başına üşüşmüş akbabalardan ve onların bizi içinde debelenmek zorunda bıraktığı bu pislikten arınırsa; şairin dediği gibi bir gün güneş bizim için de doğabilir...
App Store'dan indirin Google Play'den alın