artık bir teşekkürü hakettiğini düşündüğüm eski ve yeni galatasaray başkanı.
ilk döneminde gerçekten çok kötü bir başkanlık kariyeri geçirmişti. o döneme kadar gördüklerimizin en kötüsüydü.
adnan polat ve rahmetli başkan
özhan canaydın'ı bile aratmıştı. ama ne o dönemde ne şimdi "kötü insan" söylemine asla katılmadım. sayın başkan
* asla kötü bir insan değil ama kötü bir yöneticiydi.
yeni başkanlığı döneminde ise şimdiye kadar müthiş işler yaptı.
florya ve
kemerburgaz arazileri ile ilgili adımlar atması,
galatasaray adası'nın restorasyonunu bizzat karşılaması vs. bunun dışında "bundan sonra geri planda kalacağım" diyip tüm idareyi
erden timur'a bırakması da gerçekten güzel bir jestti.
yine kendisinin, bir özeleştiri yapıp "ilk dönemim çok kötüydü ama ondan ders aldım" demesi de türkiye sınırları içerisinde uzun zamandır herhangi bir yöneticiden duymadığımız bir şeydi.
başkanın ilk dönemindeki transfer dönemleri birer eziyetti.
(bkz:
cimbom tersten fakslar)
sneijder'in gönderilmesi, birçok futbolcuya verilen alakasız yüksek rakamlar vs vs. ama ikinci döneminde çok az bonservis ve yıllık ücret vererek çok sükseli transferler
* yaptı. öyle ki bu transferler avrupa'da dahi ses getirdi. yıllardır rakipler tarafından her transfer döneminde elimizden birçok oyuncu alınmıştı ama bu dönemde tam tersi
* gerçekleşti. tek eleştireceğim nokta futbolcu satışları olabilir transferde.
hoca hamlesi de son derece yerindeydi. geçen seneden çok yıpranmış takıma net bir hoca getirdi.
okan buruk gibi kendisini kanıtlamış ve bu şansı son derece hakeden bir isme bu görevin verilmesi en doğrusuydu. linçci, herşeye ağlayan tayfa dışında kimse buna tepki göstermedi ki onlar galatasaray ile ilgili herşeye tepki gösteriyor.
uzun lafın kısası yazımın başında belirttiğim gibi ben kendi adıma sayın başkana teşekkür ediyorum. asla kötü bir insan olduğunu düşünmedim. böyle devam eder inşallah.