kısa vadede belki kazanımlarımız olsa da orta-uzun vadede çok da verimli geçiremediğimizi düşündüğüm dönem.
ilk iki hatta bir buçuk sezonda gelen iki şampiyonluk da çok önemli şampiyonluklardı. yedi sene boş geçtikten sonra üst üste iki şampiyonluk alan beşiktaş'ın hızının kesilip o iki sezonun mali yüküyle yüz yüze bırakılması, fenerbahçe'nin her ne kadar liderlik el değişmese de son haftada yine hezimet yaşaması, ikinci sezonda 8 puanlardan gelinip şampiyon olunması, tüm bunlar yapılırken finansal fair play kıskacından sıyrılması çok büyük işlerdi.
entry tarihi itibarı ile günümüzde şampiyonluk sayıları 22-19-16 şeklinde sıralanıyor. fenerbahçe tarihinin en uzun şampiyon olamama serisini yakalamış durumda ve psikolojik olarak bunun yüküyle boğuşur vaziyette. yine tarihte ilk defa şampiyonluk sayıları olarak hem galatasaray hem de beşiktaş'a eşit uzaklıkta olmak üzere ikinci sıraya düşmüş durumda. tabi beşiktaş da neredeyse otuz yıl sonra bu sıralamada ikinciliğe bu kadar yaklaşmış durumda.
tüm bu psikolojik etmenler galatasaray'ın elini en azından dört ya da beş yıllık periyodda rahat tutacak. fenerbahçe tarihinde ilk defa olacak bir üçleme çıkarsa bile galatasaray'ın önüne geçme şansı yok. öyle bir rahatlık var. kaldı ki
24 eylül 2013 sonrası fatih terim kendi ağzıyla "bay bay" demediği sürece kimsenin onu gönderemeyeceği
nerede kalmıştık tweeti için enter tuşuna basıldıktan hemen sonra belli olan bir konuydu. nitekim neredeyse kanlı bıçaklı olduğu mustafa cengiz yönetimi bile en fazla sözleşmesini yenilemeyip kısa bir süre görevden ayrı kalmasına sebep olabildi.
fatih terim'in florya'nın kapısından teknik direktör olarak girdiği 1996 yazında 37 sezonluk şampiyonluk sayıları fenerbahçe 13, galatasaray 10, beşiktaş 9 şeklindeydi.
nerede kalmıştık tweetinin atıldığı akşama kadar geçen 21 yılda durum galatasaray 20, fenerbahçe 19, beşiktaş gökten düşen iki şampiyonlukla 15 şekline gelmişti. şampiyonluk frekansını neredeyse ikiye katlayan bir galatasaray ki 10 şampiyonluğun 6 tanesi bizzat fatih terim'in idaresinde yaşanmış, 2 şampiyonluk da onun dönemlerinden kalan kadrolara yapılan eklemelerle ve ekstra performanslarla gelmiş. kalan iki şampiyonlukta da yine fatih terim'in kulübe kazandırdığı oyuncuların önemli rolleri var. galatasaray tarihine bu derece etki etmiş bir isim fatih terim...
dördüncü fatih terim dönemi başlarken hoca 64 yaşındaydı, gün itibarı ile 68 yaşında. yani her ne kadar istemesek de kariyer olarak artık sonlara gelmiş durumda. yani beşinci bir fatih terim dönemi, bu sebepten ötürü mucizeden öte bir ihtimal değil. hal böyleyken ve psikolojik anlamda ciddi bir avantaj yakalanmışken çoktan bir geçiş dönemi planlamasına girilmesi gerekiyordu. dördüncü fatih terim döneminin sekizinci transfer dönemindeyiz. ilk iki sezonda 22-19-15'in yakalanmasını bile bir kenara bıraksak,
futbolcuların geçmişine değil geleceğine yatırım kafasına girdiğimiz günlerden bugüne beşinci transfer dönemindeyiz. her transfer döneminde sadece bir mevkiyi uzun yıllar boyunca kapatacak bir oyuncu alsaydık, çoktan 5-6 kişilik bir çekirdek kadroyu oluşturmuş olurduk.
oysa bu dönemde farklı transfer şekillerinde yaklaşık 40 farklı oyuncu gelmiş takıma. bu 40 oyuncu arasında yeni başladığımız 2021-22 sezonu bir kenara 2022-23 sezonunda da takımda kalması gerekir dedirten kaç oyuncu var? koskoca galatasaray'ın koskoca scout ekibi her transfer sezonunda bir mevkiyi uzun yıllar kapatacak bir oyuncu bulamaz mıydı, elbette bulurdu. aldığın kadar sat tarzı sınırlamalar olsa bile her dönemde bir tane bu tarz transfer yapılamaz mıydı, bence yapılabilirdi.
önemli olan bu tarz bir planlamaya girişmek ve bunun arkasında durabilmekti. galatasaray'da bu tarz bir planlamayı yıllara yayabilecek ve bu süreçte yaşanacak olası başarısızlıkları göğüsleyebilecek mevcut tek isim fatih terim. zaten tüm çuvallamalara rağmen hatırı sayılır bir kısım taraftarın hala arkasında durması da bunun bir sonucu.
allah uzun uzun ömür versin tabi ama
sir alex ferguson'un bile 71 yaşında emekli olduğu dünyada fatih hocanın da artık sonlara geldiği kaçınılmaz bir gerçek. hatta dördüncü dönemin ilk günlerinde bile "lig tarihinin en yaşlı teknik direktörleri" listelerini sandıktan çıkartmıştı gelişiyle. hoca tamamen emekli olduktan sonraki dönemde, belki de 8-10 sene ciddi bir bocalama yaşanacağının bilincinde olmak gerekiyor. istatistiklerden öte karakteristik bir bocalama, arayış içinde geçen yıllar olacak.
dördüncü fatih terim döneminde, hele başlar başlamaz iki şampiyonluğu da kopardıktan sonra artık bu konuların gündeme gelmesi ve ona göre aksiyon alınması gerekiyordu. galatasaray'ı 2020'lerin sonuna taşıyacak bir çekirdek kadronun oluşturulması, bu geçiş döneminde hocanın mirasını taşıyacak bir ismin yetiştirilmesi ve camianın buna hazırlanması...
fatih hoca futbolu bıraktıktan sonraki sezon ki 14 senelik hasretin bitişine denk gelir, sürekli florya'da jupp derwall ile beraberdi. futbolculuğunun iki yılını da zaten onun antrenörlüğünde geçirdi. florya'da biraz daha "takıldıktan" sonra ankaragücü ve göztepe ile ilk denemelerini yaptı,
sepp piontek gibi bir üstadın yanında pişti ve kendisini imparatorluğa taşıyan kariyer basamaklarını tırmandı.
hoca ikinci döneminde zaten ilk dönemdeki ekibiyle birlikte görev yaptı. üçüncü döneminde hasan şaş, ümit davala ve claudio taffarel ile çalıştı. hasan şaş da ümit davala da "heyecanlı bir yancı"dan öteye gidemedi, kendini ispatlayacak bir fırsatı belki kovalamadı belki bulamadı. dördüncü dönemine de bu ikiliyle başladıktan sonra
necati ateş ve
selçuk inan ile değiştirdi.
arda turan her ne kadar sahada olsa da bu göreve hazırlamak için transfer edildiği söylenen bir diğer isim. bu isimlerden birinde bu aşı tutacak mı, ya da hoca dominant karakterini geri plana alıp eğitici bir yaklaşımla bir miras bırakabilecek mi; bugünlerde tartışılmas gereken konulardan biri aslında bu olmalı...
bu isimlerden biri ya da bir kaçı bu bayrağı devralsa bile hoca gibi har vurup harman savuramayacak ya da başarısız olsa müsammaha gösterilmeyecektir. o yüzden bu geçiş dönemine kadro ve oyun karakteristiği olarak hazırlık yapılması gerekiyor. brian birch ya da jupp derwall ayarında fark yaratacak bir hocayı galatasaray'ın başına getirebilecek ve ona istediği imkanları sağlayacak bir ekonomik düzen seksenli yıllarda kaldığı için galatasaray'ın edindiği devamlılığı sağlayabilmesi için fatih terim sonrası için yine bağrından bir isim çıkarması şarttır aslında.
özellikle iki sezondur kötü futbol ve avrupa hezimetleriyle aslında bir bedel ödeniyor. ancak karşılığında bu bedele değer bir hazırlık ya da hamleler olup olmadığı çok büyük soru işareti. camianın, yönetimin hatta kulübün ileri gelenlerinin yavaş yavaş odaklanması gereken şey aslında bu geçiş döneminin kurgulanması. gerek hocanın varlığı, gerek şampiyonluk sayılarının ve ekonomik durumun sağladığı psikolojik üstünlük bize dört beş yıllık bir zaman sağlıyor. ancak bu dört beş yılı da geçmiş dört yıl gibi har vurup varman savurarak geçirirsek belki de bocalamayı 2030'ların ortalarına kadar uzatmış olacağız...