• 382
    750 trilyon metreküp doğalgaz rezervi bulmamız ile sonuçlanacak olan kur.

    reis doğalgaz buldukça, dolar daha da artıyor. sanırım bu gidişle doğalgaz petrol bulmamız da gidişini engelleyemeyecek. geçen gün yine yol yaptık diyordu, tek elde kalan , tabanı costuracak atılım; yol atılımı. başka da elde avuçta bir şey kalmadı zaten.

    100 bin liradan aşağıya alınacak düzgün araba yok, biz de yolla köprü ile seviniyoruz. ömrü metroda, otobüste geçmiş adam, şehirler arası inşa edilen yollara seviniyor.

    bu dolar kuru ile ne spor izlenir, ne teknolojik bir alet alınır ne de yiyecek ekmek buluruz. tahılı bile yurtdışından ithal eden bir ülke için asıl cehennem şimdi başlıyor.
  • 383
    eski iett şoförü ve hileli sucuk satan reyiz ile üniversitede birkaç ekonomi dersi almış damadın bir türlü anlayamadığı bir durum var. türkiye'de ihracatın ithalata bağlılık oranı %60'larda. en büyük ihracat kalemlerinden biri olan demir çelik ve dolayısıyla araç sektörünü ele alırsanız bu oran %77'lerde. her bir 100 dolarlık ihracat için 77 dolar ithalat yapman gerekiyor. ülkede enerji, transportasyon, hammadde gibi bütün ana kalemler döviz cinsiyle alınıyor ve ölçülüyor. kurun etki ettiği en büyük kısım emek sermayesi=işçilik. işçilik ise bir üretimin tekstil hariç olsa olsa %10-%15' ini kapsar. bu sebeplerden dolayı düşük tl size ihracatta bir yere kadar avantaj sağlıyor, götürdüğü getirdiğinden fazla oluyor.

    bu döviz artışı otomatikman ülkeye enflasyon olarak geri dönüyor; faiz enflasyon ilişkisi akıllara zarar ve iktisat bilimine karşı gelecek şekilde ilişkilendirildiği için ve tcmb emirle hareket ettiği için dolarizasyonu arttırıyor, halk fakirleştikçe fakirleşiyor, alım gücü çılgınlar gibi düşüyor.

    şahsi fikrim en azından danışmanlarının bu rekabetçi=zayıf tl yalanına çok inanmamakla beraber bir hikaye anlatma gerekliliği hissetmesinden dolayı ortaya atılmış bir durum gibi geliyor. ülkenin hiçbir şekilde yönetilememesinin bir bahanesi gibi.

    yazık bu ülkeye ve insanlarına. tl'nin gerçekten bunu hak etmediğini düşünüyorum.
  • 384
    sasirtmayarak yukselisine devam eden kur.

    gectigimiz aylarda burada pek cok yazar arkadasla etraflica durumu ozelden konustuk. ben londra'da bankacilara ve fon yoneticilerine turkiye'nin bu ekonomi politikasini aciklamakta utanc duydum. sonucta, teoriye ve bilime karsi bir is yapilmaya devam ediliyor. politika faizi uzerinden ekonomistleri ve piyasayi (hem yerel hem uluslararasi para piyasasasini) salak yerine koyan bir merkez bankasi, buyudukce buyuyoruz diyen bir ekonomi bakani mevcut.

    ulke maalesef futboldan ve spordan cok daha ciddi sorunlarla bogusuyor. ozellikle doviz uzerinden donen bir futbol ekonomisini de goz onunde bulundurursak, kuluplerin cok yakinda kepenk kapatabilecegini dusunuyorum. ya da, hukumet fonlayip onlari yuzdurecek.

    fakat, hukumet gordugumuz kadariyla abartmayin ve keyif cayi icin diyor vatandasina.
  • 389
    maalesef doğru düzgün yapısal reformlar yapılmadığı sürece 8'i bile mumla aratır hale gelecek kur.
    peki nedir bu yapısal reformlar* diyenler için, özellikle şu özgür demirtaş hocamızın katıldığı meşhur bir cnn türk yayını var. şakkadanak içeren. o yayında özgür demirtaş'ın anlattıklarını dinlemenizi tavsiye ederim. ayrıca kendisinin youtube kanalından da gayet doğru bilgiler edinebilirsiniz.
  • 390
    hepimizi son derece ilgilendiren bir durum. zira üretim yapamaz hale getirilmiş ülkemizde benzin, doğalgaz başta olmak üzere binlerce kalem ürün yurtdışından geliyor. bir kısmı euro, önemli ölçüde kısmı da dolar üzerinden fiyatlandırılıyor. zaten yaşanamayacak kadar pahalı hale gelmiş ülkenin daha da çok belini bükecektir. ha ekonomi bakanı döviz kuruna bakmıyordu değil mi? aferin.
  • 392
    sözlüğün gündemine girdiği 2016 yılı aralık ayında 3.44 türk lirası civarında seyreden kur. sadece 4 yılda %132 artmış. bir önceki %132'lik artış periyodunu da geriye sarınca 8 yıla ihtiyaç duyuluyor. daha düzgün türkçe'yle anlatmaya çalışırsam 2008-2016 arasında yaptığı yüzdelik artışı 2016-2020 arasına sığdırmış. bir başka değişle, son 4 yıldaki oranda artmaya devam ederse 2024 yılında 18-19 türk lirasını görecek.

    ilgi alanımız içinde gidersek bunun kulüplere şöyle bir geri dönüşü var.

    2000 yazında galatasaray "avrupa gol kralı" mario jardel'i 16 milyon dolar karşılığında transfer etti. 2000 yılı sonundaki dolar/türk lirası kuru olan 671000 liradan hesaplarsak, 2005 yılında paradan 6 sıfır atıldığını da göz önüne alırsak, 10 milyon 736 bin türk lirasına denk geliyordu.

    2016 aralık ayında 16 milyon dolar alabilmek için 55 milyon türk lirasına ihtiyaç duyuluyordu. entry tarihi itibarı ile ise tam tamına 128 milyon türk lirasına ihtiyaç duyuluyor. eğer bu şekilde giderse bir 4 yıl daha sonra 288 milyon türk lirasına ihtiyaç duyulacak.

    daha futbol piyasasındaki fiyat değişimlerine falan da girmedik. gerçi bu entry euro kuru başlığında daha uygun olacak belki ama, kur farkının temel olarak ilgi alanımız içindeki etkisi bu şekilde. sporcuları kontratları üzerinden değerlendirirsek, sadece 4 yıllık bir sürede 2.5-3 katı daha az değerli oyunculara yönelmek zorunda kaldık. üstelik hiçbir tasarruf yapamadan.

    tabi bunlar bakkal hesabı. ama dolaylı yoldan kur artışının temel etkisi bu oluyor...
  • 394
    sorun doların artması değil asıl sorun türkiye ekonomisinin tüketime dayalı ekonomi olması. bu yüzden dolar büyük bir sorun teşkil ediyor bazıları sen dolarla bir şey almıyorsun felan yazıyor hayır aldığın her şeyi dolarla alıyorsun çünkü aldığın her şey yurt dışından geliyor ve tl'ye çevriliyor. sen sadece bunu alırken ülke para birimini kullanıyorsun. bu buğday,saman fiyatının arttığını ve birinin biz eti para ile alıyoruz samanla almıyoruz önemli değil demesi gibi bir şey. eğer çin,vietnam,taivan gibi üretime dayalı ekonomimiz olsaydı dolar/tl sıkıntı olmazdı hatta çoğu yönden ihracatı arttıracağı için olumlu olabilirdi ama tamamen tüketime dayalı olduğu için batma noktasına doğru gidiyoruz. ki şuan ülke planlaması değişse ekonomik reformlar atılsa ancak 5 senede etkisini gösterir düşünün ki böyle bir değişimin olmayacağıda ortada. bu da demek oluyor ki türkiye çoktan iflası verdi en az 20 seneyi ekonomik krizde geçireceğiz bunub kurtuluş yolu yok. türk takımları zaten ekonomi kötü değilken berbat yönetilmeleriyle iflasa gidiyordu bu ülke ekonomiside son toprağı atmış oldu. şu saatten sonra türk kulüpleri batmaktan kurtulamaz.
  • 397
    bugün şok market'ten:

    700 gr tavuk bonfile----16 tl
    1l ayçiçek yağı-------------18 tl
    3 patlıcan-----------------6 tl
    2 sarımsak----------------6 tl
    1l süt-------------------------4 tl
    500gr yoğurt--------------4,5 tl
    1 paket sigara--------------15 tl
    500 gr. dondurulmuş uskumru-------17 tl
    5 domates--------------‐--5 tl
    200 gr tereyağı-------------17 tl
    250 gr hellim peyniri---------15 tl
    10lu yumurta----------------12 tl

    135,5 tl ödememe dolaylı veya doğrudan sebep olan kurdur.

    tüm ürünlerin en ucuz marka ve satılan en küçük gramajda olduğunu belirtmek isterim. (süt ve sebzeler hariç)

    listede kırmızı et ve alkol bulunmadığına ayrıca dikkat çekerim.

    listede abur cubur/ keyfi harcama olmadığını dikkatlerinize sunarım.

    şimdi kulağa çok gelmiyor olabilir. ama bundan üç sene önce bu paraya 10 günlük kahvaltılık+akşam yemeği malzememi alıyordum ben. şu listedeki malzemeyle taş çatlasa 4 gün geçiririm. sigarayı da günlük aldığımı duşünürsek, 4 günlük gıda maaliyetim 170 liraları buluyor.

    her şeyin en ucuzu ve en küçük porsiyonu...

    edit: yaşama maaliyeti gıda maaliyeti olarak değiştirildi.
  • 398
    mevcut iktidar ve türevleri defolup gitmeden düşmeyecek olan kurdur. zaten çoğu ekonomistten dinleyebileceğiniz gibi bu kurlar değer kazanmamaktadır. türk lirası her geçen gün değer kaybetmeye devam etmektedir. dünya haritasından herhangi bir ülke seçip kullandıkları para birimiyle tl karşılaştırmasına bakarak da görebilirsiniz bunu insanımızın 10-12 saatlere çıkan çalışma saatlerinde aldığı maaş her geçen gün eriyip gitmekte ve insanların emekleri çalınmaktadır. ekonomide kura hiç bakmıyorum, dolarla mı maaş alıyorsunuz? dolar borcunuz mu var? zihniyetiyle her geçen gün servetine servet katanlar, hukukta hakiminden savcısına anayasa mahkemesi üyesine kadar kendi adamlarını atayıp, baroları kendi istediği gibi dizayn etmeye çalışanlar ve ülkenin en üst mahkemesi olan anayasa mahkemesinin bile kararını hiçe sayanlar toz olup gitmedikçe kimse iyi yönlü gelişme bekleyip de kendini kandırmasın. eğitim, tarım, turizm, sağlık, çevre, sanayi gibi konulara hiç girmiyorum bile onlarda da en az bu 2 alan kadar geriyiz. kimse bana ''kim yönetecek abi, kılıçdar mı falan demesin''. evet kılıçdaroğlu da meral akşener de ekrem imamoğlu da mansur yavaş da çok çok çok daha iyi yönetir bu ülkeyi. bakanlar kuruluna kışlık odun koysan koltuk sayısı kadar onlar bile daha iyi yönetir. boşuna ağaç kesmeyin ama bi daha. bu zamana kadar katlettiğiniz ormanlara sayın.

    https://twitter.com/...676859332485121?s=20 ha ben böyle ucuz milliyetçilik istiyorum, askıda ekmek, keyif çayı istiyorum diyorsanız bilemem. bu ülkede yaşayıp bunların farkında olan ama elinden oy vermek dışında elinden hiçbir şey gelmeyen herkese sabır diliyorum artık. cihatçılar çıkıp salgın dinlemeden toplanınca hayalet olan polisimiz hakları olanları almak için kurallara uyup toplanan vatandaşına dayılanır olmuş. kendi ülkemizde bizi yabancı raddesine getiren kim varsa bağırsaklarından çıksın.
  • 399
    27 ekim 2020 itibariyla 8.20'yi goren kur. sadece dun 8'di. piyasa analistlerinin beklentilerini yuzde 20yi asan artislarla yukselmeye devam ediyor. bu durum, 2021 ve 2022 icin ongorulen 7.90 seviyelerinin daha simdiden cok ustune gelindigini gosteriyor.

    daha enflasyon harlanacak ve 2021'de usd/try'nin 10u gecmesi cok olasi. aralik-ocak gibi dunya gida fiyatlarindaki beklenen artis da enflasyona katki yapacaktir.

    uluslararasi gerilimlere ve yatirim guvenilebilirlige hic girmiyorum bile.
  • 400
    her gün ağzım açık izlediğim kur. her gün 10 kuruş 10 kuruş artıyor.

    türk lirası değer kaybedince “rekabetçi ekonomiye sahip olacağız” diye konuşanları görünce, ağızlarına kürekle vurasım geliyor. neden mi? buyrun.

    piyasada rekabetçiyim diyebiliyorsan ya daha iyiyi ya da daha ucuzu üreteceksin. bunu sokakta kime sorsan söylebilir. daha iyiyi üretmek için ürünün ya çok katma değerli olacak ya en iyi kalite olacak ya da piyasadaki emsallerine göre daha tercih edilir olacak ve bunu da satabileceksin. sen bunları yapamazken tam aksine neredeyse bütün dünyada dönem dönem senin mallarını boykot ediyor.

    bugün birkaç sanayi kolu dışında bunu yakalayabildiğimiz alan, maalesef bulunmamaktadır. sadece iha satarak teknoloji devi olunmuyor. günlük hayatın en büyük ihtiyacı kabul edin ya da etmeyin cebimizdeki telefondur. üretebiliyor muyuz? hayır. parçalarını üretebiliyor muyuz? bütün parçalarına hakim değilim ama telefonu telefon yapan yapan parçalar için konuşuyorum, hayır. milli otomobil yapalım diyoruz, üretileceği topraklar, arabanın ismi ve bazı parçaları dışında hepsi ithal.

    e sen piyasada olmayanı üretemiyorsan, ucuz iş gücü ile sivrilmen lazım. yeni ekonomik düzende de ucuz iş gücü olma yolunda emin adımlar ile ilerliyoruz. çevrenizde iyi maaş aldığını düşündüğünüz kişilerin, ab ülkelerindeki bir asgari ücretli kadar maaş almadığının farkında olun. hatta isviçre’deki bir asgari ücretli bir çok fabrika müdüründen bile fazla kazanmaktadır. şimdi o ülkelerde de günlük ihtiyaçlara erişmek çok pahalı demeyin bu sefer ağzınıza harbiden kürekle vururum. daha dün 1 litre yoğurda 7 lira verdim. yanına makarna yapsa bir aile, 2 litre de kola açsa bi akşam yemeği 15 lira yapıyor. bir ay her akşam bunu yese ayda 500 lira eder. sabahları gevrek, peynir çay yapsalar e o da ayda 500 lira yapıyor. tabi 2. gevreği almazlarsa. vücuda doğru düzgün besin girmeden bir aile 1000 lira harcıyor, sırf karnını doyurmaya. avrupa’da 1000 euroya neler alabileceğinizi belki gidip görmediğiniz için bilmiyorsunuz ama 1000 euroya sarayda verilen resepsiyonlardaki yemeklerin minyatür halini 1 ay evde yapabilirsiniz.

    ucuz iş gücü demek tercih sebebi değildir. senin iş gücün montajı biliyor mu? kaliteyi biliyor mu? üretmeyi biliyor mu? bizim iş gücümüz sanayi ve tarım şeklinde görülebilir ama sanayide montaj hatlarında genç nüfus yok. sence yatırıma gelecek bir şirket buna bakmayacak mı? yoksa bu boşluğu sokaklarda “hilafet isteriz” diye yürüyen suriyeliler ile mi doldurmak istiyorsun?

    senin teknik lisen yok, senin üniversitelerin liselerin uzatmaya gitmiş hali gibi. eğitim sistemin boktan. bu insanlar iyiyi değil ucuzu almaya alışmış. bu insanlara kaliteyi nasıl öğreteceksin?

    senin ülkende demokrasi emareleri gözükse de insanlar tivit atmaya korkuyorken yabancı yatırımcıyı nasıl çekeceksin? bir sabah şirketlerinin kapanmayacağının garantisini kim veriyor? hakikaten bir ara wolksvagen fabrika açıyordu manisa’ya, ne oldu o iş?

    ha, bir ara çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar'ın muhteşem bir beyanatı vardı: “biz ara eleman ülkesiyiz mucit çıkaramayız” diye. insanlara bu algıyı yerleştirdiniz, yoksa istediğiniz insanların emeği sömürülürken işsizliği düşürdük diye seçim öncesi mitinglerde gövde gösterisi yapmak mıydı?

    bu ülkenin bir karış toprağı için ölmeyi 14 yaşında göze almış, 7 senesini devlet okullarında geçirmiş ve kolkola yürüdükleriniz yüzünden ne ergenliğini ne gençliğini yaşayamasa da hala daha “türkiye’m” diyen ben, bırak artık bu ülkede değil ev araba alabileceğimi düşünmeyi; mutlu ve güvenli bile olabileceğimi düşünmediğim için gitmek istiyorum. uzaklara. emeğimin karşılığını alabileceğim yerlere.

    rekabetçi ekonomiymiş, sağolun biz yiyip de geldik.

    bu ekonomiyle galatasaray futbol takımı ne mi olacak? her 10 kuruş artışta falcao'nun yıllık maliyeti 500.000 tl artıyor. her kur artışında "ama iyi forma sattık" cümlesindeki forma satışlarından kalan kar payı buhar olup uçuyor. bu takımın makası değil kasası açılıyor. makas açılmasına da başka zaman değinelim. değil bileklik satmak, böbreklerimizi satsak anca yeter şu takıma.

    ne olacak bilmiyorum ama şu her döviz taneciğine ihtiyaç duyduğumuz günlerde umarım yönetim de israf yaratacak herşeyi yok edebilir.

    edit: imla
App Store'dan indirin Google Play'den alın