• 80
    çalışma şekli diğer aspor, trtspor ve beinsport yorumcularından farklı değildir. levent tüzemen, erman toroğlu, ilgaz çınar gibi bir kaçı dışında tamamı şöyle çalışır;

    1: açılış, saygı töreni, istiklal marşı.

    2: konu veya futbolcu başlıkları moderatör tarafından belirlenir, mesaj olarak atılır,

    3: dış basın, sosyal medya ve google arşivi taranır,

    4: “kampamge kumpanga” transferi hakkında soru sorulduğunda önündeki tabletten “kampamge kumpanga sezona sol bek olarak başladı, hocası çükettino onu sol açıkta denedi ve verimi arttı, u 14 milli takımından beridir de stoper oynuyor” gibi muhteşem yorumlar yapılır, twitter’dan “x abiye/ablaya sorar mısınız cagne gidecek mi, falcao gelecek mi” tarzı kazık sorular cevaplanır.

    5: program sonunda etiler kolpakie kafede paralar ezilir, 90’ların manchester’i ile 80’lerin liverpool’u karşılaştırılır, mehmet ayan da gelirse sohbette mutlaka italya milli takımının 82 kadrosu ezbere sayılır.

    6: yatmadan önce ve sçarken sözlükler, bloglar, youtube’lar karıştırılır ve kazanılan para için tanrı’ya şükredilir.

    7: teşekkürler, kapanış.
  • 56
    elmander hakkında gelen soruya, günümuz futbolunda daha takım oyuncusu olan, orta sahaya destek veren oyuncular tercih ediliyor. elmander tarzı futbolcular eskidi gibisinden şeyler söyledi.

    elmander'i hiç izlememiş olabilirsin ama neden böyle sallamasyon yorumlar yapıyorsun ki ? karşısındaki evren turhan' da sustu onu da anlamadım.

    sırf kadın diye yorumcu yaptırılmış olan kişi.
  • 70
    bomboş bir kadın.

    büyük resmi göstermeye çalışma triplerinde ama sırf herkesin aksi yönünde bir şey söyleyeceğim sizin göremediklerinizi göstereceğim derken tamamen saçmalayan, desteksiz bir sav ortaya atıp sonra alt çenesi geride "heaa?" sıfatına bürünen değişik yorumcu. kendisi yerine herhangi bir saatte trt çocuk izlense daha çok futbol bilgisi alınır.
  • 29
    az evvel aspor’da “rodriguez gibi bir adamı 9 milyon euro’ya alabilir misin?” diye sorarak galatasaray’ın rodriguez’i satmasını eleştirdi.

    eminim bu hanfendiye 2017 ocak’ında “galatasaray 1.5 milyon euro’ya rodriguez diye bir adam aldı, yaşı 26” deseler onu da eleştirirdi. bu arada 9 milyon euro’ya 29 yaşında bir futbolcuyu türkiye ligine denk bir ligden fenerbahçe alsa doğru, galatasaray alsa yanlış derdi kendileri. ayrıca bu satırları yazarken 2 milyon euro’ya satılan babel’in satışını da doğru bulduğunu belirtti.

    didem hanım; sizin değer yargılarınız neden aşık olduğunuz renklerden bağımsız olmuyor? oysa yaptığınız iş bazı insanların hayal bile edemeyeceği bir iş. sinsilik damarlarınıza işlemiş didem hanım, içinizdeki şeytanlık da soyadınızdan olsa gerek. neden mi sizin okuyacağınızı düşünerek yazıyorum? çünkü sizin gibiler bu tarz yerleri okumadan yorum dahi yapamazlar.

    (bkz: ne kolpa ablamızdın sen didem abla)
  • 22
    hakkında çok değil 1 hafta önce şunu yazdım(bkz: #2465447). gecenin bir vakti evde ses olsun diye açtığım televizyonda 5 dakika içinde hala aynı deli saçması fikrini savunduğunu görmek inanılmaz sinir bozucu bir şey.

    uğur hala arada bir sözlüğe bakıyor diye biliyorum. eğer tanıyan varsa rica ediyorum kendisini uyarsın.

    sevgili didem.

    sen bir televizyon programında fikirlerini türk spor kamuoyuna sunma fırsatı bulan sayılı şanslı insanlardan birisin. bir kadın olarak, hem de erkek egemenliğinin dibine kadar sömürüldüğü spor basınında sesini duyurabiliyor olmanı son derece saygıyla karşılıyor ve takdir ediyorum.

    ancak... senin kitlelere etki edebiliyor olman sana bir sorumluluk da yüklüyor. eğer bu kitlelere saçma sapan, hakkında araştırma yapmadan ürettiğin bilgileri sunarsan, bu sorumluluğun gerektirdiklerini de yerine getirmiyorsun demektir.

    şurada anlaşabiliyor ve bunu gönül rahatlığıyla dile getirebiliyor olmamız lazım. türkiye'deki bütün takımlar fakir. net. ffp işin ayrıntısı. tarihsel olarak köklü takımlara sahip olabiliriz ama maddi olarak tüm takımlar fakir. bunu televizyonda hiç bir yorumcunun dile getiremiyor olması başka bir konu. bu fakirliğin 2 nedeninden biri takımların akıllara zarar kötü yönetilmesi, abuk transferler falan. o konuda anlaşırız herhal.

    2. neden ise... avrupa'da olduğu gibi türkiye'de de takımların asıl geliri yayın hakkı gelirleridir. premier ligin sonuncusunun bile para içinde yüzmesinin nedeni bu. bein sports bu ihaleyi 5 yıllığına, yıllığı kdv dahil 600 milyon dolar karşılığında kazandı. gel gelelim... bein sports kuru her sene ödeme tarihinde sabitliyor. yani sallıyorum geçen sene haziran'da dolar kuru 3.52 imiş. şu anda ise dolar 4,85!!! sen bünyesinde çalıştığın kanal nedeniyle kurun artışına çok fazla giydiremiyor olabilirsin ama takımlarımız bu kur farkı nedeniyle eşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşek gibi zarar ettiler. (kur sabitlemeye itiraz eden tek başkanın aziz yıldırım olması çok ironik değil mi?)

    peki neden avrupa ligi'nde ilerlemek değil de şampiyonlar ligi daha önemli? yani sen neden 2'dir yanlış bildiğin şeyi doğruymuş gibi anlatıyorsun? madde madde anlatayım.

    uefa takımlara ülkelerinin para birimi üzerinden değil, euro üzerinden ödeme yapıyor. kurdan etkilenmesi gibi bir durum söz konusu değil.

    avrupa ligi'nde takımlarımız ilerleseler dahi kazanacakları gelirler şampiyonlar ligi ile kıyaslandığı zaman komik seviyelerde. sadece başarıya dayalı olarak gelen paradan bahsetmiyorum. biz ülke olarak market pool'da çok büyük bir yer kaplamıyoruz. market pool sayesinde şampiyonlar liginde erken elenen premier lig takımları, kupayı kazanan ispanya/italya takımları kadar para kazanabiliyorlar. mesela man city şampiyonlar ligi'ni bir türlü kazanamıyor olmasına rağmen diğer büyük liglerin takımlarından daha fazla parayı götürüyor. yanılmıyorsam 2 sene önce market pool'dan kupayı kazanan real madrid'in 2 katı para kazandı.

    avrupa ligi'ndeki paranın azlığı yetmezmiş gibi market pool geliri de o kupaya katılan takımlar arasında paylaşılıyor. yani sallıyorum avrupa ligi'nde türkiye'ye düşen market pool geliri 10 milyonsa takım başına 2 milyon falan düşecek. (şampiyonlar ligi'nde geçen sene beşiktaş 22 milyon euro pool geliri kazandı)

    bildiğin üzere yeni sistemde artık ülke puanının pek de bir esprisi kalmadı. şu anda ülke olarak 10. sıradayız. ülke puanımızın artıp şampiyonlar ligi'ne +1 takım gönderebilmemiz için 6. sıraya çıkmamız gerekiyor. birbirimizi kandırmayalım. bundan sonra her takım kendi bacağından asılacak.

    avrupa ligi'ndeki maçlar tek bir güne sıkıştırılmış ve aşırı katılımlı olduğundan insanlar lokal liglerindeki tuttukları takımların maçını izlemekten fazlasını yapmıyorlar. yeni sistemde her hafta 4 şampiyonlar ligi maçı izleme şansı bulabileceğiz. ancak avrupa ligi 24 maçın aynı güne sıkıştığı formatıyla devam ediyor. 2'den fazlasını izlemek yalan. zaten austria wien - astra giurgio maçını kimseye izletemezsin (astra girgio gruptan çıktı bu arada)

    velhasılıkelam..

    artık amaç şampiyonlar ligi'ne gidip orada kalıcı olmaya çalışmak olmak zorunda. artık amaç "türkiye'nin şampiyonlar ligi'ndeki market poolunu artırabilmek olmak" zorunda. insanlara avrupa ligi'nde ilerlemenin değil, şampiyonlar ligi'nde nispeten az da olsa başarılı olmanın önemini açıklamalısınız. ben bunu işsiz bir gazeteci olarak dile getiremem. ama senin gibi, uğur gibi 85 milyonun izlediği gazetecilere bu görev düşüyor.
  • 37
    a spor'da yayinlanan son sayfa programi yorumcusu. az once soyle bir diyalog gecti:

    --- alıntı ---

    mustafa goksu: acaba fatih terim cift forvet oynar mi?
    didem dilmen: zaten bu form dusukluguyle n'diaye artik daha fazla oynayamayacaktir. fatih terim forvet eksikliginden dolayi n'diaye'yi oynatiyordu.

    --- alıntı ---

    bu kizcagiz galatasaray maclarini nasil izliyor pek anlam veremedim. n'diaye'nin form dusuklugu falan diyor.

    kendisine tavsiyem; bein sports'un sayfasina girip galatasaray'in mac ozetlerini izlesin.
  • 74
    burada çok fazla yorumcu için izlemeye tahammül edemediğini söyleyen yazar gördüm. emre bol, turgay demir gibi. ben hep “sevmezsin, nefret edersin anlarım da, tahammül edememek nasıl oluyor?” diye düşünürdüm.

    işte bu kadın bana o duyguyu yaşattı. resmen dinlemeye görmeye tahammül edemiyorum. televizyonda gördüğüm anda kanalı değiştiriyorum. bir insan bu kadar bilgisiz olup nasıl bu kadar kendinden emin konuşur aklım almıyor.
  • 57
    neden futbol yorumculuğu yaptırıldığına dair mantıklı bir açıklama bulamadığım şahıs.

    futboldan hiç anlamayıp yorumcu/sunucu olan kadınlar var evet ama o kadınların bir güzelliği, albenisi oluyor ki kabul etsek de etmesek de televizyon dünyasında kullanılan bir yöntem.

    bu arkadaşın ise o taraftan da bir kurtarırı yok. futboldan anlamadığı da açık zaten. e ağam siz bu şeyi neden yiyorsunuz?
  • 26
    o kadar boş konuşuyor ki karşısındaki uğur karakullukçu o konuşurken dinlemiyor telefonla oynuyor.
    dünyadan haberi yok, yuvarlak laflarla konuşup duruyor.
    misal
    tolga hakkında ne düşünüyorsunuz?
    kötü futbolcu değil zaman zaman hataları var ama iyi maçlarda çıkarıyor.
    aynı soruyu oğuzhan hakkında ne düşünüyorsunuza çevirin, ya da belhanda ya da alper potuk ne değişir.
    cevap aynı
  • 15
    hani son zamanları fbtv gibiydi ntvspor'un ama en azından o son döneminde bile bir kalite vardı. hele formula 1 'i yayınladığı, futbol mundial, avrupadan futbol gibi efsane programların olduğu ilk dönemleri gerçekten efsaneydi. sonra önce kaliteyi düşürdüler, sonra da kepenleri indirdiler zaten.
    sonuç demirin tuncuna kanalın turkuazına kaldık.

    bu ablamız da diğer birçoğu gibi malum kanalın önünden geçerken yorumcu yapılanlardan. yetiş ya liyakat!
  • 28
    bu kadının torpili nereden acaba ya? rte'nin kayıp çocugu falan mı bu kadın? turkuaz medyanın veliahtı mı?

    hayatımda bu kadın kadar her durumda yanlış yorum yapan insan görmedim ben ya. bir insan her konuda ultra saçmalayabilir mi? bu kadın saçmalıyor. yahu arada denk getir de dogru cıkarımlarda bulun. yok. hic denk getirmiyor.

    kanser yemin ediyorum ya. agız tadı ile uyumadan bir sonsayfa programı izlerdik, mundar ediyor tek başına. görünce tüylerim diken diken oluyor kadını artık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın