resim
Mehmet Cüneyt Tanman
Görev:Sportif Direktör
Takım:-
Yaş:69
Uyruk:Türkiye
  • 476
    söz konusu röportajda yine saç baş yoldurmuştur. kadroyu azaltmadan transfer yapamayacaksan, niye sözleşmesi bitenlerle yeni sözleşme yapıyorsun vazgeçilmez olmamalarına rağmen? bilal kısa'yla, jem karacan'la zaten az olan transfer kotanı niye dolduruyorsun be adam? hamza hoca'nın takımı tanıdınığı söylüyor bi' de üstüne. ligin başlamasına 3 hafta kalmış, hala kimi göndereceğini bilmiyor hamza hoca. hala sercan'dan bi' şeyler bekliyor. yeter, vallahi billahi yeter!
  • 214
    ben hayatım boyunca galatasaraydan tek kuruş para kazanmadım, hep para kazandırdım, daha geçen hafta kombinemi yeniledim, ve dediğim gibi tek kuruş maddi menfaatim olmadı bu kulüpten, o yüzden galatasarayadan para kazanan herkesin galatasaraylılığını sorgularım arkadaşım futbolcusundan menajerine çünkü o kazandıkları paralar benim gibi milyonlarca galatasaraylının parası, kimse öyle kafasına göre çarçur edemez. herkes yaptığı her kuruş harcamanın hesabını verecek, kimse kimseyi savunmasın burada, mesele galatasarayın menfaatleri olduğunda kişiler ve isimler teferruattır, tanman, terim, aysal, şükür, hagi vız gelir, bu arma hepsinin üstündedir.
  • 282
    "podolski'den daha iyi bir transfer gelecek mi?" şeklindeki bir soru üzerine "sneijder ve podolski'den daha iyisi var mı? onların üstü ronaldo ve messi" demiş.

    fenerbahçe'nin yaptığı önemli transferlerin hatırlatılması üzerine, "bizi ilgilendiren bir durum değil. geçen sezonlarda çok transfer, karşılaştığımız bir konu. çok oyuncu alıp vermek istikrarsızlığı da beraberinde getiriyor" demiş.

    brumayı'da lisbon ya da sporting'e kiralayabilirmişiz.

    şimdi bak, yaşım yetmedi seni izlemeye, duyduklarımdan anladığım kadarıyla çok büyük kaptansın, çok beyefendi adamsın, bu kulübün çok önemli bir değerisin. ama lütfen kulüpte bir göreve geldin diye taraftarın zekasıyla dalga geçme.

    sneijder ve podolski'den daha iyi zaten messi ve ronaldo demek ne demek yahu? çocuğunun istediği uzaktan kumandalı arabayı almamak için "bu çabuk bozulur, al sana plastik maket araba" diyen cimri baba gibi ne konuşuyorsun? yani sneijder ve podolski ile messi ve ronaldo arasında bizim ihtiyacımız olan ve alabileceğimiz düzeyde hiç bir futbolcu yok mu dünyada? en azından de ki bizim paramız yok, mali durumumzun el verdiği ölçüde ihtiyaçlarımıza mütakiben podolski'yi aldık, taraftarımız kusura bakmasın falan de. sen ne yapıyorsun? bilmiş bilmiş basının karşısına geçip "bunlardan üstü zaten messi ve ronaldo" diye röportaj veriyorsun.. aferin amk..

    fenerbahçe'nin yaptığı transferler konusunda doğru konuşmuş, eyvallah, ama şunu sormak istiyorum, biz kendisinden kadroyu yenilemesini istemedik.takıma 5 tane direkt ilk 11 oyuncusu getirsin demedik. sezon bittiğinde futboldan zerre anlamayan adam bile galatasaray'ın eksiklerini bir çırpıda sayardı. neydi bu eksikler? direkt ilk 11 için; bir sağ bek, bir sağlam forvet, mevcut kadronun korunması şartıyla kulübe için sağ ve solda oynayabilecek gelişime açık genç bir kanat, bir de melo ve selçuk'u yedeklemesi için genç gelişime açık bir orta saha. toplam 4 oyuncu, en ivedi ihtiyaçlar bunlardı, neden? geçen sene takım top oynamıyordu çünkü, azıcık direnç gösteren anadolu kulübü bize arena'da rahatlıkla 2 gol atabiliyordu, forvetlerimiz kazma olduğu için her kaçırdığımız gol bizi strese sokarken, rakibin direnme gücünü artırıyordu. orta sahamızda melo'nun yokluğunda zerre baskı olmuyordu. sağ bekimiz galatasaray'ın evladı olduğu için genellikle önünde oynaması gereken sağ açığı kendi yerine bırakıp maçın 70 dakikasını rakip kaleci ve defanslara pres yapmaya ayırıyor, 4 kişiyle kurgulanan defans bloğumuz güzide sağ bekimizin açığını kapatmaya çalışmaktan her maç mahvoluyordu, v.s. v.s. şimdi sen bize söyle cüneyt reyiz, sağ bek alman gerekirken, önünde maxi pereira gibi bir seçenek dururken, gidip sabri'nin sözleşmesini ne diye yeniledin amk? sabri kim? ne oynadı amk geçen sene yahu? senden daha fazla futbol bilgim olduğunu asla iddia etmiyorum, zaten sorun da burada, ömrünü bu işe adamışsın, sabri gibi bir adamın bu takıma verdiği zararları, geçen sene oynadığı rezalet futbolu, takımı sabote edişini, kendini galatasaray'dan üstün görüşlerini, yaşını ve yaşına göre aldığı parayı nasıl (bunca yıldır bu işte olmana rağmen) normal görürsün. hadi hamza hoca bir şekilde fark edemedi, gözüne perde indi, kaşına çığ düştü, sabri büyü yaptırdı falan, sen nasıl görmezsin be kaptan? geçen sene hiç mi galatasaray maçı izlemedin? benim anlatmaktan dilimde tüy bitti, siz gidip adamın sözleşmesini 1.8 milyon euro'ya yenilediniz amk. ona da aferin amk.

    bruma'yı satın alma opsiyonlu kiralayacakmış, ulan diyelim ki kiraladınız, yerine kimi alacaksınız? hazard mı? valencia mı?robben mi?kimi yahu? bu takmı geçen sene şampiyon yapan en önemli unsur neydi biliyor musun? takımın oynadığı sistemde çok çok önemli olan kanatların, biraz da olsa (yasin sayesinde) kıpırdamasıydı. o kanatlar azıcık kıpırdayınca silme defans yapan kazma anadolu takımları saniyelik afallamalarla bize nice puanlar kazandırdı. şimdi sen tutmuşsun, takımda kıpırdama ihtimali olan yetenekli bir kanat oyuncusunu satın alma opsiyonlu kiralıyorsun, neden, podolski'yi aldın ondan, peki maazallah podolski sakatlanırsa ya da kanatta istediğin verimi alamazsan, ya da ilk 11 oynatmayı düşündüğün burak sakatlanır da podolski onun yerine geçmek zorunda kalırsa, ya da rotasyona ihtiyaç duyarsan? kimi oynatacaksın?

    arkadaş bu adamı kiraya göndereceğine takımda tut, zaten bir çuval para saymışsın, hazır yabancı sınırı kalkmış, hocanın eline yetenekli ve hamleli bir kadro ver, çocuğa türkçe öğret, başına bir koç ver, çalışsın, korkmadan oynasın, podolski'yi izlet, kullanabileceğin dakikaları gözle, neden bu kadar uğraş biliyor musun, senin bu çocuğun yerine oynatacağın umut önümüzdeki sezon galatasaray'ın parasını yemeyi bıraktığında muhtemelen futbolu da bırakmak zorunda kalacak, senin toz konduramadığın burak yılmaz maksimum 1 sezon daha vasat üstü futbol oynayacak. senin takımdan göndermeye çalıştığın bruma'nın ise biraz üstüne düşülüp potansiyeline yaklaşması sağlanırsa muhtemelen la liga ya da epl'de bu çocuğun üzerine takım kurulacak. yahu akıl var mantık var, takımında kanat bölgesinde zaten eksik var, bruma'ya güvenemeyip podolski'yi getiriyorsun, kaç yaşında poldi? 30.. bruma kaç yaşında ? 20. poldi en fazla 3 sezon daha üst düzey oynar ancak bruma 13 sezon üst düzey oynar. bırak çocuk takımda kalsın, belki podolski gelişmesine yardımcı olacak, yahu adamı ölü yatırım olarak görüyorsan anlarım kiralanmasını da, onun haricinde 1 sene vasat üstü oynasa zaten en az 15 milyona okutacağın adamı 8 milyon satın alma opsiyonuyla kiralamak nasıl bir gaflettir.

    kısacası kaptan, şu döneme kadar yaptığın icraatlar benim gözümde hiç maalesef... podolski'yi mi getirdin? kusura bakma sen getirmedin, galatasaray'ın arması zaten poldi'yi bu takıma getirmek için yeterdi, yetti de... senin en önemli icraatin sabri gibi bir onursuzun, benim, bizim dişimizden tırnağımızdan artırıp ürün aldığımız, bilet aldığımız, kulübe destek olduğumuz paralarla, asla haketmediği ve haketmeyeceği miktarlarla sözleşmesini uzatmak oldu. bunu asla ama asla unutmayacak bu taraftar, bilgin olsun..

    uzun süredir aklımda olanları yazdım, çünkü; fikri hür vicdanı hür bir galatasaray taraftarı olarak düşündüklerimi doğru ya da yanlıiş diye ayırt etmeden söyleme hakkım var. benim izlemeye yetişemediğim yıllarda bu takım için efsane haine gelmen senin yaptığın büyük hataları eleştiremem anlamına gelmez maalesef. umarım buraları okuyorsundur, ya da umarım okuyan ve sana ulaştırabilecek bir tanıdığın vardır. yazık kaptan, şu darboğazda bizim çarçur edecek bir kuruşumuz yok diyorsun, sonra dalga geçer gibi zabri beyi paraya boğuyorsun. yazık..

    galatasaray yöneticisi her şeyden evvel keskin bir zekaya sahip olmalı, yaptığı hamlelerle taraftarı şaşırtabilmeli.. yeri geldiğinde radikal kararlarla risk almasını bilmeli.. köhnemiş, küf kokan bir zihniyetin gölgesinden kurtulamayıp gerçeklerden kaçmamalı.. hata yapmalı elbette, ancak hata yaptğında bile taraftar "en azından bir şeyleri değiştirmeyi denediği için" hata yaptığını bilmeli ve hatalı yöneticisini sadece değiştirmeyi denediği için bile bağrına basabilmeli.. umarım bu hataların koca bir camiaya pahalıya mal olmaz... umarım o onursuz herifin bu sene her umursamaz rezil oyununda sen de küfür yemezsin taraftardan... umarım...
  • 705
    "hamzaoğlu'nun hedefleri galatasaray için dardı" demiş. aynen katılıyorum. fakat dursun özbek'in yancılığını yapan birinin çapı galatasaray için dar değil miydi onu çözemiyorum.

    takımın ebesine atladığınız 2015 yazı yüzünden seni de, sevgili başkanını da asla affetmeyeceğim cüneyt tanman. sezonu şampiyon tamamlamış, şampiyonlar ligi'ne 3. torbadan gidecek takımın göz göre göre geleceğini çaldınız, taraftar feryat figan ederken kör olasıca kibriniz yüzünden bize kulağınızı tıkadınız. "doğrusunu biz biliriz" dediniz ama her şeyin içine ettiniz. şimdi de kalkıp hamzaoğlu'nu çapsızlıkla itham ediyorsun öyle mi?

    asıl çapsız sensin, hiç kusura bakma. umarım bir daha da bu kulübün kapısından içeri adım atmazsın. çapsız demekte sonuna kadar haklı olduğun hamzaoğlu şimdi 10 tane takımdan teklif alır, ama ptt 1. ligdeki kulüp bile seni yönetici olarak istemez. hamzaoğlu çapsızsa, sen çapsızın ağababasısın.
  • 19
    atilla türker'in, "ah şu futbolcular" kitabında yer alan cüneyt tanmanbiyografisi ve hayrettin demirbaş ile ilgili anısı.
    olayın geçtiği maç : (bkz: 15 aralık 1990 aydınspor- galatasaray)

    sarışın, yakışıklı ve beyefendi kaptan... galatasaray'ın ve a milli takımın istikrar abidesi... düz bir futbolu vardı. ama çok yararlı oynardı. her mevkide görev yapardı. sorunsuz yapısı ve yardımlaşması ile takdir topladı. çok genç yaşta ve sadece bir sezon giresunspor'da kiralık oynadı... geri kalan yıllarda galatasaray'dan hiç kopmadı. 17 a, 2 ümit, 9 kez de a genç milli takım formasını taşıdı. halen iş adamlığı ve futbol yazarlığı yapıyor.

    önce kaleci hayrettin'den biraz söz edeyim... galatasaray ve a milli takım kalesini uzun yıllar başarı ile koruyan hayrettin, hırsı, yeteneği ve beyefendiliği ile çok sevdiğim ve beğendiğim bir kaleci idi. ama ufak bir kusuru vardı... biraz pimpirikli idi...

    anlatacağım olay da bu türden...

    90 - 91 sezonu olduğunu tahmin ediyorum... aydınspor ile deplasmanda karşı karşıya geldik... iyi bir oyun ortaya koyduk... son dakikalara da 2 - 0 önde girdik. ancak maçın bitimine az bir süre kala beklenmedik bir şey oldu. aydınspor sağ kanattan bir atak geliştirdi. rakip futbolcu çaprazdan çok sert vurdu. top kaleye gidiyordu... gol olmak üzereydi... koştum. yatarak çıkartmaya çalıştım. vurdum... ama olmadı... meşin yuvarlak ağlara takıldı. gol olmuştu...

    top daha çizgiyi geçerken kaleci hayrettin sinirli bir şekilde bağırdı: "ne yaptın abi... bıraksaydın top dışarı gidiyordu..." yanılıyordu... bıraksaydım da gol olacaktı...

    hayrettin bağırmaya devam etti: "ben topa özellikle atlamadım... kendi kalene gol attın abi..."

    pimpirikli hali ile o anda gereksiz ve yakışıksız bir sinir ve stres içerisindeydi. bir büyüğü ve kaptanı olarak belki de istemeden bir hareket yaptım... sağ elimi kaldırdım. yanağına doğru uzattım. hafifçe vurdum... sonra da gerekli uyarıda bulundum: "tartışmanın yeri ve sırası değil... kendine gel... sonra konuşuruz... kaleni korumana bak..." karşılaşma 2 - 1 bitti...

    soyunma odasına gittik, duşumuzu aldık, giyindik, havaalanına hareket ettik... uçağı beklemeye başladık... o anda hayrettin'e baktım... oturuyordu... kafası önde, yüzünü iki elinin arasına almış, oturuyordu... dalgın dalgın yere bakıyordu. arkadaşlara sordum ve öğrendim... bizim tanju çolak ve cevat prekazi, hayrettin'i dolduruşa getirmişler: "hayro... üfff be... kaptan seni ne biçim tokatladı ama!.." hatta daha da ileri gitmişler: "hayro, kaptan sana osmanlı tokadı vurdu... dayak yediğini herkes gördü..." oysa ikisi de biliyordu hayrettin'i tokatlamadığımı... ama hınzırlık yapıyorlardı işte...

    hayrettin ile konuşmam gerekiyordu... gittim yanına... derdini sordum. olduğu gibi anlattı: "abi herkesin içinde bana tokat vurdun... çok üzüldüm..." asıl şimdi ben üzüldüm... çünkü vurmamıştım... vurmazdım... vuramazdım... hem herkes bilirdi ki... kişileri genelde ben yatıştırmaya çalışırdım. sakin bir yapım vardı... kimseye en ufak ters hareket yapmazdım. üstelik hayrettin'in durumu değişikti... hayrettin, düzgün kişiliği ile her zaman ve her yerde bana yardımcı olmuştur. uygun bir lisan ile kendisine vurmadığımı anlattım... gönlünü almak için elimden geleni yaptım... sonra da boynuna sarıldım. kafasını salladı... "tamam ağabey, sonra konuşuruz" dedi.

    istanbul'a geldik. arabalarımız ile evlere dağıldık... eve girer girmez hemen televizyonun başına geçtim... spor programı vardı... ve bizim maç ekrana geldi. biraz sonra da malum pozisyon... dikkatli bir şekilde izlemeye başladım... aaaa... gerçekten de hayrettin'e vuruyor gibiydim... olacak gibi değildi... ama görüntü öyleydi. ben bunu nasıl yaptım, nasıl yapabildim?.. çok şaşırdım, üzüldüm... geceyi uykusuz geçirdim.

    sabah oldu... saat daha çok erkendi... kapı çalındı. şaşırdım... bu saatte gelen kim olabilirdi ki?... hızla koştum... açtım. hayrettin... hemen içeri buyur ettim... söze doğrudan o girdi: "ağabey ben üzüldüm... ama sen üzülme... senin karakterini biliyorum... istemeden bunu yaptın..." hayro çok hızlı bir şekilde konuşmasına devam etti: "üstelik tokat vurmak da hakkın... sen benim büyüğümsün... ister seversin, ister döversin. sana sonsuz sevgi ve saygım var... izin ver öpeyim..." fazla söze gerek yoktu artık. sarıldık... sarmaşdolaş olduk... çünkü dosttuk. birbirimizi seviyorduk...
  • 161
    --- alıntı ---

    mecnun otyakmaz: tanman aradı ve aatif'ı istiyoruz dedi. kesin bir şey söylemedik. bir hafta içinde tekrar görüşeceğiz !

    --- alıntı ---

    üzme bizi sevgili kaptan. yaşayan efsanesin. ancak söz konusu galatasaray ise babamı tanımam. şampiyonlar liginde aatif chahechouhe ile mi başarı gelecek. benim vizyonum bu diyorsan o zaman git kasımpaşa'nın, kayserispor'un sportik direktörü ol bi zahmet! galatasaray'ımın parasını böyle çarçur edemezsin!
  • 415
    adam haklı beyler.

    arda'yı mantıklı olarak istemeyen yönetici. arda'yı altı aylığına almak takımın geri kalanına "siz bir işe yaramazsınız" mesajı olur. en çok da bizi şampiyon yapan yasin'e. ligin ilk yarısında olumlu etkilese de ikinci yarıda takımı çok olumsuz etkileyebilir bu.

    o yüzden arda'yı istememesi çok normal. bence sağlıklı olan da bu zaten.
  • 195
    galatasaray efsanesi olması, galatasaray'ın zararına işler yapmasına müsaade edilecek anlamına gelmez.

    galatasaray'ın menfaatini koruyamıyorsa,

    üstlendiği görevin hakkını veremiyorsa,

    adam kayırıyorsa,

    beceriksizse,

    iş bitiremiyorsa,

    haksızlık yapılmasına göz yumuyorsa,

    gitsin uzakta bir yerlerde efsane olarak kalmaya devam etsin, kulüp yönetiminde işi yok. galatasaray taraftarının gözünde en büyük efsanelerden biri olan adnan polat 'ın şu an ne konumda olduğunu aklından çıkarmamalı kimse. galatasaray'a yanlış yapan, taraftarı satan efsane felan tanımıyoruz biz, tek kalemde silip atıyoruz, huyumuz böyle.
  • 153
    galatasaray formasıyla büyük başarılarda yer almış*, galatasaray'ın efsane kaptanlarındandır. bildiğim kadarıyla galatasaray dışında başka bir takımda da forma giymemiştir. yani kendisi galatasaray'ın gerçek efsanelerinden biridir. galatasaray yönetiminde görev alması şahsımı çok sevindirmiştir. böyle bir insanın görevde olması takımımıza çok iyi yansıyacak diye düşünüyorum. florya sahipsiz değil, gönlümüz rahat.
  • 591
    bugün bir ayrıntının farkına vardım kendisi hakkında. (bkz: 30 eylül 1998 galatasaray athletic bilbao maçı) yorumcusu sanırım kendisi. her neyse işte hagi'nin golü: https://www.youtube.com/watch?v=aefFifjTxB8

    1:15'ten sonra başlıyor yerli seviciliğine bizim 'efsane kaptan'

    diyor ki; '' galatasaray golü ancak böyle bulabilirdi ama gol öncesi tugay'ın hareketlerini unutmayalım. en az hagi kadar golde payı var tugay'ın.'' ya abi gruptan cıkma için önemli bir maç hagi son saniyelerde mucize bir gol atmış topun öyle bi anda dönmesine filan şaşırıp, sevinçten sapıtacağına, yok efendim tugay yok efendim hagi kadar..

    iyi ki o efsane kadro zamanı bunlar yokmuş başımızda. fatih terim'i günahım kadar sevmem ama şampiyonlar liginde 8 gol attığı sezon burak'ı 2. yarı 2-3 maç kesmişti daha fazlasını yapabilir diye sonra burak çıktığı ilk antalya maçında 2 gol atmıştı. isteği, arzusu, presi.. keza evlat mevlat demeyip, sabri'yi kesmiş eboue'yi almıştır.

    sözüm o ki bunlara kalsaydık taffarel yerine evlat diye mehmet bölükbaşı kaleyi korurdu. popescu alınmaz mert korkmaz ile yola devilir, hagi yerine de altyapıdan çıkan çocuğumuz ceyhun eriş 10 numara pozisyonunda oynardı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın