• 1201
    misler gibi bir servet dönüşümü, bireysel özgürlüklerin bir daha yerine asla getirilemeyecek şekilde kısıtlandırılması için kusursuz bir rıza inşası için kullanılan virüs.

    bu virüs var, yok değil. ama yaratılan toplumsal histeri belki de virüsten daha büyük zararı verdi. hala maske diyen kafayı yemiş insanlar var. 2 gündür, 4 tane biontech aşısı olmuş 14 yaşında bir kızın pots hastalığından dolayı ayağa kalktığı anda bayıldığı konuşuluyor. ne ugruna? oransal olarak gençler için gripten önemli ölçüde daha ağır olmayan bir virüs ugruna.

    ekonomi hakkında özgür demirtaş'ı, siyaset hakkında atilla taş'ı okuyup tweet atabildiği icin kendini yarı aydın sanan aklı evvellere -abi komplocular yeaa- dedirtme zevkini bahşedip düşünme yetilerinin mülkiyetini aldılar.

    biontech bayraktarlığı yapan pek çok bilimadami (?) -esin senol, bengi baser- gibi kalp krizi, miyokardit iyice salgına döndükçe laflarını yemeye başladılar. korku pompalaması ile çin aşısı yaptıracağım ben demek bile 'bu ne bilimsizliktir' çığlıkları ile karşılanıyordu.

    neyse, yazmak bile beyhude. goldman sachs, jp morgan gibi yatırım bankalarının ceo'ları nasıl daha sonra fed'in başına geçiyor ya da başkanlara danışman olup audit yasalarını esenetecek butün yasaları geçiriyorsa, pfizer'dekiler de dsö'ye geçiyor.

    virüs var olmasına vardır ama korku bombardımanı ile tüm dünyada sıniflar arası ucurumu arttırmak için, bireysel beden ve seyehat ozgürlüğünü kısıtlamak için kullanılmış; bugünkü enflasyonist ortamın da bir numaralı sebebi olmuştur.( tabi dünyada bir numarali sebebi, bizdeki bir numaralı sebebi iktidar malum)
  • 1205
    11 mart 2020'de türkiye'de ilk vakanın görülmesiyle başlayan ve 29 mayıs 2022'de maske takma zorunluluğunun kaldırılmasıyla sona eren pandemi.

    çok tuhaf günler yaşatmıştır. 14 mart 2020 ile 31 mayıs 2020 arasında evden hiç çıkmamıştım. 1 haziran 2020'de sahilde yürüyüş yasağı kaldırıldığında ve kafeler tekrar açıldığında dışarı çıktım. randımanlı yürümeyi bile unutmaya başladığımı fark etmiştim.

    tam bitti bu salgın artık derken asıl pandeminin yazın bitmesiyle 2020-2021 sezonunda yaşanacağını anlamış ve üzülmüştüm. 17 kasım 2020'de kafelerin tamamen kapatıldığı, hafta içi akşam 9'dan sonra ve haftasonları tamamen sokağa çıkma yasaklarıyla geçen bu neredeyse 1 yıllık dönem, 29 nisan-17 mayıs 2021'de ülke genelinde tam kapanmayla zirve noktasını görmüş, haziran 2021'de biontech aşılarının ülkemize gelip 2 doz halinde yapılmaya başlanmasıyla fiilen sona ermiştir. akabinde 1 temmuz 2021'de tüm sokağa çıkma yasakları ve mekan kapatma kısıtlamaları kaldırılmıştır. ben 9 haziran'da ilk doz, 8 temmuzda da ikinci doz aşımı olmuştum.

    1 temmuz 2021'de tüm türkiye gibi uzun süre sonra ilk kez akşam dışarı çıkarken huzur bulmuş gibi hissediyordum. artık cumartesi-pazar ya da akşam 9'da evde oturmak zorunda değildik.

    2021-2022 sezonunda maske takmak dışında bir kısıtlama uygulanmasa da özellikle ekim 2021-şubat 2022 kışında bulaşılardan korunmak için tedbirlerim devam etmişti. maskemi asla çıkarmıyordum ev dışında. aralık 2021'de üçüncü doz biontech aşımı olarak aşı defterini kapattım.

    2 mart 2022'de açık alanda maske zorunluğu ve hes kodu uygulamasından kurtulduk. ben bu süreçte maske takmayı sürdürdüm. ama artık sokakta yürürken maske takmıyordum. ancak özellikle metrolarda maskesiz dolaşmanın travma olacağını aklımdan geçirerek kapalı alanda da maske yasağı kalksa artık metrolarda maskeden vazgeçemeyeceğimi düşünüyordum.

    nitekim 29 mayıs 2022'de maske yasağı tümden kalktı ve ben ertesi gün 30 mayıs'ta 2,5 yıl sonra metroya ilk kez korka korka maskesiz bindim. o gün covid kapmaktan çok korkuyordum. ama kısa sürede maskesizliğe alıştım. travma filan olmamış kısacası. covid-19 benim için resmen 1 haziran 2022'de bitti.

    bir daha da covid endişesi taşımadım hiç. ne ben ne ailem covid'e yakalanmadan atlattık bu iki buçuk yılı.

    şimdi yine hortlayacak, maskeye dönülecek, yeni varyant var diyorlar ama göreceğiz bakalım.
  • 1208
    geçenlerde bir güreşçinin hayatını kaybetmesine sebep olduğu iddia edilmekte olan virüstür.
    bu senenin başında covid 19'a yakalandığı için kalbinde sorun oluştuğu söylenen bray wyatt, bu sorun dolayısıyla 36 yaşında hayatını kaybetti.

    pandemi devam ediyor mu, aşılar işe yaradı mı, etkin tedavi geliştirildi mi hiçbirini bilmiyorum. 2 sene önce bu hastalığın haberleriyle yatıp kalkarken şu konuma gelmiş olmak sevindirici mi üzücü mü bilemiyorum.
  • 1210
    bütün dünyayı güzel s*ktiler bu vesileyle. herifler dünya düzenini değiştirdi, trilyonlarca dolar, tl, euro karşılıksız para basıldı, borsalar şişirildi, btc ath yaptı, yeni milyonerler peyda oldu. zaten servet sahibi olanlar da daha da servet sahibi oldu. çok garip bir dönemdi.

    covid yoktu demiyorum, bilakis vardı ama insanları aylarca eve kapatıp, ruh hastası yapmalarının gereği yoktu. o süreçte de insanlığı iyi s*ktiler işte. bakalım 30 40 sene sonra bu dönem nasıl anlatılacak çok merak ediyorum.

    ben hala çin sokaklarında flakka atmış gibi yere yığılan insanların akıbetini merak ediyorum ):

    bu dönemin tek iyi tarafı evden çalışma modelinin global hale gelmesiydi. 300 400 insanı aynı anda koyun gibi plazalara sokmanın mantıksızlığı anlaşıldı. kimi şirketler evden çalışma politikasını devam ettirdi, kimileri de kafaları 1900’lerde kaldığı için insanları yine ahıra sokmaya devam etti ama en azından işlerin evden de yürütülebileceği anlaşıldı.
  • 1211
    işin tıbbi tarafı zaten hala tartışmalı o topa bu saatten sonra girmek benim için hem yersiz hem anlamsız ama sosyolojik tarafı çok eğlenceli.

    kendini sosyolog diye adlandırıp kanal kanal gezen, gazetelerin baş köşelerini kapatan soytarılar pandeminin sonuna doğru "pandemi bittikten sonra bir daha asla eski hayatlarımıza dönemeyeceğiz, eski normallerimize dönmemiz ise senelerimizi alacak, herkes artık maske kullanacak" diye çok akıllıca bir şey söylüyormuş gibi 7/24 ortalığı yangın yerine çeviriyordu. ben hayatımda bu kadar toplumdan uzak tespit görmedim. velhasıl günün sonunda insanların eski hayatlarına, normallerine dönmeleri yarım saat bile almadı ve aynı bu sözde sosyologlar şu an başka konularda saatlerce insanlara akıl veriyor. yemin ediyorum rambo okan'dan akıl alırım bu fikirsizlere danışmam.
  • 1213
    literatürümüze aşı mağduriyeti diye bir kavramı ekleyen hede olmuştur. insanları en zayıf noktaları, kendileri ve sevdiklerinin canları adina endişeye sokan billim adamları, ki ben kendilerine bill'in adamlari diyorum, devletler üzerinden aşı zorunluluğu getirerek halkları maddi ve manevi zarara uğratmışlardır. bu süreçde kapanmalar sebebi ile dünya genelinde bir çok küçük ve orta boylu esnaf iflas bayragini cekmis ve devlet bütçeleri sahislar ve sirketleri kurtarayim derken eriyip gitmistir.

    öncelikle hastalik nasil çikti? takvim yapraklarini 2019 kisina çevirelim. çin'in wuhan metropolünde insanlar yolda yürürken aniden yere yigilmaya basladilar. evet, yolda yürüyen insanlar, birden sniper ile vurulmus gibi pat diye yere düsüp öldüler ve bu görüntüler akabinde tüm dünya basinina servis edildi. ardindan önce çin amerika'yi, amerika'da çin'i suçladi. ne? suçladi mi? evet, suçladi. ne ile suçladi? ikisi de birbirine laboratura ortamlarinda gelistirilmekte olan bir virüs'ü is kazasi sonucu dünyaya yaymakla itham ettiler. bakin, burada devletler birbirilerini hedef aldilar. dünyayi devletlerin degil, sirketlerin (blackrock & vanguard) yönettigi gerçegini göz önünde bulundurursak, devletlerin kisa sürede bu sirketlerin istekleri dogrultusunda hareket etmelerini çok da yadirgamamak gerekir. büyük basgan reyizimiz bile canli yayinda asi olup bunu kameralara paylasti.

    sonuç itibari ile bugüne baktigimizda insanlar covid veya asilar yüzünden bir çok yakinini kaybettiler ve ayni zamanda insanlar yine covid ve asilar yüzünden 2023 yilinda bir takim sagliksal sorunlarla imtihan oluyorlar. devletler çikardiklari yasalar ile bundan sonra yasanbilecek pandemilerde halklari artik daha kolay yönetebilecekler. kisacasi devletler sirketlerin kucagina, bizler de devletlerin kucagina oturduk. basimizdakiler ne derse o, bundan sonra. benim de en çok canimi sikan bu! özgürlüklerimiz elimizden alindi.

    insanlarin bir seyi anlamalari gerekiyor. ölüm diye bir gerçek var. saati, vakti, yeri bellidir. hastaliklar, kazalar vs. bunlar sadece vesiledir. gelelim bir diger gerçege. asi sirketleri basindan beri asilarin hastaliktan koruma saglamadigini ve hastaligi hafif semptomlarla atlatabilme ihtimali oldugunu söylediler. evet, hafif atlatabilirsiniz ama garanti vermiyoruz dediler. asi magduriyetleri de bundan dogdu. ortada baski sonucunda veya mecburiyetten aslinda gönlü razi olmayip da asi olan milyonlarca insan var ve simdi bu insanlar hakli sekilde fatura kesecek birini ariyorlar. ilaç sirketleri, biz basindan beri diyoruz, asi koruma saglamiyor. biz sadece hafif atlatabilirsiniz, dedik.

    simdi ben de kayinvalidemi asi yüzünden kaybittim diyebilirim. 4 kere biontech olmustu kadincagiz ve 4.de keske ölseydim de, bu asiyi olmasaydim, demisti, rahmetli. çocuklari yurtdisinda oldugu için, asisiz bir yere kimildaymiyorlardi. sirf çocuklarini, torunlarini görebilmek için asi olmuslardi. dedigim gibi, vadesi dolmus. asi olsaydi da, olmsaydi da o saat, o vakit yaradan emanetini alacakti.

    insanlar ölecekti. kimisi asidan, kimisi hastaliktan ve birileri yine bu isten zengin olacakti. bu, bu dünyanin degismez kanunudur. ortada bir maddi kazanç varsa, insan sagligi ikinci plandadir. ben sadece özgürlük istiyorum. isteyen asisini olsun, istemeyen olmasin. maske ile kendini güvende hisseden taksin, istemeyen takmasin. ne maske, ne de asi hastaliktan korumuyor, bunda sanirim artik hepimiz hemfikiriz. iste bu nedenle buradan insanliga çagrim, kimsenin özgürlüklerinizi elinizden almasina müsade etmeyin!
App Store'dan indirin Google Play'den alın