1551
ligde 7, sampiyonlar liginde 3 ve super kupada 1 resmi maça çikan teknik direktorumuz. toplam 11 maç eder. ligdeki 7 maçtan ikisini kaybetmisiz. birini bizden baska kimseyi yenemeyen balikesir'e, digerini 4-0 gibi bir hezimetle basaksehir'e, ki o basaksehir'in de ligdeki galibiyet sayisi biz hariç sadece 1. sampiyonlar ligi dersek rezalet bir performans ortaya koyuyoruz. 2 maci evimizde oynadik ve ortalama yedigimiz gol sayisi 3. anderlecht macinda dahi beraberligi son dakikada kurtardik. chedjou olmasa belki de yillarca dalga gectigimiz fenerbahçe gibi sifir cekecektik. super kupada ise rezalet bir oyun sonrasi penaltilara maci tasidik (muslera tasidi) ve penaltilarla kaybettik. maci 3-0 kaybetseydik kimse de nasil oldu bu demezdi.
simdi sen 11 resmi macin 5'inden boynun bukuk ayriliyorsan, toplam galibiyet sayin 4 ise, ortaya bir gelecek vaadi, bir vizyon koymalisin. daha agresif olmaliyiz demekle olmaz. bir sey yapacak ve galatasaraylilari inandiracaksin. peki sen ne yapiyorsun? basin toplantisindan kaçiyorsun. neden? cok sinirliymissin. yahu sinirli olan benim. biziz. galatasaraylilar. sen sinirli olsan da orada olacaksin zira bu kulupten dunyanin parasini kazaniyorsun. cikip biz sampiyon olacagiz demen lazim. sorumluluk benim demen lazim. senin yerine cikip felipe melo konusuyor yahu! hic mi saygin yok bize, calistigin kulube? bekliyoruz bir sey soyle diye, basin danismanin cikip cok sinirli diyor. mazlumu gonderelim de dov istersen.
kimse kusura bakmasin, maglubiyet, kotu futbol, ruhsuzluk falan eyvallah ama hezimet gunu basinin karsisindan sinir bahanesiyle kacan adama benim saygim kalmaz, kalamaz.
1552
radikal kararlar alabilmesi için o kadar müsait ortam var ki... hatta her maç bu ortam artıyor ama o ısrarla bazı oyuncuları kesemiyor. kendisine dair inancım neredeyse hiç kalmadı.
1553
hala istifa etmemesi veya kovulmaması galatasaray adına skandaldır. kimse kusura bakmasın galatasaray gibi bir takım üst üste 2 maç rakiplerine karşı doğru düzgün pozisyon bulamadan 4-0 yeniliyorsa o takımın başındaki hoca mourinho olsa gider.
kimse de hoca harcamayalım bilmemne demesin. prandelliyi de çok severim ve hep desteklemişimdir ama bu kadarı fazla. sene başından beri berbat futbola tahammül ettim ama başakşehir gibi bir takımdan 4 yemek hiçbir şekilde izah edilemez.
1554
kendisinin istifa etmesini veya kovulmasını anlarım. ama kendisiyle birlikte başta burak yılmaz ve selçuk inan olmak üzere 4-5 oyuncunun kadro dışı kalması da yetmez kulüple ilişiği kesilmezse yeni yönetime çok ağır bir mektup yazacağım. bu iş sadece hocanın kötü tercihleriyle olacak iş değil. koskoca galatasaray başakşehir'den ne olursa olsun 4 yemez. o oyuncular ds verecek bunun hesabını. iş ahlakından yoksun, ruhsuz herifler. işer kötü gidince kimse sorumluluk almayıp tüm faturayı hocaya çıkarmaya çalışıyor. biz de bunları artık yemiyoruz. umuyoruz futbolcu sevici abdurrahim albayrak ve ali dürüst başkan da yemez.
1555
kendisini hep başakşehir maçını hedef aldığını söyleyen açıklamalarıyla anacağım.
hoca hedef maçına selçuk inan'la çıkıyorsan sorun sende de var ya.
1556
yetersiz oldugu kadar onursuzmus da. futbolun romantiklikle ilgisinin olmadigini kanitlamistir.
1557
kendisine yönelik uzun ve kaba cümleler kurmak istemediğim teknik adam. ayrıca mesele fazla uzatılmadan bir an önce gönderilmesi yada gitmesi gereken teknik adam.
1558
oyuncuları tarafından sabote edildiğinin bile farkında olmayan bi' garip hoca.
1559
hocam 3'lü defans hatasından döndün, bence yanlışın oydu ve bize pahalıya patlamıştı. şimdi tek yapman gereken, selçuk, burak, veysel başta olmak üzere 4-5 kişiyi kadroya almamak, gerekirse furkan, sinan gibi isimleri sahaya sürmek. kimse senden daha iyi bilemez futbolu hocam, hele ki bu ülkede. yap kıyımını, arkanda dururuz.
1560
adeta bir masum melek... oyuncuları sabote ediyormuş, etmese mükemmel futbol izletecekmiş bize yersen.
1561
ne terimin, ne mancininin, ne de prandellinin gitmesini istedim. gerekirse hepsine yıllarca sabredilmeli.
ancak şuan öyle bir duruma geldik ki, performansından ötürü değil takıma sahip olma becerisine göre kalmalı yada gitmeli prandelli. benim için şu çok net. önümüzdeki ilk maça selçuk inan'ı ilk 11de başlatacak veya başlatmak zorunda kalacaksa prandelli direkt gitsin. zamanında de rossi'yi takımdan kesen adam selçuk hegemonyasını kıramayacaksa, futbolcuya dayalı bu derebeylik düzeninde hiçbir iyileştirme yapamayacak demektir.
ancak neşteri vurup bütün bu ruhsuzlar tayfasını tribüne oturtup galatasaray formasının değerini öğretme yolunu seçecekse, hakikaten genç koşan basan oyuncularla arka arkaya mağlup olmaya ve hocanın arkasında durmaya kabulüm.
1562
her şeyi anladım tamam futbolcular oynamıyor falan bence de öyle ama bu adam ve yanındakiler takımdaki sorunu nasıl bulamıyorlar onu anlayamıyorum kaç haftadır. nasıl analiz yapmak bu mk ?
selçuk sezon başından beri gram top oynamadı ama her maç 11, veysel bırak galatasaray'ı türkiye'de herhangi bir takımda oynayabilecek bir top oynamıyor ama hala 11 çıkabiliyor. bunlar gibi bi sürü şey varken nasıl hala kötü oynayan bu adamlarda ısrar edebiliyorlar yani sorunun ne olduğunu nasıl göremiyorlar anlayamıyorum. elinde en az 3 tane 11 çıkarabilecek sayıda adam varken o kadar insanın arasında nasıl doğruyu bulamıyorsun ?
takım ne kadar kötüyse kendisi ve ekibi de o kadar kötü.
1563
galatasaray ile kan uyuşmazlığı yaşayan ve üzülerek söylüyorum ki geleceğe dair hiç ümit vermeyen teknik direktör. türkiye ligi gerçekten çok lanet bir lig, burada başarılı olabilecek hocanın ne yazık ki bizim gibi futbol olarak geri kalmış, alt yapısı gelişmemiş ülkelerde başarılı olabilmiş hocalardan olması gerekiyor. bunun dışındaki ülkelerden gelen hocalar bu seviyede oynayan oyuncuların bu kadar futbol cahili olabileceğini hesaplayamıyorlar.
ne ünlü hocalar geldi, hiç birisi tutunamadı. çünkü türk futbolcusu ne yazık ki futbolu bilmiyor. avrupa'daki futbol ülkelerinden gelen hocalar modern futbolu oynatmaya çalışıyorlar. fakat modern futboldaki en önemli özellik futbolcuların artık oyunu okuyabilir düzeyde taktik bilgisinin olması. yani futbolu bilmeleri. bu hocalar ise türkiye'ye geldiğinde istediklerini hiç sahaya yansıtamıyorlar. sadece prandelli'yi değil diğer gelen hocaları düşünelim. rijkaard, del bosque, hiddink, mancini bunların hepsi uluslararası düzeyde her takımı çalıştırabilecek kapasitede hocalar fakat hiç biri türkiye'de 2 sezon bile dayanamadı. çünkü burada elimizde öyle bir malzeme yok. bu ülkede tartışmasız başarılı olan hocaların hepsi ya türk ya da bizim gibi alt yapısı gelişmemiş ülkelerdendir. lucescu, fatih terim, mustafa denizli gibi. bu hocalar ellerindeki malzemeyi daha iyi analiz edebildikleri için başarılı olabiliyorlar. avrupalı hocalar ise yetenekten çok pozisyon bilgisi nedeniyle sıkıntı yaşıyorlar. yoksa modern futbol prandelli'nin oynatmaya çalıştığı futbol ama oyuncular ancak demode 4-4-2 oynamaya alışmış eski kafa antrenörler tarafından yetiştirilmiş oyuncular.
prandelli özelinde değerlendirecek olursak kendisinin dağıldığını çok net görebiliyoruz. telles-veysel tercihi bile bunu çok net olarak gösterebiliyor. bir de kendisi sadece italya'da antrenörlük yapmış ve genellikle italyan futbolcularla çalışmıştır. bu da galatasaray'a uyum sağlamasındaki zorluklardan biridir.
son söz olarak bu nedenlerle prandelli'nin gönderilmesi ve bu oyuncularla başarı sağlayabilecek çok büyük takımlarda çalışmamış bir hoca getirilmesi bana göre daha uygundur. ama tabi galatasaray'ın maddi durumu nasıl kaldırır böyle bir şeyi bilemiyorum ama prandelli mental olarak dağıldı ve artık toparlaması çok zor.
1564
sorun prandelli değil, sorun yöneticiler tarafından oyuncuların papazlaştırılması, prandelli ya neşteri vuracak kral olacak yada kıçına teneke bağlanacak. kaos bazen kartların yeniden karılması için iyidir.
1565
lig tv' nin haberine göre albayrak' ın ısrarından sonra görevinde kalmaya karar vermis teknik direktör.
1566
amk'nın haberine göre de prandelli istifasını vermis , ancak albayrak kabul etmemis. hay ben boyle işe...
1567
atsan atılmaz satsan satılmaz uçurumdan hızlanarak düşen futbolculara kontrat yapıldığı için ya onları büyütüyor yada telkinde bulunuluyor olunması gerekiyor ki pasif kalıyor, 3-4 futbolcuyu biraz tatil yapın kendinizi dinleyin diyerekten kesmeli formayı o kadar kolay vermemeli 40 küsür futbolcu var lan. o formalar kimsenin tapulu malı değil ünal aysala tek kızdığım nokta selçuk ve burak'ın sözleşmelerini uzatması.
1568
isin ilginci geldiginden beri belki de en dogru hamleleri yaptigi bir macta ligde 4 yedi takımı. aylardir burda herkes 4-2-3-1 cik, bruma olcan beraber oynasin da ne bok yersen ye dedi. ee oynadi mac icinde? takım yine bok gibi. olcani sol beke alip forveti ciftlemeyi neden düsünemiyor hic dedik, onu da yapti. cift forvete de gecti mac icinde. ama sonuc? yine hüsran.
bosuna demiyorum ben sözlük olarak futboldan bir bok anlamiyoruz diye. bütü sorunu diziliste ve kadro seciminde gören sözlük ulemalarinin istedigi seyler yapildi dun sahada. ama yine bok gibi bir oyun cikti ortaya. demek ki iş sadece dizilis ve secilen kadroda degilmis.
prandelli artik su takimi sabote eden ibneleri görmeli. yeter. topun agzinda. radikal birseyler yapmali artik. ya da 'ben bu leş türk futbolu icinde yokum' diyip istifasini vermeli.
igrencliklerle bir güzel futbol adaminin daha agzina sicip gonderecegiz. hasan şaş gibi seviyesiz bir adam bile 'adam degil' demeye basladi. yaziktir gunahtir.
1569
taraftarlar burak selçuk ve veysel'e tepkiliyken neşteri vuramamış hoca. üçünüde süresiz kadro dışı bıraktım dese bir tane taraftar eleştirmez kararının arkasında durur. ama prandelli inatla bu ihanet eden adamları oynatarak sonunu hazırladı. bu saatten sonra kalıp savaşacağım deyip sonra da hala burak-selçul-dzemaili-veysel ile oynayacaksa defolsun gitsin. vakit kaybettirnesin boşu boşuna
1570
kendisini savunanlar ya bizi anlayamıyor, ya da biz derdimizi anlatamıyoruz. bir takım 4-0, 5-0 falan kaybedebilir, bir takım kötü futbolda oynayabilir ama bir takım bu kadar ezik olamaz. prandelli bu durumu sonlandırmak için hiç bir şey yapmıyor veya yapamıyor. selçuk mu sorunlu, burak mı sorunlu keseceksin abi. gerekirse alt yapıdan oyuncu koy oraya bizde diyelim ki helal olsun adam tepkisini belli ediyor. sinan gümüş, furkan özçal, emre çolak, umut gündoğan bu formsuz selçuk'a rağmen forma alamıyorlar. son 4 maçın 3'ünde 4 yiyorsun ama bir müdahale, bu durumu sonlandırmak için bir çalışma yok. keza taktiksel amaçlı da bi halt beceremediği gün gibi ortada.
velhasılı kelam, bu adamla olmayacak olamayacak arkadaşlar. sabır ve istikrar bu konularda olmalı ama doğru kişiye karşı. bu adam aynı anlaşamadığın sevgili gibi. hiç bir konuda anlaşamadığın sevgiliyle evlenmek, evlenmeye çalışmak mı doğru? yoksa yollarını ayırmak mı? bunu bu açıdan düşünün.
1571
selçuk kendisini sabote ediyomu$. bence alakasi yok. selçuk 1.5 senedir berabat oynuyor!
madem sabote ediyor, ettirmesin oda. kessin kendisini. umut gündogan gibi adamlar çürüyo yedekte.
1572
corriere dello sport'a "prandelli yönetimindeki galatasaray çöküş içinde" haberiyle konu olan teknik direktorumuz.
1573
anla artık prandelli tarz değilsin, bu gidişle bizden yıldız alamıyacaksın. :(
1574
sabri kendisine rağmen affedilmişse sabaha kalmadan istifa etmelidir.
1575
italya milli takımını finale çıkarmış olmasını umursamıyorum. milli takımlarda anlık ya da dönemlik başarılar çok belirleyici değildir. denk gelmiş der geçerim. ama bu adam fiorentina'ya ciddi ciddi iyi futbol oynatmıştı. o yüzden anlayamıyorum. ne değişti,nasıl böyle vasıfsız bir teknik direktöre dönüştü, ya da sadece şansı mı yaver gitmiyor, çalışmaları karşılık mı görmüyor. bir türlü anlayamıyorum.
ama kendisi halen takımın başındayken sabri sarıoğlu affedilirse istifa etmediği her gün kendisi için kayıptır.