toplumsal sorumluluk görevlerinin temeli, ikinci fatih terim döneminde terim'in o zamanlar küçük yaşta olan kızlarına topluca küfür edilmesine dayanır.
619
çarşı deyince çoğu insana demokrat, insan hakları, özgürlük vs gibi kavramlar geliyor. bende lan kardeşim bu adamlar olayın içine bjk karışırsa bunların hiçbirini dinlemezler, savunmazlar geçin bunları boş laf, onların bu söylemleri balon derdim. nitekim de öyle sevelim sevmeyelim ne olursa olsun bir insana rakibinin teknik direktörüne twitter sayfasından böyle hakaret edilmesi ciddi anlamda onur kırıcıdır. daha mizahi daha orijinal fikirlerle paylaşımlar yapın. ancak belli ki beşiktaş camiasının lig bitene kadar ortamı germe, baskı ortamı yaratma düşüncesinin hizmetkarları oldukları artık apaçıktır. aynı hareketleri galatasaray armasına, camiasına, fatih terim ve galatasaraylılara da yapacaklardır.
582
söz konusu keyif yapıcı madde oldu mu gözü ne renk, arma görür ne de siyasi görüş farklılığı.
ceza almamasını dilediğim, ancak bu rezil yargı sisteminde o suçla yargılanıyor olması bile ceza alacağına delil olan topluluktur. kendilerini zerre sevmem, onun bunun karşısında olacağım diye yanlışı destekleyenlerden de değilim. ama şu an o salonda yargılanan biz de olabilirdik, sokaktaki herhangi bir vatandaş da olabilirdi. maalesef bu boyu devrilesi düzene karşı, istesek de istemesek de rengimizin, görüşümüzün farklı olduğu insanlarla birlik olmak zorundayız. adalet hepimize lazım olacak.
527
5 tane galatasaraylı ve 1 fenerbahçeli gece vakti bir süpermarketi soymak için içeri girer. karanlıkta el fenerleriyle kasayı ararken, bir tanesi bir market reyonunu devirir ve içerideki odada yatan bekçi uyanıp, bunları kovalamaya başlar. karanlıkta göz gözü görmez, hırsızlarla bekçinin arası iyice açılmışken, bekçi arkalarından bağırır : 'kaçma ulan o... çocuğu!
fenerli hırsız bir an durur ve önde kaçmaya devam eden arkadaşlarına seslenir : beyler beni tanıdılar, siz kaçın!
bu hikayeden çıkarılacak ana fikir nedir? bilmiyorum, çok alakalı değil aslında. yalnız bir noktayı vurgulamaya çalışmak istedim, gezi parkında protestolara çarşı ile birlikte biz de katıldık, fenerliler de katıldı. şimdi çarşı grubu 'sözde' yakalandı diye, ön planda daha çok olduğu için bedel ödetilmek isteniyor diye onları yalnız bırakmak adamlık değildir.
reklamcıdır, şovmendir, galatasaray düşmanıdır ama 'darbecilik' gibi komik ötesi bir suçlamayla yargılanmayı hak etmeyen adamlardan oluşmaktadır. ortadaki durum, renk ayrımıyla geçiştirilemeyecek kadar ciddi, haksızlığın, hukuksuzluğun ve dahi zulmün rengi olmaz. bugün çarşı'nın sözde 'başının ezilmesine' göz yumarsak, yarın bizim de arkamızda duracak kimseyi bulamayız.
meşhur alman rahip hikayesindeki gibi : naziler yahudileri almaya geldi, benle ilgisi olmadığı için sustum. komünistleri almaya geldiler, görmezden geldim. sendikacıları aldılar, umursamadım. sıra beni almaya geldiklerinde, ses çıkaracak kimse kalmamıştı.
206
benim ali sami yen'ime, benim metin oktay'ıma küfürler eden bir taraftar grubunun, van'da ki fay hattını düzeltse bile ta a.koyayım. bu grubu övenlerin de galatasaraylılık'ların dan şüphe etmekteyim.
önemli şeyler yaptığını sanan boş adamlar topluluğu.
565
yayınladıkları açıklama anlatım bozukluklarıyla dolu. ha azizin ve fenerbahçe zihniyetinin anladığı dilden konuşmuşlar.
bu adamlara efendi açıklama işlemez. böyle suratlarına kulaklarına vura vura yazacaksın.
529
kim ne derse desin bugünkü davalarında yanlarında olduğum taraftar grubudur. zaman kulüpçülük zamanı değil, kendimize fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarı diyorsak böyle zamanlarda ilk reaksiyonu bizim göstermemiz lazım. çarşı'dan genel olarak ben de hazzetmem ama olay beşiktaş olayı değil bildiğin memleket meselesi şu an.