bir dönemin gol silahlarıyken şimdi formdan düşmüş ikilidir.
ya aslında burada kelimelerle anlatamadığım bir his var içimde. nasıl anlatılır cidden bilmiyorum. burukluk mu yoksa şefkat mi yoksa bambaşka bir şey mi. burağın birkaç sene önceki performansına dönüp bakıyorum ve her attığı golde boğazımı parçalarcasına gol diye bağırdığım anlar gözümün önüne geliyor. diyorum neydin ne oldun be arkadaş. sen attın arena yıkıldı, sen attın sesler kısıldı. aklın ucuna gelmeyecek durumlardan goller çıkardın. ne geldi abi senin başına? seneler geçiyor hiçbir şey aynı kalmıyor belki evet ama ne oldu da birden böyle olduk. schalkede geriden gelip rakibini geçtin, en olmayacak golü yaptın ama şimdi sürekli yerdesin, sürekli ofsayttasın. düşünüyorum abi mantıklı bir açıklama getirmek, vardır bir sıkıntısı demek istiyorum. çünkü açıklayamıyorum öbür türlü bu durumu. taktik değişmiştir, hoca değişmiştir, takım arkadaşların değişmiştir ama sen aynısın. neden bu düşüş anlamak zor. nedir insana bu müceadele hırsını kaybettiren? doymuşluk mudur? çok zengin olmak mıdır? tüm kupaları almak mıdır? güç anlamak cidden güç.
keza umut da öyle. sivas maçında daha ilk dakikadan tavana astığın gol mıhlanmış resmen zihnime ne zaman adın geçse o gol gelir aklıma. juventusa son dakikalarda sallayıp tüm kale arkasını sevinirken bir anda mal ettiğin an da hiç çıkmaz aklımdan. abartıyorum belki de seni bu anılarla bilmiyorum ama yapıyordun be birader bir şekilde atıyordun o golü. şimdi nedir bu bahtsızlık, bu yeteneksizlik anlam veremiyorum. hırslıydın belki bu yüzden gol atmada etkiliydin ama şimdi hırsın olsa da atamıyorsun. sen de üzülüyorsun belli ki
* ama olmuyor sanki artık eskisi gibi.
çok üzülüyorum aslında bu duruma zamanında bizi sevinç gözyaşlarına boğan adamlar artık gözümüzde neredeyse hiç. ne diyeyim kendimi avutmaya çalışıyorum bu yazdıklarımla, umarım başınıza çok kötü bir şey gelmemiştir. ama ne kadar eskiyi ansak da bugünde yaşıyoruz ve sizinle olmuyor gibi.
bazen kabullenip gitmek de büyüklüktür.