resim
Burak Yılmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 2427
    * kendini yere atmayı bırakmadan hiçbir şekilde içime sinmeyecek futbolcumuz.

    bir sezonda isterse 40 gol atsın, fener'e, beşiktaş'a 3 atsın farketmez. ben galatasaray taraftarı olarak camiamdan birini savunabilmeliyim, savunamıyorsam o kişi kendine çeki düzen vermeli, bunun başka bir açıklaması yok.

    rica ediyorum bir kişinin burak yılmaz'ı ciddi ama çok ciddi uyarması gerekiyor bu konuda. trabzonspor maçındaki hareketi ile alanya maçındaki kendini yere atmaları bardağı ciddi ciddi taşırıyor. buranın galatasaray kulübü olduğunu, burada etik kuralların, yazılı ve yazısız kuralların bulunduğunu, önem gösterildiğini hatırlatmasında fayda var.

    biz başarıdan daha çok bu tip kurallarımız, ilkelerimizle övünen bir camiayız, bazı şeylerden ödün veremeyiz.

    edit : daha dün yaptığı açıklamayı okuduğumda sevindim ama bugün yine aynı şeyleri yaptı. bir kere elmalarla armutları karıştırmayın. günün şartlarına uygun davranmak gerektiği söylenmiş, o halde şike de yapalım? anelka'nın elle attığı golü fenerlilerin gözüne sokuyoruz ya günü geldiğinde? fenerbahçe taraftarı da bu gerekçelerle savunmadı mı aziz yıldırım ve saz ekibini?

    iyide, ortada gözle görülür bir "hata" varken biz neyi, neden savunuyoruz? ben burak yılmaz düşmanı falan değilim ama eleştiririm. bakın söylüyorum; bu tip aksiyonlar benim kulübümü temsil eden bir insana yakışmıyor diyorum. burada yanlış olan ne? biri de çıkıp "evet kardeşim haklısın, toparlamalı kendini, böyle şeyler yapmamalı" diyemiyor, çok mu zor.

    velhasıl; kelle istemiyorum, gönderilsin, gitsin demiyorum, futbolculuğuna tek kelime laf etmiyorum ama uyarılsın diyorum. bunu anlamak bu kadar mı zor allah aşkına?
  • 2430
    kendisi de hatasını kabul etmiş ve "yere kolay düşüyorum, telafi edeceğim" demiştir. şimdi burada "burak yılmaz düşmanlarııııı :(" diye ağlayanlara ufak bir sorum var: burak yılmaz, burak yılmaz düşmanı mıdır?

    neyse, gereksiz paranoyalara takılmayalım ki burak yılmaz'ın bu erdemi güme gitmesin. burak yılmaz'ın hem trabzonspor efsanelerinden özür dilemesi, hem de bu son açıklamaları bir kere daha takdire şayandır. devam et aslan, böyle devam et.
  • 2432
    istedigi kadar kendini atsin bundan sonra kendisini elestirmeyecegim kralimiz.

    bazi arkadaslar turkiye sartlarinda futbol oynandigini unutuyorlar zaman zaman. ben hatirlatayim.

    burak kendini attigi icin elestirildigi bu ulkede acik ve secik hakem odasi basan, mahkemece sike yaptigi kanitlanan bir adam bir kulubun baskani hala. ve o kulube birakin cezayi odul verildi.

    yine o kulubun kaptani ve kakecisi ana avrat kufur etti. ve yine o kufur edenlerden biri acik ve secik bi sekilde irkcilik yapti ve bunu itirac etti. sonrasinda kendi kulubune yakisani yapip sozunden dondu.

    bu seneye geleyim. yanlis hakem karari lan dedi diye oyuncusu atilan bir teknik traktorun soylemleri sonrasi kanallar gidip ilgili hakemi ozel hayatini karistirdilar hakemin esini gecenin bi vakti kapisina dayanarak taciz ettiler.

    ne hikmettir ki yine ayni takimin bi oyuncusu hakeme ibne isareti yapip suratina tukurdu sonrasinda 12 maclik ceza o kulubun baskaninin baskisi ve medyanin operasyon haberleriyle ceza 4 maca indirildi ilgili kurumlar yarabbi sukur dedi.

    tum bunlar olurken servis haberlerle galatasaryda kavga var su oyuncuya talip var bu oyu cu alkollu geldi vs seklinde tamamaen hayal urunu ne amaca hizmet ettigi belli haberler uretildi.

    simdi siz cikmis bu ortamda her turlu pisligin yapildigi ortamda burak kendini yere atiyor diye neredeyse kufur edeceksiniz. birakin topunu oynasin o koydukca kuslar deliriyor bense orgazm sonrasi sigara keyfini yasiyorum.

    kasmayin fazla...
  • 2434
    galatasaray'ın yeni arif erdem'idir. iyi veya kötü anlamak sizin elinizde. fakat bir hakan şükür olamayacağı için benim gözümde arif erdem kadar değerlidir. sene başından beri hemen hemen her röportajını izledim ve bu adam için karakteri 10 numara derim. saha içinde yaşadıklarını, düşündüklerini, hissettiklerini bilip bilmeden konuşmamak lazım. yürüyedur aslan parçası.
  • 2437
    #1134258

    sözlük yazarları arasında tapma derecesinde sevenleri olan golcümüz. biz de severiz sayarız lakin hakkında ne desek yanlış anlamaktalar bu fan boylar. adamın kendi ifadesini yazıyoruz yine eksiliyorlar. gençler birebir ağzından çıktı lan! ayet diye tapmanız lazım. günahı var yapmayın böyle şeyler.

    edit: hooop ilk müritten eksiyi kaptık gençler!
  • 2438
    burak yılmaz'a angrybirds'lerin öfke kusmasını anlıyorum ama renktaşlarımın neden saldırdığını anlamıyorum, iki şık var ya fener medyasının gazına geliyorlar ya da galatasaraylı değiller bizi trollemeye çalışıyorlar, şu anda burak'tan iyi türk forvet mi var? yabancı sınırı mı kaldırıldı haberimiz yok? burak satılsa sercan'a falan mı dilenelim? bu soruların cevabını kendi içlerinde bu arkadaşlar bir versinler. yeni forma aldım, arkasına da bu kardeşimizin ismini yazdıracağım, eleştiri geldikçe bu çocuğu daha çok sahiplenesim geliyor. tanım: halihazırda stsl ve şampiyonlar ligi gol kralı
  • 2439
    küçükken benim bir kuşum vardı. allah'ı var çok güzel ötüyordu. şimdi de var bir tane rahat olun, o da ötüyor ama hani o böyle küçücüktü, yavruydu, kimseye zararı yoktu. neyse....

    babam nereden aklına esmişse gitmiş böyle ince demirden telleri olan, tahta bir kafes almış, içine de bir tane kuş koymuş. kuş dediğim, saka kuşu kırmızılı sarılı, o zamanlar fukaralık var tabi memlekette, böyle muhabbet kuşları, jako papağanlar filan hiçbir evde yok. zaten köprüde muhabbet kuşu yüklü kamyon kaza yapıp da kuşlar etrafa saçıldığında tanıştıydık, yoksa ki göreceğimiz yoktu muhabbet kuşu filan.

    kuş gelince evin rengi değişti, böyle bir değişiklik, bir başka hava geldi hayatımıza. ya da ben öyle sanıyordum. hayvancağız yeni mi yakalanmış ne olmuş bilmiyorum ama kafesin içinde insan gibi durmuyordu hiç efendi efendi. sürekli çırpınışlar, daracık yerde kanat çırpmalar filan. ilk başlarda hoş geliyordu ama bir yerden sonra babamı ifrit etmeye başladı. ev zaten bir oda, bir salon, mevsim yine böyle soğuk, karlı bir mevsim, kafes salonda duruyor, dünyanın en bet sesli kuşu, alakalı alakasız zamanlarda böbreğini bıçaklamışız gibi bağrınıp duruyor. bir yerden sonra dayanamadı babam, o karda kışta dedi ki 'geceleri balkona koyalım, sesini duymayız'. 'baba kedi kapar, kuş donar' falan filan o kadar dil döktük ama faydasız. ötüp uyandırmasın diye gece koyduk balkona.

    sabaha kalktığımızda tabi durum belli. canım kuşum donmuş, yapışmış kafesin dibine, sıpatulayla kazıdık hayvanı. gamsız adam, sabah işe giderken bakmamış bile, akşam geldiğinde bizi ağlarken görünce geldi yanımıza :

    +ne oldu kaçmış mı kuş?
    -ne kaçması baba ya, donmuş hayvan soğuktan.
    + soğuktan ne donacak, onların doğal ortamında evde mi yaşıyorlar, dışarıda yaşıyorlar, onun eceli gelmiş, hasta filandı herhalde, zaten bu kuşlar az yaşıyor.
    - baba senin ben coğrafyanı s.keyim, ne doğal ortamı, dışarıdayken gidip bi yere sığınıyorlardır, böyle armut gibi açıkta mı duruyorlardır. ne biçim mantık lan bu?!? (diyemedi)

    25 yıl oldu hala tartışılır evde soğuktan mı öldü, eceliyle mi öldü diye. sonuç itibariyle benim canım kuşum, gözümden sakındığım kuşum yitti, gitti.

    şimdi bu hikayeyi niye anlattım bilmiyorum, şuraya bağlamak istiyorum belki:

    burak yılmaz renkli, alacalı, göz alıcı bir kuştur abiler. dışarıdan bakan hayran kalır, herkesin gözü hep onun üzerindedir. ona sahip olmak isteyenler hasedinden çatır çatır çatlar. hele ki eskiden ona sahip olup da elinden kaçıranlar kudurur, kudurur. bu kuşun da bazı doğal özellikleri vardır, kusur olarak gözükür belki. bu adam kendini atmayı seviyor, varsayalım ki 'taklacı güvercin' olsun. ne zararı var?

    adam futbolcu ve futbol oynuyor. futbol çok dürüst bir oyun değildir, futbolcuların da büyük çoğunluğü cennete gitmez, birbirimizi yemeyelim. saha içinde olan futboldan bahsediyorum, biraz katakulli gerektirir, biraz çirkeflik, biraz teatral yetenek. futbolun doğasında var bu, gülle atma ya da eskrim değil ki adil olsun her şey. platini neden kamera sistemi kurulsun istemiyor? tenis mi bu 'itiraz hakkı' olsun? messi el kaldırıyor düşünsenize, 'şahin gözü istiyorum bence çizgiyi geçti'. ya da basketbol gibi, fatih terim masa hakemlerinin yanına geliyor, ofsayt mı değil mi bir daha bakalım diye. olur mu hiç? futbolun doğasına aykırı. burak yılmaz'da da kendini yere atma içgüdüsü var, bunu kasten yapmıyor, emek çalmıyor yani. küçüklüğünden beri futbol oynayan herkesin yaptığı gibi oyun anlamında biraz çirkeflik, biraz bedavacılığa kaçıyor. büyük futbolcuların çoğunda vardır bu durum. bu yüzden bu adama sahip çıkalım, ele güne karşı da savunalım.

    haa bunları derken saha içindeki futbolcuları kastediyorum, saha dışı olayları değil. haksız kazancı, şikeyi savunmuyoruz, apaçi değilim yani. allah sizi inandırsın sürekli hegel okuyorum, 24 saat aralıksız hem de. sabahleyin misal picasso'nun 9. senfonisini izledim, heyecandan kulaklarım yaşardı o derece içli dışlıyım sanatla. entelektüel ve hümanist kimliğimden ötürü istiyorum ki, kuşlar donarak ölmesin, şeker de yiyebilsinler. :s
  • 2442
    sadece galatasaray taraftarinin değil herkesin gurur duyabilecegi, insanin istediginde ne noktalara gelebilecegini gosteren aslan parcasi.

    karakterinden hirsindan insanligindan cok mutluyum fakat su first touch denen olayida gelistirdigi takdirde kendisini cok daha farkli yerlerde gorebiliriz. ha kotu demiyorum ama bunu da gelistirebilir degil mi ?

    edit : imla
  • 2445
    büyük futbolcu.

    büyüklüğü attığı gollerden değil. son yıllarda ilk defa bir türk futbolcuyu kendisini bu kadar geliştirme çabasında görüyorum. hem de herkesin kendisinin varlığından bir haber olduğu zamanlarda.

    bizde bir futbolcunun çalışması için bazı şartların oluşması gerekir. misal:

    -ya altyapıdan yeni çıkmışsındır ve üzerinde büyük bir beklenti vardır.

    -ya da fatih terim ile çalışıyorsundur.

    bu adam herkesin kendisinden ümidini kestiği zamanlarda azmedip geliştirdi kendini. fiziğini mükemmel denecek kadar geliştirmiş. gol vuruşlarını çok iyi denecek seviyeye kadar ilerletmiş. ''kafa vuruşlarında zayıf'' dendi, galatasaray'a gelir gelmez onu da geliştirdi.

    şimdi de top kontrolü zayıf deniyor. katılıyorum fakat biraz da bizim kendisine yardımcı olmamız lazım. madem top kontolü kötü, o zaman sen bu adamı sadece rakip ceza sahasında yüzü kaleye dönük şekilde topla buluşturacaksın. bireysek özelliklerini kullanmaya bakacaksın yani. sen ona topu kontrol edip, düzeltip, sürüp gol atması yerine, koşu yoluna tek pas atacaksın ve o da topu kaleye gönderecek.

    bir de karakterine laf edenler var. gelip öyle sözler söyleniyor ki sanırsın adam kendi hayatını 0 yanlışla sürdürüyor da gelip başkalarından da aynısını yapmasını bekliyor. bu ne aymazlıktır böyle? transfer sürecine laf edenler mi dersin, penaltı alma çabasına laf edenler mi dersin... hiç gelip ''bu davranışlar galatasaray'a yakışmıyor. bir an önce bırakması lazım'' laflarına girmeyeceğim. penaltıyı alabiliyorsa alsın. helal olsun. bunun için antrenmanlarda vakit ayırıp çalışmalar yapan takımlar var.

    misal karl heinz feldkamp. adam antrenmanlarda hakeme belli etmeden rakip futbolcuya faul yapmayı öğretirdi. bunlar futbolun içinde olan şeyler. hiç öyle şike ile bağdaştırıp sığlık yapmanın lüzumu yok. saha içinde futbolcular arasında yapılan hareketler, futbolun içinde olan şeylerdir. twitter'da facebook'da yazılanlara bakıp popüler olacağım diye gelip futbolcunuza sallamayın burda. siz sanıyor musunuz ki burak'ın bu hareketlerini eleştirenlerin, futbol dostluk-kardeşlik içinde geçsin diye çabalayan kişiler olduğunu? kendi takımları puan farkını kapatamadığından gelip sallıyorlar. bu adam bu hareketleri geçen yıl trabzonspor'da da yapıyordu. ne değişti? değişen şu:

    bu hareketleri galatasaray'da, yani kendilerinden daha üst basamakta oynayan bir takımda yapıyor ve rakipler bunun sonucunda daha çok kuduruyor.

    yap aslanım. sezon sonu belki de beşiktaş maçında aldığın penaltı sayesinde 33. hafta kadıköy'e şampiyon olarak gideceğiz. böyle şampiyonluk olmaz olsun diyenler de sevinecekler o gün. o yüzden sen o an ne gerekiyorsa onu yap.

    şarjör şarjör kurşun döktürmek lazım.
  • 2448
    uefa tarafından açıklanan "yılın onbiri" listesine, aday olduğu forvet pozisyonuna rakipleri lionel messi ve cristiano ronaldo'nun seçilmesi sebebiyle girememiş olan futbolcu.

    liste şu şekilde oluşmuş;

    kaleci: iker casillas (real madrid/ispanya)

    savunma oyuncuları: sergio ramos (real madrid/ispanya), gerard pique (barcelona/ispanya), thiago silva (milan-paris saint-germain/brezilya), philipp lahm (bayern münih/almanya)

    orta saha oyuncuları: andres iniesta (barcelona/ispanya), xavi hernandez (barcelona/ispanya), andrea pirlo (juventus/italya), mesut özil (real madrid/almanya)

    forvet oyuncuları: lionel messi (barcelona/arjantin), cristiano ronaldo (real madrid/portekiz)
  • 2450
    18 ocak 2013 kasımpaşa galatasaray maçı'nın ilk yarısında ne işe yaradığını bulabilen varsa bana da anlatsın. bütün küfürler emre çolak kankasına yoğunlaşmışken kendisi arada kaynıyor biraz ama koskoca 45 dk boyunca hiçbir şey yapmadı kendisi, kaleciye yaptığı yalandan baskıları saymazsak tabi.

    böyle vurdumduymaz bir şekilde oynayacaksa hiç oynamasın daha yararlı olur kanımca.

    edit ; gelen ofsaytlara bakılırsa bu gece de kralmış kendisi. özellikle o ceza sahası dışından vurduğu şut %100 goldü *.

    keşke insanlar gözleriyle izlese maçları.
App Store'dan indirin Google Play'den alın