• 26
    galatasaray'ın başarısızlığa tahammülü yok ama daha da önemlisi yeni yönetimin abartı ve gerçekleşmeyecek vaatlerle hareket etmemesi gerekiyor. bir sistem dahilinde kulübün yönetilmesi gerekiyor. bunun tam tersi olması durumunda kendilerini kandırırlar ve yine ibra edilmeyeceklerdir. galatasaray kulübünü hak ettiği şekilde yönetilmeli kısacası kimse galatasaray'dan büyük değil. bu yapılacak seçimde umarım artık galatasaray'ı yönetebilecek bir başkan seçilir.
  • 33
    daha kötüsü gelemez dediğimiz her seferinde daha kötüsüyle karşılaşmaktan korktuğumuz kişi ve ekibidir.
    çaylak olarak yapabileceğim son yorum hakkımı bu başlık altında kullanmak isterim. bir miktar dağınık olabilir ama en sonunda hepsi tek bir potada eriyecektir.

    ben, 1990 doğumluyum ve net bir şekilde hatırladığım başkanlar içinde o koltuğu hem fiziken hem de duruşu ile doldurabilen tek başkan ünal aysal'ı gördüm. faruk süren kazandırdıkları ile bu kulübün efsane başkanıdır ancak hafızam çok güçlü olmadığı ve o zamanlardaki tartışmaları vs hatırlamadığım için o dönemi katmıyorum, haksızlık etmek istemem bilmeden.

    burak elmas'ın yanlışlarını teker teker sayıp cümle israfı yapmayacağım. benim için en kritik olan stadyum isim sponsorluğunun yabancı bir firma ile yabancı para birimi cinsinden yapılacağı (kasa kolaylığı yanlış bir iştir, umarım kimse bunun ne sözünü verir ne de yapar) vaadi ve basketbol salonu projesi idi. bizim gibi gelişen ülkelerdeki en büyük risk olan döviz kuru riskini bundan daha güzel yönetemezdik, doğal bir hedge olacaktı. salon projesi ise, stadyum yapıldığından beri en çok istediğim şey olabilir.

    şimdi haziran'a dönüyorum.. ben eğer genel kurul üyesi olsaydım ne yapardım? sadece bu iki vaad sebebiyle burak elmas'a gözüm kapalı oy verirdim. yıllardır olmasını istediğim ve bir zorunluluk olarak gördüğüm vaatlerdi bunlar ve bu vizyonu gösterdiği için heyecanlandırmıştı beni. ve bu vaatleri verirken, gerçekten çok iyi bir iletişim yolu ile, spesifik tarih aralıkları vererek inandırdı ki ben biri vaat verirken mutlaka iletişimde kullandığı detaylara dikkat eder ona göre inanıp inanmaya karar veririm. örneğin "5 gün içinde kendi listemizdeki ve 10 gün içinde de fatih terim'in istediği transfleri bitirebilecek seviyedeyiz" sözü.. ortalama bir akıl buna inanmayabilir ama söylediği gün detayları benim için gerçekten bir ön çalışmanın göstergesi olmuştu. stadyum isim sponsorluğu hakkında da "seçildikten hemen sonra açıklayabileceğimizin iznini aldık" sözündeki "iznini aldık" ifadesi yine öncü bir gösterge olmuştu benim için. kendimi güncellemem gerekecek belki de.

    verdiği sözlerin neredeyse tamamını tutmaması değil, bu iki sözü tutamaması benim için en büyük hayal kırıklığı oldu ve bundan sonra finansal anlamda yapılacak işlere dair hiç bir şekilde güvenimin kalmamasına sebep oldu. örneklendirmek gerekirse; kerem, marcao ve nelsson'un olası satışından gelecek paranın değerlendirilmesi konusunda güvenemiyordum burak elmas'a.

    şimdi ise bu sabaha geliyorum. bu büyük hayal kırıklıklarına rağmen yine de ibra ederdim ama muhalefet etmeye devam ederek. demokrasi, varlığını muhalefete borçludur. ancak ben bu ibra meselesinin artık genel kurullarda bir kin duygusu içerdiğini çok net bir şekilde görüyorum. bu hata. büyük hata. çünkü içinde önemli iş adamlarının olduğu bir topluluk kişisel hırslar yüzünden galatasaray'a yardım etmez hale geliyor, daha kötüsü yardım olunmasına engel olacak hareketler yapıyor. günün sonunda da galatasaray için üyelik mi yoksa kişisel çıkarlar için üyelik mi düşüncesi oluşuyor ki maalesef bende bir süredir artık ikincisi ağır basıyor. olan, galatasaray'a oluyor. tekrar ediyorum; kişisel hırslar galatasaray'ı zarara uğratıyor.

    bu düşünceme muhalif başka bir düşünce de var ki haksız görmüyorum. o da; ibra tehdidi, yönetimleri yaptığı yanlışlar için uyarı niteliği taşıyabilir. ancak uzun vadeli sağlam temelleri olan planlara sahip yönetimler için olumsuz bir durum yine. olması gereken şudur; yönetimler hatalarının farkına varmalı ve eğer hatada ısrar ediyorsa istifa edebilme olgunluğuna sahip olmalıdır. ki, projesine güven oyu alamayan ünal aysal koltuğu bu şekilde bırakmıştır.

    benim başkan adayım; sadece 3 senelik bir süre için ünal aysal'dır. ve projelerdeki süreklilik gereği için ikinci başkanını da kendisi gibi özelliklere sahip bir kişi olarak seçmeli ki 3 yılın sonunda görevi devredebileceği kişiyi aramakla zaman kaybetmeyelim. özellikle basketboldaki fenerbahçe maçına takımı çıkarmaması gerçek bir aksiyon olarak aklıma kazınmıştır ve yaptığı tüm hataları (ki ben tek hatasını fatih terim'le ilişkileri sağlıklı yürütememesi ve sonrasında bundan kaynaklı olarak yapılan dehşet verici devre arası transferleri olarak görüyorum) gözümde sıfırlamıştır. önemli olan bir duruşu olan ve bu duruşu aksiyonlarıyla somutlaştıran, omurgalı, vizyoner ve finansal açıdan alınabilecek her türlü radikal kararları alabilecek özgüvene sahip bir yönetime sahip olmaktır. yönetim derken anlatmak istediğim sadece başkan değil, karar alıcı herkes; başkan, yönetim kurulu üyeleri, teknik direktör, antrenör... kim varsa karar alıcı mevkilerde.

    teknik direktör, sportif direktör, başkan danışmanı vs gibi konularda bir çok fikir olacaktır. her fikre saygım var. teknik direktör kim olur bilmiyorum ancak fatih terim olmamalı diye düşünüyorum. ve bu kararın yeni seçilen başkan tarafından ilk gün kamuoyuna açıklanması ve basına sakız olabilecek nitelikteki bu malzemeyi vermemek gerekir, ilk gün tartışılır sonra biter. (bu sezona fatih terim ile başlamanın formsuzluğu nedeniyle hata olduğunu ve fakat sezon ortasında yolları ayırmanın da hata olduğunu düşünüyorum. sezon başında bu mecrada olmadığım için belirtme imkanım da olmamıştı bu düşüncemi haliyle) luis campos'un kulüple olan ilişkisi kesinlikle devam etmeli. özellikle oyuncu satışlarında çok büyük faydaları olacaktır. sportif direktörlük konusunda ise bu pozisyonun olması gerektiğini düşünüyorum. isim değişebilir ancak kurumsal yapı için bir gerekliliktir.

    bir miktar uzun oldu ama olması da gerekiyordu sanırım.
  • 34
    galatasaray’da başkan olabilecek isim kim?

    bu soruya cevap vermeden önce kim olmamalı sorusunun cevabını vermek istiyorum.

    altı ay önceki seçimde aday olanların hiçbiri başkan olmamalı. hiçbiri taşıyamaz galatasaray’ı. eşref hamamcıoğlu, metin öztürk şu bu burak elmas kadar bile dayanamaz.

    dursun bakkal başkanlığı aklından bile geçirmemeli. başkanlığı döneminde tek derby kazanamayan bir kişi olmasının yanında galatasaray’ı küçük düşüren sayısız falsoları vardı. değil başkan aday bile olması beni üzer.

    fatih hıca da asla başkan olmamalı. kendi başlığına yazdım tekrar ediyorum; bu günkü dengelerde fatih hoca galatasaray’a ve kendisine zarardan başka bir şey veremez. efsane isminin yerle bir olmasına neden olur.

    muharrem yılmaz -eski tüsiad başkanı- asla olmamalı. çünkü hiçbir tecrübesi yok. bu kurtlar sofrasında boğuşacak bilgi birikimi yok. ne menajerlerle, ne tff, mhk ne de rakip başkanlarla boğuşmaz. boğuşmak kelimesini bilinçli kullanıyorum çünkü maalesef ülke futbolu kaos içinde ve rekabet değil adeta boğuşma var.

    kim aday olmalı, kim başkan olmalı?

    henüz ismi geçenleri nazarı dikkate aldığımda;

    ali sabancı
    ünal aysal

    bu iki isimden biri olabilir ama cuk oturan isimler mi hayır tabii ki. cuk oturmuyor ama bildiğim isimler içinde bu kaosta galatasaray’ı taşıyabilecek isimler olarak bir tık öne çıkıyorlar.

    ali sabancı da futbol yöneticiliğinde tecrübesiz. o nedenle yanına ali dürüst ve abdürrahim albayrak’tan birini almak zorunda. eğer bu iki ismi yanına alamazsa boşuna rezil olmasın derim. ünal aysal da bence bu iki ismi listesine almalı. engin tecrübesine rağmen başka çaresi yok.

    yeni isimler çıkar mı?

    bilmiyorum ama yiğit şardan gibi son dakika adayları fırsatçı şzlenimi veriyor. o nedenle aday olmayı düşünenler vaşından bun7 ilan etmeliler.
  • 35
    kim olur bilmiyorum elbette ama ben kim bu yeni başkandan futbol açısından beklentilerimi size açıklayayım:
    1) takıma gerçek bir futbol aklı getirmek. bu iş öyle cenk ergünlerle olacak bir iş değil. campos ile birlektelik devam etmeli bence.
    2) mevcut kadromuza uygun bir teknik adamla çalışmak. torrent konusunda devam ederse de bir lafım olmaz kendisine.
    3) bu en önemli madde bence. transferleri taraftarın isteğine göre yapmaması. taraftar gomis boşa çıkmış alalım dedi diye gomis almanın bir mantığı yok.
    4) yine transfer ile ilgili. dünya'da sadece 15 tane futbolcu olmadığını bilmeli. atıyorum talisca'yı alacağım diye vaat sunmamalı bize.
    5) bize ajax, porto modelleri ile gelmesin. son 15 senede bir başkana ortalama 1.5 senenin düştüğü bir ortamda 50 senelik kültürü olan takımların yolunu yaratacağım yalanları ile gelmesin bana.
    6) dünya üzerinde kardeş kulüp bulmak. bu çok önemli bence özellikle belçika fransa veya hollanda alt liglerinde genç oyuncularımızı kiralık oynatabilmemiz gelişimleri açısından çok iyi olur.
    7) başarılı olduğu ve uzun süreli kalacağı takdirde beklediğim bir şey bu. scout departmanını ve altyapı hocalarını geliştirmek. artık teknik direktörlere vereceğimiz tazminatları bu tarz gerekli alanlarda kullanalım.
    8) takımın maaş bütçesini düşürsün. bir futbolcuya 2 milyondan fazla maaş bağlamasın.
    9) düşük bonservis yüksek maaş mantığından uzak dursun. akıllı taraftarımız buna değil yüksek bonservis düşük maaşa kafayı takıyor ne yazık ki ama. nedeni de belli bonservis için transfermarkt'a bakabiliyor, maaş için bakamıyor. o durumda da eleştiremiyor.
    10)bonservissiz 4 senelik 4 milyon maaşın (16 milyona mal oluyor) 5 milyon bonservis ile senelik 1 milyondan 5 senelik sözleşmeye (10 milyona mal oluyor) oranla daha kötü bir şey olduğunu anlatsın. üstüne basa basa anlatsın kafayı yedirecek şu basit mantığı yapamamaları bana çünkü

    galatasaray'ımıza hayırlı bir başkan gelmesi dileği ile
  • 36
    galatasaray’da başkan olacak kişide aradığım özellikler:

    1-futbolu rahmetli başkanımız mustafa cengiz gibi çok iyi bilmeli.
    2-futbol camiasında hatırı sayılır olmalı.
    3-tff, mhk, spor basını ve menajerlerin ruhunu çok iyi bilmeli. tuzağa düşmemeli ve dik başlı olmamalı.
    4-listesine ali dürüst, abdürrahim albayrak ikilisini mutlaka almalı.

    abdürrahim albayrak içime sinmiyor ama bugünkü konjonktürde başka çare yok.

    5-konuşmasını iyi bilmeli.
    6-şeffaf olmalı. bütün harcamalarını şeffaf yapmalı. galatasaray’ın asetlerinin kıymetini çok iyi bilmeli.
    7-nakit akışını yönetebilecek kadar kaynak yaratabilmeli.
    8-cesur ve aksiyon sahibi olmalı.
    9-kesinlikle ingilizceyi ana dili gibi konuşmalı.
    10-çocukluğundan veri futbolu ve de galatasarayı takip etmiş olmalı.
    11-galatasaray’dan nemalanmayı asla düşünmemeli ve zaten buna ihtiyacı da olmamalı.

    yok devenin nalı diyenler olacaktır biliyorum ama üzgünüm benim ölçülerim bunlar.
  • 41
    galatasaray'a burak elmas donemini aratmayacağından emin olamayacağım başkandır. öyle bir genel kurul yapısı var ki demokrasi maskesi altından yalnızca kendi gemisini yüzdürme derdiyle yanıp tutuşan. artık bıkkınlık geldi kulübün dernekler kanununa baglı yönetilmesinden . keşke galatasarayli büyük işadamları bir konsorsiyum oluşturup galatasarayı satın alsa bugüne kadar seçilen ve seçilecek tüm başkanlardan daha iyi yonetirler ama ona da yine genel kurul üyeleri izin vermez. biz taraftarlar da içine düştüğü cenderede çırpınmaya devam ederiz.
  • 44
    bence kesinlikle dursun özbek olmaması gerekendir. özbek yönetimi her açıdan çok başarısızdı, tüm branşlarda çok başarısız bir dönemdi galatasaray adına. bu başarısız dönemin üzerinden çok da uzun bir zaman geçmemiş olmasına rağmen ismi nasıl hala başkanlıkla anılabiliyor, kendisi güven oyu almak için seçim yaparken kaybetmiş olmasına rağmen neye güvenerek tekrar başkanlığa cesaret edebiliyor aklım almıyor.
  • 45
    başkan olduktan sonra çıkıp da, çok yoruluyoruz şu kadar çabalıyoruz bu kadar ailemizden uzak kaldık diye genel kurula, medyaya, taraftara sitem etmemesi gerekendir.

    kim olursa olsun başkanlığın kolay iş olmadığını ve emek isteyen bir iş olduğunu bilerek başkanlığa talip oluyorsa olsun. galatasarayımızın basiretsiz yönetimler, döviz kurları, yapılan/yapılmayan yatırımlar veya transferler yüzünden bir sürü hem borcu hem davası hem yükü hem de projesi bulunuyor. bunların yanında içerde dışarda dostundan çok düşmanı var. bunlarla ilgilenmek zor, hepsini başarıyla yürütüp bir sistem oturtmak daha zor. hele ki mağazacılığından sponsor bulunmasına, amatör branşlardan alt yapılara kadar kurumsallığı getirmek çok çok daha zor. bizim taraftar olarak beklentilerimiz ise, doğal olarak, çok yükseklerde. bunlarla uğraşmak uykunuzdan eder, kendi işlerinizden eder, ailenizden eder, eder de eder. bu aşikarın beyanı. sonra çıkıp da vay ben şu kadar uyumadım. efendim bu kadar sabaha kadar ter döktüm falan yapmayın bize. iş ortada işte herkes görüyor. siz de bir zahmet görün. kolay mı sami yende 55 bin kişinin ayakta alkışlarına mazhar olmak?
  • 46
    merakla beklenilendir.

    ancak adaylara bakacak olursak;

    (bkz: dursun aydın özbek) aman ha yaklaşmasın!
    (bkz: eşref hamamcıoğlu) mustafa cengiz'e omuz attı, cenk ergün gelecek, oh no!
    (bkz: metin öztürk) koltuk karşılığı sponsor he! bir de burak elmas yönetimini içten oymaya çalışmak, bak sen şu işe!
    (bkz: abdürrahim albayrak) o ağırlığı yok ya, kapalı kapılar ardında siyaseten emir alabilecek bir potansiyel.
    (bkz: ünal aysal) hataları çoktu, yaş da seksen ama belki geçmiş güzel günlerin hatırına iş görür.
    (bkz: ali sabancı) galatasaray için parasını har vurup harman savuracağı düşünülen iş insanı. kaç yıldır başkan adaylığı gelir diye aidat ödemiyor!
    (bkz: muhtar kent) varlığı bile bizim için bir şehir efsanesi. yaşadığını gerçekten gören var mı yav?

    yahu ortada güçlü bir hazır figür yokken, konsensus yokken, aday önerimiz yokken, burak elmas'ı biz niye gönderdik sahi?

    önümüzdeki 30 gün galatasaray siyaseti çok şeylere gebe.

    edit: imla. seçim tarihi açıklamasıyla önümüzdeki 60 gün ifadesi önümüzdeki 30 gün olarak revize edildi.
  • 48
    her aklı başında galatasaray'lı gibi değerlendirmelerimi uçan kaçan projelere değil, sıcak para ve nakit akışı potansiyeline göre yapacağım başkandır. tekrara düşmek gibi oluyor ama naçizane tavsiyem gelecek her başkanı bankalar birliği ödemelerini ve futbol takımı/amatör branşlar harcamalarını nasıl idare edeceğine göre değerlendirmek lazım.

    sıcak para ve nakit akışı sağlayan başkan en güzel başkandır. 300-400 bin euro için liste başındaki futbolcuyu elinden kaçırmayacak başkan en güzel başkandır. maaşların 3-4 ay geriden gelmesine müsaade etmeyen başkan en güzel başkandır. kaşı, gözü, konuşması vesaire bunlar benim için çok detay unsurlar artık. galatasaray'ın hakkını arama mevzusu zaten maddi gücün ve siyasi bağlantıların varsa kendiliğinden oluşacak bir olay. burak elmas'ın hiçbir caydırıcılığı olmaması da bu yüzdendi. sen tek telefonla bir yerlere ulaşabiliyorsan, bu ülkede ağa da sensin paşa da sensin. galatasaray'ın şiddetle böyle bir başkana ihtiyacı var. o başkanın kim olduğunu bilmiyorum ama kim olmadığını biliyorum. önyargılı olmamak için isim zikretmiyorum ama potansiyel adaylardan birisi 2023 seçimlerinden önce galatasaray'a başkan olursa yarardan çok zararı olur, sivri dili ve siyasi söylemleriyle -doğruları dahi söylese- pek çok projeye zarar verir. üstelik nakit akışı sağlayamayacağı da çok bariz çünkü maddi gücü sınırlı. listesi de öyleydi. metin öztürk, dursun özbek ve ünal aysal mevcut potansiyel adaylar. hayırlısı neyse o olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın