kolundaki bandıyla
galatasaray kaptanı bülent eleştirilemez.
galatasaray'ın
bayrak adamıdır.
ama bu noktaya
kaptan olduğu için ya da
galatasarayda oynadığı için değil, kanının son damlasına kadar sahada mücadele ettiği için, yenilmeye tahammülü olmadığı için, kazanamamaya isyan ettiği ve bütün takıma bunu sirayet ettirdiği için gelmiştir.
yetenekleri sınırlıydı ama her zaman, birlikte oynadığı adamları,
erhan önal'ı,
falco götz'ü,
reinhard stupmf'u,
popescu'yu dinlemişti, onlardan sürekli öğrenmişti.
kendisini büyüten, taraftarın sevgilisi haline getiren bunlardı.
yine de şimdi olsa "vay efendim her şeye itiraz ediyor, vay efendim adamlara çok sert giriyor, yabancı hakemle ne konuşuyor ki bu sanki ingilizce mi biliyor" şeklinde bolca eleştiri alırdı, bunu da göz ardı etmeyelim.
o meşhur kariyeri var ya
kaptan bülent'in, aldığı kupalar, şampiyonluklar falan. onlar olmasaydı da
galatasaray taraftarının efsanesi olmayı hak etmiştir
kaptan bülent.
ama
bülent korkmaz olduktan sonra, yani hocalığında ve yorumculuğunda her türlü eleştiriye açıktır. ne yazık ki her bayrak adamın iyi teknik direktör olamayacağını ispat etmiştir.
ne yazık ki sözlüğümüzde mevzu
mustafa sarp'ı beğenmesine gelmiş kilitlenmiş, yazık.
bülent'in mustafa sarp'ı beğendiği nasıl bilinmiyor hiç anlamadım. kendisi nereye gitse götürdü yahu sarp'ı. en beğendiği oyunculardan biri demek ki. e, geçen sezon takım kötü gidene kadar herkes beğeniyordu sarp'ı.
futbolcu seçimi bir teknik direktör tercihidir. şimdi
bülent'e çakmak için kullanılan
servet de
mustafa sarp da
frank rijkaard'ın da
hagi'nin de hep ilk 11 oynattığı futbolcular. bu adamları beğeniyor diye poponuzdan uydurduğunuz ve sonra kendiniz de inandığınız
yeniçeriler
komplo teorilerinden kurtulun artık.
ama
bülent'i eleştirecekseniz illa ki, başka yerlere bakın. takım kurguları, maç sonu analizlerinde çok vahim hatalar yapıyor.
maç önü incelemelerinde her iki takımla ilgili verdiği bilgilere, tüyolara bakın. her hafta sadece maçları izleyen, bu işi profesyonel olarak yapmayan sıradan futbolseverlerin bile bildiklerini, ya bilmediğini ya da yanlış yorumladığını görürsünüz.
o yüzden önce
kaptan bülent'le
bülent korkmaz'ı bir ayırın.