1
gercek bir hikayeye dayanan ilginc bir kitap.
--- alıntı ---
bir gün, tam olarak söylemek gerekirse 2008 avrupa şampiyonası elemelerinde andorra'nın rusya ile oynadığı ve sadece 1-0 yenilip beklenmedik bir başarıya imza attığı gün, futbol yazarı paul watson ve dostu matt condrad bir plan yaptılar:
dünyanın en kötü milli takımını bul, o ülkenin vatandaşı ol ve milli formayla sahaya çık.
"hayal işte!" der geçerdik; şayet bu iki genç o günden yirmi bir ay sonra kendilerini evlerinden on üç bin kilometre uzakta, pasifik okyanusu'nun ortasında küçük bir ada olan pohnpei'in kurbağalar tarafından ele geçirilmiş futbol sahasında antrenör olarak bulmuş olmasalardı.
ayağa oyna pohnpei, dünyanın en zayıf futbol ülkesini tarihteki ilk galibiyetine taşımak uğruna girişilen çılgınca çabanın tümüyle gerçek, fazlasıyla samimi ve bir o kadar da eğlenceli hikayesi. tutkulu iki genç adamın dünyanın öteki ucunda futbolun yüzünü ve kendilerine tümüyle yabancı insanların hayatlarını nasıl değiştirebileceğini anlatıyor. bize zamanında futbola neden "güzel oyun" dediğimizi hatırlatıyor.
(tanıtım bülteninden)
--- alıntı ---
--- alıntı ---
ingiliz the sun gazetesinin 14 ağustos 2009 tarihli sayısında “ingilizler dünyanın en kötü takımına antrenörlük yapıyor!” manşetiyle verilen bir haber aynen şöyle devam ediyordu; “ingiliz paul watson, pasifik okyanusu’nda uzak bir ada olan pohnpei’de dünyanın en kötü futbol takımının antrenörlüğünü üstlendi. bir bristol city taraftarı olan paul (25) daha önceki tüm maçlarını ‘kaybetmiş’ olan mikronezya’nın küçük pohnpei adasının antrenörü oldu.” habere dikkat edecek olursanız, altını çizmeniz gereken birkaç nokta var. birincisi paul watson’un daha önce çalıştırdığı bir takımdan veya oynadığı bir takımdan değil, tuttuğu takımdan söz ediliyor! bristol city taraftarı! ikincisi watson’un bir antrenör için fazlasıyla genç yaşı, 25! üçüncüsü ise başına geçtiği ülke takımı! şimdi en başa geri dönelim ve bu kitabı okumadan önce internetten pohnpei adlı ülkeyi bir arayın bakalım, ne bulacaksınız. tam bir sürpriz!
dünyanın bir ucunda, 607 adadan oluşan mikronezya federal devletleri’ne bağlı küçücük bir ülke. nüfus 34 bin! yani bugünün futbol stadyumlarını bile zor doldurur. bir takım bile çıkaramayacak ülkeden, milli takım çıkması tam bir ‘fantezi futbol’ halini alıyor… işte paul watson ve matthew conrad adlı iki kafadarın futbol tarihine geçmek için düştükleri yolun hikâyesini anlatıyor bu kitap.
ikilinin hedefi aslında biraz farklıdır en başta. 2008 avrupa şampiyonası elemelerinde andorra’nın rusya ile oynadığı ve 1-0 yenilip “beklenmedik bir başarı”ya imza atması üzerine watson ve conrad dünyanın en kötü milli takımını bulup, o ülkenin vatandaşı olarak milli formayı giyecekler ve ülke tarihinin önemli bir başarısına imza atacaklardır! 80’lerde amerika birleşik devletleri’nde futbol oynanmadığını sanan mahalle çocuklarının hayali gibi bir şey bu aslında… uzun lafın kısası, tamamen gerçek bir peri masalı! ancak başta dünyanın en kötü milli takımını bulup, o ülkenin vatandaşı olduktan sonra o ülkenin milli formasıyla sahaya çıkmak üzere yola koyulan ikili, pohnpei milli takımının teknik direktörü olarak bulurlar kendilerini! çünkü orada futbolcuya değil antrenöre ihtiyaç vardır! eh, bir şekilde tarihe geçecekleri muhakkak… üstelik 25 yaşında oldukları için, dünyanın en geç milli takım teknik direktörüdürler ve bu sayede daha en başta rekora bile imza atarlar. üstelik hepsi gerçek… fifa üyesi olamadığı yetmezmiş gibi, fifa üyesi olmayan takımların üye olduğu nf-board’a bile üye olamayan bir ülkenin takımını çalıştırmak kimin aklına gelir ki? öğrencilik yıllarında müdavimi olduğu barda içki içtiği her gün, kendi barını açma hayalini kuran ergenlikten yeni çıkmışların hayalleri bire daha mantıklı duruyor! ama watson ve conrad bunu başarıyorlar…
ayağa oyna pohnpei acayip eğlenceli bir bu hayali ve bunun nasıl gerçeğe dönüştüğünü anlatıyor. üstelik futbolun tam olarak ne anlama geldiğini gösterecek kadar da ciddi bir kitap. örneğin halihazırda devam eden brezilya’daki dünya kupası esnasında birileri fifa’ya dair birtakım tartışmalar ortaya atarken, watson kitabında fifa’nın tam olarak ne yaptığını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. futbolun asla sadece futbol olmadığının sürekli tekrar edilip durduğu son yıllarda, futbolun başka ne manalara geldiğini gösteriyor. olağanüstü bir gerçek yaşam öyküsü. ama roman olarak da niye okumayasınız ki! eğlenceli dili ise yaz sıcaklarında limonata hissi yaratıyor…
--- alıntı ---
--- alıntı ---
bir gün, tam olarak söylemek gerekirse 2008 avrupa şampiyonası elemelerinde andorra'nın rusya ile oynadığı ve sadece 1-0 yenilip beklenmedik bir başarıya imza attığı gün, futbol yazarı paul watson ve dostu matt condrad bir plan yaptılar:
dünyanın en kötü milli takımını bul, o ülkenin vatandaşı ol ve milli formayla sahaya çık.
"hayal işte!" der geçerdik; şayet bu iki genç o günden yirmi bir ay sonra kendilerini evlerinden on üç bin kilometre uzakta, pasifik okyanusu'nun ortasında küçük bir ada olan pohnpei'in kurbağalar tarafından ele geçirilmiş futbol sahasında antrenör olarak bulmuş olmasalardı.
ayağa oyna pohnpei, dünyanın en zayıf futbol ülkesini tarihteki ilk galibiyetine taşımak uğruna girişilen çılgınca çabanın tümüyle gerçek, fazlasıyla samimi ve bir o kadar da eğlenceli hikayesi. tutkulu iki genç adamın dünyanın öteki ucunda futbolun yüzünü ve kendilerine tümüyle yabancı insanların hayatlarını nasıl değiştirebileceğini anlatıyor. bize zamanında futbola neden "güzel oyun" dediğimizi hatırlatıyor.
(tanıtım bülteninden)
--- alıntı ---
--- alıntı ---
ingiliz the sun gazetesinin 14 ağustos 2009 tarihli sayısında “ingilizler dünyanın en kötü takımına antrenörlük yapıyor!” manşetiyle verilen bir haber aynen şöyle devam ediyordu; “ingiliz paul watson, pasifik okyanusu’nda uzak bir ada olan pohnpei’de dünyanın en kötü futbol takımının antrenörlüğünü üstlendi. bir bristol city taraftarı olan paul (25) daha önceki tüm maçlarını ‘kaybetmiş’ olan mikronezya’nın küçük pohnpei adasının antrenörü oldu.” habere dikkat edecek olursanız, altını çizmeniz gereken birkaç nokta var. birincisi paul watson’un daha önce çalıştırdığı bir takımdan veya oynadığı bir takımdan değil, tuttuğu takımdan söz ediliyor! bristol city taraftarı! ikincisi watson’un bir antrenör için fazlasıyla genç yaşı, 25! üçüncüsü ise başına geçtiği ülke takımı! şimdi en başa geri dönelim ve bu kitabı okumadan önce internetten pohnpei adlı ülkeyi bir arayın bakalım, ne bulacaksınız. tam bir sürpriz!
dünyanın bir ucunda, 607 adadan oluşan mikronezya federal devletleri’ne bağlı küçücük bir ülke. nüfus 34 bin! yani bugünün futbol stadyumlarını bile zor doldurur. bir takım bile çıkaramayacak ülkeden, milli takım çıkması tam bir ‘fantezi futbol’ halini alıyor… işte paul watson ve matthew conrad adlı iki kafadarın futbol tarihine geçmek için düştükleri yolun hikâyesini anlatıyor bu kitap.
ikilinin hedefi aslında biraz farklıdır en başta. 2008 avrupa şampiyonası elemelerinde andorra’nın rusya ile oynadığı ve 1-0 yenilip “beklenmedik bir başarı”ya imza atması üzerine watson ve conrad dünyanın en kötü milli takımını bulup, o ülkenin vatandaşı olarak milli formayı giyecekler ve ülke tarihinin önemli bir başarısına imza atacaklardır! 80’lerde amerika birleşik devletleri’nde futbol oynanmadığını sanan mahalle çocuklarının hayali gibi bir şey bu aslında… uzun lafın kısası, tamamen gerçek bir peri masalı! ancak başta dünyanın en kötü milli takımını bulup, o ülkenin vatandaşı olduktan sonra o ülkenin milli formasıyla sahaya çıkmak üzere yola koyulan ikili, pohnpei milli takımının teknik direktörü olarak bulurlar kendilerini! çünkü orada futbolcuya değil antrenöre ihtiyaç vardır! eh, bir şekilde tarihe geçecekleri muhakkak… üstelik 25 yaşında oldukları için, dünyanın en geç milli takım teknik direktörüdürler ve bu sayede daha en başta rekora bile imza atarlar. üstelik hepsi gerçek… fifa üyesi olamadığı yetmezmiş gibi, fifa üyesi olmayan takımların üye olduğu nf-board’a bile üye olamayan bir ülkenin takımını çalıştırmak kimin aklına gelir ki? öğrencilik yıllarında müdavimi olduğu barda içki içtiği her gün, kendi barını açma hayalini kuran ergenlikten yeni çıkmışların hayalleri bire daha mantıklı duruyor! ama watson ve conrad bunu başarıyorlar…
ayağa oyna pohnpei acayip eğlenceli bir bu hayali ve bunun nasıl gerçeğe dönüştüğünü anlatıyor. üstelik futbolun tam olarak ne anlama geldiğini gösterecek kadar da ciddi bir kitap. örneğin halihazırda devam eden brezilya’daki dünya kupası esnasında birileri fifa’ya dair birtakım tartışmalar ortaya atarken, watson kitabında fifa’nın tam olarak ne yaptığını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. futbolun asla sadece futbol olmadığının sürekli tekrar edilip durduğu son yıllarda, futbolun başka ne manalara geldiğini gösteriyor. olağanüstü bir gerçek yaşam öyküsü. ama roman olarak da niye okumayasınız ki! eğlenceli dili ise yaz sıcaklarında limonata hissi yaratıyor…
--- alıntı ---