• 203
    beşiktaş ve fenerbahçe'nin avrupa'da başarısız olmalarına sevinmek farklı, başarılı olmalarına sevinmek, onları desteklemek farklı bir eylemdir. ben en ağır kategoriye giriyorum ve bu rakiplerin başarısız olmalarından zevk alıyorum. ama trabzonspor, göztepe, gençlerbirliği gibi takımlar avrupa'da başarılı olsalar kesinlikle üzülmem. hatta bazı anadolu takımları içinde başarılı olmasına sevineceğim takımlar da vardır.

    beşiktaş ve fenerbahçe galatasaray'ın rakibiyse, bu rakiplerin her kulvarda başarısız olmalarını istemek kadar doğal bir şey olamaz herhalde. her kulvar dediğim de futbol yoksa baskette, voleybol'da başarılı olmaları umurumda bile değil. milliyetçi duygular besleyeceğim şeyler milli takımla, milli sporcularla kısıtlı.

    rakibin başarılı olmasını niye isteyeyim. bana çok mantıklı gelmiyor açıkçası.
  • 204
    galatasaray'ın başarısını yakalayamadıkları sürece ben de gönülden ilerlemelerini isterim.

    ne kadar uzun süre avrupa'da kalırlarsa ligte o kadar tökezleyeceklerdir üstelik ülke puanını da esgeçmemeliyiz.

    hoş zaten galatasarayın başarılarını yakalayamayacaklardır zerre ihtimal vermiyorum. o yüzden de rahatsızlık duyulması gereken bir konu ortaya çıkmıyor.
  • 206
    en uzak kutbunda yer aldığım eylem. anadolu takımı olursa bir ihtimal desteklerim, onun dışında hepsi dibi görsün. ülke puanı falan da umrumda değil açıkçası. biz şampiyon olup avrupada rekabet edecek bir kadro kurduktan sonra zaten bizi direkt götürecek ülke puanını güle oynaya koruruz.

    elin tinercisinin 1 kazanıp 10 konuştuğu ülke puanına ihtiyacımız yok. umarım en kısa zamanda bayern'in yardımıyla rekorlarını geliştirip lig maçlarında bizim rakiplerimizin bayraklarını açmaya geri dönerler.
  • 210
    1990'ların sonu, 2000'lerin başından itibaren özellikle ali şen, aziz yıldırım, mahmut uslu, ömer çavuşoğlu gibi isimlerin taraftarlar arasına soktuğu nefret tohumlarından sonra bir daha düzelmesi 10 yıllar alacak olan bir durum ortaya çıktı.

    o yıllarda hepimiz türk takımları için mutlu olur, ligdeki rekabetten bağımsız olarak desteklerdik.

    ben şu anda bir türk takımının galatasaray'ın başarılarını geçmesinden mutlu olmuyorum, olmam. çünkü bunun bana laf sokmak için kullanılacağını biliyorum ki iki yıldır beşitaş'tan gördük zaten bu durumu. adamlar bizim 30 sene önce yaptığımız işleri yeni yapıp, avrupa fatihi diyorlar kendilerine! fener 10 yıldır şamp. ligi'ne gidemedi ama aynı şeylerin onlar tarafından yapılacağını da biliyorum.

    ben bjk ve fener'i sadece ligdeki durumlarına göre, ligde bana avantaj sağlayacak kadar ilerlemesinde desteklerim. bu destek en fazla uefa'da yarı final, ş.l.'de de çeyrek final olabilir.

    mesela bu yıl bjk'ye son 16'da basel gelsin, çeyrek yapsın isterdim, sonra çeyrek finalde de büyüklerden birisi koysun o arada ligden kopsunlar isterdim ama bayern çıkınca artık elemelerini istemiyorum, bayern'i elerse 30 sene konuşurlar çünkü, buna gelemem.
  • 211
    insanın içinden gelen bir şey olsa gerek. "hadi bu maçta gönülden beşiktaş'ı/fenerbahçe'yi destekleyeyim" demekle olmuyor yani.

    işin bir de desteklenen takımın hangi takım olduğu boyutu var. mesela avrupa basketbolunda banvit'i de, efes'i de, daçka'yı da, tofaş'ı da vs. gönülden destekliyorum. içten o duyguyu hissediyorum, kazanmalarını istiyorum. arkas'ın, eczacıbaşı'nın, vakıfbank'ın vs. avrupa voleybolunda en üst seviyede söz sahibi olmalarını temenni ediyorum.

    avrupa'da türk takımlarını destekleme olgusu birçok değişkenle alakalı bir mevzu. emin olduğum iki şeyden biri bu işin hissiyatla alakalı olduğu, diğeriyse kişisel olarak asla ve asla beşiktaş'ı ve fenerbahçe'yi desteklemeyeceğim gerçeği.
  • 212
    bugüne kadar çok nadir gerçekleştirdiğim eylem. beşiktaş ve fenerbahçe'nin kazanmasını istediğim maçlar ise o kadar az ki tek tek sayabilirim. yalnız son zamanlarda türk kulüplerinin ekonomik bunalımları ve ülkede futbol ortamının iyice boka sarması bir tehlikeyi işaret ediyor ki o da türk kulüplerinin avrupa'da yok olması. bizim kuruluş amacımız türk olmayan takımları yenmek. beşiktaş batarsa, fenerbahçe biterse zaten zor durumda olan biz de hımbıllaşır ve yerel başarılarla tatmin olmaya çalışırız. bir plan dahilinde olmasa da avrupa'da başarı adına bilinç oluşması için bundan sonra diğer türk takımlarının bu arenada kazanmasını istiyorum. belki birbirimizi gazlar ve 40 yılda bir gerçekleşen tesadüflere bağlı da olsa güzel bir döneme gireriz. yok olup gitmektense hepimizin kazanmasını tercih ederim.
  • 213
    18-19 sezonunda her maç destekliyorum da biz dahil kimse de en ufak bir heyecan ve başarıyı hak etme yok ve bundan mütevellit pek müspet bir netice de yok ortada.

    fb'nin yahut bjk'nin veyahut diğer takımların avrupa'da başarılı olmasında en ufak bir sakınca yok çünkü potansiyel belli, en fazla ual çeyrek finali yahut uşl son 16 turu.

    tabii ki özellikle bjk olmak üzere fb'nin de yenilmesiyle güzelce dalga geçiyorum. bjk taraftarının ikide bir rezil olmasından müthiş haz duyuyorum.
  • 214
    anayasa maddesiymiş gibi, desteklemeyenlere bazı insanlar tarafından kötü gözle bakılan, vatan haini muamelesi yapılan durum. ancak bizim ülkemizde olabilecek şeyler bunlar zaten.
    git bakalım avrupa’da bir roma taraftarı, lazio’yu destekliyor mu, arsenal taraftarı chelsea’yi, inter taraftarı, milan’ı destekliyor mu. benim içimden desteklemek gelmiyor kardeşim zorla mı? özellikle fenerbahçe yunan takımıyla da oynasa, israil takımıyla da oynasa desteklemek içimden gelmiyor. ben şimdi vatan, bayrak düşmanı mı oldum? aksine galatasaray harici türk takımları avrupada gol yediğinde haz duyuyorum, ağzım kulaklarıma varıyor. kendileri çok mu farklı sanki? çevrenizdeki fenerbahçeli, beşiktaşlı dostlarınızı göz önüne getirin, avrupada maç kaybettiğimizde kaçı üzülüyor, kaçı sizle dalga geçme eğiliminde bulunuyor? çevrenizdekilerin neredeyse tamamı maç kaybettiğimizde sevinç içinde değil mi? benim çevremdeki galatasaraylı olmayanlar da ağzı kulaklarında da oradan biliyorum!
    bir de “yaşadığın şehrin takımını tut” mevzusu var, aman aman hiç girmeyim, o, bu mevzudan da saçma geliyor bana. 7 şehirde yaşadım şu 30 yaşıma kadar hepsinin atkılarını boynuma taksaydım gökkuşağına dönmüştüm.
    hayat 90 dakikadır, 45 dakika sarı, 45 dakika kırmızı.
  • 216
    desteklememek ile arasında hiçbir fark olmayan olay. destekliyorum dediğimiz şey ''destekliyorum'' yazmak hepsi o. desteklemiyorum demek de ''desteklemiyorum'' yazmak olay bu.

    destekliyoruz ya da desteklemiyoruz deyince sahadaki topçulara ekstra güç geldiğini falan düşünmüyorum. çok kasmamak lazım.

    kişisel olarak desteklerim türk takımlarını en azından çeyrek finale kadar o ayrı.
  • 217
    bu bir dünya savaşı olmadığı için herkes istediğini desteklemekte özgürdür. fenerbahçe ve beşiktaş avrupa'da yenilgi aldığında ben de çok zevke geliyorum. çünkü bu 2 kulübün taraftarları sürekli galatasaray'a fransız diyerek ayrımcılık yapıyor. madem fransız takımıyız o zaman avrupa'da diğer türk takımlarını desteklemek gibi bir zorunluluğumuz da yok demektir.
  • 219
    avrupaya zor zar gittiğimiz için yapılması beklenen eylem. bu sebeple milli maç gibi bakılıyor. ingiltere, almanya, fransa, italya vs gibi ülkeler sürekli normal lig gibi buraya katıldığı için onlarda böyle bir eylem söz konusu olmuyor. hiçbir şekilde suyun karşı tarafını desteklemem ben bu söz konusu bile olamaz. diğer takımların ülke puanı mevzusuna kazanmasını istediğim olmuştur hepsi bu kadar.
  • 220
    anadolu kulüpleri başarılı olsunlar isterim. geçmişte gençlerbirliği, denizlispor'un başarılı avrupa serüvenleri keyifliydi mesela. trabzonspor - aston villa maçlarını hatırlarım; maç sonunda bütün ülke ayaktaydı.

    fenerbahçe veya beşiktaş maçlarını umursamamaya çalışırdım. kazanırlarsa ülke puanı açısından iyi olurdu. yenilirlerse de makara yapardık. hatta sevilla yöneticisinin türkiye ile ilgili sözlerinden dolayı fenerbahçe - sevilla maçında ilk defa fenerbahçe elesin istemiştim.

    ancak aziz yıldırım döneminden bile fazla nefret ettirdi fenerbahçe. beşiktaş'ı çok ciddiye almıyorum. trabzonspor'un da bize karşı bunlardan altta kalır yanı yok. benim için bundan sonraki süreçte tek dikkate değer nokta, şampiyonlar ligi'ne direkt katılım sağlayacak ülke puanının kazanılması.

    gönül isterdi ki, rekabetimiz avrupa'daki başarılar üzerine olsun. siz grupta 3. oldunuz, biz 2. tura kaldık gibi gündemlerimiz olsun. başarı üzerinden rekabet edebilelim. ancak çok geriye gittik. en son ne zaman 2 takımla şampiyonlar ligi'ne gittiğimizi bile hatırlamıyorum.
  • 221
    futbolda istenmeyen en temel 2 şey nedir?

    1-şike
    2-ırkçılık.

    1-beşiktaş ve fenerbahçe yöneticileri şikeden dolayı ceza aldı.
    2-eboue'yi görünce maymun taklidi yapan beşiktaşlılar ve muz gösteren fenerbahçe taraftarları.

    ben bu şartlar altında bu kulüpleri nasıl destekleyeyim? futbolu çirkinleştiren bu iki kulübün kazanmasını niye isteyeyim? o yüzden fenerbahçe ve beşiktaş'ın karşısına hangi rakip gelirse gelsin, fbjk ikilisinden temiz olacakları için onları desteklerim. neden? çünkü ben "temiz" bir futboldan yanayım.

    bu arada sivasspor'u da desteklemem çünkü avrupa maçından sonra bile galatasaray'a laf atmaya çalışan bazı gereksiz insanları ve yine şikeden ceza alan bir başkanı barındırıyor. çaykur rizespor'da kazara gitse onları da desteklemem çünkü başkanları silah bulsa, suçsuz insanları vurmak isteyecek kadar maganda. kasımpaşa'nın da gitmesini istemem, çünkü...

    diye örnekler sürüp gider.

    türk futbolu temiz olsa, türk kulüpleri adaletli olsa dibine kadar savunurum ama galatasaray dışındaki bütün kulüpler çamura battığı için desteklemeyi midem kaldırmıyor.
  • 222
    ligimizden x bir takım hayal edelim. örneğin gençlerbirliği.

    gençlerbirliği avrupada başarılı olunca seviniyorum destekliyorum. bu daha sonrasında lige de yansıyor dolaylı olarak. lig kalite kazanıyor, haliyle ligin en iyi takımı olan galatasaray'ı da daha da iyi olmak durumunda kılıyor. dolaylı olarak pragmatik faydası da var. bunun dışında ülkede güzel bir hava oluşuyor o takım sempatikleşiyor. kimse de gençlerbirliği'ni desteklememezlik yapmıyor. en kötü ihtimal desteklemeyenler bile sadece ilgilenmiyor 'amaan banane canım' şeklinde bakıyor maçlarına, yenilgilerinde falan mutlu olunmuyor.

    işte bu x takım örneğinde galatasaray dışındaki her takım* bana göre x takım. yani bizden kat kat geride olan takımlar. o yüzden onların başarılı olmalarında mutlu olabiliyorum. *

    galatasaray'lı olarak bu olayı aştığımız için ha gençlerbirliği ha beşiktaş kim olursa olsun ne farkeder ki. bir iki kere gördükleri başarılı yıl oluyor zaten. kaydedeğer bir şeyler olsun bizim takımlar adına ki bize de dolaylı yoldan olumlu etkileri olsun.

    onların yaptığı başarı bizim ancak hoşumuza gider.*
  • 223
    çocukluğumdan bu yana hiçbir zaman gerçekleştirmediğim eylem, hatta yeri geldi sırf içindeki yapılanma hoşuma gitmiyor diye milli takımı bile desteklemedim.* öğrencilik döneminde çevremdeki büyüklerim hep bu tarz öğütlerde bulunurken ben özellikle malum ikilinin acı çektiği maçları içimin yağları eriyerek seyrettim.*

    canlı izlediğim favoriler;

    (bkz: 26 eylül 2000 leeds united beşiktaş maçı)
    (bkz: 28 eylül 2004 manchester united fenerbahçe maçı)
    (bkz: 6 kasım 2007 liverpool beşiktaş maçı)
  • 224
    ben küçükken tabi o zamanlar galatasaray avrupa'da önüne geleni kepaze ediyor, fenerli amcalarım pek mutsuz olurlardı bu zaferlerden. onlar cimbom'dan hazzetmeyince bende fener maçlarını aynı duyguyla izler oldum. o dönemden beri de değişmedi bu.

    ya bir insan 10 yaşındaki yeğeninden neden esirger süper kupa seremonisi ya? alt tarafı real'e gömüp avrupa'nın en büyüğü olmuşuz. ne bu asabiyet arkadaşım?*
App Store'dan indirin Google Play'den alın