• 1
    güney afrika 2010 dünya kupası göstermiştir ki avrupa futbolu bitmiştir. daha evvel yabancı sınırlaması ile ilgili düşüncemi belirtmiştim. (bkz: #395295)

    avrupa birliği vatandaşlarına serbest dolaşım hakkı verilmesi, avrupa birliği dışında mozambik vatandaşı bile olsa 1 gecede ab pasaportu alınması vs. gibi geyikelrden dolayı avrupa futbolu rezil kepaze vaziyete gelmiştir.

    yakında dahada beter olacak. yabancı sınırlaması olamyan ülke takımları oynatacak oyuncu bulamayacak. devşirme futbolcu sayısı gittikçe artacak. ya da milliyetçi tavır takınan takımlar yok olup gidecek. şu an bir çok milli takımın esamesi okunmadığı gibi.

    1986 dunya kupasında- ki o dönemdede o ülkede türk vatandaşları, nijerya'lılar vardı. ama alman futbolcusu alt yapıdan yetiştiğinden sıra gelmezdi.-alman milli takımında devşirme oyuncu yokken, 2010 yılında nijerya'lı aogo, türk serdar taşcı, tunus'lu khadeira, türk mesut özil, polonyalı podolski, trochowski ve klose, brezilya'lı cacau, gana'lı boateng, yugoslav marko marin, ispanyol mario gomez dunya kupası kadrosunda bulunmakta..

    en belirgin örnek almanya oldugu için verdim. diğer takımlardada bir çok devşirme oyuncu var. örneğin ıtalya'da arjantin asıllı comaranesi, isviçre'de oynayan zaire'li n'kufo vs. gibi.

    ancak tabi ki zamanında avrupa kupası alan juventus'u, ondan önce milan'ı iskelet olarak alan ıtalya milli takımına kızamıyorsun. zira avrupa şampiyonu olan inter'den istesede italyan futbolcu alamıyorlar takımına ve sonuc husran oluyor.. aynı durum ingiltere, fransa içinde gecerli oluyor..

    avrupa futbolu için zorlu bir dönemeç *olabilir ama kurtuluş avrupa birliği vs. demeden 3 olur 5 olur yabancı sınırlaması koyulması. böylece kulüp bazında kucuk takımalarada yıldız oyuncular gider ve başarılı olurlar, hem de kaybolan ülkeler macaristan olur, norveç olur, isveç olur dunya futbolunda yarı finaller oynarlar.
  • 2
    geçenlerde sözlüğe yönelik güzel bir eleştiri vardı, avrupa futbolu yeteri kadar yer almıyor diye.

    avrupa liglerinden pek maç izlemem. genel olarak takip ederim. bir zamanlar italya'dan maç izlemek için can atardım. ama yıldız oyuncular italya'yı terkettikçe ben de takip etmeyi bıraktım.

    ispanmya ligi diyorlar. deportivo, valencia, real betis, villareal, sevilla, real sociedad'ı secdim ben. barselona ve real madrid'i değil. barselona'yı romari, kuman, hristo varken izlemeyi sevdim, cruyff'un oğlu tutacak mı diye ben de merak ettim. şu sıralar %90 topla oynayan bir takımı izlemek ispanya ligini takip etmek değil ki.

    ingiltere ligi diyorlar, doğrudur en zekli lig orası. ama anlayamıyorum o kadar zeki adam var, alex ferguson'un her sene başa oynamasını engelleyemiyorlar. şampiyon arada sırada değişiyor ama manu her yıl en tepede. arsenal ve liverpool bıktırdı artık. manu'yu zorlayabileceklerine inanamıyorum. takip de etmiyorum. ne blackburn, ne newcastle, ne aston villa... man city ve chealsea de suni takımlar. tat vermiyorlar.

    avrupa futbolu maalsef şampiyonlar liginden ibaret kalmaya doğru ilerliyor. bizim de o trende olmamız için ne gerekiyorsa yapmamız lazım. en küçük detayları bile inceleyip gerekirse acımasız olmak. zira şeytan ayrıtıda gizlidir. varsaın sözlükde linç etsinler.
  • 5
    --- alıntı ---

    ölmüş de cenazesini kaldıran yok. henüz mart ayının ortasında olmamıza rağmen dört büyük ligin şampiyonları % 90 oranında belli.

    --- alıntı ---

    yukaridaki goruslere aynen katilmakla birlikte 3 nisan 2013 real madrid galatasaray maçında yasadigim farkindalik uzerine ekleme yapmak isterim.

    dun cok buyuk hayal kirikligi yasadim, yillar sonda gittigimiz madrid deplasmaninda yine 3 yedik diye degil, burak varlik gosteremedi, ronaldo'ya cevap veremedi diye de degil, elenecegiz falan diye hic degil. futbolun benim bildigim 10 sene onceki ya da en kabasindan 20 sene onceki futbol olmadigini iyice kavradigim icin. sampiyonlar ligi final eslesmeleri mevzusuna dahi girmeden, hakem penaltimizi falan vermis demeden bile bitmis bu olay. o kadar guclu takimlar var ki, hem kadro olarak, hem maddi olarak, hem de lobi olarak, basetmek imkansiz. benim soylemek istediklerimi uğur meleke cok guzel ozetlemis ama bunu oynanan futbolun, futbolcunun ve teknik adamin kalitesine baglamis. diyor ki meleke:

    --- alıntı ---

    bu aşamadan bir yukarıya çıkmak için son 10 yılda 40 bilet dağıtılmış: bu 40 biletin 39’unu avrupa futbolunun aristokratları (ingilizler, ispanyollar, almanlar, italyanlar) ile onlara oyuncu sağlayan burjuvazi sınıfı (lyon, psv, porto) almışlar. yani burası sürprize kapalı alan...

    --- alıntı ---

    ben cok istatiksel detaya girmeden bunu daha indirgemek istiyorum. icinde real madrid, barcelona, manchester united, bayern munih takimlarindan en az ikisinin olmadigi bir dortlu final hatirliyor musunuz son senelerde? ben pek hatirlayamiyorum. bu kadar surprize acik olmayan, bazi kuluplerin tekelinde olan ve surpriz yapacaklarin da hakemler tarafindan acikca engellendigi bir lig olabilir mi? manchester united ile 2012 yilinda old tarfforda oynadigimiz karsilasmada calinmayan iki net penaltinin izahi var mi? ayni sekilde 3 nisan 2013 real madrid galatasaray maçı verilmeyen iki net penaltini ki net oglu net ikisi de bir izahi var mi? ceyrek finalde schalke 04'un attigi iki golun de net faul olmasinin bir izahi var mi? arsenal iki sene evvel barcelona'ya elenirken stadta ingilizler ile izlemistim musabakayi, yani rezalete yerinde tanik oldum, o maci bana izah edebilecek, icine sinen bir katalan var mi? 2009 yilinda chelsea'nin barcelona'ya yine bir norvecli hakem yuzunden elenisinin bir aciklamasi var mi? her sene ceyrek final kuralarinda cok guclulerin az gucluler ile eslesmesi hep mi tesaduf?

    ayrica bu kadar paralar donen, dunyanin en buyuk spor organizasyonlarindan birini yoneten hakemler bu kadar mi kotu olur? 2 nisan 2013 psg barcelona macinda psg nin attigi ilk goldeki ofsayti gormeyen hakemler bu seviyede mac yonetebiliyorsa o iste bir sakatlik, bozulmusluk var demektir.

    yazinin basinda alinti yaptigim uzere avrupa ligleri de bitmis durumda. gecen yilki manchester united-manchester city cekismesi disinda son maclarda sampiyonun belli oldugu bir avrupa ligi hatirlamiyorum ben. ingiltere'de united, ispanya'da barcelona kendi liglerinde alanen kollaniyorlar. bizim ligde uc buyukler lehine zirt pirt calinan dangalakca penaltilara girmiyorum bile. haftasonlarimin en buyuk eglencesi oturup premier leauge izleme zevkimi bile elimizden alindi. cekisme olmayan ligi, amacsiz bir maci kim izler? alman liginde 9-2 diye skor mu olur allah askina? avrupa liginde orta sahasindaki bildigin bira gobegi yapmis, gotu futbol topunun 4 kati buyuklugunde adamin on numara diye oynadigi takim ceyrek final musabakasi mi yapar? hem de sike hukumlusu bir kulup ile.

    uzun ve karmasik yazdim sanirim ama cok buyuk sıkıntı icindeyim sozluk. futbol benim en birinci hobim ve ben bu curumeyi, bozulmayi galatasaray'ımın yine bu sahneye donmesiyle ancak anlayabildim.

    derler ya "futbol 90 dakika oynanan ve sonunda almanlari kazandigi bir spordur" diye. anlasilan artik almanlar degil, surekli platini kazaniyor.

    endustiriyel futbol avrupa futbolunu kemire kemire bitiriyor ve ben fena üzülüyorum bu duruma.

    ekleme: benim yazdigim sadece akilda kalan bilgilere dayanan cikarimlara kaptanbulent'in verdigi duzeltici ama daha buyuk olcude destekleyici olan saptamalarini eklemek isterim. ozel mesaj yolu ile gelen bilgileri yazardan izin alarak paylasiyorum.

    "2006-07 barcelona, real madrid, bayern münih veya manchester united'tan en fazla 1 tanesinin yarı finalde olduğu son sezon. liverpool chelsea'yi, milan da manchester united'ı eleyip finalde karşılaşmışlar ve milan 2 sene öncesinin rövanşını almış. genel olarak yazıyı destekleyecek bir ek bilgi, çünkü aradan 6 sene geçmiş. ama biraz araştırayım deyince ondan önceki 4 sezonun hiçbirinde bu 4 takımdan en az iki tanesinin yarı finale çıkamadığını gördüm, bu da ilginç."

    kaptanbulent kirilmanin nerede yasandigina dair ilginc ve bir o kadar da dogru bir tespiite bulunuyor:

    "2007'nin senin verdiğin takımlar* açısından bir kırılma olduğunu belirtmek için yazdım. aslında 2007 ve öncesinde ise italyan takımları gerçeği vardı. daha doğrusu italyan futbolundaki şike skandalının bir yansıması olabilir. listeyi avrupa futbolunun devleri (senin yazdıklarına ilaveten italya'nın 3 büyükleri ve hatta arsenal, liverpool, chelsea gibi) şeklinde genişletirsek zaten hemen hemen tüm yarı finallerin sahipleri belli. benim hatırladığım porto, lyon, dinamo kiev, monaco, deportivo, bayer leverkusen, valencia falan var ki belki en büyük sürpriz içlerinde dinamo kiev (o kiev de kiev'di ama shevchenko-rebrov ile)."

    bu degerli bilgiler ve fikirlerini paylasmama izin verdigi icin kaptanbulent'e tesekkur ederim.
  • 6
    gecen hafta bu basliga son yillardaki dususu ve turnuvalarin sadece en buyuklerin kazanmasi icin dizayn edilmis olmasina dair uzun uzadiya yazmistim.

    bu sefer kisa yazacagim cunku gercek cam gibi ortada.

    https://gss.gs/3jm.png

    bu fotograf 9 nisan 2013 borussia dortmund malaga maçından borussia dortmuna son saniyede turu getiren golun ortasidir. iceride yaklasik bir metre farkla ofsaytta duran fosforlu sari formali(!) dort tane adami ayirt edemeyecek hakemler bu tur ust duzey maclari yonetebiliyorsa gercekten platini anahtarlari teslim edip gitsin. ya da biz ve bizim gibi, malaga gibi dusuk butceler ile yari final, final oynama istegi olan, yuregiyle oynayan takimlar ceyrek finale cikinca otomatikman elensin.

    bu golu son saniyede real madrid, barca, bayern yese platini'yi hoplatirlardi. gercekten ayiptir, cok ayip hem de. hakem hata yapar da bu kadar faisini son dakikada dusuk butceli takim aleyhine yapinca olmuyor aga, aklina bin tane kurt dusuyor insanin.

    not: malaga'nin attigi ikinci gol de ofsayt ama hakem pozisyon icabi geride kaliyor ve ofsayti ancak dikkatli incelersek suzebiliyoruz. yani zor pozisyon. ayrica yukarida bahsi gecen dortmund golunun devaminda da cok net bir ofsayt var.
  • 10
    yaklaşık bir 6-7 senedir güçlü italyan ekiplerinden mahrum kalan ve keyif seviyesi uluslar arası müsabakalarda düşüş gösteren futbol coğrafyası.

    koca italyan futbolu son 10 senede öyle bir çakıldı ki; sanki juventus'a dokunan yanar misali, juventus harici tüm italyan devleri silindi piyasadan bir bir.
    çok acı...

    düşünsenize? koca italyan futbolundan geriye bir juventus, bir de napoli kalmış;
    avrupa futbolunun keyif kaynağı aşağıdaki takımlar neredeyse yok olmaya yüz tutmuş:

    - ac milan
    - inter milan
    - as roma
    - ss lazio
    - parma
    - fiorentina

    düşünsenize, avrupa futbolunun kalbinin attığı bir ülkenin 6 büyük devi birden bire neredeyse piyasadan silinmiş.

    geri dönün gözünü sevdiğimin catenaccio'ları...
  • 11
    italyan futbolunun zamanındaki hali ile resimli örnekler verecek olursak:

    ac milan: kaka'lı, andriy shevchenko'lu, filippo inzaghi'li, andrea pirlo'lu efsane kadro:

    http://curvadm.altervista.org/...to/PIPPOSHEVAint.jpg

    inter milan: obafemi martins, leite ribeiro adriano, dejan stankovic ve esteban cambiasso'lu şampiyonluklar yaşayan takım:

    http://l7.alamy.com/...eam-mates-h25tc9.jpg

    as roma: gabriel batistuta, francesco totti:

    https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/...cda4b2dbda3c8660.jpg

    ss lazio: tabii ki sinyor roberto mancini'li 1999-2000 serie a şampiyonu takım:

    http://www.celebrazio.net/...supercup_99_team.jpg

    parma: juan sebastian veron'lu, gianluigi buffon'lu, hernan crespo'lu lilian thuram'lı uefa şampiyonu takım:

    http://s24.postimg.org/r0t5k18qt/Parma99.jpg

    bu da bonus : http://media.gettyimages.com/...0-picture-id79030628

    fiorentina: francesco toldo'lu, enrico chiesa'lı, nuno gomes'li, rui costa'lı 2001 italya kupası sahibi takım:

    http://media-foto.tccstatic.com/...d7d5-1281212772.jpeg

    bonus olarak gönül bağım bulunan valencia'yı es geçmemek lazım hala aklım almıyor bu düşüşe:

    valencia: jose santiago canizares ruiz'li, pablo aimar'lı, john carew'li, gaizka zabala mendieta'lı, amedeo carboni'li 2001 şampiyonlar ligi finalisti:

    http://www.squawka.com/.../2015/03/0364089.jpg
  • 12
    amiral gemisi olarak adlandırılan pek çok takımın güç kaybetmesi sonucu eski challenge ruhundan uzak kalan futbol coğrafyası...
    bazı takımlar aşırı ve kontrolsüz şekilde güçlenirken bazı takımlar geçmiş turnuvalardaki görüntülerinden hızla uzaklaştılar.

    geçmişte turnuvalara renk katan, şampiyonlar ligi ve uefa avrupa ligi bünyesinde keyif unsuru olan ancak şimdilerde eski günlerini aratan ve kendini özleten futbol kulüpleri şunlar:

    - manchester united
    - liverpool fc
    - ac milan
    - inter milan
    - valencia cf
    - fiorentina
    - ss lazio
    - as roma
    - afc ajax
    - galatasaray
    - fc porto
    - spartak moskow
    - sparta prag
    - staeu bükreş
    - schalke 04
    - as monaco
    - olympique de marseille
    - olympique lyonnais
    - deportivo la coruna

    görüldüğü üzere sadece güçten düşen takımlardan yeni bir şampiyonlar ligi oluşuyor.
    lanet olsun endüstriyel futbola...
  • 14
    artık öyle bir hale geldi ki 15 milyon eurocuk para mı lan it der hale geldi bütün kulüpler. türkiye'de ise 15 milyon euro toplan transfer bütçesi nerdeyse büyük takımların. makas çok açıldı. yalnız bu iş sürdürülebilir değil böyle. yakında düzenleme getirilir bence.

    bir de oyuncu yetiştirip satmak için muazzam ortam var ama bizde olmaz. ilk hamleyi kim yapacak bakalım.
  • 16
    edenin bulduğu platformdur.

    bir tarafta iyi yönetilen, kaliteli hocaların çalıştırdığı, nitelikli futbolcular yetiştirebilen, ağzına kadar dolu tribünlerle oynayıp doğal olarak çok izlenen ligler, daha da çok izleniyor ve takımlar daha fazla gelir elde ediyorlar. bu paraları da gerizekalılar gibi ayakkabı kutularında saklamayacaklarına göre istedikleri herhangi bir futbolcuya daha fazla para verip alıyorlar.

    diğer tarafta berbat yönetilen, buram buram pislik kokan, iyi bir saha zemini bile yapamayıp futbol oynanması için gerekli olan minimum koşulları bile sağlayamayan, adam kayırmacılığın, komisyonculuğun, beyinsiz ve niteliksiz futbolcuların cirit attığı, kalitesizliğin hakim olduğu, maç başlarken "ulan bu takım ne zaman seyircisiz oynama cezası aldı" diye düşündürtecek kadar az taraftarın maçlara gittiği bu iğrenç ortamda doğal olarak az izlenen ligler daha da az izleniyor ve takımlar daha az gelir elde ediyorlar. hal böyle olunca futbolcular da gelmek istemiyor. mecbur daha fazla para verip futbolcuları cezbediyor, gene olmayan parayı harcıyorsun. bununla da yetinmeyip transfer yapabilmek için hala utanmadan üçkağıt yapıp futbolcularını ederinin 4-5 katına satıldı diye gösteriyorsun.

    size bir şey söyleyeyim mi iyi ki o makas şimdilik sadece açılıyor.. yoksa aman aman, düşman götüne...
  • 17
    bilic'in bir cümlesi var; kötü takım yoktur, çok iyi takım vardır, diye. gerçekten de avrupa'da artık bütün takımlar -kulüp olsun milli takım olsun- futbolun belli başlı doğrularını gözü kapalı yapar hale geldi. 1-2 yetenekli oyuncun varsa da somut başarılar da elde edebiliyorsun.

    hiçbir takım özellikle bizim gibi kendini dev aynasında görenler ülkeler ve takımları için çantada keklik değil artık.
  • 18
    20 yıldır futbolu takip ederim ve avrupanın 5 büyük ligi ile ve diğerleri arasındaki makas farkı kırılma noktasına geldi. futbolun ölmemesi için bu beş büyük ligin takımları bir lig oluşturmalı. bu gidişatta 10 sene sonra ingiltere ligi kalan liglerden koparak basketbolda'ki nba gibi merkez lig olacak...

    misal doksanlı yıllarda ab dışı 3 oyuncu hakkı oynatma sınırı yüzünden barça'dan ayrılan hagi, popescu'yu alabiliyordun. artık bu kural esnetildi ve hagi, popescu gibi adamlar türkiye yerine gerekirse levante, sevilla'ya giderek la liga dışına çıkmak istemiyor. kafasında futbolu ikinci plana atan adamlar türkiye ve benzeri liglere gidiyor. bu durum ilerleyen dönemde premier lig ve diğerleri olarak devam edecek.

    eğer avrupa'da içinde alt ligler barındıran karma bir lig organizasyonu planlanmazsa içinde bizimde bulunduğumuz bir çok ülkede futbol cazibesini kaybedecek. zaten günümüzde bile artık insanlar türkiye ligi yerine doğal olarak ingiltere'de takım tutup desteklemeye başladılar.
  • 21
    ispanya'da atletico madrid'in şampiyonluğa koşması, inter'in italya'da juventus hegemonyasını bitirmesi hatta aynı juventus'un belki ilk 4 dışında kalması, sporting lizbon'un porto ve benfica önünde şampiyon olması, belki de en büyük sürpriz diyebileceğim lille'nin psg önünde büyük olasılıkla şampiyon olacağı bir sezonu geride bırakıyoruz. alman ve ingilizlerde ise her zaman olduğu gibi sürpriz olmadı ve favoriler açık ara farkla ipi göğüsledi. :)

    ligimize gelirsek bence bu sezon beşiktaş'ın galatasaray ve fenerbahçe önünde şampiyon olması da neredeyse bir lille başarısı kadar sürpriz benim gözümde. özetle birçok avrupa liginde sürpriz diyebileceğimiz bir sezonu* geride bırakıyoruz.
  • 22
    rekabet etmenin yolu yerli, dinamik, kaliteli oyuncularla bir iskelet kurmaktir. o da zaman alir, alacaktir. dolayisiyla ‘ptt topcusu’ falan demeden sabir etmek gerektirir. karsilastirilan 19 yasindaki cocuklarla patir patir top oynayan takimlar, yaklasik 30 yillik altyapinin ve bunun uzerine kurulmus futbol kulturunun sonucudur. o ulkelerde cocukluktan itibaren altyapi kulturu oldugu gibi, takim maglubiyet aldiginda, genc oyuncu hata yaptiginda ‘next time’ demeyi bilen bir taraftar kulturu de var.

    edit: mesela altyapi yatirimina bir ornek: https://mobile.twitter.com/.../1164163781783670784

    ki kulubun altyapisi yetersiz olsa bile ulkenin altyapisi sayesinde gencler halisahada degil, iyi-kotu de olsa bir kulupte futbol ogreniyorlar.
  • 23
    uzun süredir seviyesinden uzak olduğumuz futbol. bu fatih terim'den önceki döneme de uzanıyor, ama fatih terim'in de sorunu hiç çözemediği, hatta soruna katkıda bulunduğu bir gerçek.

    aslında sadece slavia prag örneği bile avrupa futbolunda nasıl başarılı olacağının kanıtıdır: fizik, takım oyunu, senden daha yetenekli rakipten daha çok koşma, senden daha yeteneksiz rakibi topun peşinde koşturma. kaldı ki bizim maaş bütçemiz slavia prag'ınkinin en az 3-4 katı kadardır herhalde. o slavia prag takımının iskeletini oluşturduğu çekya, euro 2020'de de beklentileri fersah fersah aşarken bizim milli takımımız turnuvanın açık ara en kötü takımı oldu. tıpkı şampiyonlar ligi elemelerinde en kötü takımın biz olmamız gibi. yani bu paralellikleri kurunca aslında sorunun bizden azade, ülkeyle ilgili genel bir sorun olduğu anlaşılıyor; fakat yine de insan galatasaray'dan ülke ortalamasının üzerinde performanslar bekliyor, zira bu tarih boyuncu hep böyle olagelmiş.

    ne diyeyim, umarım tekrar avrupa maçlarını gururla izlediğimiz o ihtişamlı günlerimize dönebiliriz.

    not: bütün bunlar olurken slavia prag'ın, hatta bütün çek ligi'nin en çok kazanan oyuncusunu* transfer etmek istememiz de hem trajikomik hem ironik.

    link: https://salarysport.com/...league/highest-paid/
    bu arada linke göre, çek ligi'nin tamamında toplam ödenen maaş miktari £20,155,200 imiş. bizim ödediğimizin yaklaşık yarısı kadar. dertlenmemek elde değil :(
  • 24
    futbolda sahada ve saha dışında çağı yakalayamadıktan sonra önce takımımız adına sonrada ülke futbolu olarak başarıyı asla yakalayamayacağımız arenadır. çok geride kaldık; öyle ki artık benzer seviye olarak gördüğümüz takımlar bile bizden fersah fersah ilerideler. averaj altı takımlar arasındayız. yüzünü batıya dönen, ilklere imza atan takımımız adına bu çok üzücü bir durum. devrim niteliğinde kararlara, uygulamalara ve en önemlisi yenilenmeye ihtiyacımız var. biraz kıpırdanma bile olsa seviyesi yerlerde olan yerel ligimizde ambargo koyacağız ama ondan bile uzağız. yenilenme şart. bu yolda radikal kararlar alınmalı ve aslolan galatasaray ise şayet sorumluluk sahipleri artık üstüne düşeni yapmalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın