• 46
    cengiz yönetimi ile ilgili yazdığı yazı çok tartışıldı, konuşuldu. işin sonunda kendisinden özür yazısı geldi:

    https://gss.gs/n1o.jpeg

    bazen çok yanlış yapıyoruz. şahsen yönetimi bir süredir desteklemiyorum. miadını doldurduklarını düşünüyorum. fakat attila gökçe’nin yazısıyla kendisini yargılamayı hiç düşünmedim.

    kimdir attila gökçe? arkadaşlar attila gökçe’nin kim olduğunu öğrenmek için sadece sözlük arama barına ismini yazıp aratıyorsunuz. kısa bir araştırmanızla 12 senelik şeceresini çıkarıyorsunuz.

    3 dakikanızı almaz, sözlük gibi bir platformdayız. araştırmadan konuşunca galatasaray düşmanlarının ekmeğine yağ sürüyorsunuz.

    galatasaray taraftarı uyanık olmak zorundadır!
  • 50
    kotu niyetli gazeteci. bir dosttan guya duydugu seyleri dostu pekala uydurmus da olabilir. kotu niyetli olmasina ek olarak kotu gazetecidir de. bir haber, bir yazi taraflarin gorusleri alinmadan yayinlanmaz. madem boyle bir duyum aldin, once ilgili kisiyi arar teyit eder, ondan sonra yazarsin. bu gazeteciliktir. atilla gokce’nin yaptigi ise dedikoduculuk. dedikodu seviyorsa gitsin ogleden sonra kusaginda umutsuz ev kadinlarina magazin programi yapsin.
  • 60
    gerek rahmetli başkan mustafa cengiz gerek burak yılmaz röportajı çok rahatsız edici.

    burak yılmaz röportajından sonra haberim oldu mustafa başkan haberinden. adamı gece gece aramış. rahmetli o puan kaybı acısıyla ve üzüntüsüyle bir şeyler söylemiş. hoop ertesi gün haber. sonra başkan üzülmüş tabi duruma. bilmiyorum o zamanlar hasta mıydı başkan ama ayıp ya gerçekten ayıp. atilla gökçe'nin hal hatır sormak için o gece aradığını da düşünmüyorum.

    burdan burak yılmaz haberine geliyorum. burak yılmaz'ın toyluğunu kullanmış gibi geliyor bana. muhtemelen burak da ertesi gün mustafa başkan gibi şaşırmıştır atilla gökçe'ye.
  • 61
    şu an trt spor ekranlarında galatasaray aleyhinde konuşan dinozor. galatasaray'ın federasyon başkanının istifasını istemesini eleştirdi. neymiş bizim kulüp üyemizmiş her şeyi bizim lehimizde mi yapmalıymış. arsızlık yaş farketmiyor. yedisinden yetmişine fbjk böyle.

    dinozorların nesli tükendi ama birkaç tane kalmış böyle.

    bir de söylediğine göre büyükekşi'yi disiplin kuruluna sevk etmişiz üyeliğini düşürüyormuşuz.
  • 40
    21.10.2020 milliyet gazetesi köşe yazısında mustafa cengiz'in dost sohbetinde yaptığı bazı açıklamaları yazısına taşımış duayen gazeteci. bazı twitter hesapları röportajmış gibi paylaşıyor malesef yazıyı.

    --- alıntı ---
    başkanin öfkesi: deliriyorum

    galatasaray başkanı cengiz, bir dostunun alanya yenilgisi için, “üzülüyor musun?” sorusuna, “üzülmek de neymiş, deliriyorum” diye patladı ve ekledi: “bu pandemi, milli maç araları hiç yaramıyor bize... g.saray dinleniyor sadece... sonuçlar ortada...”

    mustafa cengiz’in diğer düşünceleri de şöyle: “keşke kerem aktürkoğlu, oğulcan çağlayan ya da ali yavuz kol gibi gençlerimizle mücadele edip de yenilseydik. falcao gelecek, goller atacak, 500 bin forma satacak dediler. sattığımız forma sayısı 30 bin!

    kemoterapi seansına girmek üzereydi, bir dostu aradı... hatır sorularından sonra sözü alanyaspor maçına getirip, “üzülüyor musun?” diye sordu. beklediğinin üstünde bir patlama ile geldi yanıt:

    "üzülmek de neymiş, deliriyorum"

    içindekileri çarpıcı sözcüklerle dökmeye başladı:

    “alanyaspor’a kaybettik. herkesin bir yorumu var. bence bu pandemi araları, milli maç araları hiç yaramıyor bize. galatasaray dinleniyor sadece... sonuçlar ortada... oysa kıran kırana maçlarla alışılmışın dışına taşan bir rekabet ortamı oluşmasını, o ortamda galatasaray’ın da yer almasını isterim ben. çıta yükselsin, adrenalin artsın. ama onca çabaya, verilen emeğe rağmen karşılığını alamıyorsunuz.”
    sonra kafasından silmediği kayıtlarla konuştu:

    “iki yılda 38 futbolcu aldım, 52 futbolcuyu gönderdim. 7 deve dişi transferimiz var. transfer harcamalarında 19 milyon euro kâra geçtik. futbol, basketbol, voleybol bütün takımlarımızla 28 kupa aldık. iki süper lig şampiyonluğumuz var. dursun özbek’in alacağını tahsil etme hamlesiyle galatasaray 157 milyon euro zarara girdi. insanlar bunu dikkate almalı.”

    "410 kişi geldi"

    galatasaray’da gündelik harcamalar bile “sıkıntı” yaratıyordu. başkan, kişisel kefaletiyle sağladığı krediler ve yüklendiği borçlarla yola devam ediyordu.

    onu “delirten” nedenlerden biri de pazartesi maçı oynanırken çevresine verdiği rakamlardı: “localarda 2000’e yakın seyirci kontenjanımız vardı. maça 410 kişi geldi. elde ettiğimiz gelir de sadece 95 bin lira. bu para bizim maç günü yaptığımız harcamalara göre çok yetersiz. bizim güvenlikçilerimizin ücretini bile karşılamıyor. stadımızda oynanan her maçta 500 bin tl giderimiz var. zararına oynuyoruz.”
    sonra kısa bir dokunuş: “falcao gelince, goller atacak... forması 500 bin satacak, dediler. sattığımız forma sayısı 30 bin!”
    başkana kalsa, hemen istifa edebilirdi. ama kongre yapamıyordu. statta kongre önerilerine de gülüyordu: “yahu izin alamıyoruz. anlayın artık!
    bir de divan kurulumuz var. çok eleştiriler alıyoruz. başka kulüplerde divan kurulları yönetime yardımcıdır. soruları yazılı alıp başkana cevap hakkı tanırlar. bizde öyle değil... herkes zoom’dan istediği gibi konuşuyor.”

    sağlığıyla dertlenmeye bile zamanı yoktu. nefes almadan gelen giden evrakı, mailleri açıyor, on beş gün arayla masasını toplarken yoruluyordu. geçmiş yıllarda sırf mailler açılmadığı için galatasaray’ın milyonluk zararlara uğradığını, ribery ve hajroviç’in ihtar mektupları açılıp okunmadığı için de iki futbolcuyu hazin bir şekilde kaybettiklerini anımsatıyordu. eski başkan dursun özbek’in bilgisayarını açmadığını da anlatıyorlardı ona.

    alanyaspor maçıyla ilgili yaklaşımı çok farklıydı: “keşke kerem aktürkoğlu, oğulcan çağlayan ya da ali yavuz kol gibi gençlerimizle mücadele edip de yenilseydik. olayın bu yanına çok üzülüyorum...”

    "ayip ediyorlar"

    başkanın bir de fatih terim değerlendirmesi vardı:

    “bazıları fatih hoca’nın çağırdığım halde yönetime gelmediğini ileri sürüyor. ayıp ediyorlar. fatih hoca ile her zaman görüşüyoruz. her çağrıma iki dakikada koşarak gelir. bu anlamda hiçbir sorunumuz yok. kimse geçmiş yıllarda dikkate alınmayan çağrılarla beni ve arkadaşlarımı karıştırmasın.”

    galatasaray başkanı’nın dostuyla paylaştıkları bunlar... pazartesi gecesi yaşanan kabustan bir gün sonra paylaştığı tepkiler. o dostun adı bende saklı.

    ama her şey, doğru doğru dostdoğru!

    --- alıntı ---

    https://www.milliyet.com.tr/...-deliriyorum-6335307
  • 34
    türk spor basınında ciddiye alıp da oturup dinlediğim 3 5 adam ya vardır ya yoktur. geri kalanların hepsi benim için cahil, bilgisiz, bağnaz, geri kafalı, dünyadan bihaber ya da futbolu bilmeyen insanlardır. atilla gökçe ise bu saydığım tüm olumsuz özelliklerin tek bir kişide toplanmış haline örnek olabielckek 3 4 kişiden biridir. kendisini tebrik ediyor, tez zamanda spor basınından yok olmasını diliyoruz.
  • 55
    yıllarını gazeteciliğe verdiği için duayen olarak adlandırılan kişi.

    açıkçası mustafa cengiz hakkında bir yakınından duyduklarını idda ettiği sözleri yazmasını etik bulmadığımı belirtmek istiyorum.
    https://twitter.com/...812715704635392?s=20

    kendisi de hatasını anladıktan sonra (ya da bir uyarı geldiğini düşünüyorum) geri adım attı. keşke hiç yaşanmamış olsaydı durum derim açıkçası.
    zira atilla ağabey futbol bilgisine güvendiğim, gençlik yıllarında gazetede köşe yazılarını okumaktan keyif aldığım bir yazardı.
  • 6
    "her şeyden önce dünkü sonuca ilk deplasman galibiyeti olarak kayıt düşmek pek doğru gelmiyor bana. ev sahibi sizin kadar iddialı değil. ligin en zayıf ekiplerinden biri. ve başkentteki galatasaray taraftarları, o statta her zaman çoğunluğu sağlar. galatasaray'ın asıl deplasman testleri, bursa, trabzon, fenerbahçe ve inönü statlarında yapılabilir ancak. dünkü galatasaray da yüksek rekabet standardı için henüz ışık vermiyor. galatasaray'ın omurgasına baktığımızda kaleci muslera için zihnimizde soru işaretleri var. savunma göbeğinde ujfalusi gayet iyi, gökhan'la uyumlu... ama orada servet aranıyor yine de..."

    diye buyurmuş yazar.

    1- galatasaray'ın arena'da oynamadığı her maçın galibiyeti altın değerindedir. sebebi de geçen sezonda saklıdır. çok da mühim bir konu değil ama madem her dediğine sallayasım var belirteyim bebeeem.
    2- muslera için zihninde soru işareti varmış. benim de kendisi için zihnimde ünlem işareti var. dayı neyini gördün adamın? adam degajı pas olarak atıyor.
    3- servet aranıyormuş yaaaa. işte zurnanın zortladığı yer. servet aranıyormuş anasını satayım ya. servet aranır mı abicim? servet aranıyormuş yaaa. resmen servet aranıyor demiş bu adam! servet aranıyor! servet çetin demek istedi heralde bu. dediyse saçmalamış çünkü. servet aranıyor haaa. vay arkadaş ya spor yazarı bu bir de. yaşlı başlı adam. servet aranıyor ne olm? servet aranıyor... servet... servet... aranıyor ha? servet... servet lan bildiğin resmen. innsabihi servet demiş ya...
App Store'dan indirin Google Play'den alın