resim
Armindo Tué Na Bangna
Takım:Braga
Mevki:Sol Kanat
Yaş:30
Boy:1.73
Uyruk:Portekiz
  • 2480
    sözlükteki futboldan anlamayanların oranını öğrenmek için kullanabileceğiniz bir turnusol kağıdıdır.

    galatasaray futbol kulübü tarihinde bunun kadar kötü performans gösterip, bunun kadar çok savunulan biri daha yok. gerçi seni takıma aldıran adamın isabetli bir transferi de yok ya; neyse.

    ek: bruma'cı tayfa buna da ofsayt vermezseniz fenerlisiniz.
  • 2481
    savunuyorum bu çocuğu hala. bu memlektin vizyonundan fersah fersah ilerde. bize fazla kardeşim böyle adamlar. adım gibi eminim arda turan manisada ersun yanal' ın elinde pişmese şuanda ptt 1.ligde oynayacaktı. bu ülkeye 11 maç ceza alıp göbek yapıp gelen topçular lazım, 6 ay sakatlıktan sonra kilo almadan gelenler değil. aydın yılmaz, sabri sarıoğlu yada sizin söyleyeceğiniz hangi topçu 6 ay sakatlıktan sonra şu halde dönebildi.

    içerde sivasspor' u ecel terleriyle yenebildiğimiz 3-5-2 dizilimiyle hayvani kanatlara sahip arsenal maçına çıkıp belkide beşiktaş' ın rekorunu alabileceğimiz maça sebep olmuş prandelli tarafından oynatılmadı bile.

    içerde ve dışarda bize ecel terleri döktüren ağzınızın suları akarak izlediğiniz anderlecht bu topçuları ağaçtan mı topladı sanıyorsunuz.

    http://www.mackolik.com/...p;season=2014%2F2015

    http://www.mackolik.com/...p;season=2014%2F2015

    http://www.mackolik.com/...p;season=2014%2F2015

    http://www.mackolik.com/...p;season=2014%2F2015

    belçika ligine ambargo koymuş takım geçen sene 3. olmuş ama bu oyuncuları kazanmış.

    hepiniz büyük futbol ulemalarısınız. henüz bruma' nın yaşındayken yatağını yapamayan çığu işini kendisi halledemeyen yada bilgisayar başından kalkamayan bu memlkete bruma gibiler genç topçular fersah fersah fazladır.

    zorunlu edit: biz diyerek ne söylemek istediğimi yazdım yukarıda okuyup algılayamıyorsanız ister yimpaş yozgatspor anla ister chelsea

    ayrıca (bkz: seri ofsayt veren güzel insan)
  • 2484
    lisede hoşlandığım bir kız vardı. aynı zamanda kendisi arkadaşımdı. yani ben onu seviyordum ama o bunu bilmiyordu. belki de biliyordu ama çaktırmıyordu. yani bilmiyorum bazen gayet biliyo gibi bakıyodu gözlerime bazen de mal gibi bakıyodu. işin aslı gerçekten nasıl baktığını yani bakışlarında ne anlam olduğunu bir türlü çözemiyordum. bi gün sanki ona karşı olan hislerimin farkındaymış ve bundan mutluymuş gibi, bazen ise eğer bu hislerimi ona açıklarsam beni bir kaşık suda boğacak gibi davranıyordu. allah'ım çıldırmak üzereydim.

    bazı derslerde yanyana otururduk. ben gözlerimi gözlerinden alamazdım. tamam tamam arada bacaklarına da baktığım oluyodu ama genelde gözlere odaklanmaya çalışıyordum. bazı günler karşılıklı o kadar eğlenirdik ki içimden "olm o da benden hoşlanıyo işte kız daha ne yapsın ne anlatsam gülüyo bence benim ona açılmamı bekliyo şu anda" diye geçirirdim ama bazen de selamımı almazdı oros.. öhm neyse. böyle davrandığı zamanlarda da "ulan sana kız mı yok zaten bi boka benzemiyo" diye düşünürdüm. yani bir gün kızla evlenme hayalleri kurarken ertesi gün "benim için artık sen bir yabancısın. yüzünü bile görmek istemiyorum yoluma çıkmasan iyi edersinn" modundaydım. bütün lise hayatım bu kız yüzünden git-gellerle geçiverdi.

    sahi ben bu kızı niye anlattım lan şimdi? şaka şaka şunun için anlattım. şu anda benim için bu kız bruma'dır. maçını izlerken bir pozisyonda kanattan yaldır yaldır koşarken "aha sonunda wonderkid'imizi bulduk" diye cümleye başlıyor fakat pozisyonun sonunda "yine geldi tipini siktiğim" diye bitiriyorum. yani karar veremedim bir türlü. bunun da suçlusu kesinlikle kendisidir. adam da ne yapmaya çalıştığını bilmiyor bence. o da sanki kendi içinde "ulan paramı alıp yatsam mı?" ile "burdan yardırıp 2 seneye real madrid'e giderim" arasında büyük bir çelişki yaşıyor gibi.

    allah aşkına bi karar ver artık canını yediğim. oynayacaksan oyna yatacaksan yat ulan bizi ne arada bırakıyosun?!? bu konuda ontivero'yu kendisine her türlü tercih ederim. adam akıllarda hiç soru işareti bırakmadı allah için. geldi sıçtı gitti. hani bi maç süper oynayım milletin kafası karışsın falan yok. burda da sıçtı antep'te de sıçtı. adam sıça sıça gitti. bak ona bi şey diyo muyuz?

    sen de artık oynayacan mı oynamayacan mı bi karar ver be bruma'cım valla seni izledikçe ergenliğim aklıma geliyo. çek kurtar bizi şu hayattan!
  • 2485
    her ne kadar altyapı eğitimini portekiz'de alsa da, çok erken yaşta geldi bruma türkiye'ye. lig tarihimizde benzeri olmayan bir transferdi yaş ve potansiyeli dikkate alındığında. avrupa'nın bazı büyük kulüplerinin de kendisini istediğini düşünürsek büyük başarıydı kendisini türkiye'ye getirmek. birçok yazarın daha önce yazdığı gibi bruma-galatasaray birlikteliğinde bazı yanlışlar vardı. bunlardan en önemli iki tanesi; yabancı sınırı ve türkiye'deki bozuk zeminler.

    yabancı sınırı kadro planlaması doğru yapılsaydı bir sorun teşkil etmezdi aslında. ancak son yıllarda kadro planlaması konusunda teknik heyetlerimiz sınıfta kaldığından, bruma için çok büyük bir sorundu yabancı sınırı. üstelik geldiği ilk sezon kural o kadar saçmaydı ki (6+0+4), yedekten oyuna sokamıyorduk bruma'yı. avrupa'da oynayan, bruma'nın yaşındaki potansiyeller genelde oyuna sonradan dahil oluyor. bunun nedeni oyuncuyu hemen 11'de başlatıp olası olumsuzluklarda seyirciye kurban etmektense, sonradan oyuna sokarak yavaş yavaş tecrübelenmesini sağlamak. saçma sapan yabancı kuralımız nedeniyle biz bruma'yı ya 11 başlatıyorduk ya da kadroya alamıyorduk. kadro planlaması nedeniyle çoğunlukla ikincisi gerçekleşti bruma'nın ilk sezonunda. bruma için bir diğer oynama şansı türkiye kupası'ydı. ancak çok büyük bir talihsizlik sonucu sakatlandı. toparlanma süreci falan derken ilk sezonu bitti bruma'nın.

    aslında sakatlanmadan önce çok iyi performans sergilediği maçlar oldu. çoğumuzun genel kanısı; son vuruşlarını geliştirirse çok büyük bir yıldız olacağı yönündeydi. maalesef sakatlık süreci çok uzun sürdü. ikinci sezona geldiğimizde baş belası kural değişmişti. artık yedekte yabancı futbolcu bulundurabiliyorduk. yedekten girebiliyordu yabancılar girmesine de sahadan yine yabancı oyuncu çıkarmak zorundaydık. üstelik ilk 11'deki yabancı oyuncu sayısı da 5'e düşmüştü. yani bruma'nın sonradan oyuna girme şansı doğmuştu ama hala çok zordu.

    tüm bu süreçte bruma 1.5 yıllık süreçte tam 4 tane teknik direktör gördü. zaten yabancı sınırı nedeniyle oynatamıyorduk bir de teknik heyetin bu kadar çok değişmesi takımın da sistemini değiştiriyordu ve beraberinde bir sürü sorun sorun getiriyordu. böyle bir ortamda bruma'nın takıma adapte olması da bayağı zor bir hale geldi haliyle. daha önce bahsettiğim muhteşem kadro planlamamız sayesinde biz sahadaki 6 ve ya 5 yabancıyı bozamıyorduk. 1 tanesini bile çıkardığımızda takımda birden fazla oyuncunun yeri değişiyor bambaşka bir sistemle oynamaya başlıyordu takım. yani bruma hiçbir zaman işleyen bir sisteme sahip takımda oynayamadı.

    gelelim ikinci büyük soruna. teknik bir oyuncunun, yeteneklerini sahaya yansıtması için kesinlikle güzel bir zeminde oynaması lazım. zeminin günümüz futboluna etkisi çok büyük gerçekten. örnek vermek gerekirse birkaç sene önceki guardiola'nın barcelonasını durdurmak için bazı takımlar kendi sahalarındaki maçlarda zemini bilerek bozuyordu. tarla haline getirmekten bahsetmiyorum bozmakla, sulamak gibi basit bir teknikle yapıyorlardı bunu. bu da gerçekten barcelona'nın pas oyununu etkiliyordu ve bazı maçlarda rakipler amacına ulaştı. sulamak gibi basit bir şeyde bile zemin, futbolu etkiliyorsa türkiye'deki zeminleri düşünün bir de. öyle zeminler var ki, bazı maçlarda saha yeşilden daha çok kahverengi gözüküyor. basit bir pas atarken bile topun bir tümseğe takılıp sekme ihtimali var çoğu stadimızda. tecrübeli futbolcular için bile çok büyük bir sorun oluşturan bu zeminin, henüz gelişmekte olan genç bir oyuncuyu etkilememesi gibi bir ihtimal yok.

    hamza hoca sağolsun bulduğu her fırsatta oynatıyor bruma'yı. ancak takımda bu kadar sorun varken, saha dışında çok fazla ilgilenecek zamanı olduğu sanmıyorum hocanın. diğer antenörlerimiz de ilgilenseler bile çok fazla bir şey katacaklarını düşünmüyorum bruma'nın oyununa. akhisar'daki teknik kadroyu getirmişti çünkü hamza hoca. yani attık çocuğu florya'da bir köşeye bir şeyler yapmasını bekliyoruz kendi başına.

    takımda örnek alabileceği bir kanat oyuncusu da yok. yasin ve olcan'ın kendilerine hayrı olsa sevineceğiz zaten kaldı ki bruma'yı bir şeyler öğretsinler. tabi ki sneijder'le antreman yapmasının ona katkısı oluyordur. ama kewell gibi deneyimli, futbolu bilen bir kanat oyuncumuz olsaydı çok yararı olurdu bruma'ya. bu yüzden, bu tarife uyan bir oyuncunun transferini çok istiyorum gelecek sezon için. maliyeti az olmak kaydıyla tabi.

    son olarak; belirttiğim fikirlere katılırsınız katılmazsınız saygi duyarım. ancak şu anda bu çocuktan bir bok olmayacak, oynatmayalım satalım bunu tarzı yorumlar hiçbir işe yaramayacak. sezon ortasındayız ve skor katkısı yapabilecek oyuncu sayımız çok az. bruma da önümüzdeki maçlarda oynamaya devam edeceği için, şampiyonluk yolunda çok önemli katkılar yapabilir. eleştirmeyin demiyorum, zira şu anki oyunu eleştiriyi hakediyor. lakin son zamanlarda eleştirinin dozu o kadar arttı ki, bunun bir sonraki aşamasının stadda ıslıklamak olduğunu düşünüyorum. ki bu da takımı çok olumsuz etkileyebilecek bir hareket.
  • 2490
    --- ekşi sözlükten alıntı ---
    galatasaray formasıyla çıktığı 38 maçta 4 gol atıp 10 asist yapmıştır.

    hamit altıntop ise 68 maçta 3 gol atıp 9 asist yapmıştır.
    aydın yılmaz 135 maçta 10 gol atıp 20 asist yapmıştır
    emre çolak 132 maçta 13 gol atıp 13 asist yapmıştır.
    engin baytar 55 maçta 5 gol atıp 8 asist yapmıştır.

    elbette rakamlar her şeyi anlatmaz, ama bir fikir verir. belki de artık geri gelmesi imkansız olan 12 milyon euroyu unutup sadece yılık ücretine ve verdiği katkıya bakarak değerlendirmek gerekiyordur kendisini. o zaman o olumsuz yorumların büyük bir kısmının değişeceğine inanıyorum ben.
    --- eksi sözlükten alıntı ---
  • 2491
    ilk yarı ne iyi ne kötü oynamştır. yasin'in oynadığı kanadın etkili görünmesinin nedeni, o kanatta yasine destek veren olcan ve sneijder varken, bruma'nın kanadında ne olduğu belirsiz tarık ve ileriye taksitle pas atan selçuk'un olması.
    ikinci yarı editi: yasin'in kanatı olcan ve şino yüzünden etkili dedik ama ikinci yarı bruma her tarafı gezsede gram etkili olamadı. 10 kişi rakibe karşı veteran topçular gibi bol bol al verlerde bulundu. niyeyse pır pır kanat oyuncusundan emekliliği yakın tek pas yapan futbolcuya doğru bir evrimi var çocuğun.
  • 2493
    16 şubat 2015 galatasarsy balıkesirspor maçını yine batı tribününden takip ediyorum. yani maçın ilk yarısını resmen önümde oynamıştır ve büyük bir çoğunlukla onu ve tarik'i izledim. kendisi çok iyi oynayamamıştır ama bunun nedeni tarık denen adam. bir olcan'a bakıyorum sollu sollu bindiriyor, al ver yapıp içeri giriyor. bir de tarık'a bakıyorum, adamını kaçırıyor, önündeki adama pas veremiyor, kafasını kaldırmıyor. bilmiyorum tv'de de gözüküyor mu ama hem hamza hocam hem muslera hem wesley tarık'ı uyara uyara bir hal oldular.
  • 2495
    sneijder'e, bugün olmayan saçını başını yoldurdu.
    bu çocuğu savunan renktaşlarım ile empati kurabiliyorum.
    çok büyük umutlarla geldi takımımıza bruma.
    geleceğin ronaldo'su gibi iddialı yakıştırmalar ile.
    biz türk futbolunda bu tarz transferler de görmedik çok fazla.
    yıldız olacak bir futbolcu bir ribéry aldık onu da elimizden kaçırdık.
    süratli ve adam eksilten futbolculara olan özel ilgimizi de ekleyince,
    çok şey bekledik kendisinden.
    sakatlık ve teknik direktör tercihleri nedeniyle bir türlü izleyemedik kendisini doya doya.
    dolayısıyla iki yıldır patlamasını bekliyoruz.
    ancak halen bruma dan büyük patlama bekleyenlere tavsiyem, bu beklentiyi çaktırmadan bırakın dostlar.
    ribery'i izleyenler bilir adam olacak çocuk bokundan belli olur, büyük futbolcu olacak çocuk ise futbolundan.
    bruma'yı terim, mancini ve prandelli her maç direkt ilk 11'e yazamadı keza hamza hoca'da da durum aynı,
    şimdi bizim kadroda açık konuşmak gerekirse real, barcelona değil,
    sen galatasaray'ın kadrosunda iki sezonda kendini gösteremiyorsan hala ilk 11'in ve teknik direktörünün vazgeçilmesi olamıyorsan suçu kendinde araman gereken zaman çoktan gelmiştir.
    koy şapkanı önüne düşün kardeşim,
    zira sana verilen krediyi bu taraftar kimseye vermedi.
  • 2497
    benim de umutlarımı yavaş yavaş kaybetmeme sebep olsa da tamamen yitirmedim henüz umudumu. geçen yıl tam üst üste maçlar oynamaya başlamışken sakatlandı, bekledigimiz gibi dönmedi bruma. kendisini koruyan arkadaşları da kötüleyen arkadaşları da anlayabiliyorum. bir taraf kardeşi, oğlu gibi görüp ümidini kesemezken öbür taraf daha realist yaklaşıyor olaylara ama sırf "ben demiştim" diyebilmek için bu kadar üstüne gitmek de doğru değil bence bu çocuğun.
  • 2500
    kendsinin su anki hali, bu sene basindaki burak yilmaz'a cok benziyor. her topu almaya cikiyor ama aslinda kritik yerde topla olmaktan cekiniyor. sadece rahat olacagi yerde oynamak istiyor. paslasma sirasinda ayni sene basindaki burak gibi dengesiz duruyor. yerdeki denge ayagini dogru konumlandiramiyor ya da pas atacagi ayagini savuruyor. pas verirken o vucut dilinde guven kesinlikle yok. burak'in aynisi.

    burak yilmaz yapmasi gerekenleri belirleyince cok rahatlayip iyi top oynamaya basladi. hatta sneijder'in yaptigi gibi top kontrolu hareketleri yapti 16 subat balikesir macinda agzim acik izledim. bu cok onemli bir degisim. basarili olup olmamasi onemli degil, demek ki sneijder'in bu konuda iyi oldugunun farkinda ve kendisine onun bu hareketlerini ornek almis. burak cok iyi bir papagan, iyi taklit edebiliyor vucut dilini. kendini ogrenmeye acik tuttugu muddetce cok guzel bir ozellik bu.

    bruma'da bir iki seyi burak'in ogrendigi gibi ogrenip yapmasi gerekenleri belirlemeli. bruma'nin kendisine ornek alabilecegi bir adam galatasaray futbol takiminda yok. fakat sneijder'in vucut dilinden o da bir seyler kapabilir. en cok da melo'nun rakibe girislerinden bir seyler ogrenmeli. nasil hava topuna cikilir, nasil yere saglam basilir, nasil rakibin ayagina girilir. bunlari papagan gibi ezberlemeli, taklit etmeli.

    burak'i cok fazla elestiren biri olarak soyluyorum, sene basindaki burak ile su anki burak arasindaki degisimi bruma yasasin sene sonunda kontrat yenileriz.

    son soz: burak'in futbolunu hic begenmeyen biri olarak hep soyledigim bir sey vardi, madem bu cocuk takimin oyuncusu, madem 5 yillik kontratiyla ustumuze kaldi, oyleyse bir sekilde bu adamin iyi oynayacagi seyler yapilmali ve takimda onun uzerinden fayda saglanmali. simdi bu soyledigimi bruma icin siz de yapin. bu cocuk uzun vadeli kontratiyla takimin oyuncusu, bir yatirim transferi. ayni burak gibi onun da bazi meziyetlerini gostermesine izin verilmeli ve fayda saglanmaya calisilmali. umidim kalmadi demenin hicbir anlami yok. ben nefret ede ede burak'in yerine kimi aliriz yerine burak aslinda nasil daha iyi oynari tartisabiliyorsam siz de aynisini yapin. bruma icin bugune kadar yaptigim tamamen buydu. insanlari bruma sempatizani veya dusmani diye yaftalamak cok sacma. once sorunu dogru adlandiralim, cozumu mutlaka buluruz. cozumle beraber umut ettigimiz her seyi de yapabilir bu cocuk.
App Store'dan indirin Google Play'den alın