kendisi gittiği günden beri o kadar huzurluyum ki anlatamam. 90'larda 10'lu yaşlarında çocuk ve o şaşalı
fatih terim'li dönemde ergen biri olarak; o dönemi yaşayanlar da bilirler, bizler
hagi'ye,
popescu'ya ve
taffarel'e sahip olmamıza rağmen kişileri değil
galatasaray futbol takımı'nı konuşurduk. takımda her birey işini yapar, çıkar futbolunu oynardı. o dönemde
paparazzi'ler şimdikinden daha çok popülerdi. öyleki
televole ismi bir marka olmuştu ve hemen hemen her kanalın kendi
televole'si vardı. şimdinin dizi furyası neyse 90'lı yılların sonlarında
televole oydu. buna rağmen
galatasaray takımının futbolcularından hemen hemen hiç birinin adı
televole'lerde anılmazdı. çok nadir 15-20 saniyelik klipler ve
alpay özalan*'ın yazın tatilde attığı taklalar dışında bizler futbolcuların özel hayatlarını bilmezdik.yani uzun lafın kısası, futbolcuların bireysel hayatlarından çok takımlar konuşulurdu.
arda turan'ın döneminde ise
galatasaray'ı bırakıp arda'nın günlük ne yaptığından, yediği içtiği her şeye kadar haberdar olduk. her gazetede, her internet sitesine, her sosyal platformda arda vardı. arda aşağı arda yukarı. onun haricinde bir kaç sevilen sempatik futbolcu hariç hiç kimse
takım olgusunu gündeme getirmez ve ilgilenmez olmuştu.
arda'nın gidişiyle rahatlamış olan
takım psikolojisi ve düşen ego sayesinde 10-15 yıldır özlediğim, o takımı bir bütün olarak konuşma şansını elde etmiş olduk. şimdi açıp bakıyorum gazetelerde bir kişi değil,
galatasaray futbol takımı konuşuluyor. sözlüklerde her maç sonrası
arda turan başlığına 10'larca entry girmek yerine, kaleci
muslera'dan tut yedek bekleyen ve hatta
a2 takımından a takıma çıkmasını sabırsızlıkla beklediğimiz gençlerimize kadar hepsine entry giriliyor. işte o çok meşhur
2000 ruhu denilen olay bu sevgili sözlük. sakat futbolcularımız bile sabırsızlıkla bekleniyor ise işte
takım ruhu ve benim gibi düşünen taraftarın özlediği de budur.
dolayısıyla,
arda turan muhteşem bir yetenek olmasına rağmen, sahip olduğu kişisel egosu ve takım üstüne çıkma psikolojisi takımı bozan en büyük etkenlerden biriydi. gidişi, büyük resmi görmeye çalışırsak eğer, maddiyattan ziyade manevi olarak takıma çok büyük bir katkı sağlamıştır.