her açıklamasının ardından hem kendisinin gerçekte nasıl bir insan olduğunu, hem de kendi taraftarımızın düşünce sistemindeki gariplikleri daha iyi anlamamızı sağlayan eski
galatasaray futbol takımı oyuncusu.
taraftarımız, aktif sporcularımızı ıslıklamanın, forma üstündeyken ona küfretmenin doğruluğunu ya da yanlışlığını hala tartışmaya devam ediyor. hatta daha da ilginci, biz ne efsanelere küfür ettik seslerini çıkarmadılar, arda'ya ne oluyor ki gibisinden bir serzeniş bile var. akıl alır gibi değil. iyi de güzel kardeşim biz de o tribünlerde bir dünya maç seyrettik, biz de bir sürü deplasmana gittik ama hangi branşta oynarsa oynasın o an galatasaray için ter akıtan hiçbir sporcumuzu ıslıklamadık, küfür etmedik. edenlerle kimi zaman kavga ettik kafamıza davul tokmağı yedik. ama biz galatasaray denince formanın içindekilerle değil formanın kendisiyle gurur duyduk hep. o formayı kendimizce haketmeyenler olmadı mı? tabii ki oldu, ama ozaman da adam gibi eleştirdik, daha iyi olsun diye destek çıktık. kimi oyuncularımız bu desteği aldı kral oldu, kimileri bu desteği görmek yerine ıslıklarla kafayı bozdu yurtdışına kaçıp
galatasaray'a salladı. taraftarımız sporcusunu sevmiyorsa ona tepkisini farklı yollardan ortaya koyar. maçtan önce tribüne çağırmaz mesela. formanın kutsal olduğunu hatırlatır ona. maç içinde onunla ilgili tezahürat yapmaz, ona hakettiği kadar değer verir. formayı haketmeyen adam da zaten birşekilde kaybolup gitmiştir hep. kimisi çabuk gitmiştir kimisi gerektiğinden fazla kalmıştır ama birşekilde yok olup gitmişlerdir.
şu ayrımı iyi yapmak lazım, bir sporcu ne zaman o formayı çıkarır üstünden, ozaman istediğin gibi ya söversin ya da sevmeye devam edersin. hala bunu bile eleştirenler var.
arda'ya gelince, büyük bir tutarsızlık içinde. zaten kendisi için bugüne kadar tribünde hiçbir zaman gırtlağımı patlatmamıştım, bu yüzden gidişine üzülenlerden de değildim. ama şu an üzülüyorum. bu çocuk bu kafayla yurtdışında falan başarılı olamaz. 30'lu yaşlarına yaklaşınca türkiye'de kim daha çok para verirse o takıma geri döner. böylece artık boş mukaveleye de imza atmak zorunda kalmaz. bir de bunu çıkardı eski sporcularımız. neymiş ben boş mukaveleye imza attım taraftar bana daha çok sahip çıksınmış. ya arkadaş bi yürü git be. atma kardeşim boş mukaveleye imza. bana mı atıyorsun o imzayı. git konuş yöneticinle ben şunları şunları istiyorum vermezseniz imzalamam de. ya bunu diyecek kadar profesyonel değilsin ya da okadar zekisin ki nasıl olsa tonla para alacağını biliyorsun ama boş mukaveleye imza atıp yerini sağlamlaştırıyorsun. sonra kalkmış ispanya'dan, türkiye'de profesyonellik yok, hep yabancılar baş tacı ediliyor diyorsun. bu bozuk sistemi neden türkiye'deyken değiştirmeye çalışmadın ozaman. kaptanken yabancılara veremediğin ayarı şimdi vermeye kalkıyorsun. iş işten geçti güzel kardeşim. sana verilen emeğin ve desteğin karşılığını vermeden ayrıladın burdan. senin bize borcun varken kaçtın gittin. kalkıpta taraftara kırgınım deme boşyere. sen sanıyorsun ki, biz senin boş mukaveleye imza attığını falan takip ediyoruz, ya da şu ne kadar bu ne kadar para kazanıyor, tek derdimiz bu. ulan bende tarftarım diyorsun madem, bizim için önemli olan değerlerin ne olduğunu anla ondan sonra çık medyaya poz ver. seni ıslıklıyanlara tepkini koyarsın, ozaman bende çıkıp her maçta senin için gırtlağımı patlatırım. ama öyle transferin son günlerinde kaçıp gider, gittiğin yerden de galatasaraylılık şudur budur dersen orda bir dur derler sana. biz ne efsaneler seyrettik senden önce, galatasaraylılık nedir senden mi öğrenicez?
tutarsızlığı bununla da kalmamış, açıklamasında, aslında herzaman
galatasaray'da kalmaktan yanaydım deyip, bir sonraki cümlesinde kariyerimde herzaman öncelikli olarak avrupaya gitmek vardı demiş. bu nedek şimdi? madem cesur yüreksin, açıkça "yönetimin değişmesi kötü oldu, bir de
fatih terim geldi, şimdi gidersem kötü olur diye düşündüm. yaz başında da işler istediğim gibi gitmedi, madrid bir sürü oyuncusunu gönderdi, ben şimdi biraz ortamı izleyeyim, yaz sonuna doğru madrid transferde toparlanırsa ozaman
galatasaray'daki ortama da bakarım, sonra uygun bir zamanda transferimi açıklar hem
fatih terim'i karşıma daha az alırım hem de bonservisime iyi para verirlerse yönetimden de kimse beni eleştiremez. taraftar mı? ya onu boşver, iki üç ay sonra medyaya, bunlar zamanında beni ıslıklamışlardı, ben şöyle galatasaraylıyım, benim bir kabahatim yoktu suç taraftarda" desen yemin ederim yine çıkar alkışlardım, seni ilk ben savunurdum.
herneyse, sonuçta gitmesi her bakımdan hayırlı olmuştur. hem tarftarımızın gerçekleri görmesini sağlamıştır hem de kendi içimizde taraftar duruşumuzu sorgulatmıştır. giden her sevgilinin ardından hep biz olduk el sallayan dedirtmiştir. büyüklük bizde kalsındır.