• 77
    üniversite için gelip başta sıkıldığım ama zamanla aşık olduğum, daha sonrasında da aşkı bulduğum şehirdir. sizlere biraz ankara anlatmak isterim. tabi önce atatürk'ün ankaraya gelişinin 98 yılını kutlayarak. gerek devasa transformers heykelleri, gerek dinozorları gerekse şifalı yokuşuyla dışardan çok komik, çok gri bir şehir.

    şifalı yokuş: https://www.tatliaskim.com/...013/05-08/128981.jpg

    çok gri olduğu konusunda hepinize ayrı ayrı itiraz edebilirim. genellikle ankara'da yaşamayanların argümanıdır bu. bundan 98 yıl önce atatürk'ün ilk geldiği sırada ankara'nın kasabadan hallice olduğu söylenir, bilinir. ancak başkent olması sonrası hızlı kentleşme adımları ve sürekli inşaat halinde olması sebebiyle konulan "gri şehir" lakabı yapışmış şehire. tabi tamamına yakını sonradan inşa edildiği için gezip gördüğüm büyük şehirler arasında en düzgün yapıya da sahip şehirdir. yer yer çarpıklaşmalar var mıdır, evet. ama genel olarak düzgün ve planlıdır. hatta öyle ki bahçelievler gibi pek fazla yokuşu olmayan semtlerde sokaklar ve caddeler o kadar birbirine paralel ve tekdüzedir ki bilmeyen birisi kolay kaybolur çünkü küçük ve birbirinin aynı dikdörtgenler içerisindeymiş gibi hissedersiniz. ayrıca bu düzenin bir artısı da üretim tesisleri şehir merkezinde değildir. şehir merkezi yaşamak için ayrılmıştır. yollar caddeler genel olarak geniştir.

    gri midir? ankara'da yaşayanlar bilir. özellikle ankara'nın kendisinden daha büyük olmasıyla ünlü olan çankaya'da her yüz metrede bir içerisinde havuzun, ağaçların, yürüyüş yollarının olduğu parklar vardır. kuğuludan çıkarsınız sizi seğmenler karşılar. biraz ötede portakal çiçeği parkı. ileride barış manço parkı. en ünlüleri kurtuluş parkı -ki büyüklüğü kadıköy sahili kadar falandır herhalde- ne bileyim göksü parkı. ankara şehir merkezi oldukça yeşildir. hatta net bir şekilde söyleyebilirim ki istanbul'dan daha yeşildir. üstelik çankaya sınırları içerisindeyseniz eğer taşkınlık yapmadığınız sürece bu parklarda dilediğiniz gibi alkol kullanabilirsiniz. ne belediye bir şey der ne de halk.

    soğuk mudur? öyle bir soğuktur ki ekşi de yapılan bir tanım cuk diye oturur. ankara, şehriyle ünlü bir soğuktur. yürürken "acaba pantolon giymeyi mi unuttum lan" diye sordurtur adama. en ufak açıklık görürse vücudunuza dair, oradan bi işler bu soğuk, bütün vücudunuz donar. kış aylarında termal içliğim eksik olmaz. ankara'da yaşayanlar için önerim ise decathlon'da 20 tl'ye satılan kayak çorapları.

    sakindir. gereksiz kalabalık var mıdır, istanbul kadar değil. ama yalnız kalmak istediğinizde göller göletler, parklar yani doğaya bir saat uzaksınızdır. işin ilginci ankara'da her yer birbirine yakındır. bir laf vardır, ankara yürüyerek dolaşılır diye. hah işte tam olarak o. ankara'yı bilenler eryaman'ı bilir. arabası olan çocuklu aileler dışında kimse yaşamak istemez orada. altyapısı falan da sağlamdır. hatta sıfır 3+1 daireler 800 tl'den falan kiralanır. ama pek talep olmaz çünkü uzaktır. toplu taşıma ile maksimum bir saat, özel araba ile yirmi dakika uzaktır kızılay'a. varın siz düşünün gerisini.

    son bir çarpıcı kıyas ile bitiriyorum conte ile gezelim görelim köşesini. geçen bir arkadaşla oturduk. ayrancı'nın üst tarafları hakkında konuşuyoruz. o bölge, adliye parkının oralar falan yani. sakin, nezih, aşırı derecede merkezi, kaliteli, konforlu ve kafelere barlara restoranlara yakın bir yer. ankara'nın en güzel yeridir ayrancı, güvenlik caddesi civarı. o taraflarda tek başınıza rahat bir şekilde yaşamak için aylık 3.500-4.000 tl civarı gelir yeterli. bu tek yaşamak için. zaten evli falansanız zaten toplam geliriniz geçiyor oraları. hadi oralar olmadı bi 2-3 kilometre aşağısı kavaklıdere/tunalı civarları için falan yeterli yani. aynı konforu, rahatı istanbul'da bulabilmek için evinizin kadıköy'de, işinizin beşiktaş'ta ve aylık gelirinizin 7.000 tl'nin üstünde olması gerekiyor. bir kere işten sonra maksimum bir saate evdesin.

    ankara'ya yolunuz düşerse bir çay içelim...
  • 79
    saçma sapan bir stadyum politikası olan başkent. şimdi tüm türkiye muhteşem modern stadlara kavuşmuşken ankara'da ne var? cehape ve onların milli şefi ismet paşa zamanından kalan inönü stadı, artık modernlikten uzak ve çağa ayak uyduramayan 19 mayıs stadı, ebesinin nikahındaki küçücük yenikent stadı, bir de taa eryaman'a yapılan minik stadyumcuk. baktığın zaman ankara'da bir sürü stad var ama bir tane stad yok. sebebi az çok tahmin edilir ama malatya'ya mersin'e vs. çatır çatır stadyum yapılırken, ankara'ya prestijli, milli maçların oynanabileceği, yüksek kapasiteli bir stadyum yapılmıyor. başkentinde milli maç oynanmayan tek ülke olabiliriz. gerçi stadyum yapsalar onu 19 mayıs'ın yerine değil elmadağ ya da polatlı'ya yaparlar ya neyse. otobüs terminalini şehrin ortasından alıp ebesinin nikahına taşımaya kalkan başkent olarak da tanımlanabilir.
  • 80
    mevcut 19 mayıs stadının yerine yenisinin yapılması için toki'nin harekete geçtiği şehir. neden bu kadar geciktiklerini hiç anlamadım.

    bence ankara'ya 2 stat yapılmalı. birini gençlerbirliği ve ankaragücü ortaklaşa kullanmalı, diğerinde ise milli maçlar oynanmalı. ayrıca bu statta süper lig'e yükselme maçı, türkiye kupasının yarı final ve final maçları ve süper kupa finali oynanmalı. ingiltere'nin wembley'i gibi kullanmalıyız bu stadı.
  • 87
    isminin kökeni hakkında bir çok akademik metin bulunan şehir.

    bu tarihi, arkeolojik ve etimolojik bulgulara göre; helen (grek) ve frig dillerinde ankyra (ancyra), hitit dilinde ise ankuwa ve ankuruwa kelimeleri ankara'nın kökeni olarak bazı tarihçilerce kabul ediliyor. fakat kesin ve net bir kanıta henüz ulaşılmış değil.

    kesin ve net olan şey: "asya'da angara var demek ki ankara'nın adı da angora'dan geliyor" cümlesinin tarih bilimiyle uzaktan yakından alakası yoktur. cumhuriyetin ilk yıllarında ortaya atılan bu teori bilim tarafından red edilmiştir.

    havası kirlidir. çok düzenli bir şehirdir. 80 öncesi önemli bir entelektüel ve eylemsel merkez olan ankara şimdilerde devlet politikalarının (12 eylül'ün önemi büyüktür), aldığı göçlerin, baskıların vb etkisi ile birlikte bu özelliğinden bir hayli uzaklaşmıştır. yazık olmuştur.

    hemen herkesin soğuk ve ruhsuz bulduğu ankara şehri ve hatta 19 mayıs stadı'nı sevmek gibi garip bir kafa yapım da mevcuttur efendim.
  • 88
    isminin kanıtlanabilir geçmişi türklerin anadolu'ya gelişinden çok eskiye dayanan başkentimiz.

    doğu roma imparatoru vii. kōnstantinos porphyrogennētos (hük. 913-959), imparatorluğun idari yapısını anlattığı ve latince'ye "de administrando imperio" (imparatorluğun idaresi üzerine) olarak çevrilen "πρὸς τὸν ἴδιον υἱὸν ρωμανόν" (oğlum romanos'a) isimli grekçe eserinde 6. yüzyılda yaşamış bizanslı coğrafyacı hierokles'in "synekdemus" isimli eserini olduğu gibi alıntılar. imparatorun eserinin 50 ciltlik corpus scriptorum historiae byzantinae kapsamında 1840 yılında bonn'da basılan nüshasının sözü edilen bölümünün bulunduğu 396. sayfasında şunlar yazılıdır;

    http://i.hizliresim.com/VDqrpB.jpg

    "galatia eyaleti, konsüller idaresinde, 7 kent, başkent ankyra..."

    imparator kendi dönemi olan 10. yüzyıldaki duruma değinirken de aynı eserin 28. sayfasında şunlar görülmektedir;

    http://i.hizliresim.com/g63OnZ.jpg

    "boukellarion eyaletinin kentleri şöyledir: ilk olarak galatia'nın başkenti olan ankyra, ikinci olarak..."

    elbette ki başkentimizin birincil kaynaklar üzerinden takip edilebilir etimolojik kökeni çok daha geçmişe dayanmaktadır fakat sadece güncel araştırmalarım gereği sadece bir örnek teşkil etmesi bakımından 1500 yıl öncesini, yani anadolu'ya gelmemizin çok daha öncesine referans göstermek mümkündür.
  • 90
    bugün düğünüm olması sebebiyle bulunduğum şehir.

    insanlar armut gibi maskesiz gezmeye devam ettiği sürece maksimumu görmeye devam edecektir. gözlemlediğim kadarıyla bu şehirde asıl virüs insanlar. biran evvel terketmem gerekiyor bu şehiri. yarın kısmetse kurtuluyorum. umarım kapmamisimdir bir seyler.

    edit: ha şimdi madem bu kadar duyar kasıyorsun neden düğün yapıyorsun diyeceksiniz. çok haklı bir soru. vermediler kızı, tüm vebal benim boynuma. çünkü türkiye'de her şey gösteriş, düğünsuz olmuyormuş. imam nikahı falan çok mühimdi, onu da yaptık. birazdan araba susletecem. evet.
  • 91
    marttan beri evden işe işten eve gidip gelen birisiyim.

    ancak iş ve ev adreslerimi dikkate alınca ulan memlekette herkes maske takıyor ne güzel diyordum.

    hatta bir istanbul seyahatimde istanbulda insanların ne kadar dikkatsiz olduğunu ankara'da durumun böyle olmadığı konusunda sitemlerde bulunduğum da olmuştur.

    ancak gel gelelim ağustos ayında pandemi sürecinde hiç gitmediğim semtlerden o ya da bu şekilde araba ile geçme durumunda bulundum.

    sokaklarda düğün mü ararsın, asker eğlencesi mi ararsın, ne ararsan var.

    yani zor toparlayacağını düşünüyorum başkentin. işimiz zor. maksimum dikkat ve özen ile umarım düzelir bir an önce veriler.
  • 92
    kendimi bildim bileli ankara’da yaşıyorum, çubuk ilçesinde esnafım yaklaşık 2 haftadır ölü şehir gibi ankara’da çoğu eğlence mekanı kapalı, ulus, kızılay gibi yerler eski kalabalığının çeyreği seviyesinde etrafımdaki insanlarda dahil olmak üzere avm, havuz, hamam gibi ortamlara gitme oranı çok düşük, benim anlamadığım istanbul gibi ankara’nın 4 katı nüfusa sahip olduğu insan kalabalığının ciddi manada olduğu, yüzbinlerce kişinin ayasofya’da namaz kıldığı, sırf turizm sektörü canlansın diye antalya gibi sahil kenarlarında dip dibe güneşlenen insanların olduğu, giresun gibi bedava çay alabilmek için miting alanını hınca hınç dolduran şehirleri nasıl geçti anlamıyorum. allah yardımcımız olsun.
  • 93
    nikahım için istanbuldan geldiğim şehir.

    tamam istanbulda da insanlar yerine göre dikkatsiz sorumsuz olabiliyor da bu ankaradaki sorumsuzluğa tahammül etmek o kadar zor ki. en çok korkması gereken yaşlardaki insanların burnu açık. maske takmayan ya da takıyormuş gibi yapan insanla dolu etraf. bir de anlamadığım nefes sadece ağızdan mı alınıyor? milletin burnu hep açık burda. dün bir dolmuşa binme gafletinde bulundum, dolmuş şoförü maskesiz, içerde dayılar dekolteli maske kullanıyolar yine burunlar dışarda, aksıran mı dersin hapşuran mı. bu tabloyu görünce de diyorum ki sanırım olması gereken bu. bu düşüncedeki insanlar belki de zayıf insanlar. güçlü,akıllı olanın hayatta kalma kuralı, belki insanlar üzerinde de böyle işliyor. resmen doğal seçilim.
  • 96
    covid-19'un gururuyla oynayıp, adını kafasına vura vura covid-06 yaptığı iddia edilen şehir. peki gerçekten öyle mi?

    en son söyleyeceğimi başta söyleyeyim, açıkçası ankara'nın durumunun şu an herhangi bir büyükşehirden farklı olmadığını düşünüyorum. hele istanbul'un 2 katı falan muhabbetini kahkahalarla takip ediyorum. şu an liseden, sokaktan görevi başında doktor, filyasyon çalışmasına katılan diş hekimi yakın arkadaşlarım var. tanıdığım insanların %99'u da ankara'da zaten. son haberlere göre ankara şu an gerçekten kötü durumda, yani hastaneye yatmam gerekse beni de yatıramayacaklarından eminler. peki diğer illerden ne haber? örneğin batman'da geçtiğimiz ay test sayısı 100 ile sınırlandırılmış, hastane tamamen dolmuş, hastalar hastanenin önünde yatıyor diye twitter'da batmanlılar gündem yapmaya çalışıyordu. batman haritası tamamen kırmızıya boyalıydı ama tüm türkiye'den sadece 800-900 vaka vardı. rabbimin mucizesi olsa gerek ne deyim şimdi. batman'da belki kırılan kırıldı, kurtulan kurtuldu haberimiz yok ki? batmanlı yazar arkadaşlar bilgilendirirse de sevinirim bu konuda. ha keza antep, konya, diyarbakır net bir bilgi alabiliyor musunuz?

    peki ankara'nın kötü olduğundan nasıl eminiz? çünkü devlette çalışıp kimseden korkusu olmayan, dünyaca ünlü doktorların çok büyük yüzdesi, türk tabipler birliği'nin genel merkezi ankara'da. dün mesela hacettepe üniversitesi hastanesi iç hastalıkları uzmanı prof. dr. mustafa cankurtaran aşağıdaki twiti attı.

    https://twitter.com/...212400109187074?s=19

    kendisini tanımıyorum ama tahmin ediyorum alanında başarılı, bilinen, bugün sağlık bakanı tepesine binse dünyanın herhangi bir yerinde çalışmaya devam edebilir pozisyonda bir doktor. dolayısıyla lafı eğip bükmeye gerek duymuyor. ölen doktor meslektaşlarını saklama gereği hissetmiyor. ama batman devlet hastanesinde durum öyle değil. çıksın oradan bir uzman hekim desin ki "batman wuhan oldu" adamın hayatını karartırlar, üstünden tüm batman'ı geçirirler. durum böyle olunca ankara'dan net bir şekilde haberdar olabiliyoruz ama ülkenin geri kalanı için aynı şey söz konusu değil.

    dahası filyasyon çalışmasının eksik ama yine de en iyi yapılan yerin ankara olduğunu düşünüyorum. kendim yenimahalle'de oturuyorum. diş hekimi arkadaşım da filyasyon çalışmasında yenimahalle'de görevliydi. her akşam soruyordum durum ne diye. sevgili bakan her gün 900 vaka açıkladığı dönemlerde ortalama 150 vaka var diyordu. sadece ankara yenimahalle'de her gün ortalama 150! peki diğer şehirlerde durum nasıl bilginiz var mı? ankara kadar filyasyon ağı güzel kurulmuş mu? ihtimal dahi vermiyorum. bu arada 2 gün önce rs fm'e bağlanan bir doktor "ankara'nın günlük vakası sayısı dün için 2000" demişti. zaten günlük tüm türkiye'de 1500 vaka açıklıyoruz. bunun hadi 900 tanesi ankara, istanbul olsa şimdi ankara'da 600 istanbul'da 300 vaka mı var? bu kadar tantananın gerçekten bu kadar vakadan çıktığına mı inanılıyor?

    neyse...görev için geçen hafta rize ve trabzon'un ilçelerine gittim, öncesinde izmir'e. size şunu garanti ediyorum ankaralılar diğer illere göre çok daha dikkatli. burnu açıkta gezen var mı? çok, dipdipe gezen var mı? çok. ama diğer illerin gerçekten pandemi ile ilgisi bile yok. kimse ankara'nın en kötü durumda olduğunu bana inandıramaz. görev için gideceğim bir kaç belediye'den 2 hafta karantina ilan ettik, gelmeyin diye yazılar geldi. iç anadolu'da, karadeniz'de onlarca ilçe, köy karantina altında ama gözümüze sokulmadığından bilmiyorsunuz (u: altyapıları takip etmiyorsunuz, genç oyuncuları bilmiyorsunuz -uğur karakullukçu mode). bursa tabip odası başkanı doç. dr. alpaslan türkkan, son 3 ayda yalnızca bursa'da 29 doktorun korona virüs nedeniyle istifa ettiğini söyledi. bursalılar haberiniz var mı?

    velhasıl evet ankara'nın durumu gerçekten kötü. ama bunu bilmemizin sebebi buradaki sağlık çalışanlarının hem efektif şekilde çalışıp hem de seslerini kesmeleri söylense bile çıkıp bas bas bağırmaları. yani yok öyle sadece ankara wuhan oldu. istanbullu, izmirli, antepli, konyalı, diyarbakırlı renktaşlarım lafım size; siz de yanıyorsunuz*, ankara'nın durumu türkiye'nin özeti.

    edit: kayseri'de sistem kilitlenmiş, limit aşılmış, dochtour arkadaşımız bildirdi.
    edit 2: haydioglumpopescu diyarbakır'da durumun ankara'dan farksız olduğunu bildirdi.
    edit 3: çorum ve ordu'da yoğun bakım üniteleri doluymuş. galatasarayefendisi ve ripcity bildirdi.
    edit 4: gazi üniversitesi hastanesi başhekimi prof. dr. mehmet arhan, "şu anda yoğun bakımlarımızın doluluk kapasitesi yüzde 100." açıklaması yaptı.
    https://abcgazetesi.com/...alar-yogun-ba-357632
  • 99
    covid-06 ve vuhan şeklinde anılması gayet yerinde. ankara'da çalışıyorum kurumda her gün vaka var, mahallede ekipler geliyor vs. istanbul'da arkadaşlarım bizde vaka yok diyor çünkü orada şirketler vs çok daha bilinçli beyaz yaka ya işe gitmiyor ya uzaktan çalışıyor. buradaki memurlar düşük profilli elinde sigara hala avel avel geziyor, servisler dolu serviste maske tak diye kavga ediyorsun. maske takmayan sayısı cok. imkanım olsa tası tarağı toplar 2-3 ay gelmem.
  • 100
    2007'de üniversite okumaya geldiğim, ne üniversitemden ne de kendisinden kopamadığım başkentimiz. eşimin ofisinde bir kişiye covid-19 tanısı konduktan sonra dün yaptırdığımız testlerin negatif çıkmasıyla henüz ankara'daki covid-19 bilançosunda katkımın olmadığını ifade edebilirim. akademik hayatın rahatlığı sayesinde işe gitmeyerek önlem alabiliyorum ancak özel sektörde çalışan eşim nedeniyle aldığım önlemin sonuca etkisi olacağını düşünmüyorum. adı konmamış sürü bağışıklığı denememizin sonuçlarıyla er ya da geç yüzleşeceğiz. halk olarak bu durumun altında ezilen yine biz olacağız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın