• 3280
    bok gibi bir statdır. afedersiniz ama benim maç izleme zevkimin içine edilmiştir. nerde ali sami yen kapalısı nerde türk telekom arena'nın herhangi bir tribünü. ulan hiç mi aklınız yoktu fenerbahçe kadıköy'ün beşiktaş semtinin göbeğinde top oynarken dağ başına gittiniz. stat etrafında en ufak bir vakit geçirme, toplanma yeri yok. fenerli olsam saat 1 de caddeye iner maç saatine kadar kalamış olsun şaşkınbakkal olsun vakit geçirir maça giderim. beşiktaş desen kazanda, ortaköyde takılır maçıma giderim. yürüyerek. şölen gibi. bu stat yalandan bir stat arkadaş. kimse bana hikaye anlatmasın. stat içi tribünler arası koordinasyon neredeyse imkansız. bu statda herhangi bir yeni bestenin hayata geçirilmesi neredeyse imkansız.

    ali sami yenim öylemiydi be. şehrin göbeğinde. tribünler iç içe. bir başlardık hani o hastaneye taşındığınız günlere kasap gökhan eşliğinde. olurdu sana beste. ah ulan ah fena kazık yedik.
  • 3283
    üstünün kapatılıp kapatılmayacağı hala belli olmayan stattır. toki ilk başta kapatacaktı, sonra kapatamayız dediler. adnan polat kapatacağız dedi, o da kapatamadı. şimdi sıra ünal aysal da. eğer stadın üstünü kapatırsa ve galatasaray şampiyon olursa efsane başkanlık mertebesine bile yükselebilir. en azında bir dahaki 2-3 seçimden tek aday olarak çıkar.
  • 3285
    25 milyon taraftari oldugu halde, 30 bin aslanin zar zor doldurdugu galatasarayimin yeni yuvasi, yeni mabedimiz. hali hazirda yukarida cok biy biy yapildi, yoldu metroydu, insaattan halliceydi falandi filandi. size sadece bir karsilastirma yapicam ki, bazi seyler kafalara dank etmekle kalmasin adeta cakilsin. cok kisa bir sekilde alman taraftar profilinden bahsederek lafima baslayayim. bayern münih gercegini bir yana koyarsak, almanlarda bulundugu kentin takimini tutma egilimi cok yüksektir. misal gecen sezonun sampiyonu borussia dortmund un bulundugu sehir disinda taraftari pek bulamazsiniz. iste zurnanin tabiri caizse zort dedigi yer de burasidir birader. düsünün ki, dortmund 580 bin nüfuslu bir sehir ve borussia dortmund un 50-55 bin ortalama kombine kartli seyircisi var. basit bir hesapla, dortmund da yasayan her on kisiden birinde(bakin futbol ile ilgelenen ilgelenmeyen diye ayirmadim bile) kombine kart var ve bu arkadaslarin müthis bir taraftar kültürü var. nerede isliklanacak, ne zaman tezahürat yapilacak, hakem ve rakip nasil baski altina alinir cok iyi biliyorlar. gelelim bizeee. cevre illeri gectim, dünyanin en güzel sehri istanbulumuzda kabaca en az 4 milyon galatasarayli oldugunu varsayalim, hadi bunlarin yarisi öyle pek maca giden insanlar olmasin, hadi geri kalan 1 milyonu da cocuk ve kadinlar olarak sayalim. yahu en az bir milyon renktas var, hadi onunda yarisi maddi olanaklar yüzünden gidemesin, kaldi mi elimizde 500 bin aslan parcasi. ve bu 500 binden sadece ve sadece 30 bin kombine bileti. o kadar sagindan solundan kirpip durumu anlasilir kilmaya calistim ama hesap ortada sonuc ortada. takimiza gercekten gönülden baglimiyiz? yoksa hersey sadece lafta mi? bu karsilastirma ve vicdan muhasebesi sonucunda kararinizi siz verin...
  • 3292
    san siro'yu, barnebau'yu, vestfealen'i görmüş, fenerbahçe stadı'nı kıskanmış biri olarak yazıyorum. bizim arena bu gördüğüm,, görmesem bile bildiğim stadyumlara nal toplatır. arena'da her maça 5.2500 kişi maça gelsin, razıyım takım her maç 10 kişi oynasın. burada galatasaray berabere kalırsa o maç oynayan takımı toptan katlederim, ya da ben o stadın ortasında kendimi yakarım. aynı zamanda şöyle de bir iddiada bulunurum, bu stadyum fenerbahçe maçı dahil, hiç bir zaman tıklım tıklım olmayacak. en azından kısa vadede bu mümkün görünmüyor.

    herhalde dünya'da, stada bu kadar kolay gidiş yoktur. gerçi gidenler aynı dakikada gitmediği için bana öyle geliyordur. ben ne zaman gitsem, nevizade'de içiyorum, sonra taksim'den metroya biniyorum, bir bakıyorum 15 dakika sonra aslanlı yoldayım. hayranlıkla yeni mabedi seyrediyorum ve tribüne çıkıyorum. 40 senesini ali sami yen'in sidikli tribünlerinde geçirmiş biri olarak kendimi arena'ya uyarlamaya çalışıyorum. bir de ne göreyim, ben girdiğimde ki 30-40 dakika var maçın başlamasına, çapulcu tribünü bile bom boş. oysa ki taraftarın sahaya çökmesi, takımını forseye hazırlaması işte tam bu dakikalardır. isınmaya çıkan kendi takımını ne kadar güçlü motive edebilirsen, diğer takımı o kadar ürkütmüş olacaksın. bu gidişle arena'dan kimse ürkmeyecek, zaten ürken de yok. şu kadar maç oynadık, hiç bir büyük maçı kazanamadığımız gibi, evire çevire yendiğimiz bir takım yok.

    taraftar bu stada gitmez arkadaş. daha doğrusu elinde kombinesi olanlardan kimi şu maça gider, kimi bu maça, dolayısıyla tamamı hiç bir maçta olmaz. iddia ediyorum, olimpiyat stadından gelmek, arena'dan gelmekten çok daha kolaydır. maçtan en son çıkan kişi en az 1.5 saat sonra stadyum mahallinden ayrılmış demektir. yürüyerek dağılmanın imkanı yoktur. eğer araban yoksa, stadı terk etmenin tek yolu metroya binmektir. metroya binmek, maden ocağının dibine gitmekle aynı orantılıdır. kapasitesinin çok üstünde insan, salkım saçak yerin dibine girmekte, ve mutlaka aksayan trafikte yolculuk yapmak zorundadır. misal ben, şu son maça gitmediysem, sebep dönüş eziyetidir. ben eziyeti bahane edip gitmiyorsam en az 10.000 kişi daha vardır benim gibi düşünen.

    inönü stadından en son çıkan kişi en fazla 10 dakika, kadıköy'den 4 dakikada kendini sokakta bulur. istediği yere dağılır, gider. bizde ise en az 1 saat daha beklemen lazım. şimdi mevsim müsait, sağda solda metronun boşalmasını bekle, yarın seyrantepe ayazında ne yapar bu taraftar? henüz arabayla gitmedik, gideni de duymadık. bildiğimiz 30 lira otopark parası varmış. bilet fiyatından pahalı otopark. gördüğüm kadarıyla da arabayla bile gitsen mecidiyeköy'e gelmen en az 1 saat sürer. bu eziyete katlanmak için de takım lazım. futbolcu lazım. taraftarı tribüne koşturacak, bütün dünya'nın tanıdığı büyük futbolcu lazım. galatasaray sezona başlarken, yabancılarının tamamını değiştirdi. gelenlerden, hiç kimseyi yolda görsem tanımam. beni coşturacak, galatasaray'a banko bahis oynatacak tek bir futbolcu yok kadroda.

    melo var ya diyen çıkar. var tabi, 4 maça baktık, 4 maçın da en büyük futbolcusu pitbull. ama geldiğinde bir çok arkadaş bidon demişti kendisine. hatta lorik cana'yı değişmeyen vardı ve haklıydılar. aynı ribery geldiğinde olmuştu böyle şeyler. millet anelka'yı getirirken, biz ucubet garibesini getridik. bir de baktık ki adam ferrariymiş. hiç kimseyi almayıp, bir tek drogba'yı alsalardı, tribünler şimdikinden çok daha fazla dolardı.

    ha, bizde yok da millette var mı? maçlar gazozuna, amacı yok aslında bir bakıma. playoff'a dahil olacak 4 takım belli. maçlar o zaman başlayacak, bana göre oynanan maçlar hazırlık maçı üzerinde bile değil. değişen bir şey yok yani. maçı pazarlamaktan bir haberler diyeceğim o da değil. amaç maçın biletini geçirmek ise, geçirdiler zaten. hiç kimse maça gelmese daha iyi onlar için.

    bir de rezalet bir ses sistemi var arena'da. doğal olan tribün sesi, taraftarın sesi ne kadar yoğun ve net duyuluyorsa, taraftara söylenen hiç bir şey duyulmuyor, anlaşılmıyor. kadrolar sayılırken bile kimse anlayamıyor sayılan isimleri. son oynanan eskişehir maçında, deplasman taraftarı bando sokmuş içeri. biz eskişehir'de düdükle bile içeri giremeyiz. bando çalmaya başlayınca bizimkilerin sesi duyulmaz oldu. kazayla eskişehir öne geçse bizimkiler tamamen iptal olacaklardı. bizim çocuklardan biri saksafon çalar, geçen maçta, nevizade'de çaldı, hem içtik, hem söyledik. maça getirmeye korktu içeri almazlar diye, arabaya bıraktı. haklıydı, kesinlikle içeri almazlardı, eskişehirspor'un bandosunu içeri alanlar, onun saksafonunu polis miğferine bıraktırırlardı.

    bu bir paradokstur. takım güzel futbol oynayacak, taraftar coşacaktır. ya da taraftar gelecek coşacak takımı koşturacaktır. galatasaray tarihinin en güzel periyodu 96-2000 yılları arasıydı. hiç bir maçta ali sami yen dolmamıştı. ortalama 8.000 kişiye oynanırdı maçlar. o maçları kaçıranlar, gitmeyenler, şimdi, tek forvetli sıçan gibi oynayan takımı seyretmek durumundalar.

    takımda başlangıçta büyük futbolcu yoktu. şu ana kadar büyüyen melo oldu. yetmez, yarın atılır, sakatlanır, ceza alır yine ayhan'a kalırız orta sahada. ali sami yen taraftarı zaten orada, sorun yok. biz diğer 20-25.000 kişiyi arıyoruz. henüz ortada yoklar, onları bizim gibi hastalık sahibi yapmak için büyük oyuncu lazım, hadi olmadı, eldekilere büyük oyun oynatmak lazım. 90 dakikanın 60 dakikasını rakip takım 18 inde oynayamayan galatasaray asla arena'yı arena yapamayacaktır. bunun en somut göstergesi bahislerde galatasaray'a her maç1.05 yazacaktır. işte o zaman bu stad konforlu bir cehenneme dönüşecektir. şimdiki hali ise altından şarap ırmakları geçen, hurilerle dolu bir cennettir.
  • 3294
    ilk milli maçlar sonunda galatasaraylı olmayanlar bir daha gelir mi bilmiyorum ama almanya maçında büyük bir boşluk olursa stadda ve o maçı da kaybedip euro 2012'ye gidemezsek o zaman oturdukları devlet koltuğundan atıp tutanlar ulaşım için seferber olacaktır. yanındaki hastane bitince de tamamen ulaşım sorunu çözülecek diye düşünüyorum. tabi burası türkiye. tam tersi de olabilir. bu sadece bir düşünce. bir de metro 3 tane olacak deniyordu geçen yıl bu zamanlarda. onu da nasıl yaptılarsa 30 dakikada bir metro geliyor.
  • 3295
    gökmen özdemir'in vatan gazetesinde yayınladığı habere göre türk telekom arena'nın yollarının tamamlanması için başbakan ve spor bakanından randevu alamayan galatasaray yönetimi ali dürüst aracılığıyla ışın çelebi'yi aramış. bu konuda yardımcı olması istenmiş ancak işın çelebi inan kıraç'ı üyelikten atmazsanız birşey yapamam demiş.

    belli ki hükümet tarafından stad açılışının bedeli, eski yönetim tarafından da görevden alınmalarının bedelini galatasaray'a bu şekilde ödetmek için el birliği yapılmış. veya her ikisi de kendi hesabının peşine düşüp galatasaray'a bedel ödetmeye çalışıyor. eski yönetim zaten allah'tan bulmuş bulacağını onlara birşey demeye değmez. ama spor bakanlığının böyle bir davranış sergilemesi sözün bittiği yer..

    biz elmander , sabri derken ne kadar sinir bozucu şeyler dönüyor. siyasi mesaj vermek istemiyorum ama ben bunu unutmayacağım!

    bu arada haberin doğruluğunu sorgulayanlar için bir not, trt spor'da bu akşam ışın çelebi'yle yapılan telefon kaydı dinletildi, kendisine bunlar soruldu. hiç birini yalanlamadı. ayrıca gökmen özdemir'in ne kadar güvenilir biri olduğunu bilmeyenler için söyleyeyim; gökmen özdemir yalan haber yapmaz.

    http://haber.gazetevatan.com/...cilsin/402701/5/Spor
  • 3297
    --- alıntı ---

    bugün galatasaray spor kulübü başkan yardımcıları refik arkan ve adnan öztürk ile galatasaray sportif a.ş. genel müdürü ebru köksal, gençlik ve spor genel müdürü mehmet baykan’ı ankara’da makamında ziyaret etmişlerdir.

    ali sami yen spor kompleksi türk telekom arena’nın ulaşım sorunlarının konuşulduğu toplantı neticesinde gençlik ve spor genel müdürü sayın mehmet baykan, sıkıntıların ivedilikle giderilmesi için genel müdürlük üst düzey yönetimini görevlendirmiştir.

    ilgili birimler, 7 ekim 2011 cuma günü oynanacak türkiye - almanya milli maçı öncesinde stadımızı ziyaret edecek ve incelemelerde bulunacaklardır.

    kamuoyuna duyurulur.

    galatasaray spor kulübü

    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/11265.php
  • 3300
    bugün öğleden önce kombine almaya gittiğim güzide stadyumumuz. geçte olsa doğu blok üst kattan sonunda kombineyi kaptık arkadaşla. sadece doğu alt ve orta tribünleri açık bırakmışlar gezip görmek için. halbuki kiraladığım koltuğa oturup stadı nasıl göreceğimi bilmek en doğal hakkımdı diye düşünüyorum. malesef 16 ekim 2011 galatasaray bursaspor maçında bunu öğrenebilicem.yarım saat arkadaş gelene kadar farklı farklı koltuklarda oturup hayallere daldım. gerçekten takım hakettiği yerlere geldiğinde rakip oyuncu ve taraftarlar için gerçek bir cehennem olacak. bu sene hep kombine satamadığımız konuşuluyor ama satışı yapan arkadaşın bilgisayardan gösterdiğine göre neredeyse yer kalmamış. sanırım büyük bir kısmı bilete ayırmışlar. çok az yer vardı seçenek olarak. hani kombine satamıyorduk deyince ilk etapta cevap alamadık. sonra geçen seneden satılan 1,5 sezonluk kombineler, bu sezon satılanlar ve biletixe ayrılanları çıkınca bunlar kalıyo deyip kendini de bizi de ikna edemedi sağolsun. bizde fazla uzatmadan işlemlere başladık. kale arkası fiyat olarak ilk tercihlerimizdendi ama geçen haftaki eskişehir maçında kale arkasından diğer kalede olan biteni zar zor görebildiğimizi hatırladık. bir çılgınlık yapıp aldık bakalım 2 katı fiyatına doğudan. geri nasıl ödenecek hiç düşünmedim. stada girince gözüm döndü resmen. dışardaki eksiklikler her nekadar yavaş tamamlanıyor olsada içerde büyük bir keyif sürmemek için bir bahane yok gibi. en büyük sıkıntı şu an hala ulaşım. ellibinden fazla insanın ne şekilde gelip gideceği düşünülmemiş gibi. stad açılalı on ay oldu ama devletten ulaşım konusunda henüz destek isteniyor. metroyla geliş tam bir çile. gelmekle bitiyormu, tabiki hayır. asıl bomba çıkışta. o turnikelerden çıkmak için şanslıysanız ortalama yirmibin kişinin arkasında sıra bekliyorsunuz. çıkışta niye bu eziyeti yaşıyoruz derken turnikeden geçince jeton düşüyor. metroda yine bir izdiham. bu seferki daha çılgınca. stada 2-3 saatte yavaş yavaş gelen insanlar bir anda çıkmaya çalışıyor. arabanızlamı geldiniz? hoşgeldiniz. yolun diğer tarafındaki yeni otoparka güzel güzel giriyorsunuz. gelişte sıkıntı yok. çıkışta ise metroya bineceklerle aynı eziyeti yaşayıp dünyanın en saçma stadyum-otopark geçişiyle karşı karşıyasınız. iki tane asansör ve bir tane daracık merdiven. oraya okadar dar bir merdiveni kim tasarladı, kim projelendirdi, kim onayladı ve kim yaptıysa çatalına kaşığına kadar millet ileri ve daha ileri şeyler söylüyor haberleri olsun. arabanıza nihayet ulaştınız. burada bitiyormu peki, tabiki hayır. malesef bizim o tasarlayan, çizen,onaylayan ve yapan arkadaşların başka bir icadıyla karşı karşıyasınız. o da, 3000 araçlık otoparkın çıkışı sadece tek şerit. bütün sürücüler sabırsızlıktan araçlarını hemen oradan çıkarma peşinde. ortalık tam bir çingene düğünü. eğer yalnız değilseniz ve galibiyetle çıkmışsanız maç sonu değerlendirmeleri ve geyiklerle bir yere kadar güzel ama tam tersi durumda çok can sıkacaktır. henüz belediye otobüslerini kullanmadım. umarım sayı ve sefer konusunda tam anlamıyla hizmet alırız. yoksa ne metro seferleri daha sık hale getirilir ne de otopark giriş ve çıkışları yıkılıp düzenlemeler yapılır. zaman geçtikçe hala ulaşım sorunları konuşulmaya devam ediyor ve bu konu kötü bir etiket olarak stadın adına yapışacak. nasılki olimpiyat stadı çok rüzgar alıyor eleştrisini üzerinden atamıyor, bizim stadın üzerinde de atamayacağı bir etiket olacak. çok ciddi adımların atılması lazım, çok çok ciddi. 10 yıl sonra kombine alıp bu entrymi okuduğumda ne düşünücem çok merak ediyorum.

    birde merdivenden 4-5 kat çıkıp otoparka giderken o ışığı kim kapatıyorsa... (bkz: çatal kaşık muhabbeti)

    http://tinypic.com/r/auusco/7
    http://tinypic.com/r/5yt460/7
    http://tinypic.com/r/25frkfo/7
    http://tinypic.com/r/263kfom/7
    http://tinypic.com/r/2lavnd4/7
App Store'dan indirin Google Play'den alın