türkiye ve doğal olarak maça giden her galatasaraylı için saatli bir bomba durumundadır şu an. daha önce bahsetmiştim, (bkz:
#755441) stad bitmiş gibi ama ulaşım ve özellikle de maç çıkışları ciddi anlamda bir tehlike arz etmekte şu haliyle.
anladık, başbakan yuhalandı diye bu işleri yapmayacaksınız, bari çıkıp bunu söyleyin "devletin, toki'nin bu stadyumla olan işi bitmiştir, kalan işleri yol, köprü vs. ne iş varsa da yapmıyoruz aga" diyin de kulüp başının çaresine baksın. yarın bir gün orada 5-10 ya da 50-100 kişi hayatını kaybederse eğer, bunun sorumlularının kim olduğunu bilmek herkesin hakkı. çekeceğiniz vicdan azabını da
* siz düşünün artık.
ulaşım konusunda saatli bomba demiştim, çünkü; dünyanın herhangi bir yerinden bu stadyuma maç izlemeye gelecekseniz eğer metrodan başka şekilde stada ulaşma imkanınız yok. aracınızla stadyumun yakınına mesela stadın karşısındaki seyrantepe meydanı'na kadar gelseniz dahi yine oradan metro girişini kullanarak (ya asansörle ya da daracık merdivenlerden 6-7 kata aşağı inerek) stada ulaşmaktan ve sizi stada götüren uzun bir yoldan sonra çıkacağınız tek bir kapıdan başka şekilde stada ulaşmanız mümkün değil. neyse ki herkes maça aynı saatte gelmediği için çekilen eziyeti kenara bırakıyorum, ölüm ya da yaralanmaya sebep olabilecek bir olay olma ihtimali daha düşük.
ancak, maç bitince ve haliyle insanlar stadı aynı anda terk etmeye başladığı zaman ciddi bir tehlike var ki, beni asıl korkutan da o işte.
şimdi soruyorum,
stadyumdan çıkınca metro girişinden hemen önce bir saniye kadar açık tutulup ardından 5-10 dakika arası kapalı kalan, yani metronun kapasitesine göre parça parça insanları aldığınız o tek kapı önünde binlerce insan biriktiği anda, o kapıyı geçtikten sonra aslında metroyu kullanmayacak olup, gerek aracı ile gelmiş, gerekse de yolun karşısına geçip otobüs, minibüs, taksi vb. şekilde evine gidecek olan ama bu yoldan gitmeye mecbur edilen binlerce taraftarın asansörlere tıklım tıklım doluşup (ki şahsen hayatta kullanmam o asansörleri) ya da 6-7 kat daracık merdivenleri çıkarken ve en önemlisi metroyu kullanan insanların bir vagona dışarıdan itilerek sokularak doldurulduğu ve içeride insanlar arasında havada asılı şekilde, bir yere tutunmaya gerek dahi duymadan, balık istifi, havasız şekilde yolculuk ederken allah göstermesin ama bir olay, kaza vb. bir şey olsa ne yapacaksınız? o karanlıkta duvarlardan atlayıp, taş, toprak, çamur içinde dağ, tepe tırmanıp stadın yanındaki yola veya seyrantepe meydanı'na ulaşmaya çalışanları (ki şahsen ben de onlardan biri oluyorum genellikle) saymıyorum bile.
mesela, metro merdivenlerinde en ufak bir kavga, izdiham çıkıp panik durumu oluşsa, asansörlerden birinde bir sorun olsa, metroda binlerce insan evine gitmeye çalışırken yine bir kavga, izdiham ya da bir arıza, yangın ne bileyim bir olay olsa onlarca kişi orada ölse, yaralansa hiç mi vicdanınız sızlamayacak. kaldı ki bu imkanlar orada mevcut ve istense, mesela başbakan'ın biricik takımı var ya hani o şakacılar olsa, çok kısa sürede bitmiş işlerdi. zaten hepsinin planlaması yapılmış, başlangıç aşamasında da olsa uygulamaya geçilmiş ya da geçirilmek üzere olan ama açılış gününden sonra durdurulmuş bir kısmı inşaat halinde bırakılmış, kısaca şimdiye kadar rahatlıkla bitirilecek ve bitirilmesi gerekli iken bir yuhalama yüzünden olduğu gibi bırakılmış durumda. her yönüyle "şaka" gibi.
bu kulübün tarihi boyunca yediği en büyük kazıklardan biridir bu stadyum bana göre, bunu yukarıda yazdığım sebeplerden dolayı filan da söylemiyorum. en başından beri istememiştim zaten ama sonuçta bir taraftar olarak ben istesem n'olur, istemesem n'olur. öyle ya da böyle bi'şekilde aldılar mecidiyeköy'ü elimizden ki bu apayrı bir tartışma konusu olur ve ben hiç onlara girmeyeceğim şimdi.
ama atıyorum, bakın "atıyorum" dedim; bugün çıkıp ünal aysal ve yönetim gerek bu ulaşım konuları, gerekse de sözleşmedeki yerine getirilmeyen eften, püften bazı maddeleri gerekçe gösterip, tüm ihalenin iptali için mahkemeye başvursa ve "biz vazgeçiyoruz, alın stadınızı geri, sonuçta bir allah kuruşumuz da (!) yok nasılsa, ülke güzel bir tesis kazanmış olur vs.", kısaca hodri meydan, taraftara da dönüp, "yıldızları satıyoruz, transfer yapmıyoruz, alt yapıdaki takımla devam ediyoruz ama mecidiyeköy'e stadı biz yapıyoruz, üç, beş sene başarı beklemeyin dese" gördüğüm yerde eline ayağına sarılır, omuzlarımda taşırım kendisini. ister iki, ister üç kaç sene sürerse sürsün olimpiyat stadı'na gitmeye razıyım ben şahsen.
bakalım o zaman ne olacak, başbakan allah kuruşunuz yok dediği ama devletin kasasına ("!") koyduğu milyonlarca allah euro'sunu geri verip, stada karşılık aldığı araziyi üstelik boş hali ile yine eskisi gibi, aynı şartlarda (49 ya da kaç yıllıksa kiralık, sadece stad yapmak amaçlı) galatasaray'a iade edebilecek mi acaba. hiç sanmıyorum. geri vitesin kralını göreceğimiz kesin olduğu gibi yapılacak ne varsa anında yapıp teslim ederler üstüne de. az önce de yazdım atıyorum diye, zira bunca zamandan sonra artık bu işin geri dönüşü olmaz, keşke olsa ama geçti artık.