resim
Ali Yıldırım Koç
Görev:Başkan
Takım:Fenerbahçe
Yaş:57
Uyruk:Türkiye
  • 1931
    ''koç'' soyadı ile doğmaktan başka herhangi bir vasfı olmayan vasat kişilik.

    ailesine rezil rüsva olduğu yetmiyormuş gibi, tüm dünyaya da rezil olmamak adına elindeki bütün kozları kullanarak takımını şampiyon yapmaya çalışan şahıs.

    siz masa başı oyunları çok iyi bilirsiniz.

    ama şunu bil ki; önümüzdeki sene seni sadece acun'a değil, bütün televizyon kanallarına çıkartıp dilencilik yaptırmayan ne olsun!
  • 4496
    ali koç ilk zorlu buluşmasından sonra yine bu görüşmeyi yapabiliyor ve sızacağını da bile bile. oyun bilinenden çok daha derin ve büyük. dönen oyunlar, güç zehirlenmeleri, pazarlıklar, kazanmak için her şey mübah mantığı vs. biter mi ben şu anda maalesef biteceğini hiç zannetmiyorum. bitecekse, ya ali koç gidecek, ya tff ve mhk kurullarındaki içeride ki adamları yerlerinden edilecek* ya da şu an ki iktidar değişecek ya da bunların hepsi. biz sadece bu sene mi anormal doğrandık? tabiki de hayır. kaç senedir tff başkanı değişiyor mhk başkanı değişiyor ama sonuçlar değişmiyor ve hesaplar kitaplar bitmiyor. erden timur'un elinde neler var bilmiyoruz fakat inşallah abdurrahim albayrağın var kayıtları mevzusuna dönmez. önceki 7-8 seneye tekrar dönüp bakarsak doğranmamız bu senedekilerden az değil, sadece bu sene ki öyle böyle değil. içerden gol yemedikçe ve hayatlarında eğer zaafları varsa ve oradan bir şey yakalanıp servis edilip yerlerinden edilmediği sürece dokunulmaz olarak kalacaklar gibi duruyor.
  • 6724
    fatih altaylı'nın kendisine bir açık mektup yazıp yerden yere vurduğu şahıs... sadece şahıs. başka bir şey değil gözümde. söz konusu yazı aşağıdadır. biraz uzun ama fena eğlenceli bir galatasaraylı gözünden bakınca.

    --- alıntı ---
    fatih altaylı'dan, ali koç'a açık mektup:

    "sayın ali koç,

    size yazdığım bu satırlara “sayın” diye başlamamın nedeni siz değilsiniz.

    ailenizin, dedenizin, babanızın, ağabeylerinizin türkiye için yaptıklarıdır.

    siz benim için bırakın “sayın” olmayı, yok hükmündesiniz.

    tavrınız ve yaptıklarınızla benim değil ancak psikoloji hatta psikiyatrinin ilgi alanına girersiniz.

    ve emin olunuz ki, bu yüzden size bu satırları yazmama kararı almıştım.

    ama yine de kendinize gelmeniz için birilerinin sizi uyarması gerek.

    ali koç bey, siz de, ben de ve herkes de biliyor ki, sizin hayatta şahsi hiçbir başarınız yok.

    rahmetli dedenizin yarattığı, babanızın yaşattığı, kardeşlerinizin büyüttüğü bir servetin varisi olmaktan öte bir değer de yaratmadınız.

    büyük ihtimalle de, varisi olduğunuz holdingin yöneticileri de bunu gördükleri için, aile şirketinizde dahi kritik bir pozisyona layık görülmediniz.

    bu yüzden de bir ömür boyudur mensubu olmaktan gurur duyduğum camiama yönelik ağır hakaretleriniz ve haksız ve terbiyesiz ithamlarınıza karşı yazmayı vadettiğim bu satırları yazmaktan vazgeçmiştim.

    değmezdiniz.

    psikolog acar baltaş çok bilinen bir konuşmasında bakın ne anlatıyor:

    “bazıları çocuklarına bir özgüven aşılamaya çalışıyor, özgüvenle her şeyin çözüleceğini öğretmekle çocuk yetiştirilebileceğini zannediyorlar. istemekle ve kendine güvenmesini sağlamakla sorunların çözüleceğini zannediyorlar. bakın etrafınıza, bunlar sahip olmadıkları özelliklere sahip olduklarını düşünürler, sahip oldukları özellikleri abartırlar ve işler kötüye gittiği zaman başkalarını suçlarlar. bir hayatın içinde başarısızlık, hayal kırıklığı, düştüğü yerden kalkmak yoksa o hayat mantar bir hayattır. o hayatın hikayesi yoktur. düz giden bir hayatın hikayesi olmaz. hayat başarılar değil, başarısızlıklardan öğrenilir. başarısızlık yoksa, kayıplar yoksa, düşerek, kaybederek öğrenmek yoksa hayat da yoktur. hayatın hikayesi de yoktur. bunu öğrenmemiş olanlar yok mudur, vardır elbette. bunlar işte patron çocuklarıdır. hepsi değil ama çok büyük çoğunluğu hayatında bir zorlukla karşılaşmamış, her istediği olmuş, olmadığı zaman öfke nöbetleri geçirmiş insanlardır. bunlar insanlara değer vermez ve kolay harcarlar.”

    bu sözler benim size yönelik bir şey söylememe gerek bıraktırmayacak kadar açık bir tarif içeriyordu.

    ötesini söylememe gerek yoktu.

    sizin işiniz benimle değil, psikologlarla olabilirdi. sizi onların eline bırakmak daha doğru olurdu.

    ama anladım ki, birinin size bir ayna tutması gerek, birinin size bazı gerçekleri hatırlatması gerek, çünkü parasal gücünüz hekimlerin bile size gerçeği söylemesini engelleyecek kadar fazla.

    ve bu iş bana düşüyor.

    ali bey,

    çok büyük bir spor camiasının başındasınız.

    kendi başarılarınızdan değil, soyadınızdan ve aile büyüklerinin başarılarından ve servetinizin büyüklüğünden dolayı orada olduğunuzu siz de, ben de ve sizin için ne acı ki, bütün toplum da biliyor.

    soyadınız koç olmasa idi, fenerbahçe spor kulübü’ne başkan olamayacaktınız.

    gün gibi aşikar.

    ve şimdi kendi başarısızlığınızı örtbas etmek için, birbirine saygılı iki rakip olan iki büyük camiayı, birbirine düşman etmeye hakkınız yok.

    o iş sizi de, taşıdığınız soyadını da aşar.

    keşke rahmetli ağabeyiniz mustafa koç hayatta olsaydı da, size anlatsaydı.

    en az sizin kadar iyi hatta muhtemelen sizden daha iyi bir fenerbahçeli olan ağabeyiniz, yıllarca galatasaray forması ile galatasaray binicilik takımı’nın sporcusu oldu, galatasaray forması altında kupalar kazandı.

    yönetiminizde olan bazı kişilerin galatasaray spor kulübü üyesi oldukları da bilinen bir gerçek.

    çünkü biz asla düşman olmadık.

    ne sahada, ne dışarda.

    ben galatasaraylıyım, sizin o “malum camia” dediğiniz camianın üyesiyim ama en yakın dostlarımın bazıları sizin kulübünüzün üyesi.

    muhtemelen, siz doğmadan önce üyelerdi üstelik.

    ilk aklıma gelenler, satvet çiftçi, ekber onuk, faruk bayhan, yönetim kurulunuzdaki ergun özen, hamdi akın ve adını burada saymadığım pek çok fenerbahçeli dostum, arkadaşım yine yönetiminizdeki fethi pekin sevdiğim bir kardeşim ve hepsi benim için çoğu galatasaraylıdan daha değerli.

    32 yıllık asistanım gülay, fenerbahçe şampiyon olunca odamdaki koltuğumu sarı laciverte boyayacak, odamı sarı lacivertle donatacak kadar fenerbahçeli.

    habertürk gazetesini kurarken, spor müdürlüğüne sizin kadar fenerbahçeli halil özer’i oturtmaktan çekinmedim, bugün milliyet gazetesi’nin yayın yönetmeni kardeşim özay şendir yıllarca hem yardımcım hem en yakın çalışma arkadaşım oldu.

    kazanıp kaybetmek bizim için birbirimizle dalga geçip ertesi gün yine birlikte eğlenmekten ibaret.

    biz rakibiz ali bey, sizin zannettiğiniz ya da insanları inandırmaya çalıştığınız gibi düşman değil.

    biri olmadan diğerinin de değerinin olmayacağı iki muhteşem rakip.

    bu yüzden şike ile suçlandığınız zaman “fenerbahçe küme düşürülmemeli, fenerbahçe 2. lig’e düşerse 2. lig 1. lig olur” diye yazan ilk ve galiba tek kişiyim.

    galatasaraylı babaların fenerbahçeli çocukları, fenerbahçeli babaların galatasaraylı çocukları var.

    sizin de ailenizde farklı kulüplere gönül verenler var ve sizinki gibi aileler az değil ali koç.

    sizi takip edip, icabında aile fertlerimize de düşman mı olmalıyız!

    rekabet düşmanlık değildir ama siz bunu anlayacak olgunlukta olamadınız. belli ki olamayacaksınız da!

    fenerbahçe’ye başkan adayı olduğunuz zaman “müthiş bir fanatik başkan geliyor. türk sporu için zor bir dönem olacak. en fanatik bildiğiniz başkanı bile ararsınız” dedim, kayıtlarda duruyor.

    ama ben bile bu kadarını beklemiyordum.

    taşıdığınız soyadının ağırlığını hissederek, kendinizi dizginleyeceğini, taç giyen başın akıllanacağını düşünüyordum.

    yanılmışım.

    tam aksi oldu.

    ali bey, fenerbahçe kendine başkan seçti sizi. en iyi amigo en iyi başkan değildir.

    o zaman yakın dostunuz rambo okan’ı seçerlerdi başkan olarak ya da yönetiminizde yer alırdı. ama almadınız değil mi!

    çünkü aslında siz de içten içe önemli olanın amigo gibi davranmak olmadığını biliyor, yönetime amigoları değil, saygın isimleri almaya çalışıyorsunuz.

    ali bey, “galatasaray türk sporu için beka sorunudur” dediniz.

    bence türk sporu için beka sorunu olan galatasaray değil, sizsiniz.

    sadece ve sadece şahsi ikbali için ülkeye nifak tohumları eken siyasetçiler gibisiniz.

    herkesi birbirine düşmanlaştırarak arada kendi başarısızlıklarınızı örtüyor, sıkıştığınız yerde hayali düşmanlar, dış güçler yaratıyor, bitmeyen bir devri sabık hikayesi anlatıyorsunuz.

    ülkeyi bölüyor, kamplaştırıyor, düşmanlaştırıyorsunuz.

    bana nedense hep dış güçler, hayali düşmanlar yaratarak seçmenini konsolide etmeye çalışan bazı politikacıları hatırlatıyorsunuz.

    emin olun türkiye’de biraz okkalı bir savcı, biraz bağımsız bir yargı olsa 6222 sayılı yasadan yargılanırsınız.

    benim camiama “malum camia” diyerek aşağılamaya çalışıyorsunuz.

    o iş sizi çok ama çok aşar ali bey.

    malum camianın fertlerinden biri, sultan abdülaziz’in torunu, halife abdülmecit efendi’nin oğlu galatasaray lisesi mezunu şehzade ömer faruk efendi kulübünüzün başkanlığını yapmıştır. muhtemelen bunu bile bilmeyecek kadar spor kültüründen yoksun bir durumdasınız.

    o camia diye karalamaya çalıştığınız camia sizden de, sizin servetinizden de eskidir ve siz yokken de olmaya devam edecektir.

    ona buna mesnetsiz fetö’cü suçlamaları yaparken de dikkatli olmanızı tavsiye ederim.

    bir dönem türkiye’nin her yerine bulaşan fetö virüsü galatasaray’a bulaştığı kadar diğer kulüplere de bulaşmıştır, yargı süreçlerine bakıldığında hiçbir kulübün bundan azade olmadığı aşikardır.

    türkçe olimpiyatları’nın sponsoru olarak bu konuda başkalarını suçlarken daha derli toplu sözler söylemeniz yeğdir. ama başkalarını suçlayarak kendinizi aklama konusunda örnek aldığınız siyaseti burada da sürdürmek niyetinde iseniz o siyasetin alıcısı sizin kulübünüzün saygıdeğer üyeleri ve cumhuriyet’e sahip çıkma konusundaki duyarlılıklarını tüm kulüplerden daha fazla kanıtlamış taraftarları olamaz, onu da biliniz.

    gezi döneminde, sizi tutuklatmak, şirketlerinizi batırmak için plan yapanlarla bugün ele ele olmak ise başka bir kişilik analizinin konusudur ki, onu da benim değil klinik psikologların yapması yeğdir.

    ali bey, sonuç olarak “narsistik” tavrınızla benim açımdan çok kayda değer biri değilsiniz.

    ailenizin büyük bağışı ile harvard’a kabul edilmiş olmanız bile sizi ciddiye almama neden olmaz.

    ama bundan böyle sözlerinize dikkat etmenizi tavsiye ederim.

    hem temsil ettiğiniz ailenin saygınlığı hem de türk sporunun ve türkiye’nin huzuru, barışı açısından.

    tabii asıl maksadınız o huzuru kaçırmak ve barışı bozmak değilse.

    aklınızı başınıza alınız.

    herkes sizin düşmanınız değil ali bey, psikolojik teşhisi koyulmuş hastalıktan mustarip değilseniz, herkesin size düşman olmak bir yana saygı duymak istediğini ama siz bunu hak etmediğiniz için duyulamadığını biliniz!

    not: bu yazıyı gece habertürk’teki yayını izlemeden yazdım. ali koç’un halini görünce hafif bir yazı olduğuna kanaat getirdim. yazık. belli ki travmalarla dolu bir hayatı olmuş. galatasaray başkanı hakkında kullandığı ifadeyi, her hangi birini karyı kullanmak büyük bir terbiyesizliktir."

    --- alıntı ---
  • 6246
    türkiye'deki futbol taraftarlarının başarısız olmasını kabullenemediği zat. sadece fenerlisi değil cimbomlusu da öyle. tez kısaca şu: bu kadar parası var, nasıl başarılı olamıyor. benim cevabım da şu: çünkü basiretsiz, çünkü beceriksiz, çünkü bir camiaya liderlik yapabilecek kabiliyeti yok. çünkü boş teneke.

    sadece bu nisan ayında yaşadıklarımıza bir bakalım. filmi ligden çekilecem diye topladığı kongreden sonrasına saralım. kongre de rezaletti, zaten tam orada saha dışına çıktılar, orasını geçelim. galatasaray ile önünde oynayacağın iki maç iki kupa var aslında. galatasaray ligde iki puan senin önünde, kısmi bir avantajı var. hırslı olması gereken, bir şeyleri ispat etmesi gereken taraf fenerbahçe tarafı. çıkıp galatasaray'ı yenerek onlardan iyi olduğunu takımın ispatlayabilir. kaybedeceğin şeyi de 1,5 ay sonra ligde telafi edebilirsin. peki ne yapıyorsun, avrupa kupası maçı var diyip maça çıkmayıp protesto yapıyorsun. o gününü icardi ayrıca mahvediyor. yaptığın protesto dünyada bile anlaşılmıyor. korkak kaçak diye addediliyorsun. üstelik futbolcularına da galatasaray futbol takımıyla challenge yapma imkanı dahi tanımıyorsun, onların da özgüven gidiyor. ilk olympiakos maçına çıkıyorsun. dinlenmek işe yaramıyor. takımda hala eksikler var, skor olmuş 3-0, asıl kadrona dönünce de maç 3-2 oluyor. bu arada federasyon karagümrük maçını erteleyelim diyor, bunu bile reddediyorsun. olympiakos ikinci maça dinlenip çıkarken sen karagümrük'le yoruluyorsun. ikinci olympiakos maçı geliyor. maç uzatmaya gidiyor. bu sefer de teknik direktörün lig için as oyuncularını oyundan alıyor. zaten almak zorunda, çünkü takım bitik. senin sayende bitik. daha kötüsü de oluyor, penaltılarla trajik bir biçimde avrupa'ya veda ediyorsun. o yorgun takım sivas'a gidiyor, sivasspor çok da niyeti olmadan puanı kapıyor. yani avrupa için süper kupayı feda ediyorsun. lig için de avrupa'yı feda ediyorsun. ama elinde lig bile kalmıyor. neden peki? çünkü berbat kararlar alan birisin. bütün düğmeleri yanlış ilikledin. takımını fiziksel ve psikolojik olarak bitirdin. yabancı hakemi zaten geçtim, orada da çuvalladın. bu kadar aptal kararlar alan biri herkesi satın alacak kadar zengin olsa ne olur? fenerbahçe taraftarı gerçekten bu adamın mallıklarını idrak edemiyor. herkesin dilinde bir ismail kartal. sanki o gidince her şey hallolacak. o sadece bir piyon, hatta rolünü oynayan bir figüran. bütün büyük hatalar ise ali koç'un. galatasaray'ın bile topladığı 90 puan bu adama yazar. çünkü sağolsun kendi taraftarını güdecem derken bizi de bütünleştirip her maça konsantre ediyor. öyle bir zat işte.

    bu adamdan olmaz, olmayacak kardeşim. neyse bırakırsa fener batarmış. bak bu söylem bile fener taraftarını ürkütmeli. ama o akıl nerede!
  • 3661
    ahiret gününe kadar fenerbahçe'nin başında olması gereken büyük başkan.

    ödüm kopuyor istifa edecek diye. rahat rahat fener maçı izleyemez oldum, bence bir dolu bir boş yapması gerekiyor. bir hafta barcelona gibi oynasın bir hafta gerçek fenerbahçe gibi. sürekli mağlubiyet olunca istifa gelecek diye korkuyorum.

    (bkz: 30 ekim 2021 konyaspor fenerbahçe maçı)
  • 1392
    renktaşlarımın hala olayı anlamamasına şaşırıyorum, derin galatasaray kendisidir. kendisini başlangıçta fenerbahçe camiasına kanıtlamak için as başkanlık görevi yapmış daha sonra başkanlığa kadar ilerlemiştir. burada asıl operasyonu yaparak fenerbahçe'nin sonunu getirmeyi kendine hedef edinmiştir. istifa seslerin yükselmemesi için galatasaray'a sallamayı da ihmal etmemiştir. adam senden benden daha galatasaraylı.
    not: entry tamamen espri amacı taşımaktadır, dava etmeyiniz lütfen.*
  • 666
    sabah akşam milleti stadyuma topluyor sanırım bu adam. adgsdfh ya bunlar çok acayip bir camia.

    önce hafta boyu televizyonlara çıktılar, sonra seçimden önceki gün milleti stadyuma toplayıp aşık atışması yaptılar, sonra yine milleti toplayıp seçim yaptılar, sonra yine milleti toplayıp mazbata aldılar. ya tamam vizyon reis anladık, çok vizyoner adamsın.

    ulan garibim mustafa cengiz yarım günde seçimlerde seçildi, yarım sezonda takımı şampiyon yaptı bu kadar konuşmadı 1 yılda.
  • 6000
    iyiden iyiye kudurmuş olan kifayetsiz muhteris.
    korkunç paralar harcadığı, tff ve kurullar üzerinde korkunç bir baskı kurup toksik fenerbahçe’sinin şampiyonluğu uğruna hukuku ve spor düzenini çığrından çıkardığı bir sezonda bile galatasaray’ın şampiyon olacağı gerçeğiyle iyice kafada hunili bir karikatüre döndü. her gün daha da çukur bir seviyeye inmesinin nedeni bu. ne yaptıysa olmadı, olmuyor sarı kırmızı duvarı yıkamıyor.

    erden timur’a sarması da bu yüzden. 40 yaşında bir adamın 1-2 senede başardığı şeyleri büyük bir show’la başkan olup 6. sene sonunda bile eline yüzüne bulaştırdığını, korkunç bir sermayeyi hiç edip elinde 0 olduğunu gördüğü her gün ayrı bileniyor. erden timur, bu yıkık oligarkın hayallerini ve itibarını 5 paralık etti. farkında ve kabullenemiyor, çıkış arıyor bulamıyor, bulamadıkça halüsinasyonları ve dehşeti artıyor, arttıkça saldırıyor. parasını, medyasını, tüm gücünü koydu masaya ama yetmedi.

    seni ve şürekanı deli etti erden timur’lu galatasaray. bunu sana biz yaptık. unutamazsın.
  • 1733
    herkesin bildiği üzere, tbl final serisinin iç dış ayırt etmeksizin her maçında dakikalarca ergin hocaya küfürler edilmişti.

    serinin son maçında ise ceza gelmesi beklenirken bir anda ceza ertelendi ve karar daha sonra açıklandığında yeni sezona yansıtılacağı söylendi.

    bugün lig radyo'nun haberine göre maçtan önce yalı çocuğu ömer onan'ı arayıp "o cezayı şimdi verirsen bir daha kulüpten içeri giremezsin" tehdidinde bulunmuş.

    vizyoner başkanın her gün yeni bir yüzüyle tanışıyoruz.

    edit: tribün dergi de haberi paylaşmış

    https://twitter.com/...486712686415874?s=19
  • 3518
    başarılı mısınız sorusuna, sportif olarak 10 üzerinden 6 demiş fb başkanı "the tribündenatlayan". başkan sence de 6 az değil mi ya, kendi evinde bjk ts gs serilerini bitirmişsin, gsye son 2 sezonda 2 kere yenilmişsin evinde. şampiyonluğa yaklaşamamışsın, bırak onu kupanın sapı bile yok. takip etmiyorum ama 6 puanı masa tenisinde melek hu falan mı getirdi acaba.
  • 3980
    şu anda her maç 3-5 attıkları için hakemlerin doğru maç yönettiğini düşünen (çünkü aksi yönde bir durum olsa mobeselere demeç veriyor) fenerbahçe kulübü başkanı. ligin 2. yarısında futbol takımının pili bitmeye başladığında göreceğiz ki ilginç bir şekilde hakemler hata yapmaya başlayacaklar. sonrasında hiç hatası olmadığı halde* teknik direktörü gönderecekler ve bakalım bu sezon sonunda* jesus yerine kimi getirecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın