• 1
    kıytırık bir ligin sikindirik takımları. astana bile galatasaray'a nefes aldırmadı be arkadaşım. yanlış anlaşılmasın. galatasaray'ımızın her maçı bir şekilde kazanması, en büyük arzumdur. fakat o kadar vasat ki bu takımlar, bu takımlar karşısında sallana sallana maç kazanmak hatta böyle böyle şampiyon olmak mümkün.

    türk futbolunun gelişmesine mani olan en önemli etmenlerden biridir bunların çağ dışı futbol anlayışları. diğeri de hakemler. büyük kulüpler çok ağır tempolarla bu takımları kolayca yeniyor. yenemediği zaman ise devreye eyyamcı hakemler giriyor ve maçlar kazanılıyor. sonra avrupa'da elin molde'si 3 tane çakıp gönderiyor. bir kaç yıllık kulüp seni elinden kaçırıyor.

    galatasaray'ın maçları olduğunda rakip kim olursa olsun şurada hepimiz endişeleniyoruz. galatasaray'ın zaaflarını tespit etmek o kadar kolay ki bize göre. şeffaf mı şeffaf bir orta saha, savunmaya katkısı 0 bir hücum 4'lüsü varken, galatasaray'ı yenememek hakikaten marifet. nasıl beceriyorlar anlamak mümkün değil. her maçtan sonra "vay salaklar" diyorum. inşallah haftaya fener maçında da zıplar bizim çekirge*.
  • 5
    avrupa'da bazı maçlarda, ama iyi oynuyorlar yaklaşımıyla övülen ve belki benim de zaman zaman dayanamayıp övdüğüm takımlar.
    öncelikle avrupa maçları için konuşacak olursak iyi oynamak, mücadele etmek tabii ki önemli. bunu inkar edemem fakat bunlar maçları kazanmak ya da puanlar toplamak kadar önemli değil. avrupa turnuvalarında, gruplardan çıktıktan sonra iyi ya da kötü oynamanın hiçbir önemi yok benim açımdan. sonuca ulaşamıyorsak nasıl oynadığımızın ne önemi kalıyor?

    tartışılması gereken bir başka konu iyi oynadık dediğimiz maçta gerçekten iyi oynadık mı, öyle mi gözüktük?
    kanaatim öyle gözüktüğümüz yönünde. birçok takım artık sonuca ulaşmak için rakibini uyutup istediği sonucu alıyor. özellikle aşırı güç farkı olmadığında, maçı domine edecek forma veya güce sahip değillerse bunu uyguluyorlar. bir de öne geçtikten sonra geriye çekilmeleri durumu var. adamlar öne geçmişler zaten ve bilerek geri çekiliyorlar, top bizim takımlarımızda kaldığında da iyi oynadık ama başaramadık diyoruz. türk futbolu iyice 80'ler futboluna döndü. her maç tokatlanıp "onurumuzla mücadele ettik!" demek tam bir acizlik göstergesi. hadi abi ya, hadi ya!
  • 6
    eğer buraya düşündüklerimi içimden geçenleri yazarsam pilot olurum diyerek başlıyorum yazıma.
    2020-2021 sezonu özelinde değil hemen hemen aziz yıldırım gittiğinden beri kulüplerin bakın burası çokomelli (bu kulüplerin hepsi ticari amaç ve kar güden oluşumlar) belli bir zümreye hizmet etmeye başladığı ve benden olmayan bizden değildir politikası altında yönetilmeye başlandığı gerçeği ile yüz yüzeyiz. 18 yada 20 takımın hiç birinin mhk veya tff umurunda falan değil. bunların amacı açık bir şekilde iyi giden bir galatasaray varsa ayağından aşağı çekmektir. bu hakem hataları ile olur afaki verilen cezalar ile olur hiç olmadı yabancı sınırı getirirler. bir şekilde bize karşı bir birleşme var. bunu 2018-2019 sezonunda hakemlerle ilgili bildiri yayınladıklarında da yaptılar şimdi de bariz bir şekilde yapıyorlar. herkes hakem hakkında bağırsın çağırsın rize başkanı silahla vurmayı istesin, bizim maçta adil yönetim sergileyen hakemlerin kariyerleri bitsin ancak biz ses çıkardık mı ovvv herkes birden adalet arasın.
    yeter be vallaha yeter. yani bu ittifak bozulur bu düzen değişir o zaman hiç birinizin ismi anılmaz geldiğiniz çukurlara geri dönersiniz.
    kulüpler birliği ismi değişmeli fenerbahçeye yardım ve yataklık birliği olarak değiştirilmeli. ffp dersin sallamazlar yasak dersin uymazlar ama biz bakın bu yanlış dedik mi aaa olmadı galatasaray kendine çıkar sağlamak istiyor derler. kardeşim bu ateş üfleyerek sönmez 2010 dan beri de sönmedi sönmeyecek. herkesin adaleti şaşar allah ın adaleti şaşmaz.
    olur da bu sezon sonu inşallah şampiyon olarak bitirirsek bu yapılanların bir slayt olarak statta verilmesini istiyorum.
    artık sayın mustafa cengiz in dediği gibi biz rakibiz ama dostuz polyanacılığı yok. artık kan var göz yaşı var hazımsızlık var. dişe diş kana kan bir mücadele içinde olmamız şart ve evet kimseye de beyaz sayfa açmamalıyız. geçmişte yaşayanlara geçmişten örnekler vermeliyiz ancak hep önümüze ve özümüze bakmalıyız.
    galatasaray bu ülkenin aydınlık yüzüdür kültürel bir varlığıdır ve olduğu yeri sülaleden zenginlikle değil, başka bir türk kulübüne rakip olarak değil yüzünü her zaman avrupaya dönerek kazanmıştır. anamızın ak sütü gibi helaldir.
    hiç kimse bir yere ait değil ve herkes bir gün ölecek ancak galatasaray hep var olacak.
  • 8
    galatasaray maçlarına özel teşvik mi alıyorlar bilmediğim güzide(!) ligimizin güzide(!) takımları.

    hemen hepsi hayatlarının topunu bize oynuyorlar sonraki hafta tel tel dökülüyorlar. en sonuncusu dün yaşandı.* geçen haftalarda bize aslan kesilen istanbulspor bugün adana demir karşısında elek oldu. * misal fenerbahçe maçında ceza sahasında olan faulle aleyhine penaltı verilen ve bu penaltı ile sivasspor bu olaya itiraz bile etmezken bize neler neler dedi.

    o kadar rezil bir futbol ortamı var ki türkiye'de galatasaray'a karşı insan bunu da düşünmeden edemiyor. tff'si, mhk'sı, spor medyası, yayıncı kuruluşu tek bir yerden emir alıyor gibi duruyor. ligin belli başlı takımları neden buna dahil olmasın ki? hiç öyle "herkes bize düşman" kafası değil bu. yıllardır yaşadıklarımız ve hala içinde bulunduğumuz durum ortada.
App Store'dan indirin Google Play'den alın