3
http://m.bianet.org/...a-rakispor-sarapspor
--- alıntı ---
çilingir sofrasından yeşil sahalara: rakıspor – şarapspor
kimsenin birbirinin hayatına karışmadığı o eski günlerin, dünyada eşi benzeri bulunmayan bir güzelliği rakıspor ve şarapspor. 50 yıl önce başlayan gelenek 80'de aksadı, 2000'de bir maç yapıldı, ertesi yıl vali "uygun" bulmadı.
tekel, bundan 50 yıl kadar önce izmir bayraklı’ya önce rakı ardından da şarap fabrikası açmış. rakı fabrikasının çalışanları kendi takımlarına rakıspor, şarap fabrikasının çalışanları ise şarapspor adını vermiş. maçlar oynanırken çilingir sofraları kurulur, taraftarlar tribünlerde, futbolcular ise sahada hem içip hem de oynarmış.
yüksek alkollü bir masal gibi ama duble rakının bünyedeki etkisi kadar gerçek bir hikaye.
con pepe, topal süleyman, atom niyazi ve diğerleri 1964’ün aralık soğuğunda izmir’de bir meyhanede her zamanki gibi çilingir sofralarını kurmuşlardı. con pepe’nin sol ayağı protez. askerde bu ayağı donmuş ve kesilerek hayatı kurtulmuş. topal süleyman’ın ise durumunu lakabı özetliyor. alkol kana karışınca hayallere dalınır, muhabbet körüklenir, genelde ya siyaset ya da futbol konuşulur. masadaki futbol muhabbeti o kadar hararetli hale gelmiş olacak ki, sabaha kadar içen tayfa, aralık soğuğunda, tamamen çamurla kaplı sahaya çıkıp maçlarını yapmış. yaşları almış yürümüş, göbekli, zil zurna sarhoş kocaman adamları çamur içinde maç yaparken çevre halkı görünce hayli olarak olaya ilgi artmış. rakı fabrikası işçileri ve şarap fabrikası işçileri senede bir kez olmak üzere dünyanın en güzel futbol karşılaşmasını yıllar sürecek olan bir gelenek haline getirmiş.
en afilli kural: maça kesinlikle ayık olarak çıkılmayacak.
maç başlamadan saatler, hatta bir gün öncesinin gecesinden başlanarak rakıspor oyuncuları rakı, şarapspor oyuncuları da şaraplarını içmeye başlıyormuş. maçı izlemeye gelen semt halkı, eş, dost, akraba ve bu efsane olayı kaçırmak istemeyen komşu ilçe sakinleri saha etrafına çilingir sofralarını kurarak karşılaşmayı takip ediyormuş. hakem başlama düdüğünü çalmadan önce oyuncuların sarhoş olup olmadıklarını kontrol eder, yeteri kadar sarhoş olmayanları kafayı bulmaları için alkol takviyesine yollarmış. hakem, başlama düdüğünü herkesin zil zurna sarhoş olduğuna emin olduktan sonra çalarmış. hakem demişken…
maçı iyi yönetebilmesi için hakem de kafayı buluyor.
bu kıyak maçın hakemi de maçtan önce hem rakı hem de şarap içerek karşılaşmaya konsantre oluyormuş. zaten böyle bir maçı ayık kafayla yönetmeye çalışmak kuyruklu yıldızın üzerine bir duble rakı kadehi indirmek kadar zor bir şey olsa gerek.
“pislik erol, torpido hasan ve asansör levent…” lakabı olmayan oyuncu asla kadroya giremez.
50 yıllık maziye sahip, rakıspor – şarapspor maçına çıkan her oyuncunun kendi özelliklerine has bir lakabı vardı. geçmişte yapılan bir karşılaşmanın kadrosuna gülümseyerek göz atalım. rakıspor; adolf hulki, yörük mustafa, gececi metin, salhane memduh, ayı adnan, zarbo çelik, başçavuş ali, kıvırcık kamil. şarapspor ise; ruh hasan, berbat sıtkı, yorgan hikmet, yavru güngör, böcek emin, zorzo ahmet, hacı fuat, yanki mehmet, reno ahmet ve polis engin.
80 darbesi: "zor"unlu ara.
fabrikalar kapansa da, rakıspor ve şarapspor maçlarına devam etti. ama 80 darbesi karşılaşmaya uzun yıllar sürecek olan bir mola verdi.
80’lerin ilk yıllarına kadar oynanan rakıspor – şarapspor maçları o kadar meşhur oldu ki, alkolün kokusu alman rtl kanalına kadar gitti. kanal bu efsane maçlar hakkında kısa bir belgesel çekti.
milenyum'da sahaya yeniden çilingir sofrası.
karaciğer dinlendirecek, uzun yıllar süren bir moladan sonra 2000 yılında iki takım tekrar sahaya çıktı
dönemin karşıyaka belediye başkanı şebnem tabak’ın desteğiyle geleneksel karşılaşma hakem torik ismet’in düdüğünü çalmasıyla tekrar oynandı. uzun yıllar özlenen karşılaşmada tribünlerde taraftarlar, sahada hakem ve futbolcular kafaları bularak özlem giderdi, yerlerde yuvarlandı, davullar çaldı, zurnalar ise hiç susmadı.
vali izin vermedi.
bir sonraki yıl oynanacak olan rakıspor – şarapspor maçına vali izni çıkmadı, efsane mazide kaldı.
dünyanın en güzel iki takımının, belki de gelmiş geçmiş en güzel futbolu oynadıkları sahalarda bugün ya bir rant kavgası vardır ya da bölge çoktan kapılmıştır. daha önce kordon’da içki yasağı da koyan vali alaaddin yüksel’in talimatıyla tekrar gelenekselleşmesi düşünülen, 50 yıllık maziye sahip rakıspor – şarapspor maçları günümüzde mazide kaldı. bayraklı mahallesinin 2001 yılında muhtarlığını yapan necdet sivarioğulları ise yasaktan sonra tepkisiyle böyle güzelliklere karşı günümüzde verdiğimiz değeri gösteriyor “eskiden bu karşılaşmalar davullu zurnalı kutlanırdı. o zamanlar belediye başkanları ve valiler bile büyük bir ilgiyle karşılaşmayı izlerlerdi. bu müsabakanın hiçbir kötü tarafı olamaz”. (cç/hk)
--- alıntı ---
--- alıntı ---
çilingir sofrasından yeşil sahalara: rakıspor – şarapspor
kimsenin birbirinin hayatına karışmadığı o eski günlerin, dünyada eşi benzeri bulunmayan bir güzelliği rakıspor ve şarapspor. 50 yıl önce başlayan gelenek 80'de aksadı, 2000'de bir maç yapıldı, ertesi yıl vali "uygun" bulmadı.
tekel, bundan 50 yıl kadar önce izmir bayraklı’ya önce rakı ardından da şarap fabrikası açmış. rakı fabrikasının çalışanları kendi takımlarına rakıspor, şarap fabrikasının çalışanları ise şarapspor adını vermiş. maçlar oynanırken çilingir sofraları kurulur, taraftarlar tribünlerde, futbolcular ise sahada hem içip hem de oynarmış.
yüksek alkollü bir masal gibi ama duble rakının bünyedeki etkisi kadar gerçek bir hikaye.
con pepe, topal süleyman, atom niyazi ve diğerleri 1964’ün aralık soğuğunda izmir’de bir meyhanede her zamanki gibi çilingir sofralarını kurmuşlardı. con pepe’nin sol ayağı protez. askerde bu ayağı donmuş ve kesilerek hayatı kurtulmuş. topal süleyman’ın ise durumunu lakabı özetliyor. alkol kana karışınca hayallere dalınır, muhabbet körüklenir, genelde ya siyaset ya da futbol konuşulur. masadaki futbol muhabbeti o kadar hararetli hale gelmiş olacak ki, sabaha kadar içen tayfa, aralık soğuğunda, tamamen çamurla kaplı sahaya çıkıp maçlarını yapmış. yaşları almış yürümüş, göbekli, zil zurna sarhoş kocaman adamları çamur içinde maç yaparken çevre halkı görünce hayli olarak olaya ilgi artmış. rakı fabrikası işçileri ve şarap fabrikası işçileri senede bir kez olmak üzere dünyanın en güzel futbol karşılaşmasını yıllar sürecek olan bir gelenek haline getirmiş.
en afilli kural: maça kesinlikle ayık olarak çıkılmayacak.
maç başlamadan saatler, hatta bir gün öncesinin gecesinden başlanarak rakıspor oyuncuları rakı, şarapspor oyuncuları da şaraplarını içmeye başlıyormuş. maçı izlemeye gelen semt halkı, eş, dost, akraba ve bu efsane olayı kaçırmak istemeyen komşu ilçe sakinleri saha etrafına çilingir sofralarını kurarak karşılaşmayı takip ediyormuş. hakem başlama düdüğünü çalmadan önce oyuncuların sarhoş olup olmadıklarını kontrol eder, yeteri kadar sarhoş olmayanları kafayı bulmaları için alkol takviyesine yollarmış. hakem, başlama düdüğünü herkesin zil zurna sarhoş olduğuna emin olduktan sonra çalarmış. hakem demişken…
maçı iyi yönetebilmesi için hakem de kafayı buluyor.
bu kıyak maçın hakemi de maçtan önce hem rakı hem de şarap içerek karşılaşmaya konsantre oluyormuş. zaten böyle bir maçı ayık kafayla yönetmeye çalışmak kuyruklu yıldızın üzerine bir duble rakı kadehi indirmek kadar zor bir şey olsa gerek.
“pislik erol, torpido hasan ve asansör levent…” lakabı olmayan oyuncu asla kadroya giremez.
50 yıllık maziye sahip, rakıspor – şarapspor maçına çıkan her oyuncunun kendi özelliklerine has bir lakabı vardı. geçmişte yapılan bir karşılaşmanın kadrosuna gülümseyerek göz atalım. rakıspor; adolf hulki, yörük mustafa, gececi metin, salhane memduh, ayı adnan, zarbo çelik, başçavuş ali, kıvırcık kamil. şarapspor ise; ruh hasan, berbat sıtkı, yorgan hikmet, yavru güngör, böcek emin, zorzo ahmet, hacı fuat, yanki mehmet, reno ahmet ve polis engin.
80 darbesi: "zor"unlu ara.
fabrikalar kapansa da, rakıspor ve şarapspor maçlarına devam etti. ama 80 darbesi karşılaşmaya uzun yıllar sürecek olan bir mola verdi.
80’lerin ilk yıllarına kadar oynanan rakıspor – şarapspor maçları o kadar meşhur oldu ki, alkolün kokusu alman rtl kanalına kadar gitti. kanal bu efsane maçlar hakkında kısa bir belgesel çekti.
milenyum'da sahaya yeniden çilingir sofrası.
karaciğer dinlendirecek, uzun yıllar süren bir moladan sonra 2000 yılında iki takım tekrar sahaya çıktı
dönemin karşıyaka belediye başkanı şebnem tabak’ın desteğiyle geleneksel karşılaşma hakem torik ismet’in düdüğünü çalmasıyla tekrar oynandı. uzun yıllar özlenen karşılaşmada tribünlerde taraftarlar, sahada hakem ve futbolcular kafaları bularak özlem giderdi, yerlerde yuvarlandı, davullar çaldı, zurnalar ise hiç susmadı.
vali izin vermedi.
bir sonraki yıl oynanacak olan rakıspor – şarapspor maçına vali izni çıkmadı, efsane mazide kaldı.
dünyanın en güzel iki takımının, belki de gelmiş geçmiş en güzel futbolu oynadıkları sahalarda bugün ya bir rant kavgası vardır ya da bölge çoktan kapılmıştır. daha önce kordon’da içki yasağı da koyan vali alaaddin yüksel’in talimatıyla tekrar gelenekselleşmesi düşünülen, 50 yıllık maziye sahip rakıspor – şarapspor maçları günümüzde mazide kaldı. bayraklı mahallesinin 2001 yılında muhtarlığını yapan necdet sivarioğulları ise yasaktan sonra tepkisiyle böyle güzelliklere karşı günümüzde verdiğimiz değeri gösteriyor “eskiden bu karşılaşmalar davullu zurnalı kutlanırdı. o zamanlar belediye başkanları ve valiler bile büyük bir ilgiyle karşılaşmayı izlerlerdi. bu müsabakanın hiçbir kötü tarafı olamaz”. (cç/hk)
--- alıntı ---