• 3
    taşlanacak şeytanlardan biri daha. adamın adı muhammet emin ama kendisi tam bir şeytan.

    aspor'da diyor ki; feghouli'nin, tuzla maçında yaptığı hareketin, fenerli u17 maçında atılan uçan tekmeden farkı yok. o hakemin fenerli olduğu ortaya çıktı ve düdüğü bıraktı, bu hakem de düdüğü assın.

    -insanları şeytandan ayıran iki şey vardır.

    1-insaf
    2-adalet

    bu mehmet emin uluç'ta ne adalet var ne de insaf. feghouli'nin hareketi her hafta olmasa da ayda bir tastlanabilecek bir hareket. uçan tekme ise on yılda bir olur. asla savunmam feghouli'nin hareketini, isterse babam olsun ama bunu uçan tekme ile eşit kabul etmek şeytanlığın ta kendisidir.

    böylelerini taşlamak büyük sevaptır. unutmayın bir insanın ben müslümanım demesi hatta namaz kılması bile bir şeyi değiştirmez. önemli olan insanın insaf ve adaletli olmasıdır. insaf ve adalet duygusu olmayan tek yaratık şeytandır. en yırtıcı hayvanlarda bile içgüdüsel bir adalet duygusu vardır. aç kalmadıkça hiçbir canlıya zarar vermezler.

    bu tür yaratıklar insan olarak kabul edilemez.
  • 20
    passat medyasından olduğunu öyle sinsice gizliyor ki hayret edersin. ama öyle zamanlarda açıklar veriyor ki hah işte gerçek yüzü diyorsun mehmet emin uluç’un.

    dünkü sivas spor maçı sonrası, fatih terim’in penaltı konusunda yaptığı açıklamaları aspor’da değerlendirirken şöyle kusuyor, pardon konuşuyor:

    terim penaltı pozisyonu için rize maçında onyekuru’ya yapılan hareketi örnek veriyor ama birde alanyaspor maçında ümit öztürk’ün ofsayt diye vermediği penaltı ve muslera’ya göstermediği kırmızı kart var. o maçın ertesinde beşiktaş ile yapılacak maçta muslera kalede olmayacaktı onu da konuşması lazımdı.

    aslında böyle fitnecilere cevap vermeye değmez de aspor gibi bir kanalda kustuğu için zorunlu hissettim kendimi.

    öncelikle muslera o pozisyonda tam cepheden topa müdahale etmek isterken rakibi düşürdü. böyle pozisyonlarda artık faul çok şiddetli değilse -ki muslera’nın müdahalesi asla şiddetli değildi- kalecilere kırmızı değil sarı kart ve penaltı veriliyor. bunu o fitne dolu kafalarına sokmaları gerek bu passatçıların.

    ikincisi, o pozisyonda var olmadığı için ofsayt mı değil mi konus çok tartışmalıydı. alanyalı futbolcunun sağ omuzu ilerdeydi, galatasaraylı futbolcunun ayakları. yine bu medyanın fitnecilerinden birisi olan ersin düzen, ofsayt çizgisini iki futbolcunun da ayaklarından çizerek kesin ofsayt algısı oluşturmuştu. dolayısıyla o pozisyon ofsayt ise de değil ise de santimlerledir. yani bir kesinlik söz konusu değil.

    üçüncüsü ve en önemlisi, bu tür sayısız pozisyon ve karar vardır. (fatih terim bu konuşmasında hemen geçen sezonun sonunda olduğu ve bir hakemin lisansının yırtılmasına neden olduğu için o pozisyonu örnek gösteriyor.) nitekim aşağıda örnek verdiğim iki pozisyon da bu uluç’un kuklası olduğu takımın maçında olmuştu. galatasaray ile fenerbahçe’nin oynayacağı maç öncesinde ankaragücü ile oynanan maçta sarı kart sınırında bulunan iki futbolcunun sarı kartları yine hakem mete kalkavan tarafından es geçilmiştir.

    https://www.sporx.com/img/2019/04/071554645864.jpg

    https://www.sporx.com/img/2019/04/071554645871.jpg

    daha böyle onlarca pozisyon var. yani uluç’un bu söylemleri acısının hala geçmediğinin göstergesidir. bu acıyı yaşaması beni bir insan olarak üzse de asıl üzücü olan bunu milyonlarca insanın önünde ortalara saçması.

    “allah hainlere mal vermez” der atalarımız. ne güzel demişler ve her yıl örneğini görüp ibret alıyoruz. böyle hainlik yaptıkları sürece ne şampiyonluk yüzü görebilirler ne de şampiyonlar ligi geliri. benden söylemesi...

    (bkz: 8 mart 2020 sivasspor galatasaray maçı)
  • 40
    mehmet emin uluç için ultra aslan’ın bir sloganını kullanmak istiyorum.

    “yorumlarınız bakış açısı değil, kuyruk acısı”

    bu ve bunun gibi kukla yorumcular sadece galatasaray nefreti ile konuşuyorlar. diagne’nin pozisyonunda topun kola değmediği yayıncı kuruluşun ve trt spor’un stadyum programında çok net gösterildi. hem de on defa tekrar edildi. top göğüsten sektikten sonra kolun en az 30 cm üzerinden geçiyor ve asla kola değmiyor. o görüntü twitterda da vardı dileyen bulup izleyebilir.

    (bkz: 5 aralık 2020 galatasaray hatay spor maçı)
  • 49
    bilgisiz ve yetersiz futbol yorumcusu. yanındaki ogün şahinoğlu için de aynı şey geçerli.

    aspor’da, spor ajansı programında, moderatör ezgi toper ile birlikte, galatasaray rize maçında berkan’ın gördüğü kırmızı kart ve penaltı pozisyonunu değerlendiriyorlar.

    ezgi toper : burada berkan neden kırmızı kart gördü.
    m. e. uluç : herhalde hakem, berkan’ın eli rakibinin yüzüne geldi diye düşündü.
    o. şahinoğlu : son adam düşürülmese bomboş kaleye vuracak.
    ezgi toper : acaba bariz gol şansı olduğundan mı kırmızı kart verildi.
    m. e. uluç : her maç değişik uygulamalar var. bla bla bla.

    bu arkadaşlar futbol yorumluyorlar hem de türkiye’de en çok izlenen spor kanallarının birinde. ezgi toper’i tenzih ediyorum çünkü o diğerleri gibi futbol yorumcusu değil moderatör.

    öncelikle bariz gol şansından kırmızı kart, ceza alanı içinde değil dışındaki pozisyonlar için uygulanır. bu pozisyon ceza alanı içinde. çünkü ceza alanı dışında faul yapıp bariz gol şansını engelleyerek takımına büyük avantaj sağlıyor ve cezası da ağır olmalı. ancak ceza alanındaysa zaten penaltı cezasını veriyorsun ikinci ağır ceza olan kırmızı kart vermek orantısızlık oluşturuyor. (zaten ifab sırf bu nedenle kural değişikliğine gitti) dolayısıyla kırmızı kart bariz gol şansından değil.

    olsa olsa topla oynama şansı olmadığı halde eliyle rakibi omzundan çekme nedeniyle verilmiştir kırmızı kart. bence çekme o düşmenin nedeni olamaz çünkü fizik kurallarına aykırı. berkan rakibini omzundan bir saniyenin yarısı kadar geriye doğru çekiyor ama öyle güç de uygulamıyor. geriye çekmesine rağmen rakibi öne doğru düşüyor. komik bir durum yani. çok net gözüküyor ki rizeli oyuncu kendini yere atıyor. aslında erman toroğlu’nun dediği gibi penaltı da yok denilebilir ama bence penaltı. ancak kırmızı kart değil kesinlikle sarı kart olmalıydı.

    bariz gol şansı,
    umut vadeden atak,
    elle oynama,
    ele çarpma
    omuz onuza mücadele
    orantısız itme,
    koşu yolunu kapatma,
    bileğe basma,
    dirsek kullanma,
    yüze müdahale,
    taban gösterme,
    kontrolsüz hareket,
    zamanlama hatası,
    ayağa basma

    gibi konularda türk hakeleri ve yorumcuları yeterince bilgi sahibi olduğunda unut ediyorum ki teknik adamlarımız ve oyuncularımız da yeterli bilgi sahibi olacaklar.:)

    ne kadar trajikomik bir durum değil mi?

    (bkz: 3 ekim 2021 galatasaray rizespor maçı)

    aslında galatasaray-malum takım maçı şeklinde yazmalıydım.:)
App Store'dan indirin Google Play'den alın