*

  • 1
    çok eski istanbullulardan, istanbulun tarihi yarım adasında yaşayan bir futbol gönüllüsüdür yılmaz hoca, maça yılmaz.
    yedikule spor kulübünün alt yapı hocasıdır yıllardır. her zaman yaşlıdır, aynı münir özkul gibi.
    kısa boyludur çok. 12-13 yaşındaki bazı futbolcularının boyu bile daha uzundur hocadan.
    hiç a takım çalıştırmış mıdır bilmem. hiç başka kulüpte çalışmış mıdır bilmem. aynı şekilde yaşını ve hatta soyadını bilmediğim gibi. gençliğimizde öğrenmemişiz soyadını ya da unutmuşuz şimdilerde diyelim, biz yaşlanınca.
    eski futbolcu olduğu söylenmektedir. galatasarayda oynamışlığı vardır. ama ne zaman, kimlerle bilinmez.
    o zaman daha çok sevmiştim bu sert adamı.
    insan olarak da doğru dürüst tanımam. günahlarını, sevaplarını bilmem. ne sever, ne sevmez sofrada bilmem. rakı içer mi, içerse, sek mi içer bilmem. nerede oturur bilmem. evli mi, çocuğu var mı bilmem. memleketi neresi onu da bilmem.

    ama çok önemlidir benim için. bana futbolu öğreten adamdır. 1981 yılında başladım yılmaz hocayla çalışmaya. neredeyse bildiğim her şeyi o öğretti. 42 yaşında hala top oynuyorsam içimdeki aşk kadar yılmaz hocanın da katkısı vardır.
    her yedikule civarından geçerken uğrarım idman sahasına. bilirim ki perşembe ise kesin oradadır yılmaz hoca. perşembe değilse de denerim şansımı yine de.
    oradaysa sarılıp elini öperim. her seferinde estağfurullah diyerek çekmeye çalışır elini.

    yılmaz hoca küçüklerin takımlarını çalıştırır yedikulede. küçüklere alt yapı denmediği zamanlardan beri. minik, junior, genç takımların hepsini birden çalıştırır.
    küçüklere topa vurmayı, hangi mevkideki futbolcunun ne yapması gerektiğini öğretir. hepsiyle tek tek ilgilenir. ya da bana öyle gelirdi, seçerdi belki oyuncuları bilmiyorum
    futbolcuların babalarıyla, anneleriyle muhatap olur.

    topa vurmayı öğretecek en önemli adamlardandır. önce vuruşu kendi gösterir. kalede vuracağı yeri söyler vuruşu gösterir, top dediği yere gider, gol olur. hocam şans mı bu, der eskiden tanıyanlar. tekrar gösterebilirim der, yine bir yer söyler, oraya vurur gol olur.
    topu havaya atıp, yerle karışık. duran top. sağdan gelen top. soldan gelen top. önden yuvarlanarak gelen top. ileri doğru giden top. arkadan gelen top.
    tamamına nasıl vurulması gerektiğini gösterir önce kendisi. öğrenene kadar uğraşır. haftanın en az bir gün şut çalıştırır küçüklere. en önemli meziyetlerden biridir şut atabilmek bilirsiniz. küçükken öğrendin öğrendin, öğrenemezsen geçmiş olsun.

    şimdilerde anlı şanlı milli futbolcularımızın defansta kademe yapamadığını, bilmediğini görmek çok şaşırtıyor beni doğrusu. 1981 yılında, ki 28 sene olmuş, yılmaz hoca öğretmişti bana, bize.

    her futbolcuyu her mevkide oynatır. kafa vurmaktan nefret etmeme rağmen stoper bile oynatmıştı beni. kulübeden top yere düşmeyecekkkkkk diye bağıra bağıra vurdurmuştu kafaları. şişti sanmıştım kafam.
    kaleci hariç her yerde oynatmıştı herkesi.

    sadece futbolla ilgili değildir oyuncusuyla. karneleri ister her karne dönemi. karnesi kötü olanın vay haline. der ki, siz derslerinizde geri kaldığınızda aileniz size futbol oynatmaz. haksız mı, değil elbette.

    bu da yılmaz hocanın resmi.

    http://4.bp.blogspot.com/_8NivoNE4ENI/Sv2KE6yJFHI/AAAAAAAAAEc/BBgNeTx_QGw/s1600-h/captano%26maça+yılmaz.jpg
App Store'dan indirin Google Play'den alın