• 1
    elinde olmayan nedenlerle bazen yapmak zorunda kalıyorsun. bazı yaratıklar bu insanlara beddua ediyor, küfür ediyor. bakın eleştirenleri demiyorum. saygısız şekilde küfürler, inşallah o stada gidemezsin bir daha falan böyle şeyler. he canım he konuşun siz.
    neyse bazı maçlarda bunlardan biri benim. 12 de biten maçlarda sonuna kadar beklersem saat 3-4 gibi evde oluyorum buda olmuyor.
    not: tuzlada oturuyorum.
  • 3
    beni burda tekme tokat dövün isterseniz ama, galatasaray taraftarının bunu yapmasına şaşıran varsa kendini kandırıyordur. bunu kötü niyetle söylemiyorum. bizim taraftarımızın tarzı bu. başarıyla besleniyoruz. ben izmir 'de yaşayan biri olarak zaten stadda az maç izliyorum. dolayısıyla ne kadar yenilsekte çıkmak aklımın ucundan geçmedi hiç. ama cafede maç izlerken yarım bırakıp çıktığımı bilirim. bu kızılacak bişey olabilir belki ama galatasaray taraftarının büyük çoğunluğu, başarısızlığa hiç ama hiç tahamül edemiyor. ben dünkü duruma çok şaşırmadım. ama üzüldüğümü söyleyebilirim.
  • 4
    zorunluluktan bu işi yapana kimse küfür etmez, beddua etmez. fakat sen takımın başarılıyken, kazanmışken nasıl maçın sonuna kadar bekleyip galibiyeti kutluyorsan, takımın mağlup olduğunda da takımınla beraber mağlubiyeti ve üzüntüyü paylaşmalısın. yok müşteri zihniyetiyle, ben başarıyı tutarım, verdiğim paranın karşılığını isterim, karşılığını bulamazsam yarısında çıkar giderim diyorsan küfür de yersin beddua da. taraftarla müşteriyi birbirinden ayıran en temel fark; birinin tribünde takımıyla beraber maçı yaşaması, gerektiğinde atağa kalkması, gerektiğinde de savunma yapmasıdır. müşteri ise parasını verdiği için memnun olmak ister, memnun olmadığı zaman da arkasını döner gider.

    bunun dışında yineliyorum; herhangi bir zorunlu sebeple maçtan erken çıkanlara kimse tepki göstermez. zaten herhangi bir maçta zorunlu sebeple maçtan erken çıkmak zorunda kalanların sayısı 100'ü geçmez. örneğin; takım önemli bir maçta galipken tribünlerin yüzde 99'ü tribünde kalıp yüzde'i 1 zorunluluktan çıkar. tersi bir durumda takım farklı gerideyken tribünlerin yüzde 25'i maç bitmeden stadyumu boşaltıyorsa ortada bir sıkıntı var demektir. bu sıkıntının adı da müşteri olmaktır.
  • 6
    bazı maçlarda yapılabilir anlarım. ben aydında oturuyorum, şehrin bi ucundan diğer ucuna yürüyerek 1 saat çeker, hadi yolda arkadaşını gördün lafladın filan 1.5 saat olsun ama istanbul öyle değil. size hak veriyorum.

    ancak şu var. ilk okulda hani hoca sizi tahtaya kaldırır sorular sorardı ya da siz konuyu anlatırdınız ya, o sırada sınıftakilerin hareketleri sizi çok etkilerdi. uyuklayanlara bozulur, gözünü dört açanlarla şevklenirdiniz.

    düşünsenize futbolcusunuz ve taraftarlar böyle önemli bir maçta skor taraftarlığı yapıyor. dakika 75 ve tribünler boşalmış. halbuki şampiyon olunca hepsi sabahın ilk ışıklarına kadar kutlama yapıp facebookta foto paylaşıyor.

    taraabt deyimi kullanıyım.
    amına kodumunun çocukları.
  • 7
    sabahın köründe geldiği bayram namazı sonrası dinlemesi farz olan hutbeyi dinlemeden çıkan adamın yaptığı ile aynı olan aptalca davranış.

    65. dakikada yapılanı rezaletin daniskasıdır. sözlükte de bunlardan varsa hiç kırılıp gücenmesinler, o statta olmayı takımına destek olmayı isteyen milyonlarca insan varken yapılan ayıp oğlu ayıptır. hatırlamak bile istemediğimiz o sezonda fener'e arenadaki ilk maçta kaybederken de çıktınız. gözlerimiz dolu dolu olsa da biz yine statta kaldık, herkes metroya yetişmeye çalışırken maçtan sonra bile çıkmaya varmadı dizlerimiz. onu da geçtim, anadolu takımları bile kümede kal galatasaray derken orayı terkedemedik o kadar kolay. güvenlik amiri gelene kadar güvenlikçi abiler bile çıkartamazdı bizi...

    herkes gider, biz kalırız. biz galatasaraylıyız.
  • 9
    bunu yapan insanlar var ve ben dün gece oynanan * maçta bunları görünce sinirden duvarlara kafa atacaktım.

    bak güzel kardeşim. paran vardır, istanbul'da yaşıyorsundur ve galatasaraylısındır. benim nezdimde dünyada şanslı insanlardan birisin. ben asgari ücretle köpek gibi saatlerce çalışıyorum hergün. aylardır para biriktiriyorum forma alıp kulübüme katkıda bulanabilmek için. televizyon karşısında maç izlerken kendimden geçiyorum; üstümde fi tarihinden kalma galatasaray formamla. ama sen, evet sen, galatasaray taraftarı olduğunu zanneden sen; bu kadar lükse sahipken maçın daha 70. dakikasında kalkıp terkediyorsun maçı. hani iyi günde de kötü günde de yanındaydık takımın. hani kenetlendikçe daha da büyüyen bir aileydik biz. tek derdimiz galatasaray değil mi? neden tezahürat yapmıyorsun, neden ıslıklamıyorsun rakip takımı. biz değil miydik geçen sene aynı ronaldo'nun dizlerini titreten? neden arkadaşım neden?

    ben televizyon karşısında her yediğimiz golden sonra ağlayarak tezahürat yaparken aynı zamanda saniyelerin geçmek bilmediği o anlarda dualar ederken sen topukların kıçına vura vura gidiyorsun. bi' düşünsene hemen önünde oynayan futbolcularımızı. adamların tek istediği destek, hep destek, tam destek. ama selçuk dönüp bir bakıyor kuzey tribününe; bomboş. burak yılmaz'ı da ıslıklayan sen, kalkıp maçı bitmeden terkeden yine sen.

    tarihimizde kaç kere tanıklık ettin böyle maçlara. söylesene? tv karşısında hagi'nin monaco'ya attığı golde çocuklar gibi sevinebildin mi; yürekten? paran var, istanbul'da yaşıyorsun ve galatasaraylısın. senin yerinde olmak isteyen milyonlarca insan var, durumu olmayıp da bu durumu hiç ama hiç içine sinmeyen. neden ben televizyon karşısında boğazım yırtılana kadar bağırırken sen elinde i-phone ile yer bildirimi yapıyorsun tt arena'da. adalet mi bu? biz bunları hak ediyor muyuz? futbolcular bunları hak ediyor mu? galatasaray spor kulübü bunları hak ediyor mu? hiçbiri bunları hak etmiyor? ama sen de bu kulübün taraftarı olmayı asla ama asla hak etmiyorsun.

    o yüzden gelme o maça. değil real madrid akhisar belediye maçına dahi gelme. otur evinde seyret. çünkü böylesi inan bana herkes için daha iyi.

    *
  • 15
    futbolcu efendiler 2-0 olunca sanki bir düğmeye basılmış gibi maçı bırakacak, yönetici efendiler yaz sezonu boyunca yanlışlarla dolu transferlere imza atacak, teknik ekibin başı gereksiz bir hamle ile stadımıza kupa vermeye gelemeyen adamla aynı masaya oturup çalışmaya başlayacak, kendilerine taraftar gurubuyum diyen güruhla bırak yan yana doksan dakika bağırmayı yüzlerini görmeye tahammül edemeyeceksin ve en önemlisi;

    eski yöneticilerin o bilmemnesine kodumun stadını mecidiyeköy'de kendi yerinde değil anasının bilmemnesine yapacak

    sonra hafta içinde 21:45'te başlayan maçtan bir sabah sonra saat 06:30'da kalkman gerekiyorken ve eve gitmen en erken 02:00'yi bulacakken 60. dakikada çıkınca taarabt'ın deyimiyle bilmemnesine kodumun çocuğu olacaksın öyle mi ?

    geliyoruz'un deyimiyle ha bilmemne oradan...

    edit: ultraslan'ın gazına gelme. erken çıkmış olsan da en az suçlu olan sensin. kendini kötü hissetme. kendini kötü hissetmesi gereken en son kişi sensin.
  • 17
    istanbul gibi bir sehirde hos karsilanmasi gereken durumdur. mac zaten 2-0 olmus, gidisat iyi degil, insanlarin morali bitmis ve yarin nasil ise gideceklerini dusunuyorlar. stadyumda kalanlarin neden o kadar sessiz kaldiklari elestirilebilir belki. ancak herseyi de seyirciden beklememek lazim. hep taraftar elestirilir takimi neden ateslemediler diye, iyi de taraftar sahada desteklemeye degecek, gaza getirilecek bir takim goremeyince, dogal olarak kendisini yormaz. oncelikle sahada oynayan futbolcular hakedecekler desteklenmeyi.
  • 18
    takımı o halde görmeye dayanamıyordur belki de. belki izlemeye devam etse kalp krizinden gidecek adam. atıp tutmak kolay, gerçek hayatta bu kadar romantiklik prim yapmaz. (ben son real madrid maçında* biraz erken çıkan ne isimler biliyorum ama o adamlar galatasaray için kundaktaki bebeğinden uzak kaldı zamanında, burada herkes hakkında atıp tutmayın bence, sonra pişman olabilirsiniz.)
    ama gerçekten sizin oynayacağınız oyunu bilmem ne yapayım diye stadı terkeden müşteriler de yok değil mi, malesef var. stad kapasitesi arttıkça müşteri sayısı da artar, bu da bir gerçek arkadaşlar. ki o stadı terkeden kişilerin çoğunluğu kombineleri fahiş fiyata kiralayıp maça gelen isimler, ruh halleri büyük ihtimalle lan o kadar para verdik takıma bak ya modundadır, dedim ya müşteri parasının karşılığını ister. tribünlerde müşteri oldukça, bu böyle. kombinelerini kiralayan arkadaşlar sadece maddiyata değil, kombineyi kiraladıkları insanın müşteri mi taraftar mı olduğuna dikkat etmeli.
  • 19
    eskiden stat kapılarını da açmazlardı ankara'da karda, kışta, sabahın köründe stadyum'un etrafında gezinirdik, galatasaraylı olduğumuz belli olmasın diye de ne atkı ne forma olurdu, durup dururken ankaragücülülerden dayak yemenin luzumu yok :( maç biter, çıkarmazlar seni stattan, çıkarırlar ara sokaklarda bekler ankaragüçlüler, onları atlatıp ulus'a gelirsin son otobüsün çoktan gitmiştir, altınpark'a kadar gider sonra 45dk. eve yürürsün ankara ayazında ama asla stattan erken çıkmazsın en fazla kapıya yaklaşırsın, erken çıkayım ki fordlanmayalım :(
  • 21
    ağır olacak belki ama, stadyumda kalıp da futbolcu yuhlamaktan iyidir.

    ayrıca ümraniye'de oturup, seyrantepe'de maç izliyorsan normal olan bir durumdur. bazen 5 dakika geç çıkmak, eve 1 saat geç dönmene neden oluyor. galatasaray maçlarını ali sami yen stadyumun'da oynarken kaçta çıkarsan çık, yürüyerek de olsa herhangi bir vasıta bulup evine gidebiliyordun. şu anda tt arena'dan çıkan adamın kavga etmeden eve gitme ihtimali yok. metro bekle 45 dakika, merdivenlerden çıkarak levent'e yürü, merdivenlerde 30 dakika yürümek 30 dakika, levent'te otobüs bekle 15 dakika, köprüde trafik yoksa tepeüstü'ne gidiş 30 dakika, tepeüstü'nden eve yürüme 20 dakika. her halükarda metro ile de, yaya olarak da 2 saatten fazla bir zaman.

    tt arena'nın ilk yıllarında, o lanet ettiğimiz adnan polat döneminde taraftar daha çok önemseniyor, tepeüstü, bostancı, mecidiyeköy, bakırköy gibi yerlere ring otobüsler kalkıyordu. ünal aysal'la beraber tasarruf mudur, başka bir şey midir, nedir bilmiyorum, kaldırıldı. maçtan maç bittikten sonra da çıksan otobüse binerek 45 dakikada evinde oluyordun. sırf o otobüsler iptal oldu diye, istisnalar hariç iki senedir maçlara gitmiyorum. hakkım yanmasın diye kombinemi alıyorum, sezon başlamadan bir akrabama aldığım fiyattan veriyorum. ne zaman ki kendime bir scooter alırım, kombinemi o zaman kullanırım, maç bittikten sonra şöyle bir çayımı içer soluklanırım, kalabalık gidince atlar motoruma eve giderim.

    protesto amacıyla çıkan taraftara da laf söylememek gerekir, zira en modern protesto şekli sessizce mekanı terketmektir. küfür, yuhlama ve diğer protestolardan daha ağır mesajlar verir.
  • 22
    kendi stadında, kendi futbolcusuna su, çakmak, telefon, ayakkabı, bozuk para vs. fırlatanlarla kıyaslandığında gayet etklili ve demokratik bir protesto. gol kralınına küfür edeceğine, arkanı döner çıkıp gidersin. mesajın yerine anında ulaşır. tabi bir de birileri çıksın da biz de arkasından herkes gider biz kalırız diye bağıralım diye bekleyenler var ki çok acı bir durum. her geçen gün daha da bir acayip oluyor bu işler.
  • 24
    hiç yapmadigim, yapilmasini dogru bulmadigim bir hareket olmakla beraber yapana birakin kufur etmeyi, kinamayi bile dogru bulmuyorum. arkadaslar hepimiz hayatta sevinçlerimizi ve uzuntulerimizi baska baska sekillerde yasiyoruz. artik orada durmaya dayanamayacak olan biri, gitmek de isteyebilir. istemese keske. dayanabilse, takiminin o kotu aninda onun yaninda olabilse. ama olamiyorsa, orada durup futbolculara kufredecegine, gitmesi de daha hayirlidir belki de.
  • 25
    eğer amaç gerçekten metro kuyruğuna kalmamak içinse maç bitimine kadar bekleyip sonrasında yarım saat daha statta takılarak vazgeçilebilecek davranıştır. ha yok, takımına fazladan yarım saat daha veremeyecek kadar zamanı kıymetli ise bu taraftarın ve eve bir an önce gitmek için yanıp tutuşuyor iseler bence stada hiç gelmesinler daha hayırlı bir iş yapmış olurlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın