• 1
    ekşi sözlükden alıntıdır. umut'un ve hepimizin başı sağolsun. nur içinde uyusun.

    "ankarada okuduğum senelerde trabzonsporda oynuyordu. bir gün otobüse bindim ve bir amca bana umut'un gol attığı bir maçta umut ile ilgili bir spor manşetini gösterdi. bak oğlum bu benim, dedi. kendisiyle o denli gurur duyan, tanımadığı insanlara bile oğlunu anlatma isteğiyle yanıp tutuşan bir babası vardı ve bu kadar senedir umut bulut hakkında tek bildiğim şey de bu. sanırım yeter de artar bile. başı sağolsun."

    the youngest of the endless
  • 4
    (bkz: #1922773)

    kendisi bir galatasaray maçında görev yapan ve galatasaray forması giyen oğlunu izledikten sonra evine giderken yaşamını yitirmiş babadır, babamızdır...

    umut bulut elbette ki kocaman adam, bu zor günlerin üstesinden gelecek ve de ayağa kalkmasını bilecektir ama artık bizim oğlumuzdur, bize emanettir, çünkü babası doğrudan ya da dolaylı bu yolda canını kaybetmiştir.

    şunun şurasında kalmış 3-4 yıl aktif futbol hayatı, umarım kendisine sahip çıkılır ve de futbolu bizde bırakır... her maç oynamış oynamamış ya da yıllık ücreti vs. değil konumuz, zaten yüreği ve vicdanı olan herkes ne demek istediğimi anlamıştır. sağlam bir kadro planlaması ile umut bulut'un bize hiçbir zararı dokunmaz, tam tersine performans olarak ve manevi açıdan ikinci baharında maksimum faydası olur. umarım umut bulut bizde kalır. şu an yapabileceğimiz en güzel şey ve de verebileceğimiz en güzel mesaj kemal bulut'un hatırasını yaşatmak ve umut bulut'a destek olmaktır.
  • 5
    abi düşünüyorum şimdi. babam bu sabah doktora gitti. sol kolu bir süredir sızlıyormuş. babam emekli öğretmen, şimdilerde zihinsel engellilere öğretmenlik yapıyor ve pazartesileri tatil. bugünü fırsat bilip doktora gitti. babamla 2-3 yıldır diyalogumuz yok denecek kadar az. geçen hafta da tartıştık ve şu an konuşmuyoruz. sabah ayakkabılarını kapının önüne koyarken çıkan sesle irkildim, istemsizce baktım. eğilirken yavaş hareket ediyor. benim hayatımda gördüğüm en güçlü adam. çocukken başımıza bir şey gelecek diye korktuğumda, "saçmalama lan, babam var; ne gelir başımıza" derdim içimden. bu ırak abd gerilimi vardı hani 90ların başında, saddam'ın kimyasal silahları varmış da biz de tehlike altındaymışız. haberlerde bir görsel vardı, muhtemel saddam saldırısından etkilenebilecek bölgeleri taramışlardı. bizim yaşadığımız yer de taralı alandaydı. babama baktım korkarak, "korkma oğlum, bir şey olmaz" dedi. 1-2 saniye sürdü korkum. babam saddamdan da, kimyasal silahlardan da güçlüydü. büyükbabamın cenazesindeki halini hatırlıyorum şimdi, -ben 6 yaşındayım o vakit- dünyanın en güçlü adamının çaresizliğini. parmak uçlarını göz pınarlarına bastırmış, ağlamamak için tutuyordu kendisini. sanırım bu görüntünün zihnimde tekrar canlandığı anların birinde farkettim babamın ne demek olduğunu. daha bu sabah korktum ya babamı kaybedersem diye. üzerine konuşulacak çok şey vardır belki ama, yaşamadığım ve yaşamaktan korktuğum bir acıdan bahsederken haddimi aştığımı hissediyorum. mekanın cennet olsun kemal baba. senin hatırana sahip çıkmak benim boynumun borcudur. gurur duyacak bir evlat yetiştirmiş, göğsünü gere gere izlemiş bir baba için öldü denmez ama, mekanın cennet olsun. seni vakitsizce sevdiklerinden koparanların hepsi ama hepsi perişan olsun.
  • 6
    aslında bir yönüyle bir galatasaray şehididir.

    eğer oğlu galatasaray futbolcusu olmasa şu an yaşıyor olacaktı. o meydanda o an bulunmasının tek nedeni oğlu , oğlunun da ankara'da olmasının nedeni galatasaraydır.

    hepimizin başı sağolsun. acımı tarif etmem mümkün değil.

    maç bitiyor oğlunla sarılıp kucaklaşıp ayrılıyorsun. 10 dakika sonra bomba patlıyor ölüyorsun. kemal amca öldü umut ise artık her gün ölecek. doğum gününde babasını toprağa verecek artık doğum günü bile kendisine ızdırap verecek. o anı babasına sarıldığı o son anı nasıl unutur ulan insan ?

    kahroldum.
  • 11
    bu memlekette ne olursa gariplere olur. gariplerden başka askere giden olmaz, garipler sokaklarda hayatını kaybeder...

    ''filler tepişir çimenler ezilir'' filler ve çimen, 2000.

    ''dün sokaklarda mafya çatıştı
    suçsuz karım çocuğum vuruldu
    gazetelerde manşet oldu
    bugün her şey unutuldu
    söyleyin bir insan canı bu kadar ucuz mu
    yaşamak bu kadar basit kolay mı
    kader talih demeyin dinlemem
    verin onları bana geri anlamam................'' rafet el roman - isyan ediyorum, 1997.

    tüm yetersizliğine rağmen kendisi hakkında hiç bir zaman kötü bir entry (bkz: umut bulut/@football) girmemiş olmamın sebebi, ailesinin ona öğrettiği efendiliği, iş ahlakı ve mücadelesidir. böyle güzel bir babayı kaybetmenin acısını yaşamadan bilmek ne mümkün. ve böyle kaybetmenin acısını anlamak imkansız.

    allah rahmet eylesin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın