• 1
    yanlış anlaşılmasın, riekerink hocanın ne zaman gönderileceğine, kendisine ne kadar tahammül edebileceğimize dair bir öngörü yapmak amacında değilim. aksine, riekerink'in şu ana kadar yaptıkları ve yapmaya çalıştıkları üzerinden;

    - kendisinin kredisinin ne kadar fazla olması gerektiğini

    sözlük bünyesindeki arkadaşları da dahil ederek bir bilinç oluşturmak çabam...

    bugünler güzel günler... galatasarayımız yine layık olduğu konuma doğru ilerliyor, kazanıyor, kaybetmiyor, yapılanmaya çalışıyor, gençleşmeye çalışıyor, sistemli bir yapı oluşturmaya çalışıyor, futbol takımı oturmaya başlarken yönetim de bu takımı oluşturma aşamasında finansal açıdan tasarrufları uyguluyor, bir yandan elimizdeki değerleri nakite dönüştürme çabası ile borçlarımızı azaltmaya, sıfırlamaya çalışıyor.

    galatasaray bu günlerde güzel bir sinerji yakaladı...

    - hocamız riekerink'in hem a takımı sistemli biçimde kurgulaması hem de altyapıya verdiği önemle geleceğin galatasaray'ını oluşturma çabası
    - levent nazifoğlu ve ekibinin takımdaki çöplerden arındırma, takıma uzun vadeli katkı yapacak isimleri kazandırma çabası
    - dursun özbek ve ekibinin mali açıdan kulübü düzlüğe çıkaracak girişimlerde bulunması
    - taraftarın takıma ve camiaya inancının yeniden yükselmesi, taraftar desteğinin futbol başta olmak üzere tüm branşlarda hissedilmesi
    - ergin ataman hocamız önderliğinde euroleague hazırlıkları ve sezona artırılmış bütçe ve güçlü bir takımla girilmesi çabası

    tüm bunlar göz önüne alındığında içinde bulunduğumuz günün tadını çıkardığımız söylenebilir.

    ancak ya işler tersine dönerse?
    birşeyler yapmaya çalışan, çabalayan, iyi sonuçlar ve galatasaray bekası için emek sarf eden kişilere karşı sabrımız ne düzeyde?

    eğri oturup doğru konuşalım, galatasaray taraftarı olarak türkiye'de bir topluluğun verebileceği en büyük itici gücü sağladığımız, taraftarlık yapma ve ateşleme hususunda ne kadar güçlü olduğumuz bilinen bir gerçek. ancak bununla birlikte bilinen bir yanımız daha var; kötü günde asıp kesmeye, harcamaya, günah keçisi bulup onun kellesini almaya çok meraklıyız.

    bu biziz...
    kendimizi reddetmenin manası yok...
    çok güçlüyüz ve bu güç her zaman iyi yönde kullandığımız bir özellik değil...
    2-3 yıl boyunca bizleri kendine taptıran insanları 2-3 ayda beklentileri karşılayamadığı için asıp kesebiliyoruz.
    biz buyuz...
    bunu yapıyoruz.
    yapmıyoruz diyen dürüst değildir arkadaşlar, öz eleştiri yapmıyordur...

    şimdi gelelim bu özelliklerimiz çerçevesinde; bizlere kendini belki de uzun zamandır kimsenin sevdirmediği kadar sevdiren canımız hocamız jan olde riekerink'in geleceğini konuşmaya...

    şu sorulara cevabımız ne olur?

    - jan olde riekerink'in kaç maç kaybetmelik kredisi var?
    - jan olde riekerink'in kaç puan kaybetmelik kredisi var?
    - jan olde riekerink'in kaç şampiyonluk kaybetme kredisi var?
    - jan olde riekerink bir sistem oluşturmak, geleceği planlamak ve tıpkı ajax'ta yaptığı gibi "kendisini besleyen galatasaray kurmak" planı için çabalıyor, bunları yapabilmesi için ona - başarısız olsa bile - kaç sene tahammül edebiliriz?

    ben sizlerden, sözlük arkadaşlarımdan bu soruların cevabını talep ediyorum. beni sözlükte tanıyan arkadaşlarım galatasaraylılığımın ne düzeyde olduğunu, bu renklere ne seviyede bir aşkla bağlı olduğumu biliyorlar. bu aşkın neticesinde de tabii ki aşkla bağlı olduğum mutluluk kaynağım galatasaray'dan başarılar talep ediyorum.

    ancak; bir galatasaraylı ve bir türk futbolseveri olarak artık günü birlik planlamalardan ve dar zamana yayılmış başarı politikalarından sıkıldım.
    senelerdir, kendi bünyesinden yetiştirdiği futbolcuların (yerli - yabancı farketmez) başarılarıyla avrupa'da ses getiren, diğer kulüplerin imrenerek baktığı bir galatasaray izleme arzusuyla yanıp tutuşuyorum.

    ajax'ın 20-30 yıl önce yaptığına benzer bir "kendi kaynaklarından devinim yaratma" projesi hayata geçecekse bunu türkiye'de yapabilecek tek kulüp ve camia galatasaray... bunu hepimiz çok iyi biliyoruz.

    işte bunu başarabilmek için, bunu yapma potansiyeli olan kişilere çok büyük bir güvenle ve sabırla yaklaşmalıyız. jan olde riekerink, ajax efsanesinin sürdürülebilir olması aşamasında çok büyük emek sahibi bir isim. bugün hayranlıkla izlediğiniz ajax mahsulü futbolcuların çok büyük bir bölümünü çocukken keşfedip yetiştiren bir insan...

    işte bu adamın, hazır hollanda futbolu çöküşteyken umut beslediği, potansiyel arz eden türk gencinde ışık görerek kollarını sıvadığı dönemde biz galatasaray taraftarının desteğine çok ihtiyacı var.

    1-2 maç hatta 5-6 maç kaybederse diye, ligi 3-4-5 sıralarda bitirirse diye, kupasız sezon kapatırsa diye, yönetim değişirse diye korkarak bir proje takımı olmamız mümkün değil...

    işte bu yüzden; hazır türk futbol tarihinin en başarılı takımı unvanını 15-20 senedir açık ara ele almışken, 20 şampiyonluk, 4 yıldız, en fazla şampiyonluk, en fazla avrupa başarısı gibi kıstaslarla yerimizi sağlamlaştırmışken, kendimizi kanıtlamış ve açlığımızı bir nebze bastırmışken,

    *bir süre başarısız olmayı bile göze alarak, galatasaray'a samimi duygularla ve istekle dahil olmuş, elinden gelenin çok daha fazlasını yapmakta olan, gözlerindeki ışıkla bizleri kendisine hayran bırakan, iyi niyetinden şüphe duymadığımız, futbol bilgisini türlü şekillerde kanıtlamış olan sayın teknik direktörümüz jan olde riekerink'e sizlerden destek bekliyorum.

    öyle bu ara olduğu gibi "başarıya endeksli bir destek" değil...
    uzun ömürlü ve "ne olursa olsun" şeklinde bir destek...
    kendisine güven verecek uzun ömürlü bir destek...

    ve kendisinin kredisinin çok olmasını arzuluyorum. taraftar nezdinde kredisi yüksek olan bir riekerink'in herkesin gözünde kredisi yüksek olacaktır çünkü... biz sahip çıkarsak gerisi gelir...

    başarılarının devamı için dua ediyorum hocam...

    (bkz: riekerink bey diyeceksiniz)
  • 4
    taraftar olarak bende sezon sonuna kadar kredisi var. kimlere ne krediler verdik, hocamıza neden vermeyelim . sırf temiz yüzünün hatırına bile sezon sonuna kadar iyi de olsa , kötü de olsa değer buna. kaldı ki şimdiye kadar gerek saha dışı, gerekse saha içinde oldukça olumlu düşünüyorum kendisi hakkında. içimden bir ses, eğer başarısız
    olacaksa bile bu kendisinden değil, başka nedenlerden kaynaklanacak diyor.
  • 10
    galatasarayda hic bir hocanin yarim sezondan fazla kredisi yoktur. yeniden yapilanmaya gideceksen bile bunu basarili olarak gerceklestirmek, iyi oyunla gerceklestirmek zorundasin. burasi akhisar belediye spor degil ki 5 sene senin alismani beklesin insanlar.

    kredisi azdir. fenerbahce macini kazanir, bursa macindan kayipsiz donerse kredisi fullenir. kalbim jor'un toparlamasindan yana, her ne kadar pek gercekci bir hayal olmasa da.
  • 11
    azdır, ve az olması normaldir. bakın, takımın başına jose mourinho kariyerinde bir hoca getirirsiniz yahut tuchel gibi tüm dünyaca potansiyeli dikkat çeken bir hoca getirirsiniz, o zaman rezil sonuçları geçtim rezil futbola karşın iki senelik kredi verilir hocaya. ama maalesef jor hocamızın cv'si iki seneyi kaldırmaz.

    ben her halükarda sene sonuna dek kalması taraftarıyım, ama oyunda bir gelişme olmazsa bende kredisi tükenir hocanın.
  • 14
    bizim kulübe gelen hocalarda en büyük hata mevcut oyuncularla başarı kovalamaya çalışmaları oluyor. zaten o oyuncular 1-2 senedir döküldüğü için sürekli teknik direktörleri değişiyor. formsuz oyuncu geçmiş maçlardaki değil geçmiş yıllardaki performansıyla kadroda yer buluyor. temizlik ise hep kısım kısım yapılıyor. oyuncular kalıcı olduğunu düşünmemeli. hoca ben kalıcıyım ve ben istemezsem hepiniz gidebilirsiniz mesajı vermeli. formsuz oyuncu yedek kalabilmeli. bir ağırlık koyarsa, uzun yıllar kredisi olur hocanın.
  • 15
    iki maçta tükenmemiştir, sezona başlanması bile yanlış olan bir altyapı hocasına(aşağılamak için söylemiyorum kesinlikle) geçtiğimiz sezonun sonu hariç, sezon başı kampıyla birlikte verilen 10 hafta gayet yeterli bir süredir. bazı kardeşlerimiz ne yazık ki anlama güçlüğü çekiyorlar. bu adam cruyft değil, heynckes değil, klopp değil, derwall değil, kalli değil size sistem getirtecek adam değil. 2 mağlubiyet nedeniyle konuşmuyor kimse. takımın sezon başı performansından 10.haftaya kadar geçen periyotta futbolcuların gitgide düşen kondisyon ve form durumlarından belliydi yetersiz oluşu. sezon başında takımdaki iyi oyuncuların bireysel performansları ve sezon başı hırsı sayesinde toplanan puanlarla gaza geldi genç kardeşlerimizin bir çoğu. 2-2'lik beşiktaş maçıyla riekerink'in olmayacağı aşağı yukarı belli olmuştu.
  • 16
    (bkz: #2042731)

    ön gördüğümüz üzere 2 maçta bitirilebilen kredi. bende bitmemiştir. bu sezona ya da bu sezonun şampiyonluğuna bakmıyorum. bakmayacağım.

    ne olacak bu sene beşiktaş şampiyon olsa? bize mi yetişecek?
    ne olacak başakşehir şampiyon olsa? dünya başımıza mı yıkılacak?
    ne olacak fenerbahçe şampiyon olsa? bizle eşitleyince gözümüz mü kararacak, şikeci kimliği mi silinecek?

    riekerink'in yapmaya çalıştıklarını, amaçladıklarını görüyor, hissediyorum.
    daha farklı bir hoca daha farklı sonuçlar mı getirecek? şu takım terim'de olsa farklı bir sonuç mu olacak?

    kabuk değiştiriyoruz, kimlik değiştiriyoruz, üzerimizde ölü toprağı var görmek istemeseniz de, onları atmaya uğraşıyoruz.

    -"3'üncü sıraya düştük, başakşehir'e ve trabzonspor'a evimizde yenildik, liderden 6, ikinciden 4 puan gerideyiz, öldük bittik" mi dememi bekliyorsunuz.

    umurumda değil. yavaş yavaş, sindire sindire olsun, ama başarılı olsun hoca... henüz hiçbir şey bitmiş değil, her şey yeni başlıyor, olur da sezon ortası takviyelerle falan bu sene bu takım şampiyon olursa, kaç tane riekerink entry'si silinmiş hesap yapacaksınız. yapmayın...

    ben not ediyorum:

    jan olde riekerink başlığındaki son entry tarihi - saati: 8 kasım 2016 - 10:30
    jan olde riekerink başlığındaki son entry'nin sayısı: 2224
    ilgili entry'nin entry kodu: (bkz: #2059647)

    geri dönüp baktığımızda o gün bakalım bu entry kaçıncı sırada olacak, ya da orada olacak mı? hep birlikte göreceğiz.
  • 18
    hakkaniyetli olmaya devam ettiği sürece bende sonsuzdur. yok hala sabri, semih, hakan ve selçuk'la hem de aynı anda bir şeyler icat etme peşindeyse onu orhan atik hoca da yapar.

    her maç gözü kapalı linnes'i oynatsın, cavanda'yı oynatsın laf edersem şerefsizim. bilmem kaç yuro saydığımız serdar'ı kadroya monte etme çabası taşısın bak ona da varım. gerekirse gökay güney'i sahaya sürsün ama selçuk'u kessin işte o zaman efsanedir ama bunları yapmadan sırf adı riekerink diye olmaz.
  • 20
    riekerink'e kredi verenler selçuk'u kesecek olsa ümit özat'a bile hoca olarak kredi verirlerdi heralde. onlar bile aslında riekerink'e inanmıyorlar, onun selçuk'u kesme ihtimalini sevmişler. :) bende kredisi hiç olmadı çünkü kendisi gökten indi o koltuğa. kendisi bile şaşırdı. adamın işi başka, uzmanlaştığı konu farklı. onu da ortadoğulu zihniyetine alet ettiler. belki de idare et kırma bizi diyorlardır adam iyilik olsun diye de duruyor olabilir bilemiyorum. benim için insan olarak kredisi sonsuz ama galatasaray hocası olarak sıfır.
  • 23
    öncelikle bu tamlamanın özünü inceleyelim.

    kredi nedir? neden verilir?
    fransızca kökenli bir kelime. bizi ilgilendiren anlamı ise güven, saygınlık, itibar kısmı. http://www.tdk.gov.tr/...1a2c9184092.98600831
    türediği anlama baktığınızda bir malı veya parayı karşıya güvenerek verme anlamı taşır. temel manası bu. yine önemli kısım güvenmek...

    peki neden verilir kısmına bakalım.
    güvendiniz tamam da neden kredi verirsiniz? karşı taraf ihtiyaçlarını gidersin, gereksinimlerini karşılasın ve daha sonra misliyle geri versin. amaç bu değil mi?

    o zaman burada iki türlü durum devreye giriyor.

    1- güvenmek.
    2- gereksinimlerini karşılaması ve geri ödemesi.

    şimdi siz ilk olanı yapmayınca zaten kredi vermiş olmuyorsunuz. dolayısıyla kredisi tükenmiş filan değil, bildiğin hiç olmamış oluyor. kendisinin gelişine hep karşı olanlar, alt yapı hocası diye aşağılayanlar filan zaten kredi vermediler. yani onların kötü skorda hocayı topa tutmasına gerek yok zaten baştan beri tutuyorlar. en fazla başlığına gelip ben demiştim derler. sonuç ne olursa olsun baştaki düşünceleri değişmeyecek zaten. bu tercih meselesidir.

    asıl mesele ikinci durumda. şimdi bir şekilde hocaya güvendiniz ve kredi açtınız. o zaman kusura bakmayın da bir zahmet gereksinimlerini karşılamasına izin vereceksiniz. kendini bir toparlayacak. ihtiyaçlarını karşılayacak. ondan sonra geri öder zaten. ödemezse asarsınız.

    geri ödemeyi hemen isterseniz, ihtiyaçları için verdiğiniz krediyi gereksinimlerini karşılamasını beklemeden tahsil etmeye kalkarsanız, o kredi olmaz.

    onun adı tefeciliktir...
App Store'dan indirin Google Play'den alın