resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 48
    galatasaray'ı sonuna kadar hakeden aslan gibi teknik direktör.

    gerek takıma yüklediği kondisyon gerek oyun içi disiplin ve gerek hücum organizasyonları ile ligi süpürmekle meşgul tudor. galatasaray'a özlenen futbolu ancak ve ancak bu adam oynatır.

    bu saatten sonra gün aşırı kendisini gündeme getireceğim zira galatasaray'ımın menfaatleri bunu gerektiriyor.

    çıkıp aslanlar gibi mücadele edecek bir takım yaratsa bana kafi, ruhsuz ruhsuz ve mıy mıy top oynayan takım izlemekten illallah geldi ya, yeter!

    tudor bu camiayı sonuna kadar hakediyor.
  • 507
    "yönetimin gitmesi için tudor'un ve galatasaray'ın başarısız olmasını istiyorum"culara inat şöyle söylüyorum:

    tudor hocam! adaletli ve galatasaray'a yakışır durumda olduğun sürece daima arkanda olacağım, daima seni savunacağım, daina başarını dileyeceğim. en büyük galatasaray'dır, aslolan da galatasaray'dır. allah yolunuzu açık etsin, yardımcınız olsun.

    yollar uzun dikenli taşlı olsa da
    bastığın yer üzüntülerle dolsa da
    sel çığ ateş önünde her ne olsa da

    başın dik yürü aslan igor!

    ve buna ek olarak, galatasaray'ın başarılı olmasının temennisine ek olarak, (bkz: yönetim istifa)

    diyorum.
  • 808
    diego simeone esintileri sunmuş aslan gibi teknik direktörümüzdür. devraldığı takımı gelir gelmez 10-15 km daha fazla koşturmayı başarmıştır ki takım adeta bir halısaha takımı kıvamında kondisyona sahip. hani eş dost 20 kişi toplanıp, hadi beyler 3 ay götümüzü sıkıp boş zamanlarda biraz antrenman yapalım desek inanın şu takımdan daha fazla koşarız sahada.

    enkazın da enkazını devraldı.

    hayatımda gördüğüm en tarz savunmalardan birini yaptırdı. conte benzeriydi. beşiktaş sabaha kadar oynasak gol atamazdı ama heriflerde öyle bir bal var ki nasıl yerden gol attılar. aynı şey rize'de de oldu. şu iki ultra şanssız gol olmasa 6 puanı almış ve kupanın bir kulpunu tutmuştuk.

    size jor layık aq, çapsız adama çapsız hoca işte ne beklersin. sonra da gidip simeone başlığına methiyeler dizmeyin sakın.

    sakın!
  • 898
    eğer olur da sırf aslan tudor'um futbolcuları çok yoruyor, fazla antrenman yaptırıyor diye oyuncu grubu hocayı yollama gayreti içine girer de galatasaray taraftarı futbolcuların yanında cephe alırsa çok samimi söylüyorum galatasaray'ı tutmayı bırakırım.

    yok abi hiç lise'ydi bilmem kimdi bok atmayın kimseye, siz kimsiniz ki başkalarını eleştireceksiniz! ne istediğinize karar verin bir ya, tudor gider sonra disiplinli hoca isterük dersiniz yeniçeri gibi.

    var ya galatasaray taraftarının çoğu hıncal uluç amk, resmen dünyada milyonlarca hıncal uluç var yemin ediyorum ya!
  • 1395
    (bkz: bi derbi kazan be kardeşim)

    hshshs şaka yapıyorum aslan hocam, olacak olacak olacak!

    yalnız bu hırvatlarda da ne varsa büyük maç alamıyorlar türkiye liginde. bilic de öyleydi, prosinecki de. anadolu takımlarını öttürüyorlardı ama iş derbiye geldi mi sven goran eriksson'a bağlıyorlardı.

    bahtları benzemesin...

    ya 55 yaş üstü güncü teyzelere benzettiniz bizi de arkadaş, ulan dursun :( bahtları benzemesin falan...

    neyse hocam, hadi makus talihini kır. başarılar!
  • 1951
    anlaşılan o ki kendisi terim ve mancini'den sonra en vizyonlu teknik direktörümüz.

    prandelli geldi, köyünden pandev ile dzemaili'yi getirdi. turşusunu bile kuramadık adamların.
    hamzaoğlu geldi, burak üzülmesin diye forvet aldırmadı. bilal falan geldi.
    denizli geldi, izlediği tek lig süper lig'ten donk'u aldırdı. patladı.
    riekerink geldi, köylüsü de jong ve garry'i takıma kattı. garry iş yapsa da de jong tam facia oldu.

    tudor'a bakıyoruz adam her milliyetten üst düzey oyuncularla ilgileniyor. aday listelerine bile çöp oyuncu sokmadığı belli. zaten sezon devam ederken de kadronun çok kalitesiz olduğunu ve bize yakışacak oyuncular alınması gerektiğini hep söyledi. juventus fenomeni olduğundan menajerlerle ve conte gibi teknik adamlarla da iyi bir iletişimi var. kendisi de vizyonlu bir insan olunca güzel transferler bizi bekliyor gibi.

    o değil de belhanda- sneijder- gomis ileri üçlüsü muazzam iş yapar.

    hasan kabze- hakan şükür- necati ateş- ümit karan dörtlüsünü aynı anda oynatan gerets efsanesinden sonra ilk defa böyle cesur taktik ve diziliş görüyorum. hadi be hoca, yap güzel güzel transferler, sistemini oturt ve şampiyon ol.
    sen kazanırsan galatasaray kazanır.
    galatasaray kazanırsa milyonlar mutlu olur.
  • 1962
    şimdi herkesin hayalinde bir galatasaray teknik direktörü profili vardır elbet. benim hayalimdeki teknik adam başarıya aç, vizyonlu, genç, agresif, teknik-taktik donanımlı ve gayet tabii başarılı bir profil. tudor'a bakıyorum,
    genç, başarıya aç, agresif, teknik-taktik donanımlı zira lippi eğitiminden geçmiş ve her şeyden önemlisi vizyonlu.
    bakın arkadaşlar vizyon çok önemli cidden.

    bu vizyon kelimesinin de içi son zamanlarda çok boşaltıldı o ayrı konu ama kısa haliyle geleceği düşünmektir vizyon. peki vizyon neden önemli?

    mancini manchester city'e gitti, büyük paralar harcadı kabul ama vizyonlu olduğu için çok doğru transferler yaptı ve
    hala onun kurduğu kadroyu kullanıyor city'e gelen teknik direktörler. yani ardında bir enkaz bırakmadığı gibi parlak bir gelecek bıraktı.
    başarılı oldu mu olmadı mı tartışılır ancak kulübe zarar vermediği, kulübün geleceğini bellemediği kesin.

    dönelim bakalım prandelli'ye. vizyonsuzluğu suratından akan bir adam açıkçası. italyan milli takımında bile enkaz bırakmayı başardı adam. zamanında fark etmemiştim ama o dönemin milli takımına öyle çöpleri doldurmuş ki şimdi dönüp baktığım zaman sadece yuh diyorum. galatasaray'da da keza aynı şekilde bitik bir kadro bıraktı. dinamik bir orta sahaya ihtiyacımız varken kağnı gibi dzemaili'yi istedi. diri bir forvete ihtiyacımız varken pandev'i önerdi. sonuç hüsran. vizyonu olmadığı için arkasında bitik, silik, işgörmez bir kadro bıraktı.

    hamzaoğlu. başarılı veya değil o ayrı konu ancak arkasında hiç hoş bir manzara bırakmadığı kesin. burak üzülmesin diye forvet aldırmamak ne lan! vizyonu çok dardı ve şampiyon da olsa uzun vadede zarar verdiği aşikar.

    nereye geleceğim, yani vizyonlu olursan şampiyon olamasan da geleceği temiz bırakırsın. tudor kaliteli ve uzun vadede götürecek oyunculara yönelmiş gibi duruyor. acerbi- maicon, imbula- kucka, belhanda, gomis, tete'nin alındığını düşünsek herhalde 2012-2013'ten sonraki en kaliteli kadromuz olacak. bunu da 30-40 milyon avro harcayarak değil denk gider- gelir ile yapıyor.

    tudor bu nedenlerle başarısız olsa dahi arkasında güzel ve potansiyelli bir kadro bırakacak.
    neden böyle bir hocaya sabretmeyelim ki?
    başka adamlar kuş mu konduracak bu vasat kadroya.

    adam temeli kendisi atıyor şu an. kaliteli kadro kurmayı şeref meselesi bellemiş gibi hareket ediyor. diyecekler ki transfer haberlerini özbek yönetimi pompalıyor. ee kardeşim, özbek kaç senedir var ama ben hiç böyle aklı selim bir transfer politikası işitmemiştim daha önce. çok uzağa gitmeyin geçen yaz tolga, serdar, eren, josue alındı ve bu isimlerin dışında kaliteli olarak sayabileceğimiz bir diarra vardı onu da beceremediler zaten. dursun pompalıyor olsa daha önce niye pompalamasın? çok net belli ki tudor'un transfer politikası akılcı ve mantıklı. geleceğe dönük, başarı getirebilecek bir politika.

    gayet modern bir mentalitesi var, kimlere kimlere şans verilmiş böyle potansiyelli teknik direktöre şans vermezsek hakikaten ayıbımız olur. hiçbir vasfı olmayan riekerink'e bile hepimiz tam destek vermiştik yahu! riekerink kim agalar da tudor'dan daha fazla şansı hak etsin?

    tudor iyidir, şansı hak ediyor. ha başarısız olur gönderilir bu çok net.
    söyleyebileceğim tek şey bu adamın bir şansı hak ettiği.
    taraftardan isteğim geçen sene riekerink'e verilen desteğin yüzde altmışını bu adama versinler yeter.
  • 1975
    birkaç konu başlığı hakkında yorum yapacağım izninizle. konu başlıkları:
    üçlü savunmayı tercih etmesi, sneijder polemiği ve belhanda isteği, gelecek sezonki oyun planı.

    1) üçlü savunma meselesi: arkadaşlar, futbol yüzyıllardır süregelen bir spor ve bu süre zarfında nesnelleşmiş tek şey belki de şu, "dizilişler değil mentalite önemlidir."
    üçlü oynatmış beşli oynatmış dörtlü oynatmış hikaye. bunlar boş iş.
    bu konular sınavdan tam puan almak isteyen öğrencilerin çalıştığı detay konulardır. bilmem anlatabildim mi?

    son yıllarda maçlarımızın yüzde doksan beşini 4'lü savunmayla oynadık, ee ne oldu? şampiyon mu olduk, cl'de yarı final mi yaptık, rakiplerimizi bozguna mı uğrattık?
    6. olduğumuz sezon dörtlü savunmayla oynamadık mı veyahut bu sene dörtlü değil miydi?

    tüm olay teknik direktörün mentalitesinde. öyle bir dörtlü savunmayla çıkarsın ki bazen uyuz eşekler gibi oynar takımın. kimi de öyle bir beşli savunmayla çıkar ki rakibine nefes aldırmaz.
    alın bakın conte chelsea'sine. fırsat bulduğunuzda bu sezonun chelsea maçlarından birinin tekrarını izleyin de görün üçlü savunmayı. adamlar kanırta kanırta premier lig şampiyonu oldu tarihte yok böyle bir şey. ve bunu yapan takım 3'lü savunmayla oynadı.
    bunlara takılmayın.

    2) sneijder- belhanda olayı: bir kere sneijder size olarak sahada takımı düşüren bir oyuncu. bu onun anatomik yapısı kendi suçu değil ama böyle. havadan gelen toplarda veya orta bölgedeki pas trafiğinde çoğu zaman size eksikliğinden dolayı rakibe fazla boşluk bırakıyor. yani bu topun rakibe geçmesi ve dönen topun kalemizde poziyon yaratması anlamı da taşıyor bu durum. özellikle yine fiziğinden dolayı marke etmesi çok kolay bir futbolcu olduğundan bir de sneijder'in çalım özelliğinin çok düşük olmasından dolayı hemen kilitleniyor. büyük maçlarda etkisizliğinin nedeni basit. sneijder'e bir adam ver ve onu kitle.
    fazla kilolarından dolayı şut tehlikesi de yaratamıyor. talisca örneğinden devam edelim.
    talisca kendisi oynamasa bile takımını oynatan bir oyuncu, kilitlenmesi de zor. çünkü hem çok hareketli hem de size olarak iyi yapıda. boy uzunluğu olsun, belinin kıvraklığı olsun rakibini ekarte etmesi çok daha kolay sneijder'e göre. talisca bu sezon kaç gol attı kaç asist yaptı bilmiyorum ancak sneijder'den skor-asist olarak geri kalmışsa bile sneijder'den on kat faydalı olduğu kesin.

    ama takım kötü ondan oynamıyor demeyin zira beşiktaş'ı da şampiyon yapan talisca. talisca'yı çıkartırsan bjk en iyi üçüncü olurdu bu sezon. sneijder iyi bir performans göstermiş olsa bizim de şampiyon olmamız gerekirdi. bruma gibi bir oyuncunun varlığında bile bizi o potaya sokamadı. talisca ise önünde cenk tosun, sağında solunda 34'lük bitiklerle on numara sezon geçirdi.

    yani bahane üretmeyelim yok yere.

    belhanda'ya dönersek. evet sneijder kadar zeki bir futbolcu değil ancak bunun da bir önemi yok zira
    sneijder kilolarından dolayı zaten düşündüklerini sahada gerçekleştiremiyor.
    ve size olarak çok artılı bir on numaradır belhanda. havadan top alır, rakibinin omzuna elini koyup onu topa çıkartmaz. duvar olur. top saklar, çalım atar. onun için kilitlenmesi daha zor bir oyuncudur. fiziki yapısı, elastikiyeti ve bileklerinin kıvraklığı sayesinde üzerine markaj yapılsa bile paçayı kurtarabiliyor.
    asist ve gol sayısı düşük gelebilir ama hücumda sürekli dikine düşünen, pasların şiddetini iyi ayarlayan bir isim. belhanda'yı diyelim ki iyi marke ettin ve kaleden uzakta tuttun. bu sefer de şut özelliğini kullanarak kilit açar. diyelim ki onu da yaptırmadın, kanada geçer çalım özelliğiyle kilit açar. yani üzerine verilen adamı bezdirir bir şekilde ve yorar. hareketlidir.

    tüm bunlar sneijder ve belhanda'nın farkıdır. tudor da bu sebeplerle belhanda'yı tercih ediyor olabilir ama bana kalırsa ikisini birlikte oynatmayı düşünüyor.

    3) oyun planı: artık selçuk'la defans dörtlüsü arasındaki o saçma sapan pas trafiğini görmeyeceğiz çünkü tudor bundan nefret ediyor. bir iki pasla orta sahaya atlayıp oradan topu sneijder- belhanda ikilisine aktaracağız, kanat bekleri hücuma çıkacak, bol bol orta keserek ve kanattan sneijder- belhanda'ya içe dönerek şut çekip skor üreteceğiz ağırlıklı olarak. ayrıca bu sezon çok sayıda kaleciden seken topun gol olorak tamamlanacağını da söyleyebilirim. şimdiden gözümün önüne geliyor belhanda'nın şutunda dönen topu gomis'in tamamlaması.

    top rakibe geçtiğinde beklerin hafif ortada yer alacağı 5'li bir kapanış göreceğiz. yine kapanış sırasında sneijder ve belhanda taç çizgisine yaklaşacak, olası bir kontra atakta sahayı doğru parsellemek için hazır bekleyecekler.

    yedekte garry gibi de bir varyasyon duracak. rakibi ortadan delemediğimizde hemen oyuna alınarak belhanda sol açık, sneijder forvet arkası, garry sağ açık olacaklar. geçtiğimiz sezon neredeyse tüm goller kanat akınıyla gelmişti. tudor bu sene ortadan delme özelliğini yüklemeye çalışacak.

    ve şunu söylemek lazım, rakibin kanadını delersen 1 ya da 2 gol bulabilirsin ama rakibi ortadan deldiğinde golden bağımsız maç artık senindir. kazanırsın ve farka gidersin.

    işte durum budur arkadaşlar.
  • 2035
    sneijder hakkında gayet olumlu konuştu. adamın üç sözünden ikisi kalite.

    vizyonlu olduğu 5 bin kilometreden belli adamın.
    4'lü defans sözünü kaçırdı gibi geldi ağzından bana. dörtlü düşünüyor sanırım.

    belhanda sol açık veya selçuk yerine cm oynayacak gibi duruyor.

    ek: tempolu, dinamik bir takım yaratacağım diyor.
    medyada transferi geçen birkaç isim doğru dedi.

    sneijder'in 1 yıl daha kontratı var, hep beraber bir karar alacağız dedi ters köşe yaptı yine. ''belhanda yüksek kalitede, çalışkan bir oyuncu. eğer gelirse takımımızda çok büyük yeri olacaktır.'' dedi. belhanda ve sneijder beraber oynayabilir de dedi. vallahi seni çözmek çok zor hoca.
  • 2080
    kendisi hakkında "inatçı, hep kendi bildiği sistemde oynatıyor takımı" dendiğinde tansiyonum falan fırlıyor artık. yahu adam sırf pragmatik yaklaşımı nedeniyle üçlü defanstan vazgeçip katiyen dörtlü oynatıcim moduna geçti, daha ne yapmalı inatçı olmadığını ispat etmesi için.

    hoca bizlere reçeteyi verdi. ahanda sizin hastalığınız şu şu şu dedi. iyileştirecek ilaçları da belirledi.

    hal bu iken kendisine,
    "hoca sen bir kenarıya çekil, bana reçeteyi tedaviyi verdin ama ben senin tipini, konuşmanı sevmedim başka doktor bulacağım kendime" dersek şans tanımazsak büyük yanlış olur.

    kaldı ki gördüğüm kadarıyla taraftarı arkasına almış durumda.
    yolun sonu şampiyonluk olsun.
  • 2179
    kendisine bu gece hakaret edenler tek tek cezalandırılmazsa asıl yangın o zaman çıkar.
    sneijder'in gitmesi üzebilir, kararı yanlış da bulabilirsiniz ama kimse galatasaray teknik direktörüne iftiracı, yalancı, şerefsiz, bilmemne diyemez arkadaş. galatasaray sadece bir spor kulübü değil aynı zamanda kültürdür. bu kültürü ayaklar altına alamazsınız.
    tudor'a kararında hatalı olduğunu söylemenin binbir yolu varken hakarete başvuruluyorsa asıl o zaman sıkıntı vardır.

    galatasaray sözlük moderasyonu bugün çizgisini çeksin, galatasaray teknik direktörlüğüne saygı kı uoksa birkaç yazarın hoşnutluğu mu?

    hala şaşkın şaşkın okuyorum yazılanları. her şeyi beklerdim ama doğrusu bunu hiç beklemezdim. galatasaray kültürünü bugün ayaklar altına aldınız. tebrikler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın