• 3
    ingilizceyi bilgisayar oyunlarından öğrenmenin güncellenmiş versiyonu. eskiden age of empires, counter strike, warcraft gibi oyunlarla sadece ingilizcesini geliştiren türk gencinin son dönemlerde sırasıyla fifa, winning ve pes'e yönelmesiyle ingilizcesinin yanında futbol bilgisi de artmıştır. bu sayede sadece kahvehanelerde görülen futbolun kitabını ben yazdımcıların yaş ortalaması düşmüş ve faaliyet alanı da oldukça genişlemiştir.
  • 8
    kesirleri ters yazan abimiz tarafından önüne gelene hakaret edebilmek adına sözlük arşivinde arayıp, tarayıp bulduğu başlık. konuştukça batmak böyle bir şey galiba...

    bu oyunlardan futbolcuları belki net olarak tanımazsın belki ama bir fikir sahibi olabirsin. her ülkede onlarca gözlemci tarafından değerlendirmeler yapılarak hazırlanıyor o istatistiki veriler.
  • 9
    allah allah? fesuphanallah. hafazanallah. yahu ne var bu durumda bu kadar takılacak ben anlamıyorum. resmen tabu oldu lan bu millette. biri rijkaard'ı sevmeyince "futbolu götünü yaydığı yerden fm ile öğrenen salaklar" deniliyor, diğeri rijkaard'ı savununca "biz futbolu sizin gibi fmlerden fifalardan öğrenmedik aslanım" diyor.

    bodom kardeşimin blogunda dert yandığı konulardan biri ne? "defanstan pas yaparak çıkma" falan filan diyen tipler. hakkaten de sıkmış olabilir. ben en son cm 03/04'ü oynamıştım. geçen sene fm 2010 aldım, biraz oynayayım dedim. hep diyorlardı ki "ooo fm çok gelişti, gerçek yaşamı birebir yansıtıyor". e aldım baktım; servet çetin nefis pas organizasyonları yapıyor. linderoth hiç sakatlanmıyor. mustafa sarp azımsanmayacak derecede iyi oynuyor. son oynadığım cm 03-04'te defans oyuncularının hücuma katkısı kale önünden "dan" diye topa vurmak, o topun kaleciyi geçmesi ve gol olmasıydı. şimdi bakıyorum fm 2010'a, ben hiç ekstra bir şey yapmadan servet çetin muazzam oynuyor. deplasmanda barcelona ile oynarken oyunu tamamen kontrolüm altında tutabiliyorum. ee, futbolu nasıl öğretiyor bu oyun şimdi bana? acaba gerçekleri sapıtıp, bizi hayal kurmaya zorlayıp, takımın gidişatı hakkında kafa patlatmamıza mı sebep oluyor? insanları düşünmeye sevkeden şeyleri severim, bırakın dokunmayın.

    olabilir, futbolun fm ile öğrenilebildiğini varsayalım. ne var bunda? biri gelsin, bana açıklasın lütfen. bunda kötü olan nedir? benim aklım niye bunun kötü olduğuna yatmıyor? günümüz bilgi çağı diyoruz, ama bir oyun oynarken insanların bir şeyler öğrenmesini küçümsüyoruz. nereden öğrenelim peki futbolu? tribünden mi? yahu her maç tribünde olan adamların da sözlükte düştükleri durumu görüyoruz. zerre anlamıyorlar futboldan. biz çocukken futbol kitapları vardı mesela, futbolu öyle öğrenmeye çalışırdık. yine öyle mi yapalım? bu adamlar da kafalarından uydurup koymuyorlar ki o terimleri oyunlarına. mesela cod 5 world at war oynarken flamethrower vardı elimde. "ahahaha böyle silah mı olur lan o zamanlar?" demiştim. sonradan araştırdım, dünya savaşında kullanılmış o silah. hatta sana verdikleri her silah kullanılıyormuş. onun gibi; fm oynarken bakıyorsun, bir tabir var "box-to-box" diye. box-to-box, yani chicken translate ile kutu kutuya. "ahaha kutu kutuya mı veriyorlarmış?" diyorsun, bir araştırıyorsun ki varmış böyle bir tabir. modern futbolun oynandığı yerlerde var böyle bir şey, ama bizim haberimiz yok. fm olmasa hayatta öğrenemeyeceğiz. ee, fm'den öğrenilmesi hoşuna gitmiyor. nereden öğrenelim peki bunu? internetten öğrenince "kıçını yaydığın bilgisayar karşısından futbolu öğreniyorsun" , bir tottenham maçı izleyip gözünün pasını sildiğinde "bank asya dururken ingiliz'in maçını izleyen elitist pezevenk." bu kaynakların hepsini kaldıralım. nereden öğrenelim box-to-box'ı? futbolu tribünden öğrenmeye çalışalım da sebo reis mi öğretsin?

    orta sondayız, cm ile kasım ayında filan bir arkadaşımın ısrarıyla tanıştım. cm 01-02 zamanı yani. sonradan hagi ile oynamak için cm 00-01'i de aldım zaten. daha önceleri hep 4-5 olan ingilizcem o sene zayıftı. ingilizce hocamız çok güzeldi ama. bir insan adıyamanlı olup da ne kadar güzel olabilirse o kadar güzeldi * *. neyse konu dağılmasın, ben o sene ingilizce dersinden hiçbir şey anlamasam da, ingilizce yazılardan başka hiçbir şeyi olmayan cm'yi anlayabiliyordum. hatta "no comment" ifadesini belki okulumuzdaki çoğu hoca anlayamıyorken ben anlıyordum. öyle işte, bilgisayar oyunlarından ingilizce'yi biraz öğrenebilirsin, belki 1-2 terim öğrenirsin ama futbolu öğrenemezsin ve futbol hakkında bir şeyler bilen birinin tüm bildiklerini oyunlara bağlayamazsın. tıpkı call of duty oynayan birinin kuzey ırak'a savaşa gitmeyeceği, euro truck oynayan birinin nakliye şirketinde iş başvurusunda bulunmayacağı, age of empires oynayan birinin krallığını ilan etmeyeceği gibi.

    bu başlığa zizonkovac uğradı diye uğradıysam adam değilim. bir ara bu konu hakkında yazmayı düşünmüştüm, şimdi aklıma geldi sadece. bazen ben de birilerini suçluyorum "bilgisayardan öğrenmiş futbolu caka satıyor amk" diye, ama bitsin artık bu. anlamsız olduğunun farkına varın.
  • 12
    yahu o değil de, dünya futbolunda son 10 senede çıkan tüm adamlara millet "olm x diye bi adam var genç, gelecekte acayip olacakmış diyolla" diye geldiğinde "ohoo 3 sene önceden biliyorum ben onu demektir bu olay.

    ya da babayla birlikte şampiyonlar ligi izlerken tuvaletten döndüğünde "bak x diye bi adam girdi, altyapıda bilmemkaç tane golü varmış" dediğinde babaya "ohoo, 2 sene önce aldım ben onu, karşıyaka'ya kiralık verdim, orda oynuyo, acayip istatistiklerini var ama hakkaten" deyip babayı kilitlemektir bu olay.

    keşfettiğiniz o "fm genci" büyük kulüplerce takip edildiğinde kendinizi scout hissetmek, alındığında "lan yüzde onunu bana versenize ibneler demektir... fm'den futbol öğrenene laf eden karşısında beni bulur... kıyasıya da tartışırım.
  • 14
    böyle bir şey yoktur *. ama futbolun öğrenilmeyen yanlarını öğrenmek, futbol görüşünü geliştirmek için oyunlar ideal bir araçtır. hatta daha ileri gideyim. türk futbolundaki eksiklikleri giderebilecek çok önemli bir araç olabilir teknoloji.

    diğer alanlardaki simülasyonlar gibi doğru kullanıldığında tabii ki. 13-14 yaşlarında gerçek futboldan habersiz çocukların durumu bence de kötü. ama futbol oyunlarının şu anki durumuyla kendini geliştiren insanlara kötü gözle bakmamak lazım.

    avrupa'da üst düzey eğitim görme şansımız yokken ne yapalım? ülkemize gelen yabancı teknik adamları beğenmeyelim. ruhsuz onlar. futboldan da hiç anlamıyorlar. türk hocaların neyi eksik yahu? futbolcularımızın da teknik-taktik bilgiye ihtiyacı yok. iman gücüyle her şeyin üstesinden geliriz. gelemesek de ülke içinde birbirimizi yemeye devam edelim. avrupa'ya açılmak, onların neler yaptığına bakmak falan; boş işler. ayrıca fm o ile oyuncuları tanımak yanlış, değil mi? işi gücü bırakıp 2 saatlik maçları tek tek izleyelim.
  • 16
    son zamanlarda, kafatasci yazarlar sayesinde hortlayan, en guzel hislerin yorumudur.

    sen futbolla ilgili bilgisayar oyunlarini, o sporu ogrenmek icin oynamazsin, o sporu bildigin ve sevdigin icin oynarsin. mesela siz amerikan futbolu`nu ogrenmek icin, o sporun menajerlik oyununu alip oynar misiniz ? yada buna kalkissaniz bi bok anlayabileceginizi mi saniyorsunuz ?

    ozellikle fm,cm tarzi oyunlari sadece futbol hakkinda fikri olan adamlar oynayabilir. daha sonrasinda , ozellikle oyuncu tanima konusunda kendini gelistirebilir bu kisiler. bunda da hic bir gariplik yoktur.

    benzer muhabbetleri bloglar icin de yaptiniz. gidiniz bi cay koyunuz. isteyen istedigini yapar kimi ne ilgilendiri, bunu anlamis degilim. gerci bunlar hep ulkenin genel durumunu gosteriyo, dinle ilgili fikirlerini acik eden diyanet isleri baskani bile dan diye gorevden alinabiliyo, sanki onu gorevden alan, yillardir o isle ugrasan adamdan daha iyi biliyomus gibi, biz burda blog, oyun diyoruz, ozgurluk diyoruz, kim takar di mi..

    cok sevdigim bi arkadasim soylemisti bloglar icin, istemeyen okumasin degil, isteyen okusun dogru tanimlamadir diye. bu da ayni durum, istemeyen oynamasin degil yegen, isteyen oynasin. oynamayan da bik bik otmesin lutfen..
App Store'dan indirin Google Play'den alın