247
yirmi senedir futbol oynar, izlerim. hayatımın en güzel anlarda mutlaka bir yeri olmuştur. fakat artık futbol, günümüz koşullarına göre hakikaten ilkel bir şekilde devam ettiğini ve de kendi kurallarını geliştiremediğini itiraf etmem gerekiyor. bunları yazmaya teşvik eden az önce izlediğim 8 mart 2015 sivasspor beşiktaş maçı. neden mi? maç öncesinde onlarca futbolcuya ödenen ücretler, yapılan antrenmanlar, kulüp çalışanlarının mesaileri, futbol seyircisinin maç saatini heyecanlı bekleyişi derken; gerçekten büyük bir emek ve masraf. sonuç ne mi? dağ fare doğurdu. maç boyunca amatör ligde bile oynanmayan futbol şu, topu kapın, sağ kanada verin , gelişi güzel orta açın, sonra da kaleci autu kullanırken en az iki dakika geçsin, topu yine kapın yine, yine, yine aynı. hakikaten insanlar bunun için mi emek veriyor. evlerinden işlerinden çıkıp, ücret ödeyip bu soğukta bunları izlemek için mi geliyorlar. futbol takımı hafta boyunca bunun mu antrenmanını yapıyor. bir sözüm de michel platini'ye bırak artık bu doğallık hastalığını futbolda, teknolojiyi kullan. çünkü insan iradesi adaleti tayin edemez. gerekirse maç süresini doksan dakikadan yetmiş dakikaya düşür ama basketbol gibi saniye saniye tutun şu maçları artık. seyirci oraya yalandan yere yatıp, dakikalarca kalkmayan futbolcuyu izlemeye gelmiyor.