26417
1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı nın kaybedilmesinde ve 2020-2021 sezonunda avrupa'dan elenmemizde çok büyük payı olan teknik direktörümüz. sonuçta rangers fc takımı , oturmuş iyi bir takım olsa da yenilmeyecek, elenilmeyecek bir takım değildi. oyuncu eksikliğini de kabul ediyorum fakat bir şekilde elenmesi için çözüm üretmesi gerekiyordu ve yapamadı.
aynı zamanda bu maç benim için çok büyük bir yıkım oldu. 1 ekim 2020 ile 2 ekim 2020 arasındaki ruh halim çok değişti. 1 ekim günü olası transferlerin takıma uyumunu , olmazsa bile, eldeki mevcut takımla neler yapabilirizi düşünürken, 2 ekimde futbol konuşmak , izlemek , düşünmek istemedim. her düşündüğümde o sonuç aklıma geldi. sosyal medyada ve sözlükte geçirdiğim zaman arasında dağlar kadar fark oluştu. bunun olmasındaki sebeplerden birinin de fatih hoca olduğunun farkındayım.
fakat, bütün bunlara rağmen, bu kadar üzülmeme rağmen, mal bulmuş mağribi gibi fatih hocaya saldırılmasına kesinlikle karşıyım. özellikle bilinçli ve algı oluşturmak için yapılması ve bunun bu mecrada olması çok garip.
öncelikle fatih hoca'nın sürekli eleştirildiği 2020-2021 sezonu demeçlerine gelelim.
2 günlük teknik direktör sergen yalçın bile sürekli takımının kalitesiz olduğundan takıma 5-6 kaliteli oyuncu alınmasını dile getirirken, üstüne üstlük eski takımından oyuncuları takıma monte etmişken, dedikleri dobralık oluyor, yönetimini zora sokmuyor ve doğru söylüyor oluyor fakat fatih hoca satmakta becerikli olmalıyız lafı yönetime çok ağır bir eleştiri oluyor.
özellikle 2020-2021 yaz transfer döneminde fatih hoca neredeyse hiç konuşmadı. her konuştuğunda da öncelikli olarak yöneticilerin çok çalıştığını ve olmazsa da yapacak bir şeyin olmadığını bu kadro ile devam edebileceğini söyledi. bunun yanında satarken de mahir olmalıyız dedi. eğer bu kadar bile eleştiriyi kabul etmiyorlarsa, ki doğru olan bir cümle üzerinden fatih hoca'ya saldırılıyorsa burada çok büyük yanlış var demektir.
ikincisi belhanda mevzusu. basından duyduğumuza göre, ki basın ne kadar doğru söylüyor bilmiyoruz, çünkü bu haberleri yapanlar genelde yöneticilerin dedikleri yazan kişiler. hatta bir tanesi geçenlerde n'diaye haberi yanlış çıktıcdiye yönetime düşman olmuştu ve burada da çok eleştirilmişti. işte bunların haberlerine göre 2 sene önce devre arasının son gününde fatih hoca belhanda'yı sattırmamış. bakın bu haber doğru olsa bile ki olma ihtimali yüksek, hoca çok doğru bir karar vermiş. eğer o gün fatih hoca belhanda'yı sattırsa muhtemelen o seneyi şampiyon tamamlayamazdık. yani 8-10 milyon için 40 milyon + şampiyonluktan olurduk. yerine biri gelirdi diyenler bence futbol izlemeyi bıraksın, polyanna olarak hayatını devam ettirsin. he gelirdi belki ama 5 milyona aytaç kara falan gelirdi.
yani sürekli belhanda'yı sattırmadı demek ve bunun üzerinden eleştirmek nasıl bir durumdur? sanki haziran ayının ilk haftasında istediler belhanda'yı da hoca kabul etmedi. özellikle daha önce benim hiç hatırlamadığım, büyük takımların nicelik olarak sezona eksik başlamasını 2-3 kere yaşatan yönetime güvenip son gün oyuncu satmaması çok çok normal. zaten belhanda ile kazanılan 2 tane şampiyonlukta, belhanda çok büyük pay sahibiydi. yani belhanda'dan nefret et, kız, fark etmez. bu gerçeği değiştiremezsin. o senelerde eğer takımda 3 oyuncu sayılacaksa belhanda hep ilk 3'te olur.
bir de son zamanlarda taktik-teknik bilmiyor lafları dolaşıyor. fenerbahçe ve beşiktaş taraftarının ve medyasının fatih hoca'yı itibarsızlaştırmak için kullandığı bu sözleri buralarda okumak canımı çok yakıyor. şu kadar net konuşuyorum ve bu konuyu isteyenle sabaha kadar tartışabilirim. eğer fatih terim teknik-taktik bilmiyorsa türkiye sınırları içersinde futbol bilen bir kişi yoktur. hayır bir de fatih hoca'ya kibirli diyorlar. adam kibirli dediği kişiye, milan'ı çalıştırmış, türkiye milli takımında ve türkiye'de daha önce yapılmamış olanları yapmış kişiye futbol bilmiyor diyor. yani senin kibirin fatih hoca'dan daha fazla ve inan seninki boş kibir.
bir de her ismi geçen oyuncu altında fatih hoca istemiyor diye yazılar oluyor. genelde de aynı kişiler tarafından yazılıyor bu yazılar. mesela lemina'nın altına her gün hoca istemiyor deniyor, yoksa alınırdı deniyor, daha sonra hocanın istediği ortaya çıkıyor ve bu sefer de çok istemedi deniyor. oyuncu başka takıma gidince de bu kadar parayı nasıl verelim denilerek yöneticiler aklanıyor. tamam belki o paraları veremezdik ve bu durumda yöneticilerin hatası yok fakat niye sürekli fatih hoca'nın yanındaymış gibi, şunu istemedi, bunu istemedi, hoca oyuncu beğenmiyor diyorsunuz. sebebini söyleyeyim, transfer yapılamayacağını biliyorsunuz ve bunu hoca'ya bağlamak istiyorsunuz.
oyuncu seçimleriyle alakalı eleştiriler de var fakat bu çok normal. teknik direktörlüğün cilvesi bu. bence, tabii ki tamamen kendi düşüncem ve scott piri'nin yaptıklarına bakarak, etebo'yu kullanmamasının sebebi çok fazla yüklenip sakatlık oluşmasını önlemek. oyuncunun kamp yapmaması onun sadece temposunu değil, sakatlık riskini de artırır. çünkü vücudu ona hazır değildir. sadece 2 hafta takımla çalışmış ki bu yükleme değil, bir oyuncuyu 2 hafta içerisinde 4 maçta 90 dakika oynatmak onu 2 ay kaybetme anlamına gelebilir. yani oyuncu 2 hafta sonra oynayınca bak oynatsaydı elerdik demek de yanlış çünkü, o zaman ile 2 hafta arasında çok büyük fark. dediğim gibi bu eleştiriler çok normal ve olacak, olması da gerekli zaten.
arda'yı oynatmak için emre'yi içte kullanıyor diyenlere zaten bir şey demiyorum. hatta bunlar zamanında arda'yı oynatmak için transfer istemiyor da diyordu.
ayrıca babel ve falcao transferleri bir hata ise tek sorumlusu fatih terim değildir. yöneticiler ne kadar hatalıysa fatih terim de o kadar hatalıdır. yani yine yönetimi korumak için bu oyuncular üzerinden fatih hoca'ya saldırmak yanlış. zaten bence, babel transferi, maliyetinden ve sözleşme süresinin uzunluğundan bağımsız, zamana göre çok yanlış bir transfer değildi.
ilk başta dediğim gibi, belki bu sezon hiç olmadığı kadar az maç izleyeceğim ve bunun en büyük sorumlularından biri de fatih hoca. bu kadar sinirli ve kırılmış hissetmeme rağmen bu kadar saçma şekilde üzerine saldırılmaması, buna izin verilmemesi gerekir.
aynı zamanda bu maç benim için çok büyük bir yıkım oldu. 1 ekim 2020 ile 2 ekim 2020 arasındaki ruh halim çok değişti. 1 ekim günü olası transferlerin takıma uyumunu , olmazsa bile, eldeki mevcut takımla neler yapabilirizi düşünürken, 2 ekimde futbol konuşmak , izlemek , düşünmek istemedim. her düşündüğümde o sonuç aklıma geldi. sosyal medyada ve sözlükte geçirdiğim zaman arasında dağlar kadar fark oluştu. bunun olmasındaki sebeplerden birinin de fatih hoca olduğunun farkındayım.
fakat, bütün bunlara rağmen, bu kadar üzülmeme rağmen, mal bulmuş mağribi gibi fatih hocaya saldırılmasına kesinlikle karşıyım. özellikle bilinçli ve algı oluşturmak için yapılması ve bunun bu mecrada olması çok garip.
öncelikle fatih hoca'nın sürekli eleştirildiği 2020-2021 sezonu demeçlerine gelelim.
2 günlük teknik direktör sergen yalçın bile sürekli takımının kalitesiz olduğundan takıma 5-6 kaliteli oyuncu alınmasını dile getirirken, üstüne üstlük eski takımından oyuncuları takıma monte etmişken, dedikleri dobralık oluyor, yönetimini zora sokmuyor ve doğru söylüyor oluyor fakat fatih hoca satmakta becerikli olmalıyız lafı yönetime çok ağır bir eleştiri oluyor.
özellikle 2020-2021 yaz transfer döneminde fatih hoca neredeyse hiç konuşmadı. her konuştuğunda da öncelikli olarak yöneticilerin çok çalıştığını ve olmazsa da yapacak bir şeyin olmadığını bu kadro ile devam edebileceğini söyledi. bunun yanında satarken de mahir olmalıyız dedi. eğer bu kadar bile eleştiriyi kabul etmiyorlarsa, ki doğru olan bir cümle üzerinden fatih hoca'ya saldırılıyorsa burada çok büyük yanlış var demektir.
ikincisi belhanda mevzusu. basından duyduğumuza göre, ki basın ne kadar doğru söylüyor bilmiyoruz, çünkü bu haberleri yapanlar genelde yöneticilerin dedikleri yazan kişiler. hatta bir tanesi geçenlerde n'diaye haberi yanlış çıktıcdiye yönetime düşman olmuştu ve burada da çok eleştirilmişti. işte bunların haberlerine göre 2 sene önce devre arasının son gününde fatih hoca belhanda'yı sattırmamış. bakın bu haber doğru olsa bile ki olma ihtimali yüksek, hoca çok doğru bir karar vermiş. eğer o gün fatih hoca belhanda'yı sattırsa muhtemelen o seneyi şampiyon tamamlayamazdık. yani 8-10 milyon için 40 milyon + şampiyonluktan olurduk. yerine biri gelirdi diyenler bence futbol izlemeyi bıraksın, polyanna olarak hayatını devam ettirsin. he gelirdi belki ama 5 milyona aytaç kara falan gelirdi.
yani sürekli belhanda'yı sattırmadı demek ve bunun üzerinden eleştirmek nasıl bir durumdur? sanki haziran ayının ilk haftasında istediler belhanda'yı da hoca kabul etmedi. özellikle daha önce benim hiç hatırlamadığım, büyük takımların nicelik olarak sezona eksik başlamasını 2-3 kere yaşatan yönetime güvenip son gün oyuncu satmaması çok çok normal. zaten belhanda ile kazanılan 2 tane şampiyonlukta, belhanda çok büyük pay sahibiydi. yani belhanda'dan nefret et, kız, fark etmez. bu gerçeği değiştiremezsin. o senelerde eğer takımda 3 oyuncu sayılacaksa belhanda hep ilk 3'te olur.
bir de son zamanlarda taktik-teknik bilmiyor lafları dolaşıyor. fenerbahçe ve beşiktaş taraftarının ve medyasının fatih hoca'yı itibarsızlaştırmak için kullandığı bu sözleri buralarda okumak canımı çok yakıyor. şu kadar net konuşuyorum ve bu konuyu isteyenle sabaha kadar tartışabilirim. eğer fatih terim teknik-taktik bilmiyorsa türkiye sınırları içersinde futbol bilen bir kişi yoktur. hayır bir de fatih hoca'ya kibirli diyorlar. adam kibirli dediği kişiye, milan'ı çalıştırmış, türkiye milli takımında ve türkiye'de daha önce yapılmamış olanları yapmış kişiye futbol bilmiyor diyor. yani senin kibirin fatih hoca'dan daha fazla ve inan seninki boş kibir.
bir de her ismi geçen oyuncu altında fatih hoca istemiyor diye yazılar oluyor. genelde de aynı kişiler tarafından yazılıyor bu yazılar. mesela lemina'nın altına her gün hoca istemiyor deniyor, yoksa alınırdı deniyor, daha sonra hocanın istediği ortaya çıkıyor ve bu sefer de çok istemedi deniyor. oyuncu başka takıma gidince de bu kadar parayı nasıl verelim denilerek yöneticiler aklanıyor. tamam belki o paraları veremezdik ve bu durumda yöneticilerin hatası yok fakat niye sürekli fatih hoca'nın yanındaymış gibi, şunu istemedi, bunu istemedi, hoca oyuncu beğenmiyor diyorsunuz. sebebini söyleyeyim, transfer yapılamayacağını biliyorsunuz ve bunu hoca'ya bağlamak istiyorsunuz.
oyuncu seçimleriyle alakalı eleştiriler de var fakat bu çok normal. teknik direktörlüğün cilvesi bu. bence, tabii ki tamamen kendi düşüncem ve scott piri'nin yaptıklarına bakarak, etebo'yu kullanmamasının sebebi çok fazla yüklenip sakatlık oluşmasını önlemek. oyuncunun kamp yapmaması onun sadece temposunu değil, sakatlık riskini de artırır. çünkü vücudu ona hazır değildir. sadece 2 hafta takımla çalışmış ki bu yükleme değil, bir oyuncuyu 2 hafta içerisinde 4 maçta 90 dakika oynatmak onu 2 ay kaybetme anlamına gelebilir. yani oyuncu 2 hafta sonra oynayınca bak oynatsaydı elerdik demek de yanlış çünkü, o zaman ile 2 hafta arasında çok büyük fark. dediğim gibi bu eleştiriler çok normal ve olacak, olması da gerekli zaten.
arda'yı oynatmak için emre'yi içte kullanıyor diyenlere zaten bir şey demiyorum. hatta bunlar zamanında arda'yı oynatmak için transfer istemiyor da diyordu.
ayrıca babel ve falcao transferleri bir hata ise tek sorumlusu fatih terim değildir. yöneticiler ne kadar hatalıysa fatih terim de o kadar hatalıdır. yani yine yönetimi korumak için bu oyuncular üzerinden fatih hoca'ya saldırmak yanlış. zaten bence, babel transferi, maliyetinden ve sözleşme süresinin uzunluğundan bağımsız, zamana göre çok yanlış bir transfer değildi.
ilk başta dediğim gibi, belki bu sezon hiç olmadığı kadar az maç izleyeceğim ve bunun en büyük sorumlularından biri de fatih hoca. bu kadar sinirli ve kırılmış hissetmeme rağmen bu kadar saçma şekilde üzerine saldırılmaması, buna izin verilmemesi gerekir.
