• 1
    özellikle fenerbahçe tarafına has bir durumdur bu. ellerinde olan birşey değildir aslında. çocuklukta bir hata yapıp fenerbahçeli olan veya oldurulan bu bünyeler, geri dönülmez bir yola girdiğinin farkında değildir. zamanla, konumuz olan bu psikoloji kendini gösterir

    genellikle sorun yaşadıkları ve bir türlü karşısında uslanmadıkları bir takım olur bunların. *

    akut evrede, rakip takım ile ilgili ;

    - transfere bok atma
    - teknik ekibe bok atma
    - yöneticiye bok atma
    - kupalara bok atma
    - stadyuma bok atma
    - finansa bok atma
    - formaya bok atma
    - oynayan futbolcuya bok atma
    - oynamayan futbolcuya bok atma
    - medyayı kullanarak bok atma
    - kendi oyuncusu ile oyuncu kıyaslama
    - skora şartlanmışlık
    - rakibi küçümseme

    vs. gibi yollarla kendini gösterir. tedavisi yoktur.
  • 3
    bu psikolojinin adı nasıl konur pek bilmiyorum ancak küçük ve hakir görülen, haksızlığa uğradığını düşünen hem takımın hem de taraftarın psikolojisidir.

    özellikle medya pompalamasıyla, kamuoyu üzerinde söz konusu kulübün zor durumda olduğu ve başarı kazanmasının imkansız olduğu dikte edilir.
    ancak bu baskı ve görüşler genellikle geri teper, veya tersi gerçekleştiğinden hatırlarda imkansızı başaranlar diye yer eder.

    ilk örnek, 16 dakikada gelen şampiyonluğumuz. o sene futbolcular alacakları ödenmediği için antrenmanı boykot etti ve teknik direktörü gönderdi.
    ardından medyada oluşan kanı artık galatasaray'ın dağılacağı yönünde idi.
    burada dikkat çeken unsur, futbolcuların ve taraftarın artık saha dışı olayları yüzünden başarısızlığı önemsememesi, dolayısıyla takımın üzerindeki baskının azalmasıydı.
    bunun yanı sıra, medyada ve fenerbahçeliler arasında ortaya çıkan parasızlar, fakirler gibi küçük düşürücü edebiyatın etkisi çok büyüktü.
    sanırım milliyet gazetesinde, para atışı yapan hakemin madeni parasını havada kapan hakan şükür veya hasan şaş'ın karikatürü bile yayınlanmıştı.
    bu tip yorumlar, futbolcuların ve taraftarın kendilerine savaşacak bir düşman yaratmalarını sağladı.
    hakan şükür -sevilir veya sevilmez, ancak güçlü karakteri olan bir futbolcuydu- gibi bir liderin etrafında kenetlenen grup, oyuna konsantre oldu ve sonuçta şampiyonluk geldi.

    ikinci örnek, geçen sene fenerbahçe'nin gösterdiği mücadele, ki bence ikinci olmaları gerçekten bir başarıydı onlar için.
    geçtiğimiz sene, herkesin hatırlayacağı gibi gün aşırı medyada, sanal ortamlarda fenerbahçe düştü düşecek, bitti bitecek haberleri yapıldı.
    futbolcuları yurtdışına, başkan ve yöneticileri hapse gitti.
    burada yine, fenerbahçe tarafından devlet, cemaat, diğer takımlar gibi sayısız düşman yaratıldı.
    aykut kocaman, liderliğini gösterdi, haksızlığa uğradıklarını her fırsatta dile getirdi ve takımı toparlayarak son dakikaya kadar ciddi mücadele verdi.

    son örnek ise geçen haftaydı.
    beşiktaş, tarihinin en bünalımlı dönemini geçirirken gerek yazılı ve görsel medyada, gerekse sana alemde fazlaca ti'ye alındı.
    karşılaşmayı izlerken futbolcu ve taraftarların yüz ifadelerinden kendilerinin ne kadar hafife alındığını ve ne kadar bilendiklerini görebilirsiniz.
    burada yine sanki galatasaray beşiktaş'ı ciddiye almıyormuş gibi bir algı yaratıldı.
    üzerine beşiktaş yöneticilerinin galatasaray'a kırgınız, gelmesinler gibi ifadeleriyle bizi düşman olarak gösterdiler.
    galatasaray 5 atarmış, tarihi hezimet olurmuş vs. derken, beşiktaş çıktı, iyi veya kötü oynadı ama son ana kadar fazla konsantrasyonla mücadelesini verdi.

    sonuç olarak, bu psikolojiye bürünen takımlar karşılaşmalara ekstra konsantre olup, performanslarını çabucak üst seviyeye çıkarabiliyorlar.
    bizlerin en azından taraftar olarak, basın tarafından bu kadar çok rehavete sokulmamamız, futbolun da üç sonuçlu bir oyun olduğunu, maçların oynanmadan kazanılmadığını unutmamamız gerekir.

    aksi takdirde, pazartesi günkü gibi, "fatih terim'in yaptığını aykut kocaman yapmazmış", "hamit düz adammış", "burak sahtekarmış" gibi, bu rehavetin yarattığı ters etkiyle yazılan yorumları okumaya devam ederiz.
  • 4
    fenerbahçe taraftarının psikolojisidir. 16 senedir kadıköy'de kazanamıyor oluşumuz ifade etme şekli olarak bile bu kadar kasıntı dururken bu istatistiğin karşı tarafça itinayla tutulması ve üzerinden çeşitli komiklikler, şakalar üretilmesini aptalca buluyorum çünkü bu tip atışmalar karşılıklı oldukça anlamlıdır. 16 senedir orada kazanamıyoruz diye kahrolan galatasaraylı varsa bence bu sağlıklı bir ruh hali değil, tabi ki isteriz ama gocunduğumuz veya bizi ayrıca üzen bir şey olduğunu da zannetmiyorum çünkü bu 16 senede yaşamış olduğumuz başarılar zaten bu sikik durumu çok da önemli kılmıyor ama fenerbahçe taraftarının sanki süper bir olay gibi bunu abartması bizi pek incitmediği gibi kendilerini de iyice ezik duruma düşürüyor.

    100. yılımızda şampiyon oldular, bu kadar geyiği dönmedi. kupa finalinde 5-1 koyduğumuz için belki de bilemiyorum ama dönse gocunurdum mesela. garip insanlar gerçekten... bir taşak geçiliyorsa kendi kendini eğlendirmek kadar karşı tarafa da taş atma amacı olmalı. elbette ezeli rakibi yenmek, hem de kendi sahasında, çok güzel bir şeydir ama bu nedir arkadaş, bu bildiğin saçmalık, bana ne amk kadıköy'den lan, sikimden aşağı kasımpaşa...

    bu 16 senelik süre zarfında fenerbahçe bizim sahamızda 5 kez kazanmış mesela. o zaman bizim 16 senedir kazanamıyor oluşumuz ne kadar komik ise onların bu 5 maçlık zaferi de o kadar destansıdır. helal olsun gerçekten, fenerbahçe standartları için büyük başarı.
  • 5
    basının bizim üzerimizde yaratmaya çalıştığı olgu...
    özellikle saraçoğlundaki maçlarda 16-17 diye sayan herifler var...
    16 senede 5 kere kazanmış bir fenerbahçe varken sanki her sene yeniyormuş gibi davranılması saçmalık...
    ayrıca o 5 sene peşpeşe kazanılan değil aralıklarla...
    eziklik psikoloji yaratmaya kalkan basın kadıköyde kazandığımız kupayı bile yine yenemediler diye lanse etmesi var...
  • 11
    şampiyonluk yerine derbi galibiyetini tercih edenlerin psikolojisidir. resmî x (twitter) hesabına bakarsanız aramızdaki farkı görebilirsiniz. derbiden neredeyse 48 saat geçti hâlâ kutlama videoları, sevinçler ve yayınlar paylaşmaktalar. biz derbi kazandıktan 1 gün sonra unuturuyoruz önümüze bakıyoruz bunlar ise hâlâ devam ediyor. işte buna literatürde eziklik psikolojisi diyoruz ve adı da fenerbahçe'dir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın