yurt ortamında gol sanıp hayvan gibi sevindiğim pozisyondu. hatta net hatırlarım, sevinirken beraber ayağa kalktığımız bir arkadaş neden sevinmiyor diye garipsemiştim meğer ofsaytmış.
2
aynı şey 2001 çeyrek finalinde mario jardelin milimetrik ofsayt yüzünden sayılmayan golü için de geçerlidir. o gol verilseydi madride 3-2 değil 4-2 lik avantajla gidecektik. ha belki yine 3-0 yenilip elenirdik, belki de 4-2 nin verdiği daha da büyük özgüvenle madrid den yarı final biletiyle dönebilirdik. kim bilebilir ki?
benim için çok enteresan bir anısı olan gol. bu malum maça gitmek için bilet aramış ama haliyle cl maç biletleri, hele de rakip real madrid olunca uzaya fırlatılan bir roket misali yükselişe geçmişti. bende evde izlemek zorunda kalmıştım. maça ronaldo'nun golü ile başlayınca moraller dibe vurmuştu ama dirayetimiz kaybolmamıştı.
annemin aynı gün bir dizisi vardı ve bu yüzden salonda değil, odamda ki televizyondan dizisini izliyordu. reklam aralarında da maça göz atıyormuş tabi haberimiz yok. neyse, benim odanın televizyonunda görüntü bir kaç saniye daha erken geliyormuş. annem gol diye bağırdı bir kaç saniye sonra baktık golü sallaldı eboue. sonra tekrar gol sneijder. maç oldu 2-1, pür dikkat konsatreyiz babam, ben ve kardeşim.
annem tekrar gol oldu diye bağırdı drogba attı. oldu 3-1 dedik dönüyor maç. arkasından annem tekrar gol diye bağırdı ve biz evde kendimizi kaybettik. abartmayayım ama 5 dakikaya yakın sevinç durumu oldu. tabi ekrana da bakmıyoruz meğer gol ofsaytmış. biz sevinirken annemden bir ses geldi "ee neden hala 3-1 yazıyor?". koşa koşa ekrana gittik, baktık harbiden 3-1 maç. ne oldu falan derken tekrarında pozisyonun ofsayt olduğunu gösterdi.
hevesimin kursağımda kaldığı bir kaç andan biridir bana bu gol. ronaldo'nun ofsayt golünü görmediniz, yahu bunu da görmeseydiniz be yan hakem bozuntuları. o gazla madrid'i devirsek belki de final bile görebilirdik. zira bir sonra ki rakip dortmund'tu. çok ta yenilemez bir rakip değildi.
7
nolurdu vermesen de 25 milyon insan sokaklara dökülseydi be aq çocuğu :(
ilk yarıyı her zaman izlediğimiz kuzey üst 410 blok merdivenlerinde izledik. devre arasında balkonda sigara içip geleneksel maç toplantısını yaparken arkadaşlar kötüyüz falan dedi zaten devre arasını 0-1 geride kapatmıştık. ama ben saçmalamayın kötü oynamıyoruz ki ve sonuçta real madrid ile oynuyoruz ikinci yarıda en azından gol atarız birşeyler olur demiştim. velhasıl devre arasında istediğimiz gibi gitmeyen maçlarda çıktığımız totem yeri var. tarif etmesi biraz zor ama bilen bilir: kuzey üstün en üstündeki yol. hatta stadı en tepeden çeken kamera vardır orada. o kameramanın hemen üstüne geçtik. tüm stada hakim, biraz sahayı uzaktan görse de tekrar pozisyonlarını kameramanın ekranından bazen izleyebildiğiniz değişik bir yerdir. üç golün ardından benim burnum kanamaya başladı ki hiç öyle bir adetim yoktur stresten mi heyecandan mı bilmiyorum. arada burnumu siliyorum işte tampon yapıyorum falan peçeteyle. benim için unutulmayacak an işte bu.
tam burnumu sildim kafayı kaldırdım ki drogba karşı karşıya kaldı ve vurdu. goool. aman allahım solumda duran arkadaşımla sarılmak iki kollarımı açtım, ona doğru dönerken geçen yarım saniyede aklımdan neler geçti.
ben kafamda real madrid'i eledim zaten öyle bi atmosfer var ki herkes bilir o gol olsa 5 zaten gelecek... manşetler falan finale kaldık kupayı aldık, şampiyonluk dergileri, kitapları hepsi gözümün önüne geldi. yani hepsi film şeridi gibi gözümün önünden geçti. arkadaşın yüzünü bir gördüm suratı asık... bir bok olduğunu anladım zaten. "ofsayt abi yaa" dedi. :(
ne hayal kırıklığı be. valla dünyam dönmüştü. hayatımın sonuna kadar unutamam o yarım saniyeyi ve gözümün önünden geçen film şeridini...
edit: maç sonucu 1 ve maç skoru 5-1 (illaki bir tane yeriz o yüzden beş atmamız gerekir diye) şeklinde iki kupon yaparak girdiğim maçtaki sayılmayan gol.
9
o anda tam anlamıyla arkadaki iki abi gibi salladım hakeme.
yan hakem hata yapsaydı da verilseydi be diye kendi kendimi yediğim gol.
ulan 1986 yılından beri galatasaray'ımızın avrupa kupası maçlarını kaçırmadan izlerim ve şu yaşıma kadar maçların tek bir tanesinde bile lehimize böyle hayati bir hata yapıldığını hiç ama hiç görmedim. ah be yan hakem, görmeseydin ya şu ofsaytı, elmander topa dokunmadı diye şaşırdım ve bayrak kaldırmadım filan deseydin ya be düdük.
drogba'cım bir lafım da sana be kara incim. top ayaktan çıkmadan önce kaleye doğru değil de, elmander'in yanındaki pepe'nin hizasına doğru koşsaydın yine alırdın o topu ve yine yazardın golünü ve belki de biz şu an burada çok farklı konuların başlıkları altında tartışma halinde bulunuyor olurduk.
şu gol sayılsaydı eğer, o real madrid'i o sahanın orta yerine gömerdik eminim.
11
gol ofsayttı ama keşke bir mucize olsaydı da hakemin pozisyonu seçemeseydi. bugün belki de bambaşka bir galatasaray tarihi yazılmış olabilirdi.
12
bence bu golden çok daha önemlisi, maçın başında cr 7'nin ofsayttan attığı goldür.
madrid'in gol bulamadığı ve 2. yarıda skorun 3-0 geleceği düşünüldüğünde turu geçmemiz gayet mümkün olacaktı.
13
bu gol olsaydı da 5. golü atabilmek çok zordu. 3-1 sonrasında real madrid 10 kişi kalmasına rağmen cr7 ile ile 2. golü bulmuştu.
14
bu gol olsaydı ve maç 4-1 e elseydi beni evde kimse tutamazken stadyumdaki 50000 kişi öyle bir atmosfer yaratırdı ki real değil 2.yi atmak kendi sahasından çıkamazdı so dakikalar. o zaman belki bizim seyirci hemen ölüm varmış korku varmış ile maçı soğutmaya gitmezdi.
15
yalnız cidden, bu maç ve öncesindeki real madrid maçını düşününce, ivan bebek'e ağlayan fenerliler kadar ağlamamış olduğumuzu görüyorum.
ilk maçta burak yılmaz'a yapılan harekete faul verilmedi. penaltıydı o. büyük hata 1. ikinci maçta ronaldo'nun ofsayttan attığı gol verildi. büyük hata 2. bunların üstüne bir de şu pozisyonda hakem "mükemmel" sezgileriyle ofsaytı vermiş.