8
ilk yarıyı her zaman izlediğimiz kuzey üst 410 blok merdivenlerinde izledik. devre arasında balkonda sigara içip geleneksel maç toplantısını yaparken arkadaşlar kötüyüz falan dedi zaten devre arasını 0-1 geride kapatmıştık.
ama ben saçmalamayın kötü oynamıyoruz ki ve sonuçta real madrid ile oynuyoruz ikinci yarıda en azından gol atarız birşeyler olur demiştim. velhasıl devre arasında istediğimiz gibi gitmeyen maçlarda çıktığımız totem yeri var. tarif etmesi biraz zor ama bilen bilir: kuzey üstün en üstündeki yol. hatta stadı en tepeden çeken kamera vardır orada. o kameramanın hemen üstüne geçtik. tüm stada hakim, biraz sahayı uzaktan görse de tekrar pozisyonlarını kameramanın ekranından bazen izleyebildiğiniz değişik bir yerdir.
üç golün ardından benim burnum kanamaya başladı ki hiç öyle bir adetim yoktur stresten mi heyecandan mı bilmiyorum. arada burnumu siliyorum işte tampon yapıyorum falan peçeteyle. benim için unutulmayacak an işte bu.
tam burnumu sildim kafayı kaldırdım ki drogba karşı karşıya kaldı ve vurdu. goool. aman allahım solumda duran arkadaşımla sarılmak iki kollarımı açtım, ona doğru dönerken geçen yarım saniyede aklımdan neler geçti.
ben kafamda real madrid'i eledim zaten öyle bi atmosfer var ki herkes bilir o gol olsa 5 zaten gelecek... manşetler falan finale kaldık kupayı aldık, şampiyonluk dergileri, kitapları hepsi gözümün önüne geldi. yani hepsi film şeridi gibi gözümün önünden geçti. arkadaşın yüzünü bir gördüm suratı asık... bir bok olduğunu anladım zaten. "ofsayt abi yaa" dedi. :(
ne hayal kırıklığı be. valla dünyam dönmüştü. hayatımın sonuna kadar unutamam o yarım saniyeyi ve gözümün önünden geçen film şeridini...
edit: maç sonucu 1 ve maç skoru 5-1 (illaki bir tane yeriz o yüzden beş atmamız gerekir diye) şeklinde iki kupon yaparak girdiğim maçtaki sayılmayan gol.
ama ben saçmalamayın kötü oynamıyoruz ki ve sonuçta real madrid ile oynuyoruz ikinci yarıda en azından gol atarız birşeyler olur demiştim. velhasıl devre arasında istediğimiz gibi gitmeyen maçlarda çıktığımız totem yeri var. tarif etmesi biraz zor ama bilen bilir: kuzey üstün en üstündeki yol. hatta stadı en tepeden çeken kamera vardır orada. o kameramanın hemen üstüne geçtik. tüm stada hakim, biraz sahayı uzaktan görse de tekrar pozisyonlarını kameramanın ekranından bazen izleyebildiğiniz değişik bir yerdir.
üç golün ardından benim burnum kanamaya başladı ki hiç öyle bir adetim yoktur stresten mi heyecandan mı bilmiyorum. arada burnumu siliyorum işte tampon yapıyorum falan peçeteyle. benim için unutulmayacak an işte bu.
tam burnumu sildim kafayı kaldırdım ki drogba karşı karşıya kaldı ve vurdu. goool. aman allahım solumda duran arkadaşımla sarılmak iki kollarımı açtım, ona doğru dönerken geçen yarım saniyede aklımdan neler geçti.
ben kafamda real madrid'i eledim zaten öyle bi atmosfer var ki herkes bilir o gol olsa 5 zaten gelecek... manşetler falan finale kaldık kupayı aldık, şampiyonluk dergileri, kitapları hepsi gözümün önüne geldi. yani hepsi film şeridi gibi gözümün önünden geçti. arkadaşın yüzünü bir gördüm suratı asık... bir bok olduğunu anladım zaten. "ofsayt abi yaa" dedi. :(
ne hayal kırıklığı be. valla dünyam dönmüştü. hayatımın sonuna kadar unutamam o yarım saniyeyi ve gözümün önünden geçen film şeridini...
edit: maç sonucu 1 ve maç skoru 5-1 (illaki bir tane yeriz o yüzden beş atmamız gerekir diye) şeklinde iki kupon yaparak girdiğim maçtaki sayılmayan gol.