resim
Aziz Yıldırım
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 3488
    şu anda, güya şikeyi türkiye'ye getiren takım diye galatasaray'a şikeci iftirası attı. galatasaray yönetimi yasal olarak hakkını aramalı ve galatasaray'a bir daha kimse iftira atamamalı.

    aziz'in sözde dayandığı nokta da, meşhur 0-8'lik ankaragücü galibiyetimiz ve ahmet çakar'ın üfürdükleri.

    8-0 konusunu bir daha açıklayalım:

    0-8 galatasaray'ın galibiliyetiyle biten ve şampiyonluğumuzu ilan ettiğimiz ankaragücü-galatasaray maçı, benim de canlı olarak tv'den izlediğim 1992-1993 sezonunun 30. ve son maçıdır. bu maç, galatasaray'ın ankaragücü'nü 8-0 yenip şampiyon olması zorlarına gitmesinden dolayı, iftiracı, namert ve şikecilikleri tescilli beşiktaş ve fenerbahçe taraftarının o gün bugündür dillerine pelesenk olmuştur. tescilli şikecilerin galatasaray'ı güya şike yapmakla suçladıkları bu maç, galatasaray'ın hırsla, inançla, savaşarak kazandığı ve şampiyon olduğu bir maçtır.

    buna rağmen namert kişiler, o sezon beşiktaş'ın ankaragücü'nü 7. haftada kendi evinde 4-0, 22. haftada deplasmanda 0-6 yenmesini, fenerbahçe'nin de ankaragücü'nü 20. haftada deplasmanda 4-0 yenmesini hatta o sezon küme düşmekten son anda sıyıran karşıyaka'nın yine ankaragücü'nü 24. haftada deplasmanda 5-0 yenmesini normal karşılamışlardır ama güçlü galatasaray'ın hele son ve şampiyonun belirleneceği maçta ankaragücü'nü 8-0 yenmesini ise anormal olarak görmüşlerdir ve o gün bugündür tertemiz takımımıza bu maçı göstererek, mantığa aykırı bir biçimde yüzsüzce ve dayanaksızca şike iftirası atarlar. gelgelelim halep oradaysa arşın burada, belgeler de ortada.
  • 3524
    aziz’in galatasaray kompleksi o kadar derin ki, tek yaptığı, galatasaray’ı takip ve taklit etmektir. öyle ki, örneğin galatasaray'ın lisesi var diye kıytırıktan fenerbahçe kolejleri açtı. oysa, galatasaray futbol takımı, galatasaray lisesi'nin öğrencileri tarafından kuruldu. sanki eğitim kurumları, bir futbol takımının olmazsa olmazıymış gibi, kompleksi yüzünden galatasaray’a özgü olan bir konuya da el attı. şimdi de, galatasaray üniversitesi var diye kalktı, fenerbahçe üniversitesi kurmaya yelteniyor. galatasaray, eğitim kurumlarıyla, gelenekleriyle ve kültürüyle köklü bir camia, ulu bir çınardır; oysa aziz, eğitim anlamında herhangi bir geleneği ve kültürü olmayan köksüz bir camiadan, anca makilik tarzı bodur ağaç topluluğu oluşturacabileceğinin bile farkında değil.

    aziz’in galatasaray’ı taklit ettiği konular o kadar çok ki, hepsi, ayrı bir makale konusu olur. bunlardan biri de kadın basketbol takımıyla ilgili olandır. galatasaray kadın basketbol takımı, türkiye kadınlar basketbol ligi'nde 9 kez üst üste şampiyon olduğu yıllarda, fenerbahçe’nin bu branşta esamesi okunmuyordu. galatasaray kompleksi içini kemiren aziz ne yaptı? tuttu, galatasaray kadın basketbol takımın kilit isimlerini toptan transfer etti ve her zaman yaptığı gibi davranarak yani galatasaray’a zarar vererek var olma yolunu seçti. bu bayan basketbolculardan biri de, benim de şahsen tanıdığım serap köz’dür. serap köz, yıllar önce basketbolcu olan bir arkadaşımın kız arkadaşıydı. kendisi izmir’de yaşıyordu ve bir süre sonra galatasaray’a transfer oldu. üstte belirttiğim gibi, aziz onu da fenerbahçe’ye transfer etti ve serap köz, daha sonra fenerbahçe kadın basketbol takımın kaptanı oldu. bu operasyondan sonra da tabii ki roller değişti ve bu sefer fenerbahçe kadın basketbol takımı üst üste şampiyonluklar almaya başladı. burada sinir bozucu bir başka konu da, amatör branşlarda esamesi bile okunmayan fenerbahçe’nin sonradan görme, ezik, namert ve pişkin taraftarı amatör branşlarla övünmeye ve galatasaraylılara, “siz sadece futbolda varsınız, biz ise her branşta varız” diye goygoyculuk yapmaya başlamasıydı. oysa türkiye’ye basketbolu bile getiren galatasaray’dır ki, bendeniz orta yaşlı bir galatasaraylı olarak her zaman fenerbahçelilerle, “siz sadece futbol kulübüsünüz, biz ise spor kulübüyüz” diye alay ederdim. buna ilaveten, galatasaray erkek ve kadın voleybol takımlarının üst üste şampiyon olurken, fenerbahçe’nin bu branşlarda şampiyonluğunun bulunmaması da bir diğer hatırlatmamız gereken konudur. kısaca; dünkü ezikler bugün ezikliklerini goygoyculukla ve yaygarayla bastırabileceklerini sanıyorlar.

    aziz’in galatasaray kompleksine örnek bir diğer konu da, önceleri hiç avrupa hayali olmayan aziz’in ve fenerbahçe’nin, galatasaray avrupa fatihi olduktan sonra, avrupa’dan bahseder olmasıdır. galatasaraylılar olarak, biz avrupa’daki başarılarımızla övünürken, fenerbahçeliler, “bize türkiye liginde şampiyonluk yeter” diye kendilerini avuturlardı. şimdi ise avrupa demelerinin nedeni de, yine galatasaray kompleksi ve galatasaray’ın avrupa zaferlerinin altında ezilmeleridir. yoksa, avrupa’da başarı, samimi olarak umurlarında bile olmazdı.

    aziz’in ve fenerbahçe’nin, galatasaray’ı taklit ettiği başka bir konu da yerli teknik direktör meselesidir. tarihi boyunca bir kez bile yerli teknik direktör ile çalışmamış fenarbahçe, aziz’in fesatlığından ve galatasaray komleksinden dolayı, aykut kocaman’dan bir fatih terim yaratacağını sandı. şimdi de ersun yanal aynı kompleksin ek uygulamasıdır. ancak taklitçilikle başarı yüzeysel ve geçici olmaya mahkumdur.

    özetle; aziz’in galatasaray kompleksi çok derindir. ve bu komplekse dair verilebilecek daha pekçok örnek vardır. şimdilik bu kadar örnek sanırım yeterli. gerektikçe ve yeri geldikçe yeni örnekler veririz.
  • 4167
    daha önceki yargılamalarında tarla sürmekten kastının ne demek olduğunu soran hakime "eyüp sultan'da kurban kesmek ve dilek" demişti. anlaşılan o ki bu muhteşem(!) savunma bu sefer yerinde görüldü ve beraati getirdi! şu savunmayı ne zaman okusam çok gülüyorum.

    gerekçeli kararın haberi:

    --- alıntı ---

    gerekçeli kararda aziz yıldırım’ın ‘tarla’ sözünü açıklayamadığı anlatıldı: “yıldırım savunmasında ‘tarla bir şeydir, nasıl söyleyeyim, yani maçla ilgili bir şey değil yani. 3 tane tarla var işte, ekinler diyor suya çıktı. ya kurban kesiyor gidiyor. her hafta da eyüp sultan‘a gidiyordu. her hafta gidiyor, bizim burada konuşmalar da var ‘hocaya gittik mi, camiye gittik mi, ne yaptın‘, tamer beye söylüyorum ‘ne yaptın, gittin mi, hallettin mi?’ diyorum. camiye gidiyor, eyüp sultan’a kurban kesmeye. biz deplasmana gittiğimizde tamer bey gidiyor, eğer deplasmanda değil içeride ise beraber gidiyoruz, kurban kesiyoruz. şimdi buradaki konuşmada da yani bu şeyi, tarla işini maçları, tarla maçları sürmek de dilek anlamında kullanıyorduk’ şeklinde tam olarak açıklanamayan ve anlaşılmayan bir beyanda bulundu.” kararda inşaatçı olan ekşioğlu’nun ‘tarladaki işçiler’den söz ettiği de hatırlatılıp, “üstelik şubat ayında ekim yapıldığından söz edilmektedir. söz konusu konuşmaların bir tarımsal faaliyete ilişkin olmadığı ortadadır” denildi.

    --- alıntı ---
  • 4205
    kaostan ve gerginlikten beslenerek derbi kazanma yolunu seçmiş, evrensel mahkememelerce şikeciliği tescilli ve türk futbolunun kangreni olan gürcü kişisi. ellerinde sadece 16 yıl ve 6-0 muhabbeti kaldı. bunlar ters çevrilebilir ki 5-1 koyarak kupa çıkartmışlığımızı ezikliklerinden dolayı normal skor olarak görüyorlar. inşallah yok ondan sahanızda kupa kaldırdık ey aziz, bu kupa kaldırışımız onulmaz bir yara olarak hayatın boyunca içinde kalacak. bunu bilmek nasıl bir zevk biliyor musun? inan, bu hafta fener'e koysak bu kadar haz vermez.
  • 4348
    benim anlamadığım kulübümüz, şikeciliği uefa ve cas tarafından tescillenen ve yavuz hırsız misali ev sahibini bastırmaya çalışan bu herife, basmakalıp ve temelsiz zırvalarla ve aynı içi boş teranelerle , galatasaray'a şikeci iftirası attığı için neden iftira ve tazminat davası açmıyor? dava açılsa, hem bunun hem de beyinsiz her iki kuş holiganlarının çenesini kapatmış oluruz.

    basmakalıp ve temelsiz zırvalar da malum; 8-0'lık ankaragücü maçımız ve malatyaspor'a giden tofaşlar. bu ikisinin cevabı da çok basit.

    şu iletide (bkz: #1348166) 8-0'lık ankaragücü maçı konusunu yazmıştım zaten her taraftarımız da bu konuyu yazıp, söylüyor.

    ileti şöyle:

    --- alıntı ---

    benim de canlı olarak tv'den izleziğim 1992-1983 sezonunun 30'uncu ve son maçıdır. bu maç, galatasaray'ın ankaragücü'nü 8-0 yenip şampiyon olması zorlarına gitmesinden dolayı, iftiracı, namert ve şikecilikleri tescilli beşiktaş ve fenerbahçe taraftarının o gün bugündür dillerine pelesenk olmuştur. tescilli şikecilerin galatasaray'ı şike yapmakla suçladıkları bu maç, galatasaray'ın hırsla, inançla, savaşarak kazandığı ve şampiyon olduğu bir maçtır.

    buna rağmen namert kişiler, o sezon beşiktaş'ın ankaragücü'nü 7. haftada kendi evinde 4-0, 22. haftada deplasmanda 6-0 yenmesini, fenerbahçe'nin de ankaragücü'nü 20. haftada deplasmanda 4-0 yenmesini hatta o sezon küme düşmekten son anda sıyıran karşıyaka'nın yine ankaragücü'nü 24. haftada deplasmanda 5-0 yenmesini normal olarak karşılamışlardır ama güçlü galatasaray'ın hele son ve şampiyonun belirleceği maçta ankaragücü'nü 8-0 yenmesini ise anormal olarak görmüşlerdir ve o gün bugündür tertemiz takımımıza bu maçı göstererek, mantığa aykırı bir biçimde yüzsüzce ve dayanaksızca şike iftirası atarlar. gelgelelim halep oradaysa arşın burada, belgeler de ortada.

    --- alıntı ---

    malatyaspor'a giden tofaşlar konusu zaten ayrı bir zırva. o günleri gayet net hatırlıyorum. daha malatyaspor ve beşiktaş maçı oynanmadan, şayet beşiktaş maçını kazanırlarsa malatyasporlu futbolculara birer tofaş hediye edileceğini o zamanki yöneticilerimiz basınının önünde ulu orta beyan etmişlerdi. bunun adı da şike değil teşvikti. teşvik de o yıllarda çok normal ve yasal olarak yasak değildi. kaldı ki o yıl şampiyonluk için çekiştiğimiz beşiktaş'ın asbaşkanı olan ihsan kalkavan, kendilerinin de rakip takımlara teşvik verdiklerini açıklamıştı ve bu açıklamaları basında yayınlanmıştı.

    aslında olay çok basit. bir tane adam gibi yönetici çıkmalı ve bu zat ve türevlerine iftira ve tazminat davası açmalı. çünkü bu basmakalıp zırvalardan ve iftiralardan başka söyleyecekleri bir şey yok. bu bahanelerini de ellerinden almalıyız.
  • 4591
    tüh ulan, antu'yu, orayı burayı okuyacağım diye keçileri kaçırdığını ve kontrolünü hepten kaybettiğini izleyemediğim zat.

    öğrenince en çok güldüğüm de atatürkçü ve laik geçinip hurafelere inanması. fetullah bizi okumuş da uefa kupasını öyle almışız demiş ya la. ulan fetullah'ın merhemi olsa kendi başına sürerdi la.

    dualarla olsaydı arabistan dünya şampiyonluğunu kimseye bırakmazdı la.
  • 4640
    yalnız bizim liseli derin dedeler zamanında çok iyi iş yapmış. aziz'i fener'in içine truva atı olarak yerleştirmişler ve fener'in içine monte etmeden önce genç aziz'e şunları öğütlemişler: "bak aziz evladımız aziz, bizi çok iyi dinle, seni aşama aşama fener camiası içinde sivrilteceğiz ve zamanla fener'in başkanı yapacağız. fener'e başkan olduktan sonra, galatasaray hakkında devamlı kinle, öfkeyle konuşarak galatasaray'ın azılı düşmanıymışsın gibi görün ama fener'e alttan alttan darbeler vur, manzaranın çakılmaması için de uzmanı olduğun konuyu kullanarak beton harekatı yap. arada bir fener'i şampiyon yapmanda da bir sakınca yok. yıllar içinde galatasaray başarılı oldukça, şampiyonluklar kazanıp kupalar aldıkça fener camiasından eleştiriler yoğunlaştığı zamanlarda da sık sık basın toplantıları yap ve göstermelik olarak, galatasaray'ı devamlı topa tut, as kes; en çok da bildiklerimi konuşursam yer yerinden oynar ve kimse altından kalkamaz şeklinde gizemli taktik çıkışlar yap. bunlaraa ilaveten, çok baskı altındayken devamlı sönmüş yıldız transferleri yaparak kör fanatik fener taraftarının ağzına bir parmak bal çalarak onları sustur. bu şekilde uzun yıllar fener'in başkanı olarak kalırsın ve galatasaray'ımızın aldığı şampiyonlukları ve kaldırdığı kupaları izleyerek içinde sakladığın ve yüreğine taş basarak bastırmak zorunda kaldığın galatasaray aşkını bıyık altından gülerek yüreğinde coşkuyla yaşarsın. sen bir fedaisin ve çok büyük bir fedakarlık yaparak kutlu davana büyük hizmetler edeceksin, tanrı yardımcın olsun aziz evladımız."

    evet işte, liseli derin dedeler bu öğütleri verip, genç aziz'i fener'e uğurlamışlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın